Can: Yeni vesayet sistemi tekledi, devamı gelecek

img

ANKARA - Gazeteci Kemal Can, Ankara’da peş peşe gelen istifa ve siyasi gelişmeleri “yeni vesayet düzeni”nin teklemesi olarak değerlendirip, devamının geleceğini söyledi. 

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kabinesinde yer alan damadı Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın istifası sonrası başlayan tartışmalar ve hızla gündeme getirilen “reform” açıklamaları Bülent Arınç’ı istifaya götürdü. Gazeteci-yazar Kemal Can, Ankara’da yaşanan gelişmeleri, iktidar ve ortağı MHP arasındaki gidişatı ve peş peşe gelen istifalara ilişkin Mezopotamya Ajansı’nın sorularını yanıtladı. 
 
 Önce Berat Albayrak, ardından Bülent Arınç’ın istifası geldi. Nasıl yorumluyorsunuz?
 
Her iki vaka, iki vakayı birden içine alan, aslında yeni başlamayan ve henüz tamamlanmamış süreç, iktidarın yönetememe krizini daha da görünür hale getiren bir durum. Güç gösterileriyle, muhalefete ve dış politikaya dönük agresif ataklarla perdelenmeye çalışılan siyasi sıkışma da artık kendisini daha belirgin biçimde hissettiriyor. Başkanlık sistemi diye dayatılan model, ortaya koyduğu iddiaların karşılıklarını veremediği gibi bizzat kendisi sorun üretmeye başlayan bir pratiğe dönüştü. Diğer taraftan bu modelin yaslandığı siyasi tasavvurun aldığı toplumsal destekteki çözülme, hesaplanandan daha hızlı etki göstermeye başladı. Siyasete ihtiyaç duymadan veya daha az siyasi araca müracaat ederek devam etmeyi hesaplayan ‘yeni vesayet’ düzeni teklemeye başladı. Kurum ve kavramları imha yeteneğine paralel bir kurucu süreç oluşturamadı. Bu bozulmanın sadece dışarıya karşı değil, iktidarın içine doğru da bazı sonuçları ortaya çıkmaya başladı. Bunun devamının geleceğini beklemek çok yanlış olmaz.
 
 Her iki istifa arasında nasıl bir fark ya da nasıl bir bağ var? Kurgu diyenler, tesadüf diyenler var. Siz nasıl görüyorsunuz? 
 
Albayrak’ın istifası, ‘siyasetin’ ve AKP içinden gelen siyasi tazyikin sonucuydu. Arınç’ın istifası ise ‘vesayetin’ ve MHP’nin temsil ettiği sınırların ürünü olarak ortaya çıktı.
 
Öncelikle aynı karmaşanın içinde olsa bile, ikisinin gerekçeleri ve yaslandığı dinamikler birbirinden farklı. Kabaca şöyle ayırabiliriz: Albayrak’ın istifası, ‘siyasetin’ ve AKP içinden gelen siyasi tazyikin sonucuydu. Arınç’ın istifası ise ‘vesayetin’ ve MHP’nin temsil ettiği sınırların ürünü olarak ortaya çıktı. İktidar bloğunu ekonomi, dış politika gibi dış etkiler ile ittifakın dengesiz yapısından gelen iç gerilimler giderek sıkıştırıyor. Bunların çoğu artık fazla saklanamıyor ve dışarıya taşıyor. Ayrıca iktidarın iç çekişmelerinin tarafları güçlerini göstermek, karşı tarafı zorlamak veya Erdoğan’ı sıkıştırmak için bu çatışmaları daha göz önünde yapıyorlar. Bu nedenle yakın gelecekte de aynı kalibrede olmasa bile, istifalar, görevden almalar görebiliriz. Diğer taraftan Berat Albayrak’ın istifası, 2018 seçiminden itibaren uygulamaya konulan ve merkezine Erdoğan’ın damadının oturtulduğu iktidar savunması stratejisinin başarısızlığının göstergesi. Bu strateji, siyasetsizlik ve siyasetsizleştirme üzerine kuruluydu. Arınç’ın istifasına yol açan süreç ise yeniden bir enstrüman olarak devreye alınması düşünülen siyasi aktörler için çizilen sınırları gösterdi.
 
