Efendiler ve kölelerin hikayesi: Vâsıl

img
DÊRSIM - Emevi iktidarlığının insanlığın zihnini ve umudunu hapsettiği bir dönemde ortaya çıkan köle Vâsıl Bin Âta, efendilerin mutluluğu için ortaya atılmış kutsallara ve mitlere meydan okuyor. 
 
İslam toplumlarında gelenek, görenek ve yaşam tarzlarının şekillenmesinde derin izler bırakmış Emevi dönemini yazdığı son romanı “Vâsıl” ile irdeleyen yazar Metin Aktaş, romanında efendi ve köle ilişkilerinin yanı sıra, “tanrı” kavramını felsefi ve edebi bir bakışla sorguluyor. Ortadoğu halkları açısından bu tarihsel dönemde yaşamış köle Vâsıl’ı ve onun kurduğu Mutezile Fırkası’nın Emevi iktidarına karşı verdiği mücadeleyi anlatan roman, köle ile bir efendinin kızı arasında yaşanmış bir aşk konu alıyor. Kitabın sayfalarında yola çıktığımız yüzyıllar, “İnsan, insanı köle edebilir mi?” sorusuyla okuyucuyu günümüze taşıyor. İnsanların sormaktan çekindiği soruları tam bin üç yüz yıl önce soran Vâsıl, cevaplarını da veriyor.
 
Efendiler ve köleler… İkisinin de ortak bir yanı bir tanrıya inanmaları… Peki insanlar tanrıya kimin gözünden bakıyor? Yeryüzünde yaşanmış adaletsizlikler, eşitsizliklerin meşrutiyeti sahiden tanrının emri miydi? Vâsıl romanında tanrıya efendilerin gözüyle değil, bir kölenin gözüyle bakıyoruz.  
 
VÂSIL KİMDİR?
 
669-748 yılları arasında yaşamış bir köle olan Vâsıl, Emevi devletinin Mevalimler’e (Arap olmayan Müslümanlar) gayri Müslümlere ve köylülere dönük baskılarına karşı çıkan, ayrıca Emevi iktidarının felsefi temellerine isyan eder. Arkadaşlarıyla birlikte Mutezile diye bir fırka kuran köle Vâsıl, Emevi iktidarına ve “tanrının emirleri” olarak zorla halka kabul ettirdiği politikalara karşı mücadeleye başlar. Mutezile Fırkası, aydınlanmayı, bilimi, adaleti savunan insanlar arasındaki sınıfsal farklılıklara, kadın ile erkek arasındaki eşitsizliklere karşı mücadele eder. Fetih olarak adlandırılan sömürgeci istilalarla Emevi Arap orduları; Türk, Kürt, Fars halklarının topraklarını istila ederek, katliamlar yaparken, hayatta kalanlar ise köle olarak Arap çöllerine götürüp pazarlarda satar.
 
Kadınların Arap soylularına cariye olarak verildiği, bu düzene karşı çıkanların ise topraklarından koparılıp köleleştirilerek Arap çöllerine götürüldüğü dönemin bir isyanıdır Vâsıl. Efendisinin torununa âşık olmuş köle Vâsıl'ın öyküsü, günümüz toplumsal sistemine bir ışık tutuyor. İran Horasan’da çok soylu bir ailenin çocuğu olan Vâsıl, Arap ordularının istilası sonrası köle pazarlarına taşındı. Sonraki yaşamında ise sistemi sorgulamaya ve anlamaya başlıyor.
 
Yazar Metin Aktaş, Vâsıl’ı ve romanına dair sorularımızı yanıtladı. 
 
