HABER MERKEZİ - BM'nin Doha'da gerçekleştireceği "Afganistan" konulu toplantıya tepkili olan Afganistanlı kadınlar, "Taliban bizi temsil etmiyor, görüşmeyi onaylamıyoruz" diye kaydetti.
Taliban, 15 Ağustos 2021’de ABD’nin askerlerini çekmesi sonrası Afganistan'da yönetimi ele geçirerek, "şeriat" ilan etti. Ardından ülkedeki en temel haklar dahi askıya alındı. Temel hakların askıya alınmasının yanı sıra kadınlara yönelik baskılara da arttı. Ülkede kadınlar tek başına sokağa çıkamazken, kız çocukların da okula gitmesi engelleniyor. Tüm bu yaşananlara rağmen birçok ülke, Taliban’ı resmi davetlerde ağırladı.
Birleşmiş Milletler (BM), Katar'ın başkenti Doha'daki "Afganistan" konulu toplantının 3'üncüsünü 30 Haziran-1 Temmuz'da gerçekleşeceğini bildirdi. BM Sözcüsü Stephane Dujarric, BM Siyasi ve Barış İnşası İşlerinden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Rosemary DiCarlo'nun toplantıya başkanlık yapacağını aktardı. Dujarric, "Toplantıda, Afganistan'a yönelik uluslararası angajmanın nasıl daha koordineli ve uyumlu hale getirileceği ele alınacak" bilgisini paylaştı. Dujarric, toplantıya aynı zamanda ülkelerin özel temsilcileri ve Afgan yetkililerin katılacağını dile getirdi.
Güvenlik gerekçesiyle isimlerini değiştirerek verdiğim Afganistanlı kadınlar ile insan hakları savunucuları, Taliban sonrası süreç ve ülkelerin Taliban ile yürüttüğü temasları konuştuk.
'TOPLANTILAR SÖMÜRGE MANTIĞIYLA YAPILIYOR'
Kabil-Afganistan Devrimci Kadın Birliği (RAWA) üyesi Ferhanaz Faryal, uluslararası güçlerin Taliban ile yaptığı toplantıların “sömürgecilik” temelinde yapıldığına dikkat çekti. Faryal, "Doha toplantısı, Bonn ve diğer konferanslar gibi, esas olarak BM gözetiminde, aslında ABD ve batının karar verici olduğu, Afganistan'dan son kaynakların nasıl çıkarılacağını ve stratejik çıkarlarının nasıl sürdürüleceğini belirleyen sömürgeci bir toplantıdır. ABD'nin Afganistan'da Taliban'dan daha iyi itaatkâr, uyumlu ve acımasız bir hizmetkârı yoktur. Bu nedenle, yönetimlerinin devamını her ne şekilde olursa olsun desteklemekte, yardım sağlamanın ve dünya ile etkileşimlerini kolaylaştırmanın yollarını aramaktadır. Halkımızın koşullarının iyileştirilmesi ve Taliban'ın kadınlarımız üzerindeki insanlık dışı kısıtlamalarının kaldırılması konferansın gündeminde yer almıyor çünkü onlar bu konulara değer vermiyor" ifadelerini kullandı.
'HALKIN YARARINA OLMAYACAK'
Buluşmanın emparyalist bir yönünün olduğunu vurgulan Faryal, "Deneyimlerimiz bu toplantıların Afgan kadınları üzerinde herhangi bir olumlu etkisi olmadığı; bunun yerine sadece Taliban'ın ulusumuz üzerindeki faşist egemenliğini uzatmasını amaçladığını göstermektedir" dedi. Taliban'ı tanımanın kadınlara yönelik baskıyı arttıracağını söyleyen Faryal, "Bu kadın düşmanı grup, nüfusun yarısını susturarak ve hapsederek ülkeyi daha iyi kontrol edebileceklerine ve Talibanizmin bir virüs gibi yayılması için gerekli bir koşul olan karanlığa sürükleyebileceklerine inanıyor” şeklinde konuştu.
BM SADECE 'ENDİŞE' DUYUYOR
BM’nin Taliban’ı yönetimi tekrar ele geçirdiği ilk andan itibaren desteklediğini vurgulayan Faryal, "BM’nin Afgan kadınları lehine yaptıkları tek şey, devam eden trajik koşullar için sadece ‘endişe duyduklarını’ ifade etmesidir. Ancak gerçekte, kana susamış Taliban'a yüz milyonlarca ABD doları aktarmakta ve onları dünyaya bağlıyorlar. Bu durum Taliban’ın iktidarını sürdürmesinde önemli rol oynuyor” ifadelerini kullandı.