Bülent Arınç ve Cemil Çiçek’in dillendirilen “reform” söylentileri ile İhsan Arslan’ın çözüm sürecine dair yaptığı açıklamaları göz önünde bulundurduğumuzda nasıl değerlendiriyorsunuz?
 
Bence iktidarın iç ve dış gerilimleri konusunda bazı çökme alanları oluştuğunu veya açık pozisyonlar doğduğunu düşünen çevre ve grupların, riskli çıkışlar denemiş olmaları ihtimali de küçük değil. Bu çıkışlarla paralel olarak karşı atakların, hatta sadece söz düzeyinde kalmayan hamlelerin olması tamamlanmamış bir mücadele görüntüsü veriyor. Erdoğan’ın hemen her aşamada hayli bekleyerek reaksiyon vermesi de çeşitli pozisyonların güç ve etkilerini tartarak, hareket etme ihtiyacıyla ilgili olabilir. Ortada ne büyük bir sürpriz var ne de tamamen kurgulanmış bir oyun.
 
Bu açıklamalar Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan bağımsız mı?
 
Ben bu gelişmelerin nasıl bir arka planı olduğunu bilmiyorum, ortaya çıkan görüntüde kesin bir fikir vermiyor. Bu çıkışların Erdoğan’ın bilgisine ne kadar açık oldukları hala tartışmalı. Elbette bu çıkışların rastlantısal olmayacak biçimde üst üste gelmesi gibi bir durum var. Ayrıca bu açıklamalara iktidar kontrolündeki medyada yer verilebilmiş olması da önemli bir gösterge. Ayrıca Erdoğan’ın daha önce böyle yoklamalar yaptığı olaylara tanık olundu. Ancak yine de bu çıkışların, doğrudan Erdoğan’ın talimatı, işareti veya onayıyla ile yapıldıklarını göstermeye bütün bunlar yetmez. 
 
Erdoğan’ın “reform” ve Avrupa Birliği’ne yönelik olumlu sözlerini nasıl değerlendiriyorsunuz? 
 
Erdoğan’ın reform ve AB’ye göz kırpan açıklamaları, yani ‘eksen’ tavrı, artık kavramsal olarak iyice içi boşaltılmış meseleler. Çünkü reform denilince, herkesin aynı şeyi anladığı, ‘eksen’ denilince herkesin aynı şeyi kastettiği bir durumu hayli geride bıraktık. Zaten Erdoğan’ın ‘reform’ sözünden hemen sonra, ‘reform denilen şey nedir’ sorusunun cevabını Bahçeli başka türlü, Arınç başka türlü vererek, sözün kendiliğinden taşıdığı bir anlamı olmadığını gösterdiler. ‘Yerimiz Avrupa’da’ sözünün de aynı şekilde anlaşıldığını, bu sözün hemen öncesinde ve sonrasında yaşananlarla gördük. Son açıklamalar ve Erdoğan pozisyonunu netleştirdikten sonra ortaya çıkan tablo, reformun Cumhur İttifakı ile özdeş bir içerik kazanmış yönetim modelinin takviye edilmesi ve eksiklerinin telafisi olarak görünüyor. Yani anlaşılan, iktidar kendisine reform yapacak. ‘Yerimiz Avrupa’ meselesinin ise mülteci ve diasporayı tetikleme tehditleriyle sonuç alınamaması karşısında, AB’yi yeniden ‘havuç-sopa’ siyasetine geri çağırmak gibi görünüyor. Ancak o tarafta da olası sopa büyümüş havuç küçülmüş durumda.
 
Organize suç örgütü başı Alaattin Çakıcı’nın CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik tehdit eden mektubu, Bahçeli’nin sahiplenmesi ve Erdoğan’ın sessizliği ne anlama geliyor?
 
Çakıcı’nın mektubu değil, Bahçeli’nin yaptığı açıklama önemliydi. Bahçeli sadece Çakıcı’yı sahiplenmedi, ona söz söylenmesini de yasakladı. Erdoğan dahil, iktidar cephesinin usulen de olsa kınamasını bile durdurdu.
 