Bu konu özelinde sizi bu kitabı yazmaya iten motivasyon neydi? Buradan başlayalım isterseniz…
 
Romanı yazmamdaki motivasyon, Ortadoğu’da yaşayan milyonlarca insanın 700’lü yıllara olan özlemidir. Bu insanlar bütün enerjilerini, ekonomik kaynaklarını bu uğurda harcıyor. Sanki o tarihsel dönem çok idealmiş gibi, sosyal-ekonomik adaletin olduğu bir dönemmiş gibi kabul ettirildi. İşte bu özlemde olan insanların, ‘acaba o dönemde toplumsal sistem nasıldı’ ya da ‘kimsenin, kimseye zulmetmediği, bir halkın bir diğerine zulmetmediği bir toplumsal sistem mi vardı’ sorularına dair 4 yılı aşkın bir araştırmanın sonucunda bu kitabı yazdım. Vâsıl, bugünkü ihtiyaçlardan yola çıkarak, yazılan bir romandır. Efendisinin kızına aşık olmuş köle Vâsıl’ın çektiği acılar ile bu toplumsal sistemin insan yaşamına nasıl zararlar verdiğini anlatmaya çalıştım.
 
O dönemdeki sınıfsal ve sosyal çizgi, sadece Müslümanlar ve Gayri Müslimler ya da köleler ve efendiler arasına mı çizilmişti?
 
Hava ve su bütün canlıların hakkıdır. Onları denetimine alamazsın. Medine’nin güneyinde tatlı su kuyuları vardı. Kentin içerisinde ise acı su kuyuları vardı. O tatlı su kuyularını sadece soylular kullanabiliyor. Acı suları ise Mevalimler ve hayvanlar kullanabiliyor. Böyle bir sistem gerçekliği var. Mevalim kavramı, Arap olmayan Müslümanlar için kullanılır. Bu toplumda aynı zamanda Mevalimler ile Arap Müslümanlar arasında da adaletsizlik vardı. Onlara göre, ‘Araplar üstün yaratılmıştır.’ Diğer bütün insanlar çalışmak zorundayken, onlar zevk sürmek için yaşamaktadırlar. Bu adaletsizlik o kadar yaygındır ki Araplar içerisinde de ayırımcılıklar mevcuttu. Örneğin Kureyş Kabilesi, Arap kabileler arasındaki üstün kabiledir. Yönetme hakkı da sadece onlara aitti.
 
Mutezile Fırkası’nın Emevi iktidarına karşı verdiği mücadelede, “sorgulama” hakkı elinden alınmışlar ile Arapların temel geleneği olan “Cebriye”yi İslam’a empoze etmeye çalışanlar arasındaki bir savaşı okuyoruz. Emevilerde, “Sorgulayanlar, Allah’ın varlığını inkar etmiş olacaklardı ve hakları ölümdü” anlayışı hakim. Peki, tanrının sorgulanmasını engellemek aynı zamanda iktidarların da sorgulanmaması amacı mı güdüyor?
 
O dönemde köleler arasında buna karşı bir bilinç gelişiyor. Tanrının aslında böyle olmadığını, yaptıkları iyilik ve kötülüklerden sorumlu olduklarını anlamaya başladılar.
 
Emeviler diyor ki, ‘İnsan doğmadan önce insanın dünyada yaşayacağı her şey tanrı tarafından tasarlanmıştır.’ Dolayısıyla yeryüzünde insanların yaptığı hiçbir şey sorgulanamaz. Hiç kimse Emevi soylularının yaptığı insanlık dışı baskıları sorgulayamaz, çünkü onların suçu yoktur. Doğmadan önce zaten bu yaşananlar tasarlanmıştır. Sadece bunu söylemekle kalmadılar ve bu Cebriye’yi Allah’a inanmanın olmazsa olmaz bir kuralı haline getirdiler. O dönemde köleler arasında buna karşı bir bilinç gelişiyor. Tanrının aslında böyle olmadığını, yaptıkları iyilik ve kötülüklerden sorumlu olduklarını anlamaya başladılar. Vâsıl ve arkadaşları tarafından kurulan Mutezile Fırkası’nda, Emevi’deki İslam anlayışının dini bir temel olamayacağı sorgulanarak, onlara isyan bayrağı açıyor. Bu fırkada, ‘sorgulanmaz olan tek şey tanrıdır, yaratılmış her şey ise sorgulanmaya, değişmeye ve gelişmeye mahkumdur’ gibi bir felsefi anlayış gelişiyor. Bu felsefi düşünce varlık sebebini kölelere, Mevalimlere dayandıran Emevileri çok etkiliyor. Vâsıl ve arkadaşları da bu anlayışla mücadele ediyor. Vâsıl, o süreçte şunu söylüyor: ‘Hayatım boyunca yaşadığım en zor şey, bir köleye, köleliğin Allah’ın emri olmadığını kanıtlamaya çalışmamdır. Zaten bunun farkında olsalar, onlar ne kadar büyük ordulara sahip olursa olsunlar yenilmeye mahkûmdur.’
 
