DÊRSIM - Seyit Rıza ve arkadaşlarını idam edilişlerinin yıl dönümünde yapılan anmada konuşan DEM Parti’li Gülistan Kılıç Koçyiğit, “ Niyeti barış olan katliamlarla yüzleşir, onun hesabını verir, özür diler ve gereğini yapar” dedi.
Xarpêt’te Buğday Meydanı’nda 87 yıl önce idam edilen Seyit Rıza ve arkadaşları Dêrsim’de anıldı. Sanat Sokağı’nda bir araya gelen Dêrsim Emek ve Demokrasi Platformu, “Hiçbir şeyi unutmadık, hiçbir şeyi affetmedik Xo virra meke!” pankartı ve katledilenlerin fotoğraflarının olduğu dövizle ağıtlar eşliğinde Seyit Rıza Meydanı’na kadar yürüdü. Yürüyüşe Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, DEM Parti Halklar ve İnançlar Komisyonu Eşsözcüsü Yüksel Mutlu ve Dêrsim Milletvekili Ayten Kordu da eşlik etti.
PSAK Derneği Dersim Şube Başkanı Ali Ekber Kaya, Seyit Rıza ve arkadaşlarını andı. Program okunan dualar ve yakılan çerağların ardından saygı duruşuyla başladı.
‘ÖZÜR DİLENSİN, MEZAR YERLERİ AÇIKLANSIN’
Dersim Emek ve Demokrasi Platformu adına konuşan Ergin Tekin, 15 Kasım 1937’de Seyit Rıza, oğlu ve yol arkadaşlarının alelacele alınan kararlar idam edildiğini söyleyerek, yaşamını yitirenleri andı. Aradan 87 yıl geçmesine rağmen yaşamını yitirenlerin acısını hissettiklerini belirten Tekin, Dêrsim Tertelesi’nin Şark Islahat Planı’nın en büyüğü olduğunu belirtti. Tekin, Dêrsim’deki sistematik asimilasyonun halen sürdüğünü söyledi. Dêrsim Tertelesi’nin halen sürdüğünü belirten Tekin, “Hala resmi bir özür dilenmemiş, arşivlerin tamamı açıklanmamıştır” dedi.
Erdoğan’ın “Devlet adına özür dilenecekse ben özür dilerim” sözünü hatırlatan Tekin, bunun siyasi malzeme yapıldığını ancak gereğinin yapılmadığını söyledi. Tekin, “Resmi bir özür dilensin ve bu özür kamuoyuna açıklansın. Dersim arşivleri açıklansın, Seyit Rıza ve diğerlerinin mezar yerleri açıklansın” diye konuştu.
SEYİR RIZA’NIN TORUNU: HESABINI SORACAĞIZ
Ardından İnanç grupları tarafından yapılan konuşmalarda, yaşamını yitirenler anıldı. Seyit Rıza’nın torununun oğlu Seydali Polat, “Bizden sonra yetişen çocuklarımız bunun hesabını bir gün sizden alacaklar. Bütün devrim şehitlerini saygı ile anıyoruz” diye belirtti.
Alevi analarından Menşure Doğan, Dêrsim 38 duvarındaki fotoğraflarda Seyid Rıza ver arkadaşlarının yalınayak ve boyunlarında zincirle bekletildiğini belirterek, bunun devlet gerçeği olduğunu ifade etti. . Doğan, “Biz yaşadık başkaları yaşamasın. Biz öç almak zorunda değiliz. Yeniden pişirip zulmünüzü insanların önüne koymayın yeter” diye konuştu.
‘BU MİRASA SAHİP ÇIKMAK ZORUNDAYIZ’
DEM Parti Grup Başkanvekili Koçyiğit ise “87’nci yılında Seyit Rıza’yı ve yol arkadaşlarını, kefensiz toprağa düşen binlerce canımızı anıyorum” diyerek, konuşmasına başladı.
“Bugün ki iktidarın en büyük özelliği bizi tarihimizden, köklerimizden, inancımızdan, doğamızdan koparıp bizi onursuz, kimliksiz, kişiliksiz varlıklara taşımaktır” diyen Koçyiğit, şunları söyledi: “38’i anlamak Kürt’e yönelik, Kızılbaş’a, insana yönelik zulmü anlamaktır. Bugün bu yüzden en önemli özelliğimiz bilmek, hatırlamak olmalıdır. Neydi Seyit Rıza ve yol arkadaşlarının, 70 bin masumun suçu; Kürt olmak, Kızılbaş olmaktı, baş eğmemekti, biat etmemekti, teslim olmamaktı. Var olmak istedikleri için soykırımdan geçti. Şark Islahat Planı’ndan, Umumi Müfettişliklere, oradan OHAL’e ulaşan devrimciye, Kürt’e yönelik bir zulüm rejimi var. Bu rejim her şeyi yerle yeksan etmek istiyor, bütün mücadele tarihini karartmak istiyor. Bu nedenle Dêrsim ve Dêrsim’de yaşananlarını iyi görmek gerekiyor. Dêrsim ‘çıbanbaşı’ seçildi, raporlar hazırlandı, devletin otoritesini sağlayacaklarmış diye70 bin insanımızı katlettiler, mağaralarda zehirlediler, odunlarla başlarını ezdiler, süngülerle annelerimizin karınlarını deştiler. Nasıl bir devlettir ki kendi ülkesinde kendi yurttaşını katlederek, mağaralarda zehirleyerek, köylerini boşaltarak, idam sehpalarına çıkararak otorite sağlamak ister? Şimdi tarihi yeniden tahrip edip çarpıtmaya çalışıyorlar. Bambaşka bir anlatı ile Dêrsimin mücadelesini karartmak istiyorlar. Buna karşı Seyit Rıza’nın torunları olarak, Herde Derweş’in çocukları olarak, Alişer’in, Zarife’nin, Sakine’nin, Mazlum’un, Deniz’in İbrahim’in yoldaşları olarak bu mirasa sahip çıkmak zorundayız. Bugün bir borcumuz varsa toprağın altında kefensiz yatanlara, onları iyice bilmektir. Bilmek, hatırlamak, sahip çıkmak, yaşamak yaşatmaktır” dedi.