 Alaattin Çakıcı’nın mektubu değil, Bahçeli’nin yaptığı açıklama önemliydi. Bahçeli sadece Çakıcı’yı sahiplenmedi, ona söz söylenmesini de yasakladı. ‘Onun önemini bilen bilir, bilmeyen kendi bilir’ diyerek çıtayı yukarı çekti. Bu noktada Erdoğan dahil, iktidar cephesinin usulen de olsa kınamasını bile durdurdu. Bu görüntü ve sonrasında Cumhur İttifakı geleceği tartışmaları ayyuka çıkmışken, Erdoğan’ın ‘ne yapacaksak Cumhur İttifakı ile yapacağız’ demesi, oluşturulan yeni sivil ‘vesayet’ düzeninin fikri patronunu gösteriyor. Erdoğan iktidarını memleketin bekasıyla ilişkilendirebilmesini Cumhur İttifakına borçlu. Ancak bunu yaratan ittifakın sayısal gücü değil, yarattığı yeni vesayet düzeni. Erdoğan, yargıdan güvenlik bürokrasisine kadar, hemen her alanda kendi kişisel gücünü bu sayede kabul ettirebildi. Elbette bunun ödenmesi gereken bir bedeli olduğunu da başından itibaren biliyordu. Bu yüzden MHP’ye bağımlılığı başkanlık sisteminin gerektirdiği 50+1 zorunluluğundan ibaret değil. İddia edilenin aksine iktidarı desteklemekten başka bir seçeneği olmayan Bahçeli’den daha çok, giderek daha az seçeneğe sıkışabilecek Erdoğan resmi öne çıkıyor. Bu durumun tekrar tekrar ve artık giderek daha fazla örnekle gösterilmesi ihtiyacı, dışa karşı güçlü bir kabuk kurmasına rağmen iktidar içinde gerilimi yükseltiyor. Siyasetin iktidar cephesi giderek daha dengesiz hale geliyor.
 
Tüm bu gelişmeler Cumhur İttifakı’nın geleceğini nasıl etkiler?  
 
Cumhur İttifakı’nı iki siyasi partinin aritmetik ortaklığı veya açık olmayan koalisyonu, iki liderin birbirine verdikleri destek sayesinde ayakta kalabildikleri bir çıkar birliği olarak tarif etmenin yetersiz olduğu, artık yeterince anlaşıldı sanırım. Cumhur İttifakı, çok önemli iç ve dış politik yörüngeyi çizen bir çerçevenin, başkanlık sistemi biçimde inşa edilmeye çalışılan özel bir siyasi mimarinin kurucu parçası ve sadece siyasi aktörlerden ibaret değil. Ekonomik ve politik tercihlerin istikrarlı devamı için üretilmiş bir proje. Bugün gelinen noktada ihtiyaç duyulan siyasi desteği de garanti etmesi beklenen bu projenin sıkıntıya girdiği anlaşılıyor. Ancak henüz bu sıkıntıların dağılma iradesi biçiminde kendisini göstermesinin biraz uzağında olunduğunu düşünüyorum. En azından Bahçeli ve Erdoğan’ın temsil ettikleri alanlarda bu projeyi sürdürme için çabalamaya devam edecekleri anlaşılıyor. Ancak şimdilik böyle... Ne Cumhur İttifakı’nın yıkılamayacak kadar sağlam olduğunu düşünmek ne de artık ömrünü tamamlamış olduğunu iddia etmek doğru olur.
 
 Bahçeli’nin özelikle Kılıçdaroğlu ve partisine yönelik ağır sözlerini nasıl okumak gerekiyor? 
 