Dikkat çektiğiniz noktalardan birisi de iktidarların sadece zulüm ya da baskıyla ayakta kalmadığı konusu. Siyasal, ideolojik, felsefi dayanaklar iktidar-toplum ilişkisinde ne denli bir role sahip?
 
Günümüzde devletler, her insanın başına bir polis dikemez ama her insanın ruhuna kölelik bilincini ve baskıların doğal olduğu fikrini aşıladığı için ayakta. Varlık sebepleri büyük ordularından daha çok yarattıkları bu teoriler ve düşüncelerdir. İnsanların en büyük problemlerinden biri köleliğin yaradılış olmadığının, toplumsal eşitsizliğin tanrının bir emri olmadığının farkında olmamalarıdır. Bu tamamen insanların sosyal yaşamları içerisinde yarattığı ve toplumun büyük çoğunluğuna zulmeden inanışlardır, yapaydır.
 
Bugün insanların kendilerine sormaktan korktukları bu soruların cevabını köle Vâsıl tam bin üç yüz yıl önce veriyor. İlk olarak, insanlar hangi soruları sormaktan korkuyor, neden? 
 
 Kendi yaşam tarzımızı, inançlarımızı, gelenek göreneklerimizi sorgulamak zorundayız. Başkalarını sorgulamak kolay olandır, zor olan kendimizi sorgulamaktır.
 
Nerede doğacağımız, hangi milletten olacağımız bize sorulmuyor. Yaradılışın en güzel taraflarından biri bu ancak bir grup insan bir başka büyük çoğunluğu egemenliği altına aldı ve çalışmadan büyük çoğunluğun alın teri sayesinde yaşamaya başladı. Zamanla bu durumun doğal olduğu kabul ettirilmeye çalışıldı. Son yıllarda mantar gibi tarikatlar, şeyhler türedi. Bunlar artık büyük tekellere, kartellere dönüştü. Milyar dolarlık devletlere sahip olmaya başladılar. Bahsettiğimiz görüşlerden, inançlardan yola çıkarak, toplumun inançlarını, daha güzel yaşamak için bir araç haline getirdiler. İnsan sadece bir efendinin gözüyle yaradılışa ve yaratana bakmamalı. Pahalılık artıyor, onlar ise ‘bu Allah’ın emridir’ diyor. Bir köy yakılıyor, Êlih’de bir mahalle yok ediliyor. Hiçbiri, ‘bu doğru değildir. Onların da yaşama hakkı vardır’ demiyor. Fabrika köşelerinde asgari ücretle çalışan milyonlarca kadın var. Her gün sokaklarda öldürülen kadınlar, sosyal hakları ellerinden alınan kadınlar var ama onların ilgilendiren sadece kadının başındaki türban. Onu da kadını düşünerek değil, tutsak etmek için kullanıyorlar. 
 
Kendi yaşam tarzımızı, inançlarımızı, gelenek göreneklerimizi sorgulamak zorundayız. Başkalarını sorgulamak kolay olandır, zor olan kendimizi sorgulamaktır. Bu yüzyılda örneğin ‘Kürtler anadilinde eğitim alsın mı almasın mı’ gibi konuları tartışalım. Bunlar için insanlar öldürüldü, cezaevlerine girdi. Ülkenin enerji kaynakları harcandı. Bir insan tüm diğer insanlar gibi eşit haklara sahip olmalıdır. İşte bizim kimi gelenek ve göreneklerimiz, inançlarımız bireyin bu kültürü almasını engelliyor, onu boğuyor. Oysa bizim inançlarımızda, anneannelerimizde bir arada yaşamanın, bir arada yaşadığımız insanların inançlarına, haklarına saygılı olmak var. Bunları korusaydık Ortadoğu kan gölü olmazdı.
 
