İSTANBUL - Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi’ndeki işkenceye karşı başlatılan 14 Temmuz ölüm orucu direnişçilerini yazıp seslendirdiği eserle anan MKM’li Engin Cengiz, burada başlayan direnişin toplumsallaşarak büyüdüğünü ifade etti.
Mezopotamya Kültür Merkezi’nden (MKM) Engin Cengiz, Diyarbakır 5 No’lu Cezaevi’nde insanlık dışı işkencelere karşı başlatılan 14 Temmuz Büyük Ölüm Orucu direnişinde yaşamını yitirenlerin anısına bir eser hazırladı. PKK’nin öncü kadrolarından olan Mehmet Hayri Durmuş, Kemal Pir, Akif Yılmaz, Ali Çiçek’e ithaf edilen parçaya “Diyarbakır Cezaevi” adı verildi. Cengiz’in söz -müziği kendisine ait olan ve seslendirdiği şarkı 14 Temmuz’da KOM Müzik tarafından dijital platformlarda dinleyicilerle buluşturacak.
O dönemi anlatan kitapları okuduktan sonra çok etkilendiğini ve bunun etkisiyle bu parçanın sözlerini yazdığını aktaran Cengiz, 5 No’lu Cezaevi’nde büyük trajediler yaşandığını ancak tutsakların buna karşı tüm dünyaya cesaret verecek bir direniş sergilediklerini belirterek, bu yoğunluğu yaşayarak eseri kaleme aldığını ifade etti.
TOPLUMSALLAŞAN DİRENİŞ
14 Temmuz Direnişinin çok büyük bir anlamı olduğunu ve bunun zamanla toplumsal bir direnişe evrildiğini söyleyen Cengiz, “Nasıl ki Hallacı Mansur’u, Şeyh Bedrettin’i, Dim Dim Kalesini konuşuyorsak, 14 Temmuz direnişini sergileyen hakikat arayışçılarını da konuşmak gerekir. Çünkü onlar da hakikati aramak için yola çıktılar. Başta Kürt halkı sonra, bütün insanlığın onurunu korumak için yola çıktılar. Ben de eserimi yazarken bunları düşündüm” dedi.
‘HAKKİKAT ARAYIŞINA SES OLMAK İSTEDİM’
Şarkıyı yarı deyiş formatında hazırladığını aktaran Cengiz, şunları söyledi: “Toplumsallığınıza, iradenize sahip çıkmazsanız yarın Diyarbakır Cezaevi’nde yaşananların tekrar yaşanmayacağının kim garanti edebilir. Zulme karşı direnmek bu nedenle çok önemlidir. Bu direnişin büyütülmesi de önemli. Çünkü toplumlara, fikirlere, halklara düşman olan bir kesim var. Ben de o yaşanılanlara ve hakikat arayışına bir ses olmak istedim.”
Diyarbakır Cezaevi’nde Kürt halkının dilinin, kültürünün ve direnişinin hedef alındığını aktaran Cengiz, “Türkçe konuş çok konuş” zihniyetinin dayatıldığını ve 14 Temmuz’un da buna karşı bir yanıt olduğunu vurguladı.
MAZLUM DOĞAN VE DÖRTLER
Eseri 14 Temmuz direnişinin yanı sıra yine PKK’nin öncü kadrolarından Mazlum Doğan ve “Dörtler” (Ferhat Kurtay, Eşref Anyık, Mahmut Zengin ve Necmi Öner) için de kaleme aldığını dile getiren Cengiz, direnişin sisteme karşı olduğu kadar ihanet çizgisine karşı da olduğunu vurgulayarak, “Direnmek yaşamaktır” çizgisinde vücut bulan bir tarzla tarihin yeniden yazıldığına söyledi.
KEMAL PİR’İN DİRENİŞ ÇİZGİSİ
Cengiz, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sistemi en çok rahatsız eden şeylerden biri de Kemal Pir’in Türk olması ve bu eylemi gerçekleştirmesidir. Onun devrimci kişiliği, sosyalizmi derinden kavraması, Ortadoğu, Türkiye, Kürdistan coğrafyasını ne kadar kavradığını ve tarih bilincini ne temelde geliştirdiğini, onun direnme şeklinden görebiliriz. 14 Temmuz'un en büyük önemi, kitleselleşmesi ve artık direnişin tek tek değil, toplumsallaşarak gelişeceğinin habercisi olmasıdır. Yani bir ‘ne yaparsanız yapın biz onurumuzdan vazgeçemeyeceğiz’ mesajı veriliyor.”
Cengiz, direnişte yaşamını yitirenleri anarak sözlerini tamamladı.
MA / Esra Solin Dal