İktidarın muhalefet alanını kontrol etme, mümkünse yönetme ve hem diken üstünde tutma çabaları yeni değil. Bu konuda referandum sürecinde ve 2018 seçimine kadar bütün muhalefeti tek bir şer ittifakı olarak resmetme yaklaşımı daha baskındı. Ancak son iki yıldır ve özellikle yerel seçim sürecinden sonra, muhalefet aktörlerinin her biri için tek tek ve farklı stratejiler uygulamaya konuldu. Bunların bazıları muhalefet ittifakını bozmaya, birlikte davranmaktan alıkoymaya dönük olduğu doğru ama sadece bundan ibaret değil sanırım. Bir süredir muhalefete dönük saldırgan stratejide, CHP’nin daha da öne çıkartıldığını görüyoruz. HDP’ye dönük saldırıların zaten artık rutin haline geldiğini biliyoruz. Aslında bu strateji muhalefet tarafında iktidarın istediği kadar bozucu etki yaratmış değil ama muhalefet bloğunda da ‘sağ’ partilerin lehine bir denge oluşmaya başlıyor. Buna CHP içindeki ‘sağa yaslanma’ tavrını da ekleyebiliriz. Kılıçdaroğlu’na ve HDP’ye -ayrıca sivil toplum örgütleri, meslek kuruluşları da buna eklenebilir- yönelik taarruz muhalefet cephesinde de sağ refleksleri kışkırtmaya yarıyor. Bu yüzden iktidar bloğundan kopan seçmen, blok değiştirmeyip gri alanda kalıyor veya muhalefet içinde sadece İyi Parti oy artırıyor gibi bir sonuç görülüyor. Ancak bu ‘reform’ yoklaması denkleme Deva ve Gelecek partilerini de sokabilir.
 
 Gelişmeler sizin “yeni vesayet sistemi” dediğiniz Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni sıklıkla tartışmaya açıyor. Yeniden parlamenter sisteme dönüş mümkün mü? 
 
Parlamenter sistem baskısı, iktidarı geriletmenin aracı olarak kaldığı, toplumsal desteği çok güçlü bir keskin talebe dönüşmediği takdirde, çok konuşulan ama savsaklanan bir gündem maddesi olarak kalacak.
 
Sistem tartışmalarının iktidar tarafını zorlamaya başlaması, muhalefetin olmasa bile gerçeklerin siyasi etkisinin hissedilmesi bir süredir gündemde. Muhalefetin iktidarı sıkıştırmak için güçlendirilmiş parlamenter sistem baskısını artırması mümkün ve bunun siyasi gündemde etkisi olduğu da görülüyor. Fakat bunun ‘demokratik talepler bütünü’ olarak ortaya konulamaması ve muhalefetin kompleksiz bir ortak tavır göstermekten uzakta durması –hatta ortak anayasa çalışması iddiasına savunma kurma gayreti- iktidar açısından meseleyi hala bir pazarlık alanında tutuyor. Parlamenter sistem baskısı, iktidarı geriletmenin aracı olarak kaldığı, toplumsal desteği çok güçlü bir keskin talebe dönüşmediği takdirde, çok konuşulan ama savsaklanan bir gündem maddesi olarak kalacak. Bir süre sonra ‘reform’ gibi içi boş bir kavrama dönüşebilir. İktidarın kendisini hala avantajlı hissettiği bu pazarlık zemininde, gerçek bir normalleşmenin önünü açmayacak palyatif bir paket zaman kazanmalarına hizmet de edebilir. Bu çerçevede yaşananların iktidar açısından bir erken seçim olasılığını artırmadığını da düşünüyorum.
 
CHP ve İYİ Parti Genel Başkanları birlikte basın toplantısı düzenleyerek “erken seçim” talep etti. Keza HDP yönetimi de daha önce benzeri çağrılarda bulundu. Mevcut koşullar buna uygun mu?
 
Şimdiki tablo ve atılan adımlar, erken seçim veya seçim baskısını artırmaya dönük olmaktan çok, bu tehlikeyi uzaklaştırmaya yönelik gibi. Ancak bu olasılığın birden öne çıkması ihtimalini sıfırlamıyor. Muhalefetin erken seçim talebi ise kuvvetli bir baskıdan çok, hala tavsiye sınırında.
 