Tanrı kavramını bu kitapta nasıl işlediniz? Bir efendinin ve kölenin gözünden tanrıya bakışın doğurduğu anlamları ve farklılıklarını nasıl anlatıyorsunuz?
 
İslam toprakları içerisinde doğmuş ama daha sonra Emevilere göre aykırı olan ve öldürülen İslam aydınlarının ilk temsilcisi Vâsıl Bin Âta’dır. Bir gün biri Vâsıl’a gelip, ‘Sen tanrıya inanmıyormuşsun diyorlar’ diyor. Vâsıl da ‘hangi tanrı’ diye soruyor ve ekliyor: ‘Bana göre iki tanrı var. Birincisi bizim görmediğimiz, bütün evreni yaratan ve tüm canlılara saygılı olan tanrı. Onunla hiçbir sorunum yok, onu seviyorum. Diğer tanrı ise insanın yarattığı tanrıdır. Örneğin rahibe der ki: Sen evlenme, içki iç! Müslümana ise der ki: Sen dört kadın al ama içki içme! Bir insanın uyandıktan sonra yeniden yatağa girene kadar ayrı ayrı bir sürü kurallar getiren, üstelik bu kuralları her kavim için farklı getiren ve yeryüzünde yaşayan insanları bu kurallar yüzünden birbirini boğazlayacak hale getiren bir tanrı yaratıldı’ diyor. ‘Bu tanrı insanın yarattığı tanrıdır ve ben onu kabul etmiyorum’ diyor. Biz bunları konuşmak zorundayız.
 
Köle Vâsıl aradan geçen yıllar sonra Nashaslar (köle satıcıları) tarafından ablasıyla pazarda satışa sunulduğu ilk günü hatırlıyor. O an Vâsıl’ın gözünde neler canlandı?
 
Hayatı boyunca o anın etkisinden kurtulamıyor, korkunç bir an. Düşünsenize. Herhangi bir şehirde yaşarken, dışarıdan gelen bir istilacı ordu ailenizi öldürecek. Sizi de iyi çalışıyor diye alıp köle yapacak. Boynunuza pranga takıyorlar, köle pazarlarında çırılçıplak soyup satıyorlar. Hiçbir toplumsal sistem ve ahlaki yapı bunu meşru kılamaz. Kötü olan şey bugün 21’inci yüzyılda kimilerinin böyle bir toplumsal sistem yaratma çabası. İnsanların bugünü anlayabilmeleri için bugüne şekil veren geçmişi anlamaları lazım. İnanıyorum ki herkes bir gün sosyal adaletin, eşitliğin ne demek olduğunu ve bir milletin bir başka millete nazaran üstün olmadığını anlayacak.
 
Sizce günümüzün Nashasları kimler? Ve yine günümüzün köle pazarları nasıl modernize edildi?
 
Her ne kadar günümüzdeki kapitalist sistemin pratiğinde ‘kölelik ve efendilik’ olmasa da savaşların, toplumsal eşitsizliğin ana kaynağı kapitalizmdir. İnsanlık eğer sınıflar arası farklılıklardan, sömürülmek istemiyorsa, kapitalizmi insanlık tarihinden silmek zorundadır. En tehlikelisi de geçmiş dönemlerde savaşlar bölgeseldi ama şimdi kapitalizmin ulaştığı savaş aletleri sadece insan ırkını değil, yeryüzünde yaşayan tüm canlıları yok edebilecek güce ulaştı. Bu sistemden kurtulmadığımız sürece doğa dâhil her şey yok olacak. Vâsıl’da da anlattığım inanç ve düşüncelerden kurtulursak ancak kapitalizmden kurtulabiliriz. Milyonlarca insan bir avuç azınlığın egemenliği altında, üstelik doymak da bilmiyor.
 
