Kriz derinleştikçe ülkedeki kaynaklar eritiliyor

img
İSTANBUL - Erdoğan’ın suni gündem yaratarak ekonomik krizi örtbas ettiğini belirten Mustafa Sönmez, “Asıl konuşulması gereken işsizliktir” dedi. HDP’li Garo Paylan ise kriz derinleştikçe ülkenin kaynaklarının eritildiğini söyledi. 
 
AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın, 7 Eylül’de Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen Türkiye Sigorta tanıtım töreninde sarf ettiği "Fon tutarı 154 milyar liraya ulaşan bireysel emeklilik sisteminde yapılacak atılımlarla reel sektöre uzun vadeli ve düşük vadeli kaynak sağlanabilecektir” sözleri, “devlet özel emeklik fonlarına el koyacak” tartışmalarına neden oldu. Erdoğan’ın Bireysel Emeklilik Sigortası’nda (BES) toplanan paranın reel sektöre kaynak olarak aktarılmasının sinyalinin verdiği konuşması, "Şirketlerin kaynak ihtiyacı, vatandaşın cebinden mi çıkacak?" sorusunu akla getirdi.
 
Erdoğan’ın bu tarz söylemlerle suni gündemlerle yaratarak, ülkedeki ekonomik krizi örtbas ettiğini söyleyen ekonomist Mustafa Sönmez ve tek adam rejiminin ülkedeki bütün kaynakları tüketme amacında olduğunu ifade eden Hakların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Garo Paylan ile konuştuk.
 
'SUNİ GÜNDEMLER YARATIYOR'
 
Fondaki biriken paranın boşta bekleyen bir para olmadığını ve fonun özel sektörün tahviline yatırılıp, hisse senedi alınarak, mevduata yatırıldığını belirten ekonomist Mustafa Sönmez, fondaki bütçenin el konulup, kredi olarak değerlendirilemeyeceğini söyledi. Fondaki bütçenin zaten kullanılarak, açığın finanse edildiğini dile getiren Sönmez, o nedenle bütçenin başka bir şekilde kullanılması ve tasarruf edilmesi söz konusu olmayacağının altını çizerek, “Fon; faiz geliri, hisse senedi geliri getiriyor.  Fon yani ‘vatandaşın geliri’ bu şekilde değerlendirilerek karşılık buluyor. Bunun dışında alınıp kredi olarak verilmesi mevzuata ve yasaya uygun değil. Ayrıca halihazırda bir şey değerlendirilirken, alıp başka bir şeye aktarılırsa da şu an doldurduğu boşluk nasıl doldurulacak. Devlet tahvili alarak devleti finanse ediyorsun. Şimdi devletin tahvillerinden parayı çektiğin an; orası boş kalır. Onun için hem mevzuata uygun değil hem de tabiatı itibari ile geçerli değil. Boş bir argümandan öteye geçmez” dedi. 
 
KONUŞULMASI GEREKEN İŞSİZLİK
 
Boş bir argümandan öteye geçmeyen söylemlerle Erdoğan’ın suni gündemler yaratarak, ülkedeki ekonomik krizi örtbas ettiğini söyleyen Sönmez, “Günlerdir herkes bunu ciddiye alıp konuştu. Erdoğan amacına ulaştı. Sık sık buna benzer açıklamalarla ülkedeki işsizliğin yerine bu tarz suni gündemlerin konuşulmasına neden oluyor. Konuşulması gereken işsizliktir” diye konuştu. 
 
'YANDAŞA KAYNAK AKTARILIYOR'
 
Tek adam rejiminden oluşan Cumhurbaşkanlığı Sistemi’nin Türkiye’nin kaynaklarını tek tek tükettiğini ve buna Merkez Bankası (MB) rezervlerini, işsizlik fonu kaynaklarının eritilmesini örnek gösteren HDP Milletvekili Garo Paylan ise, iktidarın el koyamadıkları kıdem tazminatından ardından şimdi de Bireysel Emeklik Sistemi fonuna göz diklerini söyledi. Erdoğan’ın yeni yasal bir düzenlemeyle vatandaşların tasarruflarıyla biriken BES fonunu şirketlere ucuz fon olarak aktarmayı amaçladığını belirten Paylan, bu durumun hukuka aykırı olduğunun altını çizdi. 
 
Her ne kadar hukuka aykırı olursa tek adam rejiminin yasalara göre hareket etmediğini bundan dolayı fonun yandaşlara aktarma riskiyle karşı karşıya olduğunu vurgulayan Paylan, “Vatandaşların tasarrufları Anayasal güvence altındadır. Buna herhangi bir kişinin göz dikmesi Anayasa’nın ihlali anlamına gelir. Bu anlamda böyle bir düzenlemenin mevcut anayasal düzende yapılabileceğini düşünmüyorum. Fakat dediğim gibi pek çok yasa çiğnendiği gibi bu da çiğnenebilir” ifadelerini kullandı. 
 
KAYNAKLAR ERİTİLİYOR
 
Türkiye’de keyfi bir rejimin hüküm sürdüğünü ve bu rejimin ekonomik krizi derinleştirdiğini dile getiren Paylan, kriz derinleştikçe kaynakların eritildiğine dikkati çekerek, “Erdoğan rejimi sürdüğü sürece Türkiye'nin ekonomik olarak düzelme şansı yok. Her gün bir önceki günü aratıyor. Sorun tek adam rejimi ve onun güvenilmez hukuk düzeninde. Tek adam rejimi bitmeden de ekonominin düzelmesi söz konusu olamaz” öngörüsünde bulundu.
 
MA / Naci Kaya