MA/ Diren Yurtsever

Diğer başlıklar

30/11/2020
09:03 GAP’ın özeti: Zengin daha da zengin yoksul daha da yoksullaştı
09:02 Gençlerin gündemi tecrit: Demokrasi isteniyorsa adres İmralı’dır
09:02 AİHM’in ikiyüzlülüğü: İdam yerini tecride bıraktı
09:01 ‘Keypa12500’ oyuncusu: Hasankeyf’in ruhu herkesten hesap soruyor
09:01 KNK Eşbaşkanı: Başur halkı iç çatışma istemiyor
09:00 30 KASIM 2020 GÜNDEMİ
29/11/2020
23:16 Çakıcı paylaşımına tutuklama
21:36 Irak’ta petrol rafinerisine roketli saldırı
21:00 Muhabirimiz Yalçın yarın adliyeye çıkarılacak
20:27 Mardin’de 5 kişi serbest bırakıldı
20:06 Kovid-19’dan 185 kişi hayatını kaybetti
19:19 Ordu’da hastane yemekhanesi ve otoparkı yoğun bakıma dönüştürülecek
18:50 Siverek'te silahlı kavga: 2 ölü
18:35 Urfa'da 2 gözaltı
18:33 Eğitim Sen’in yeni yönetimi belirlendi
18:22 Mardin esnafından Sancar'a sıcak karşılama
18:20 İzmir'de 16 kişi serbest bırakıldı
17:40 Vestel önlem alınmasını isteyen işçileri işten çıkardı
17:24 ‘AKP sıkışınca demokrasi ve reform söylemine sarıldı’
17:15 Gözaltına alınan Kandemir'in testi pozitif çıktı
16:10 Amedspor deplasmandan beraberlikle ayrıldı
16:03 CHP’li Başarır hakkında soruşturma başlatıldı
15:49 Açlık grevinin başladığı Kandıra Cezaevi’nde koğuşlara baskın
15:37 Taşdemir: Kürtlerin direnişi AKP’yi derin bir krize soktu
15:04 Gözaltında korona testi pozitif çıkan Uçar serbest bırakıldı
14:31 CHP'li Başarır'a dava tehdidi
14:25 HDP’li gençler: Tecrit derinleştikçe geleceksizlik reva görülüyor
14:03 Eğitim Sen Genel Kurulu ikinci gününde
13:42 Sancar: Kürt sorununu inkar eden çözülür
13:14 Bir ilk: Kürtçe’nin Hewramî ve Kelhurî lehçelerinde kurs başlatılıyor
12:39 AKP’li belediye koronavirüs yasağını deldi
12:32 35 kiloya düşen hasta tutuklu Çakmak hastaneye kaldırıldı
12:20 HDP: Siyaset yargı işbirliği itiraf edilmiştir
12:18 Sağlık Bakanlığı’ndan koronavirüs ilaç kullanımı broşürü
09:29 HDP önünde bekletilenlere 'Ankara’ya gidelim' önerisi
09:16 Elazığ’da deprem
09:12 TİHV Genel Sekreteri: Tutukluların tümü hasta olma yolunda
09:10 1938’de Pülümür: Sürgünler, katledilenler, tanıklar…
09:08 Bir yıldır cenazeleri verilmedi
09:04 Paylan: Katar anlaşması kanamayı durdurmaz
09:03 Saya işçileri günü kurtarmaya çalışıyor
09:03 Sağlık emekçilerine karantina sınırlaması
09:02 Kadınlardan Barzani'ye: Herkes zarar görür
09:01 Suriye pazarlık masası ve Kürtler
09:00 29 KASIM 2020 GÜNDEMİ
28/11/2020
23:58 Hastanede yer bulamayan bebek yaşamını yitirdi
23:36 Açlık grevine başlayan Aslan'dan dayanışma çağrısı
22:33 Eğitim Sen Genel Kurulu: DSD koltuk talebiyle çekildi
21:53 Kovid-19 salgınından 182 kişi yaşamını yitirdi
20:48 İfade işlemi için kapısı kırıldı!
20:44 Gözaltına alınan genç serbest bırakıldı