 Efendisinin torununa âşık olmuş köle Vâsıl'ın öyküsü, okuyucunun içinde bulunduğu toplumsal sisteme dair nasıl bir farkındalık kazandırıyor?
 
 Bugün de milyonlarca insan cennet vaatleriyle dünyadan soyutlanıyor, uyutuluyor. Efendiler bu dünyada en güzel şekilde yaşarken, kölelere de ‘siz diğer dünyada yaşayacaksınız’ diyor ve cenneti güzelliyor.
 
Bugün bile birçok tarikatın örnek aldığı Hasan Basri önemli bir sahabedir. Vâsıl başta onunla birlikte hareket etse de onunla ayrışıyor. Hasan Basri’nin annesi peygamberin kölelerinden bir tanesidir. Babası da önemli bir ailenin kölesidir. Dolayısıyla hayatta çocuk olarak ve büyüdükten sonra istediği hiçbir şeye ulaşamamış ve ulaşmaya olan arzusunu da kaybetmiştir. Yaşama sevincini kaybedince, kendini yeryüzünden soyutluyor ve diğer dünyaya yöneliyor. Diyor ki: ‘Ben bu dünyada bir şey yaşamadım ama diğer dünyada bunları yaşayacağım.’ Yarı çıplak, aç ve perişan bir halde yaşıyor. Sonrasında binlerce köle de ona katılıyor ve yeryüzündeki tüm zulümlere karşı duyarsız kalıyorlar. Hatta bir an önce ölmek için çabalıyorlar. Dünyada ulaşamadığı arzulara bir an önce ulaşmak istiyorlar. Hasan Basri’nin müritlerinden biri kendisine cennet övgüsü yapılınca, ‘daha fazla kirlenmeden kendi hayatıma son vereyim de cennete gideyim’ diyor. Çölün ortasında yavaş yavaş ölüm duygularını tadarak, ölümün yaklaştığı an yaptığı şeyin doğru olmadığını anlıyor ve pişman oluyor. Ancak artık geri dönecek noktada değildir. Tesadüfen o an oradan geçen bir kervan onu kurtarıyor. Ona verilen ilk ve tek şey müridi hayata döndürüyor. Kervandan ona uzatılan bir bardak şarap onu hayata yeniden döndürüyor ve artık bir şarapçı olarak yaşamına devam ediyor. 
 
İşte Vâsıl Bin Âta, bu dünyada yaşanılması gereken şeylerin öbür dünyaya bırakılamayacağına inanıyor ve bu mücadeleyi veriyor. ‘Efendiler hangi haklara sahipse bizde ona sahip olmalıyız’ diyor. Bugün de milyonlarca insan cennet vaatleriyle dünyadan soyutlanıyor, uyutuluyor. Bir din adamı çıkıp, ‘fakir zenginden daha evvel cennete girer’ diyor. Efendiler bu dünyada en güzel şekilde yaşarken, kölelere de ‘siz diğer dünyada yaşayacaksınız’ diyor ve cenneti güzelliyor.
 
