İSTANBUL - İrade gaspı olarak nitelendirdiği kayyım politikasına karşı halkın harekete geçmesi gerektiğini söyleyen SODAP MYK üyesi Fatma İnce, "Çünkü kayyım ancak toplumsal muhalefetin birliğiyle yenilebilir" dedi.
İstanbul'un Esenyurt ilçesinde 31 Mart yerel seçimlerinde “Kent Uzlaşısı” modeliyle belediye başkanlığı görevine seçilen Ahmet Özer, 30 Ekim’de gözaltına alındıktan sonra tutuklandı. Özer'in yerine, İstanbul Vali Yardımcısı Can Aksoy kayyım olarak atandı. 4 Kasım'da ise Mêrdîn, Belediyesi, Êlih ve Xalfeti (Halfeti) belediyelerine kayyım atandı.
Kayyım atamalarını değerlendiren Sosyalist Dayanışma Platformu (SODAP) Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Fatma İnce, kayyım politikasının halkın iradesinin gaspı olduğunu belirterek, "Çözüm ya da normalleşme şeklinde medyaya yansıyan tartışmaların gölgesinde kayyım atanması manidardır. Burada halkının iradesinin yok sayıldığı ve düzene karşı muhalefet olan güçlerin kendi içlerindeki birlik, beraberlik mücadelesine karşı bir saldırı girişimi olduğunu görüyoruz. Biz bu saldırıyı bu şekilde değerlendiriyoruz. Bu durumun hiçbir meşru yanı yoktur" ifadelerini kullandı.
'HALK HAREKETE GEÇMELİ'
Toplumsal muhalefetin sokakta örülebileceğini vurgulayan İnce, "Bu noktada halkın kendi talepleri konusunda harekete geçmesi gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü kayyım ancak toplumsal muhalefetin birliğiyle yenilebilir. Kayyım siyasi bir darbedir, siyasi koşullardan kaynaklı gerçekleşmiştir. Bu bütün halk kesimleri açısından da biliniyor. Burada yargı da faşizmin kurumsallaşması için iktidarın güdümü altındadır. Yargı iktidarın çıkarları doğrultusunda kararlar veriyor. Bu topraklarda onurlu bir barış ancak taleplerin karşılanmasıyla olur. Başta Kürt halkı ve Türkiye emekçi mücadelesinin bu anlamda ortaklaşması gerektiğini düşünüyorum" diye konuştu.
EROL:EL ELE VERİLMEZSE KAYYIMLAR DEVAM EDER
Kayyım atamayı, "ülkede bir hukuk sorunu" olarak değerlendiren Marmara Tutuklu ve Hükümlü Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (MATUHAYDER) Eşbaşkanı Şafi Erol ise, Kürdistan'daki kayyım atamalarına sessiz kalınmasına işaret ederek, "Türkiye’deki muhaliflerin kayyımın ne anlama geldiğini iyi gözlemlemeleri gerekiyor. Eğer el ele verilmez ise şu anda yapılan kayyımlar devam edecek. Türkiye en önemli ilçelerinden biri olan Esenyurt'a kayyım atandı. Esenyurt Belediyesi'ni partilerin ortak adayı olan Ahmet Özer kazandı. Burada Ahmet Özer'in üzerine gidilmesi diğer siyasi partilere de bir sorumluluk düştüğünün göstergesidir. O yüzden herkesin bu sorumluluğu yerine getirmesi gerekiyor. Kürdistan'da yapılan kayyımları gerçekten gözden geçirmiş olsalardı, buna tepki ciddi anlamda olmuş olsaydı bugün Esenyurt'a kayyım atanmayabilirdi. Bana göre herkesin en baştan her şeyi düşünmesi gerekiyor" şeklinde konuştu.
'HALK SEÇİYOR AMA BİRİLERİ BUNU İSTEMİYOR'
Kürdistan'daki belediyelere iki dönem üst üste kayyımların atandığını anımsatan Erol, şöyle devam etti: "Bu kayyımlar hırsızlıktan, halka zarar vermekten başka bir şey yapmadı. Aynı zaman burada Türkiye'nin hukuku da ciddi anlamda bir zarar görüyor. Kimse artık hakimlere, savcılara güvenmiyor. Bu anlamda herkes umudunu kaybetti. Bir halk düşünün ki bir belediye başkanını seçiyor. Ama birileri bu başkanı istemiyor. Neye karşı bunu istemiyorsun, hangi mantıkla bunu istemiyorsun? Mevcut atanan kayyımlar, bu durumun planlı olduğunu bize gösteriyor. Yine kayyım atanan yerlerde normalde belediye meclislerinden bir kişi seçilir. Ama bunu da yapmıyorlar."
'HERKESİ KAYYIMA KARŞI OLMAYA ÇAĞIRIYORUM'
CHP'ye ve diğer muhalif partilere sorumluluk düştüğünü vurgulayan Erol, şunları söyledi: "Bu kayyım uygulamalarına karşı çıkmalıyız. Bugün Ortadoğu'da bir savaş var. Ama iktidar bu kayyımlarla kendi halkına savaş açıyor. Böyle bir yönetim mantığı olabilir mi? Bu ciddi anlamda bir baskı rejimidir. Bu halk aç, sokaklarda domates topluyor. Kayyım halka bir hakarettir. Bu yüzden bundan sonra herkesin duyarlı olması gerekiyor. Bütün siyasi muhalif partileri, inanç sahiplerini, ben insanım diyen herkesi kayyıma karşı olmaya çağırıyorum. Atılan kayyımların geri çekilmesini istiyoruz. Kayyım atılan belediye başkanlarının tekrar göreve iade edilmeli."