Türkiye’de gazeteciler, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü tutuklama, tehdit, şiddet ve sansürle karşılıyor. Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) 2021 yılı raporuna göre, gazetecilere yönelik hak ihlalleri arttı. Bir yılda bin 460 habere erişim engeli getirildi, 55 gazeteci saldırıya uğradı, 2'si yaşamını yitirdi, 51'i hakkında dava açıldı, 61 gazeteci gözaltına alındı, 6'sı tutuklandı, 23'ü işkence ve kötü muameleye maruz kaldı, 102'si haber takibi sırasında engellendi. DFG raporuna göre, 62 gazeteci halen cezaevlerinde tutuluyor.

 

Yaşanan sorunlara ve verilen mücadeleye dair Ankara’da sahada aktif çalışan gazeteciler, sürekli polis şiddetine maruz kaldıklarını belirterek,“Örgütlenerek gazeteciler üzerinde oluşturulan baskılar kırılabilir” mesajını verdi.

 

ZOR GÜNLER YAŞIYORLAR

 

Gazetecilerin ağır iş yükü olduğunu, hem ekonomik hem siyasi nedenlerden dolayı zorlandıklarını ifade eden Evrensel Gazetesi Ankara Muhabiri Birkan Bulut, “Artan zamlar, düşen alım gücü diğer emekçiler gibi gazetecilere de geçim sıkıntısı olarak yansıyor. İnsanca yaşanacak bir ücret, güvenceli iş talebi, medya sektöründe çok önemli hayati bir talep haline gelmiş durumda. Politik açıdan da gazeteciler hem patron hem de iktidar tarafından çok zor günler yaşıyor. Sadece yaptıkları haberler nedeniyle dava ve soruşturmalarla, hapis ve  para cezalarına maruz kalıyorlar. Meslektaşlarımız zamanların büyük bölümünü adliye koridorlarında geçirmek zorunda kalıyorlar” şeklinde konuştu.

 

GÜÇLÜ ÖRGÜTLÜLÜK

 

Yaşadıkları bir başka sorunun da basın kartı olduğunu belirten Bulut, “Gazetecilik kartları Cumhurbaşkanlığı tarafından çok keyfi bir şekilde engelleniyor. Ankara’da gazetecilerin en büyük haber kaynakları Meclis’te oluyor. Ama Meclis’e girmeleri, özgürce çalışmaları basın kartı engeline takılıyor. Basın kartlarına, sokakta bile keyfi zorluk çıkarılarak engelleniyor. Bazı meslektaşlarımız sokakta haber takip ederken gözaltına alınabiliyor, darp edilebiliyor. Türkiye'de medya, iktidar tarafından tekelleştirilirmiş durumda ve iktidar güdümündeki gazeteler, televizyonlar birçok meslektaşımızı çok ciddi oto sansüre maruz bırakılıyor. Ekonomik ve politik sorunlara mesleki dayanışma ve güçlü örgütlülükle karşı koyabiliriz” dedi.

 

GAZETECİLERE ŞİDDET

 

Gazetecilerin özelikle toplumsal olaylarda çokça hedef alındığına dikkati çeken Sendika.Org Muhabiri Tankut Serttaş ise, gazetecilerin devletin yoğunlaşan şiddetine maruz kaldığını söyledi. Polis özellikle toplumsal olaylarda bir suç algısı oluşturmaya çalışarak haber takip eden gazetecileri de olayların bir parçasıymış gibi görerek şiddet uyguladığını kaydeden Serttaş, “Gazeteciler bu anlamda hem psikolojik hem de fiziki şiddete maruz kalmış oluyor. Yıllardır süren bir basın kartı zorlaması var. Devlet bu uygulamayla gazetecilerin mesleklerini yapmalarını engelliyor” diye konuştu. 

 

KADIN GAZETECİLER

 

Jin News Ankara Muhabiri Dilan Babat da Ankara’da kadınlar için gazetecilik yapmanın daha zor olduğunu, sürekli tehdit ve baskılara maruz kaldıklarını ifade ederek, şöyle konuştu: “Gazeteciler sürekli baskılarla tehdit ediliyor. Özel numaralardan aranıp ajanlık dayatmalarına maruz kalabiliyoruz. Ankara özelinde en çok yaşadığımız sorunların başında bu geliyor. Ankara polisinin gazetecilere yönelik çok büyük bir şiddeti var. Gazetecilik kartlarımızın geçerli olmadığı iddia edilerek alandan uzaklaştırılıyoruz. Biz kadın gazeteciler olarak bu şiddete maruz kalıyoruz. Hem sahadaki çalışma koşullarımız çok ağır hem de erkek polislerin şiddetine maruz kalıyoruz.”  

 

GAZETECİLER ÖRGÜTLENMELİ

 

İfade özgürlüğünün olmadığı ülkelerde gazetecilere yönelik baskıların artığını ifade eden Babat, polisin kart engelline ilişkin, “Gazetecinin gerçekleri halka yansıtması için bir kimliğe ihtiyacı yoktur. Gazeteciler kimlik dayatmasıyla karşı karşıya kalınmamalı. Polis şiddetine karşı gazeteciler, sahada örgütlenerek çalışmalarını yürütmelidirler” ifadelerini kullandı.