MA / Fırat Can Arslan

Diğer başlıklar

16/03/2024
10:26 Kışı bahara çeviren Wan Newrozları
10:21 Patlayıcı cisimler can alıyor: Çocuklara oynayabilecekleri alan bırakılmadı
10:11 Şirnex’te yer, Qileban’da tarih değişti
10:08 Yasaklara rağmen Newroz’u kutlamaktan vazgeçmediler
10:02 Payîzava ve Westan'da DEM rüzgarı
09:59 İstanbul’u ‘Özgürlük Newrozu’ coşkusu sardı
09:45 Seçimin rûspîleri
09:33 İstismar faili imamın indirimli cezası onandı
09:32 Norveçli avukat Byrgfjeld: Tecridi dünya gündemine taşıyacağız
09:31 Darp edilen tutsağın ailesi: Yaşamından endişeliyiz
09:28 Halepçe Katliamı’nın üzerinden 36 yıl geçti
09:18 Çand Ma yarın açılıyor
09:16 DEM Parti talana karşı 'ekolojik kentler' hedefliyor
09:08 91'den bu yana aynı kıyafetle Newroz'a katılıyor
09:06 Rahşan Demirel'in yaktığı ateş her yıl daha da gürleşti
09:01 Êlih'te Hizbulkontra eşini katletmişti: Asla affetmeyeceğiz
09:00 16 MART 2024 GÜNDEMİ
15/03/2024
23:03 NÇM sanatçılarından İstanbul Newroz’una çağrı
22:51 Günay’dan Ramanlı’ya: Eşbaşkanlık senin gibi erkeklerin anlayacağı bir mesele değil
22:41 Agirî ve Riha'da ilk Newroz ateşi yakıldı
22:33 Êlih’te binler Newroz ateşi etrafında buluştu
22:26 BES-AR: Kamuda çalışan bir kişinin yaşam maliyeti 28 bin 660 lira
21:51 Munzur Üniversitesi’nde Halepçe Katliamı anması
21:19 Silopiya’da kadın şöleni
21:17 Kentlerde gençlik şöleni: Öcalan’a özgürlük talep edildi
21:07 DEM Parti’den 30 yıl sonra tahliye olan Şek’e ziyaret
20:49 Amed surlarında erbaneli ve meşaleli Newroz kutlaması
20:36 DEM Parti’den ‘Biz kimiz, nereden geliyoruz’ videosu
20:21 İstanbul’da gözaltına alınan 10 kadın serbest bırakıldı
20:09 İmralı tecridi İsviçre Federal Konseyi’nin gündeminde
19:20 Kışanak ve Türkdoğan’dan cezaevinde seçim değerlendirmesi
18:53 Adana'da zincirleme kaza: Çok sayıda yaralı
18:41 Osmaniye'de 3 kişi tutuklandı
18:27 Kadınlar Ramanlı'ya Konca Kuriş'i hatırlattı: Diline doladığı varoluşumuz
18:23 DEM Parti: Çirkin ithamların muhatabı değiliz
17:25 Depremde yakınlarını kaybedenler adalet istiyor
17:15 İzmir'de Newroz'un startı Kadifekale’de verildi
17:02 Avrupa Konseyi'nden Kavala için 'diyalog', Demirtaş için ‘derhal tahliye’ çağrısı
16:52 DEM Parti sokak sokak çalışıyor: Çalmadık kapı bırakmayacağız
16:40 Adalet Nöbeti: Kürtlere savaş açmak herkese kaybettirir
16:16 Şirnex'te Cafirîlerden DEM Parti'ye kitlesel ziyaret
16:01 92 Newrozu'nda katledilenler ve Rahşan Demirel anıldı
15:48 Osmaniye'de 7 gözaltı
15:36 Hatimoğulları: Kürtlerin yaşadığı coğrafya 'teröristan' değil, Kurdistan'dır
15:35 Şenyaşar 6 yıldır tahliye edilmiyor: Mahkemenin adil bir karar verecek iradesi yok
15:22 Uçar: Abdullah Öcalan barışın elçisidir
15:11 Sel felaketinin birinci yılında açıklama: Dereleri kamulaştıracağız
14:50 Abdullah Öcalan’ın mesajı okundu: Newroz özgürlüktür