20:17 Şerif Coşkun için yapılmak istenen açıklama engellendi
20:05 Mersin'de 6 kişinin gözaltı süreleri uzatıldı
19:59 Kadınlar Birlikte Güçlü İzmir’de gözaltıları protesto etti
19:39 ‘AKP’nin zulümden başka halka vereceği bir şey kalmadı'
19:19 DAİŞ’ten kurtuldu, Türkiye’de kayboldu, İdlib’de yaralandı
17:53 Varto'da 1 gözaltı
17:07 Mithat Sancar Mardin'de taziyelere katıldı
16:49 Kovid-19 tedavisi gören gazeteci Tarancı yaşamını yitirdi
16:36 AKP'li belediye başkanı istifa etti
16:08 İHD İstanbul Şubesi: Elçi’nin barış mücadelesinin takipçisiyiz
15:53 Cizre'de 2 gözaltı
15:52 Avukat Güner serbest bırakıldı
15:43 Bakanlıktan ‘vaka sayılarını söylemeyin talimatı’ iddiası
15:41 Polis şiddetiyle hayatını kaybeden Coşkun için eylem
15:08 TMMOB Diyarbakır İKK: Hukuksuz gözaltılara son verilsin
14:52 Kılıçdaroğlu’dan esnaflara: Bildiğiniz gibi değil, her şeyi sattık
14:28 Hasta tutuklu Yıldız’ın serbest bırakılmasını istediler
14:18 CHP’li Ağbaba koronavirüse yakalandı
14:00 Öcalan’ın öğretmeni toprağa verildi
13:59 Ayşenur Şimşek'in failleri soruldu
13:56 HDP’li eski vekil Çağlar Demirel açlık grevine başladı
13:33 Şengal'deki nöbet 3'üncü gününde
13:25 'KHK’ler gidecek, biz kalacağız'
13:23 Sancar: Devlet ve hükümetin Elçi cinayetini aydınlatma niyeti yok
13:18 'Sindirme politikalarına boyun eğmeyeceğiz'
13:16 HDP Gençlik Meclisi: Boyun eğmedik eğmeyeceğiz
13:12 Kaybedilen Aydoğan’ın eşi: Çocuklarımın gideceği bir mezar istiyorum
12:43 MED TUHAD-FED: Gözaltılar serbest bırakılsın
12:34 Roboski Katliamı’nın 107’nci ayında ‘adalet’ çağrısı
12:15 Tahir Elçi anılıyor: Cezasızlık zırhıyla korunan failleri arıyoruz
12:07 Antalya Emek ve Demokrasi Platformu'ndan HDP'li Bülbül'e destek
12:00 Böbrekleri iflas eden tutukluya ‘cezaevinde kalabilir’ raporu
11:49 Adliye çıkışında vurulan kadın hayatını kaybetti
11:41 Polis midibüsü devrildi
11:25 Erdoğan ‘reform’ dedi, 415 kişi gözaltına alındı
11:25 Barış Akademisyenleri’nin yaşadığı ihlaller rapora dönüştü
11:18 Nusaybin’de tutuklanan 4 kadının iddianameleri hazırlandı
11:09 Kayıp yakınları: Tahir Elçi mağdurların avukatıydı
11:07 Elvan ve Gül’den TOBB ile ‘reform’ görüşmesi
10:51 İHD ve MEBYA-DER yöneticilerinin evlerine polis baskını
10:32 Rektör eski AKP'li belediye başkanını müdür olarak atadı
10:26 Kardeş Türküler'den Tahir Elçi anısına ‘Hewar’
10:12 Kozluk Belediyesi Eşbaşkanı gözaltına alındı
10:07 Bütçe halktan kaçırıldı
09:39 Bursa'da gözaltına alınan avukatlar serbest bırakıldı
09:38 Beştaş: MHP mafyaya dayandığını ilan etti
09:36 GGM’de tecavüze uğrayan Z.N. 4 ay sonra konukevine nakledildi
09:33 ‘Dersim’de Alevi kimliğini yok etmeye çalışıyorlar’
09:32 Antep'te 13 siyasetçi tahliye edildi