Kadınların her koşulda direneceğinin altını çizen Faryal, “RAWA'nın yapabileceği tek şey, her zaman korkusuzca ve taviz vermeden yaptığı gibi sesini yükseltmek ve gerçekleri ifşa etmektir. Bu tür konferansların sömürgeci ve kirli doğasını halkımıza ifşa etmeye çalışıyoruz. Dünyanın dört bir yanındaki insanları, hükümetlerinin yanlış politikalarına karşı durmaya, seslerini yükseltmeye ve Taliban'ın tanınmasını engellemeye çağırıyoruz” diye konuştu.
TALİBAN'A VERİLEN DESTEK
Afganistan’daki duruma karşı uluslararası kuruluşların sessizliğine değinen Faryal, “Bazı önemli uluslararası insan hakları örgütlerinin sessizliği, bağımsızlıklarının olmamasından ve çeşitli hükümetlerin kontrolü altında faaliyet göstermelerinden kaynaklanıyor” dedi.
Afganistan'ın sorunların Ukrayna ve Gazze'deki savaş nedeniyle gölgede kaldığını söyleyen Faryal, "Ana akım medyanın Afganistan'ı görmezden gelmesi nedeniyle ülkedeki vahim koşullar hak ettiği ilgiyi görmüyor. Birkaç yıl önce eylemleri nedeniyle başlarına ödüller konulan ve aranan Taliban artık Avrupa ve Batı ülkelerine serbestçe seyahat ediyor, daha her hafta Taliban yönetimine milyonlarca dolar aktarılıyor. ABD ve batı, Taliban’ın saf değiştirip Rusya ya da Çin ile işbirliği yapmasından korktuğu için Taliban’ı destekliyor” diye konuştu.
'MEVCUT SORUMLU BM VE NATO'DUR'
İnsan hakları savunucusu Arifa Fatimi, Afganistan'daki mevcut durumdan NATO ve BM'nin sorumlu olduğunu belirtti. Fatimi, "Afgan halkının mevcut durumunun temel nedeni Birleşmiş Milletler ve NATO'dur; ABD'nin sorumsuzca geri çekilmesi ve Taliban'ın iktidara gelmesiyle birlikte Afgan halkı, başta ABD olmak üzere uluslararası toplumun bu yanlış politikalarının kurbanı oluyor" dedi.
'TALİBAN AFGAN HALKININ İRADESİ DEĞİLDİR'
BM ve Taliban arasında yapılan toplantıların ABD işbirliğiyle yapıldığını vurgulayan Fatimi, "Görüşmeler ABD ile işbirliği içinde yapılıyor ve dünyaya Taliban'la temasa geçme çağrısı yapılıyor. Taliban asla Afgan halkının iradesi değildir. Afgan kadınları en temel insan haklarından mahrumdur. Taliban'la yakınlaşmak sadece Afgan kadınlarına ihanet etmek değil, aynı zamanda bölgedeki terörist grupları tanımak anlamına geliyor. Afgan kadınlar toplantıyı boykot etti. Afganistan'daki durumu daha önceki toplantılara göre iyileştirecek pratik bir plan yok. Kişisel olarak kadınların yokluğunda bu tür toplantıların sonuçları konusunda iyimser değilim" sözlerini kullandı.
'KANA SUSAMIŞ BU GRUBU DESTEKLEME HAKKINIZ YOK'
Taliban’ın baskıları nedeniyle Almanya’ya göç etmek zorunda kalan ve Afgan kadınların mücadelesine dair kamuoyu oluşturmaya çalışan Zarmina Paryani ise, görüşmenin kabul edilemeyeceğini söyledi. Paryani, "Kana susamış ve kötü niyetli bir grubu destekleme hakkına sahip değilsiniz. Taliban her gün silahsız ve savunmasız onlarca kişiyi katlediyor, Panjshir'de ve Andarab'ta yaşanan katliamın ve savaş suçlarının anısı hala canlı. Taliban hapishanelerde onlarca insana işkence yapıyor, birçok kişinin cenazesi işkence görmüş, parçalanmış halde ailelerine veriliyor" diye konuştu. Taliban'ın Afganistan halkına zulüm yaptığını söyleyen Paryani, "Bu üç yıllık kaybın telafisi mümkün değildir. Teröristleri desteklemeyi bırakın. Afganistan halkı barışı ve insani değerlerine saygılı bir yaşamı hak ediyor" şeklinde konuştu.