14:37 Öztürk: Onurlu bir barış için Abdullah Öcalan özgür olmalı
14:28 Bütçe iki ayda 304 milyar dolar açık verdi
14:04 Patlamada hayatını kaybeden çocuğun ailesine taziye ziyareti
14:00 Zekiye Alkan mezarı başında anıldı
13:20 DEM Parti'den Ensarioğlu'na: Sarayın hizmetçisi, Soylu’nun müridi
13:20 Feministler: Gültan Kışanak bizim de adayımız
13:03 Mazlum Doğan'ın memleketinde 2024 Newrozu'nun ateşi yakıldı
12:47 Çanakkale'de 20 mülteci denizde yaşamını yitirdi
12:46 Mazlum Doğan mezarı başında anıldı
12:25 Amed’de iki ESP üyesi gözaltına alındı
12:16 Temelli: Mûşluların yüzde 64’ü neden başka illerde yaşıyor?
12:02 Murat Karayılan'dan 'Newroz müjdesi' açıklaması
11:59 Dolar, faiz ve enflasyonda beklenti arttı
11:29 İmralı için iki ayrı başvuru
11:22 Çardak'ın taziyesine kitlesel ziyaret
11:11 MSD Eşbaşkanı: Suriye'de tüm taraflarla diyaloğa hazırız
10:46 'Ermeni Soykırımı' davasında beraat kararına savcılıktan itiraz
10:41 Erdoğan'ın mitingi öncesi kent sokakları insansızlaştırıldı!
10:31 Newroz ateşi İstanbul’un ilçelerine yayıldı
09:40 Serêkaniyê’de DEM Parti şöleni
09:35 İstanbul'da 45 yıldır Newroz meşalesi sönmedi
09:27 Gazeteci Ahmet 143 gündür KDP istihbaratının elinde
09:26 110 gündür açlık grevindeler
09:24 Îdir eşbaşkan adayları: Kenti sahiplerine teslim edeceğiz
09:22 Yüksekova Çetesi'nden Susurluk ve Şemdinli olaylarına karanlık bir portre: İsmet Ölmez
09:19 21 kişinin öldüğü sel felaketinde başkan olan AKP'li yeniden aday
09:12 92 tanıklarından çağrı: Serhildan ruhuyla Newroz’a
09:10 Dört bir yandan ‘Abdullah Öcalan’a özgürlük' mesajı verilecek
09:09 İstanbul Newroza hazır: Özgürlüğe vesile olsun
09:08 Ege'deki hareketli seçmenlere çağrı: DEM'e başvurun
09:07 7 köylünün öldürüldüğü JİTEM dosyası kapatıldı
09:06 DEM Parti Xelat'ta kazanmaya yakın
09:06 Seçmenleri tehdit eden uzman çavuş hakkında suç duyurusu
09:05 Erdîş’te en az 10 bin oy farkla kazanmayı hedefliyorlar
09:03 Gundikê Melê adaylarının projeleri
09:02 24 yılın Newroz şiarları
09:01 'Çağdaş Kawa'yı anlattı: Kürtleri bitirmek isteyenleri durdurdu
09:00 15 MART 2024 GÜNDEMİ
00:22 Sınır ötesi operasyon için yapılan görüşme sonrası ortak bildiri
14/03/2024
23:52 Uçar: Kürt sorunu çözülmeden eşitlikten bahsetmek mümkün değil
22:32 Erdoğan’ın mitingi için öğrencilerin yol kenarına çıkarılması istendi: Suç işliyorlar
22:19 Yaşam İçin Yasa İnisiyatifi: Hayvan hakları yasası istiyoruz
22:08 43 öğrenciyi taciz eden Burak Ercan tutuklandı
21:59 AKP adayı ders saatinde öğretmenleri toplayıp propaganda yaptı
21:20 Kadınlar Îdir’de Newroz ateşini yaktı
21:16 Gözaltına alınan 6 çocuk serbest bırakıldı
20:50 BM: Tekne kazasında 60 mülteci hayatını kaybetti
20:47 Maltepe Gülsuyu’nda Newroz kutlaması
20:31 Şenyaşar: Yarınki duruşmada adil bir karar çıkmazsa eylemimiz sürecek
19:38 15 gün önce tahliye edilen tutsak Çardak yaşamını yitirdi
