AMED - Ortadoğu'da tırmanan gerilimi değerlendiren gazeteci Felemez Uluğ, Kürtlerin önemli bir aktör olduğuna işaret ederek, bölgeye dair plan ve projeji olan hiçbir ülkenin Kürtleri göz ardı edemeyeceğini söyledi.
Enerji ve doğal kaynaklarıyla Ortadoğu, tarih boyunca egemen güçlerin müdahale alanına döndü. Yeni enerji yolları ve kapitalizmin girdiği kriz Ortadoğu’da bir kez daha yeni bir savaşa kapı aralandı. Irak'la başlayan Libya, Suriye ve Lübnan'la devam eden askeri ve siyasi olarak Ortadoğu'yu şekillendirme müdahalesinde, ABD ve Avrupa Birliği ülkeleri başı çekerken, Rusya ve Çin ise bölgedeki statükonun korunması yönünde bir politika izliyor.
Rusya’nın Ortadoğu ve Kürtlerle ilgili politikaları, bölgedeki güç dengelerini nasıl etkileyeceği, Kürtlerin talepleri ve mücadelesini gazeteci Felemez Uluğ ile konuştuk.
Gazeteci Felemez Uluğ, bölgedeki, güç savaşlarını "hegemonya kurma" isteği olarak tanımladı. Ortadoğu'da bir taraftan ABD, Avrupa Birliği ülkeleri, İngiltere'nin başını çektiği "kapitalist modernite bloğunun" diğer taraftan Rusya, Çin ve İran'ı başını çektiği "devlet kapitalizmi bloğunun" Ortadoğu'da etkisini genişletmeye çalıştığını vurgulayan Uluğ, iki bloğun da bir birinden farklı olmadığını söyledi. Uluğ, Rusya, İran ve Çin'in yer aldığı bloğun eski Sovyetleri Birliği dönemiyle yorumlanmaması gerektiğini belirtti. Çarlık, Sovyet Rusya'sı ile yeni Rusya'nın Ortadoğu politikasında tarihsel ve stratejik bir devamlılık olduğuna söyleyen Uluğ, "Rusya, hegemonyasını Kuzey Asya'dan Ortadoğu ve Kuzey Afrika'ya taşımayı, yani enerji hattına, deniz ticaretine girmeyi önemli görüyor. Bu stratejiyi gerçekleştirmek için özellikle Çarlık Rusya döneminde Osmanlı ve İngilizlerle büyük bir mücadele içindeydi. Yani bu mücadele batılı güçlerle oldu. Bunun için Rusya ile sürekli bir savaş vardı. Napolyon'un savaşını ve Hitler'in Sovyet dönemindeki savaşını unutmayalım. Bu savaşlar aynı strateji çerçevesinde gelişti. Şimdi Ukrayna bu hatta isim vermiş durumda ve Ukrayna ile Rusya'ya karşı şiddetli bir savaş yürütülüyor" ifadelerini kullandı.
Rusya'nın önemli bir aktör olma özelliği koruduğunu belirten Uluğ, Rusya ve Batı bloğunun bölgede Kürtleri etkisi altına almak istediğini, ancak bu ilginin stratejik bir temele dayanmadığı, blokların politik hedefleri gerçekleştirme doğrultusunda oluşan bir ilgi olduğunu belirtti. Rusya'nın Suriye ve bölgedeki deki etkisini kırmak için Batı bloğunun Ukrayna-Rusya savaşı başlattığını dile getiren Uluğ, Kürtlerin bu siyasi ve güç dengesini gözeterek bir politika geliştirmesi gerektiğini vurguladı.
Suriye'de Türkiye'nin 2015'te Rus uçağını düşürdüğünü buna rağmen Rusya'nın Türkiye'ye karşı soğukkanlı bir politika izlediğini dile getiren Uluğ, "Buna rağmen Rusya, bölgedeki stratejik hedeflerine ulaşmak adına Türkiye'ye karşı soğukkanlı bir politika izliyor. Çünkü Türkiye'nin bölgede jeopolitik, siyasi ve askeri açıdan önemli bir role sahip olduğunu biliyor. Dolayısıyla Rusya, Türkiye'nin zaaflarını, tehditlerini ve tehditlerini kendi stratejik çıkarları doğrultusunda kullanmaya çalışıyor. Kuşkusuz Rusya'nın Kürt meselesine yaklaşımı da bu konumla bağlantılıdır. Dolayısıyla şunu bilmeliyiz ki İngiltere'den sonra Kürt temasını Türklere karşı ustaca kullanan Rusya'dır" şeklinde konuştu.