09:02 Ağır hasta tutuklu Turan’ın avukatı: Her an ölebilir
09:02 ‘Rojavalı tutuklular iki kez cezalandırılmak isteniyor’
09:02 65 yaş üstü yurttaşlar: Salgını yayan biz değiliz
09:01 Usta ellerle ağacı yayığa dönüştürüyor
09:01 Polis ajanlık dayattı, savcı ‘neden kabul etmedin’ dedi
09:00 28 KASIM 2020 GÜNDEMİ
27/11/2020
22:47 Hasankeyf'i anlatan ‘Keypa12500’ tiyatro oyunu sahnelendi
22:19 2021 yılı bütçesi komisyonda kabul edildi
20:19 2020 İnsan Hakları Ödülü Ebru Timtik'e verildi
19:50 Koronadan 177 kişi daha hayatını kaybetti
19:34 İran nükleer programında görevli fizikçi saldırıda hayatını kaybetti
19:13 BES’ten OHAL Komisyonu’nun incelemelerine tepki
18:59 İstismar sanığından ‘AKP üyesiyim’ savunması
17:55 Savunmasına el konulan eski vekil Aksoy savunma yapmadı
17:53 Dersim'de HDP'lilere soruşturma
17:39 İstanbul esnafı alanlara indi: Dilenmektense direneceğiz
17:12 Welat gazetesi internet üzerinde yayına başladı
17:09 DİB: İçte ve dışta tüm operasyonlar dursun
17:00 Ahmet Davutoğlu’nun korona testi pozitif
16:49 Antep'te bir kadın tutuklandı
16:43 Albayrak’ın Türkiye Varlık Fonu’ndaki görevi de sona erdi
16:04 DTK Sağlık Meclisi: Kendi özgücümüzle dayanışma ağlarını kurmalıyız
15:53 'Kobanê soruşturması'nı başlatan savcı Kocaman’a terfi
15:49 AYM, Cumhurbaşkanı’nın ‘kamulaştırma’ yetkisini uygun buldu
15:47 Hukuk örgütlerinden ortak açıklama: Doğruları savunacağız
15:38 Paylan: Asgari ücret vergiden muaf 4 bin lira olmalı
15:36 Meclis’te incelenmemiş tutanağın değiştirilmesi istifa getirdi
15:06 Orhan: IŞİD zihniyeti bize geri adım attırmayacak
14:55 Kayyımın ‘kilit isimi’ de yolsuzluktan tutuklandı
14:29 Gözaltılara verilen yanıt: Bir adım dahi geri atmayacağız
14:21 Erdoğan sorumluluğu Bilim Kurulu’na yükledi
14:17 KESK'ten üyelerine verilen cezalara tepki
14:10 Ev baskınında darp ve tehdit: Size gününüzü göstereceğiz
13:55 Batman’da 15 kişi gözaltına alındı
13:47 4 aydır oğlunun cenazesini alamıyor
13:46 Bakanlardan TÜSİAD ile ‘reform’ görüşmesi
13:36 Günay: Gerçek reform çürümüş sisteminizin gidişidir
13:34 İstanbul’da gözaltına alınanlar avukatlarıyla görüştü
13:33 Ailelerden İmralı’ya gitmek için başvuru
13:28 ‘Sadaka değil, destek bekliyoruz’
13:08 Tutuklamalara tepki gösteren gazeteciler: Dayanışmaya ihtiyaç var
12:55 Mor Çatı 30 yaşında
12:36 Sevk sırasında darp edilen 16 tutuklu 10 gündür açlık grevinde
12:20 Koruma Kurulu Germiyan’daki RES Projesi’ni durdurdu
12:11 ‘Kamuoyunu eksik bilgilendirenler hesap vermeli’
11:51 Malatya’da deprem
11:44 Yardımcısı gözaltına alınan Şişli Belediye Başkanı Keskin: Sürecin takipçisiyim
11:38 Tahir Elçi için temsili yürüyüş düzenlenecek
11:34 Kılıçdaroğlu’ndan Demirtaş tepkisi: Bunda adalet var mı?
11:32 Birçok kentte gözaltı operasyonu