19:18 Şirnex Barosu cisim patlamasına ilişkin inceleme başlattı
19:00 DEM Parti aracına silahlı saldırıda bulunan kişi serbest bırakıldı
18:23 Köpeği katleden Baki hakkında tutuklama kararı
17:57 Dêrazor’da mantar toplayan 3 kadın katledildi
17:49 Belediye binasının olmadığı Dilovası'nda halk değişimden yana
17:42 Bayındır: Mührümüzü özgürlüğe basacağız
17:28 Çetinbaş’a tecavüz edip katleden faillere ‘iyi hal’ indirimi
17:18 Merkez Bankası'nın döviz rezervleri 2,7 milyar dolar azaldı
17:04 AKP’li belediye 100 kişiye mezar olan binaya dair belgeleri göndermedi
16:40 Uçar: Kadın özgürleştikçe iktidar kaybedecek
15:31 Fincancı’dan hekimlere mektup: Gelin demokratik yaşamı inşa edelim
15:25 DTK Eşbaşkanı Öztürk: Seçimde yalancılara, talancılara cevap verilecek
15:20 4 kurumdan çağrı: Tutsakların talepleri kabul edilmeli
14:58 Tıp Bayramı'nda sağlık emekçilerinden 'Beyaz Yürüyüş'
14:52 Hasta tutsak Narhancı 30 yıl sonra tahliye oldu
14:45 İHD: Av. Ronahi Çiftçi derhal serbest bırakılmalı
14:27 Konya'da askeri eğitim uçağı düştü
14:11 Antalya’da şüpheli kadın ölümü
14:10 AP 'Basın Özgürlüğü Yasası'nı onayladı
13:36 Fidan, Güler ve Kalın sınır ötesi operasyon için Bağdat'a gitti
13:21 Koğuş baskınlarında 'otur-kalk' dayatması
13:10 'Açlık grevine giren tutsaklar hücreye konuluyor'
12:57 Kışanak: İkiz adaylar vaatlerini sıraladıkça batıyor
12:38 AKP'li Beyoğlu bu kez de oğlunu belediyede işe aldı
12:23 Dep’te Newroz heyecanı: Özgürlüğü haykırmaya çağırıyoruz
12:17 Gazeteci ve siyasetçilerin 'akademi' davasında gizli tanık dinlendi
12:11 Aydın'da bir çocuk katledildi
12:07 36 aydır haber alınamayan Abdullah Öcalan için yeni başvuru
11:14 GOP’ta Newroz ateşi yakıldı
11:13 Aram Yayınevi’nden iki yeni kitap
10:48 Demirtaş’a yönelik ayakkabı çıkartma dayatmasından vazgeçildi
10:32 Hizbulkontra cinayetleri: Kimse unutmamızı beklemesin
10:00 ORÇEV: Kanalizasyon dereye akıyor, OBB ve DSİ seyrediyor
09:31 Kocaeli Newroz’a hazır
09:26 Tutsakların eylemi 109'uncu gününde
09:25 Özgürlük tutkusuyla Newrozlaşanlar
09:22 Akbelen'de kamulaştırma kararı iptal
09:20 Vali seçim öncesi beyaz eşya dağıtmaya başladı
09:18 İstanbul Newrozu 17 Mart'ta: Dehaklara cevap verelim
09:12 Erzirom’da anne ve kızı katledildi
09:12 Efendiler ve kölelerin hikayesi: Vâsıl
09:09 Hareketli seçmenler için karekod uygulaması
09:09 Wan Newrozu'nda 'Öcalan’a özgürlük' diyecekler
09:08 Ege kentleri Newroz halayına duracak
09:06 TJA'nın kampanyası Newroz'a taşınıyor
09:05 92 Cizîr Newrozu’nun tanıkları: O direniş önümüzü açtı
09:05 Garê'ye saldırı hazırlığındaki Türkiye 161 köy boşalttı
09:03 DEM Parti Mêrdînîk'i AKP'den kurtarma hedefinde!
09:02 DEM Parti’den hareketli seçmen seferberliği
09:00 14 MART 2024 GÜNDEMİ
09:00 TIR şoförlerinin eylemi 6’ncı gününde
01:29 Kayseri’de DEM Parti’nin seçim aracına silahlı saldırı