‘KATLİAM BUGÜN DE DEVAM EDİYOR’
“Dêrsim 38 bitmedi, devam ediyor” diyerek konuşmasını sürdüren Koçyiğit, “38’de katliamdan geçtik bugün bambaşka katliamlarla yüz yüzeyiz. Dêrsim’in doğası barajlar, madenler, HES’lerle yok edilmeye çalışıyor. İnancı yok edilmek isteniyor. Rea Haq inancı asimile edilmeye çalışılıyor, Kürtlük Türklük içinde yok edilmeye çalışılıyor ve bunun en ince politikası burada yapılıyor. Bunu çok iyi biliyorlar ama Dêrsim’e sefer olur zafer olmaz. İnce politikalarla Dêrsim’i duruşundan alıkoymak istiyorlar. En başta buna karşı durmamız, mücadele etmemiz gerekiyor. Hangi ağacın altını açsak belki atalarımızın kemikleri çıkar, Harçik’e gittiğinde 38’i anmayan var mıdır? Sürgün yollarında ölenleri bilmeyenimiz var mı? Yetim çocuklarımızı ganimet olarak almalarını bilmeyenimiz var mıdır? Hepimiz duyduk, tanıklık ettik. Hepimiz bunu çok iyi biliyoruz. O yüzden bildiklerimizin gereğini de yapmak lazım” dedi.
‘MEZAR YERLERİNİ AÇIKLAYIN’
Cumhuriyetin 101’inci yılında halen bir şey değişmediğinin altını çizen Koçyiğit, “Kerbala’dan bugüne katlediliyoruz, kılıçtan geçiriliyoruz, yok sayılıyoruz, hedef gösteriliyoruz. Ama söyleyelim Kerbala’da olduğu gibi sonrasında da ne Hüseyin’i duruştan vazgeçtik ne de boyun eğeriz. Gün geldi pirimiz Seyit Rıza gibi ipe giderken dik durduk. Her bir Dêrsimlinin yüreğinde, her bir Kürt’ün yüreğinde Seyit Rıza’nın son sözlerinde söylediği duruş vardır. Tek bir Alevi olduğu sürece Rea Haq inancını yaşatacağız. 101’inci yılındayız Cumhuriyetin. Kürtler, Dêrsimliler barış diyorlar. Şimdi de kayyım rejimi ile Kürt’ün, Alevinin iradesini, inancını yok sayıyorlar. Demokrasiye darbe yapanlar Dêrsim 38 zihniyetinden besleniyorlar. Bu zihniyetten hiç ayrılmadılar ki. Bugün bir yol ayrımındayız. Devlet bugün bir karar vermek zorunda. Açık ve net çağrı yapıyoruz. Pirimizin huzurundan, Herde Derweş’ten sesleniyoruz, gerçekten barış istiyor musunuz? Barış isteyen milyonlar var, el uzatan binler var. Niyeti barış olan katliamlarla yüzleşir, onun hesabını verir, özür diler ve gereğini yapar. 87 yıl geçmiş hala Seyit Rıza ve arkadaşlarının mezarlını bilmiyoruz. O zaman söylüyoruz samimi iseniz Seyit Rıza ve yol arkadaşlarının mezar yerlerini söyleyin. Devlet burada işlediği suçların hesabını versin. Özür dilesin” ifadelerini kullandı.
MÜCADELEYE DEVAM SÖZÜ
Bugün her zamankinden daha fazla yan yana durulması ve zulme karşı ses çıkarılması gerektiğinin altını çizen Koçyiğit, şöyle devam etti: “Zulüm nerede olursa karşı çıkmamız gerekiyor. Baskı, zor politikalarına karşı mücadele etmemiz gerekiyor. Hiçbir şeyi biz mücadele etmezsek vermeyeceklerini biliyoruz. Hakkımız için mücadele edeceğiz, demokrasi, özgürlüklerimiz için mücadele edeceğiz. Ne olursa olsun AKP-MHP ittifakının insafına asla ve alsa kaderimizi, geleceğimizi bırakmayacağız. Bugünden yarına tarihsel görevimiz, sorumluluğumuz tıpkı Seyit Rıza gibi dik durmaktır, yan yana durmaktır. Tarihten aldığımız güçle bu yolu yürümeye devam edeceğiz.”
Anma programı mumların sırlandırılması ve lokma dağıtımının ardından son buldu.