RUSYA'NIN KÜRTLERİN TALEPLERİNE YAKLAŞIMI
Rusya için Suriye'nin yönetim şeklinin federasyon ya da ulus devlet olup olmadığının ikincil bir öneme sahip olduğunu, kendisinin de federasyonla yönetildiğini, onun için asıl meselenin Kürtlerin bölgedeki rolünün Rusya’nın stratejik çıkarlarına hizmet edip etmemesi olduğunu ifade eden Uluğ, "Bu nedenle Rusya, Kürtlerin özerklik taleplerine temkinli yaklaşmaktadır. Her iki tarafa da açık kapı bırakmaktadır. Kürtlerin, Rusya'nın çıkarlarını göz önünde bulundurarak politika ve diplomasilerini esnek bir şekilde yürütmeleri önemli" dedi.
TÜRKİYE'NİN BÖLGEDEKİ YIKIMI
Ukrayna ve Suriye'de yürütülen savaşın Ortadoğu'daki güç dengelerini etkilemeye devam ettiğini söyleyen Uluğ, Türkiye, Batı bloğundan uzaklaşarak Rusya ile daha yakın ilişkiler kurmayı tercih ettiğini, Ukrayna ve Suriye'deki savaşın Rusya'nın gelecek stratejisinde büyük önem taşıdığını belirtti. İsrail-HAMAS ve Hizbullah arasındaki çatışmaya işaret eden Uluğ, şöyle devam etti: "Özellikle İsrail ile HAMAS arasındaki savaştan sonra bölgedeki siyasi sesler değişiyor. Ankara yönetimi artık Batılı ülkelerle yaşadığı anlaşmazlıklar ve Kürt meselesi nedeniyle korku içinde. Bu nedenle Rus bloğuna yaklaşmaya çalışıyor. Ancak bu o kadar kolay olmayacak, çünkü Türk devleti bölgede çok fazla yıkıma neden oldu. Her ne kadar bilinse de özellikle Rusya Türkiye'yi kendi çıkarları doğrultusunda kullanmaya çalışacaktır. Burada önemli olan Türkiye'nin vereceği tavizdir. Erdoğan yönetiminin bölgesel siyasette dengeyi yeniden sağlamak amacıyla bir saldırı gerçekleştirmek istediği açık. Bu saldırı Rojava'ya mı yoksa Güney'e mi olacak, henüz belli değil, ama kesin olan bir şey var. Ancak Rusya'nın bu konuda taviz aradığı açıktır."
KÜRTLERİN ROLÜ
Türkiye'nin Rusya'ya taviz vermesi durumunda Rusya'nın saldırılara göz yumabileceğini anlatan Uluğ, Rusya'nın Türkiye'yi Batı bloğu ve NATO'dan uzak tutma stratejisine işaret etti. Türkiye, İran ve Rusya'nın Kürtleri Batılı güçlerle karşı karşıya getirmek istediğine dikkati çeken Uluğ, "Kürtlerin bu güçlerle ittifak veya koalisyon amacıyla bir araya gelmesini istemiyorlar" dedi.
Kürtlerin bölgede bir aktör olduğunu, bölgede plan ve proje geliştiren hiçbir ülke, Kürtlerin üçüncü hattı temsil eden konumlarını göz ardı edemeyeceğini vurgulayarak, "Bu durum bazı ülkelerde sorunlara da neden oluyor. Rusya da bu ülkelerden biri. Dolayısıyla Rusya, Türkiye Kürtlere yönelik saldırıların önünü açabilir. Bu saldırılarla Türkiye'nin Batı cephesindeki konumunu zayıflatacak ve kendi çizgisine çekecektir" ifadelerini kullandı.
'ABD BAŞARISIZLIĞA İZİN VERMEZ'
Bölgede güçlü bir varlığı olan Amerika'nın politikasının liderlere bağlı olmadığını vurgulayan Uluğ, Amerika’nın temel politikasının Kongre, Senato, CIA ve Pentagon tarafından belirlendiğini dile getirdi. Yeni seçilen ABD Başkanı Donald Trump'ın Suriye, Ukrayna ve İsrail cephesinde kurmaya çalıştığı hegemonyayı güçlendirmeye çalışacağını ifade eden Uluğ, İsrail-HAMAS arasındaki savaşın ise bölgedeki gelişmeleri derinden etkileyeceğini kaydetti.
MA / Müjdat Can