Hatimoğulları: Demokratik Konfederalizm Ortadoğu’daki sorunlar için tek reçetedir

img
ANKARA - Demokratik Konfederalizm’in Ortadoğu’daki sorunlar için tek reçete olduğunu belirten HEDEP Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, "Tüm halkların bu emperyalist ve yerli iş birlikçilerine karşı ortak mücadele etmesi bizi büyük bir başarıya götürecek” dedi.
 
Hakkında kapatma davası olan Halkların Demokratik Partisi (HDP) yerine 14 Mayıs seçimlerine giren Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti), seçimlerden sonra yeniden yapılanma sürecine girdi. Bu kapsamda halk toplantılarıyla başlayan eleştiri ve özeleştiri süreci, konferansların ardından 15 Ekim günü Ankara’da düzenlenen Büyük Kongre’ye taşındı.
 
Büyük bir değişimin beklendiği ve tüm gözlerin çevrildiği kongrede, partinin ismi Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) olarak değiştirilirken, Tülay Hatimoğulları Oruç ve Tuncer Bakırhan da eş genel başkanlığa seçildi.
 
Kongrede, parti tabanın eleştirileri doğrultusunda mesajlar verildi. Sokağı özne kılacak olan mücadele hattı, Kürt sorununun çözümü ve çözümün temel muhatabı olarak kongrede ifade edilen PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü için mücadele öne çıkan mesajlar oldu.
 
Aynı zamanda Eş Genel Başkan Hatimoğulları’nın, önümüzdeki süreçte toplumsal ve demokratik ittifakı en geniş şekilde kuracaklarına yönelik beyanı dikkat çekti. Hatimoğulları, lise yıllarından bu yana sosyalist fikirleriyle mücadele içerisinde yer alan bir Arap Alevisi. Uzun bir süredir Arap kültürünün ve Arap dilinin canlanması için çeşitli çalışmalar yürüten Hatimoğulları, aynı zamanda Demokrasi İçin Birlik Hareketi (DBH), Halkların Demokratik Kongresi (HDK) ve takiben Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) kuruluş ve örgütlenme süreçlerinde yer aldı, Türkiye’nin toplumsal sorunlarına çözüm aradı.
 
Kongrenin ardından HEDEP Eş Genel Başkanı Hatimoğulları, kendi siyasal mücadelesini, Kürt halkının mücadelesiyle yolunun kesişme hikayesini, HEDEP’in Türkiye’deki sorunlara karşı geliştireceği çözümlerin yol haritasına dair Mezopotamya Ajansı’nın (MA) sorularını yanıtladı.
 
 Köklü bir geleneği olan HEDEP'in yeni eş genel başkanı oldunuz. Sizin için ne anlam ifade ediyor?
 
Türkiye’nin en önemli siyasal öznesi olan böylesi bir partinin eş genel başkanı olmam, benim açımdan büyük bir onurdur, gururdur. Bu süreci en iyi şekilde nasıl yürütebileceğimiz ve ileriye taşıyabileceğimiz konusunda omuzlarımıza önemli yükler yüklendi. Yoğun ve kolektif emek harcamayı başarabilirsek, bu sorumluluğun altında kalkabileceğiz. Değerli halkımız ve mücadelenin bugüne gelmesini sağlayan cezaevinde ve dışarıdaki partili yoldaşlarımız, bizi bu göreve layık gördüğü için layıkıyla yerine getireceğiz.
 
Eş genel başkan seçildikten sonra kamuoyunda Kürt halkının mücadelesiyle yolunuzun nasıl kesiştiği merak ediliyor?
 
 
Biz gençlik çalışmalarında DEP’e gider gelirdik, HADEP dönemini daha aktif hatırlıyorum. Derken bugüne kadar bu şekilde yolumuz ilerledi. Bu nedenle yollarımız Kürt halkıyla bu anlamda da kesişti.
 
Türkiye’deki sosyalistler içerisinde şanslı olanlardan birisiyim. Çünkü Doktor Hikmet Kıvılcımlı’nın çizdiği siyasi hatta örgütlenmiş insanlardan biriyim. Doktor Hikmet Kıvılcımlı’nın 1936 yılında kaleme aldığı bir kitabı vardı. Kürt sorununun bugünkü dönemini en iyi anlatan ve ulusal sorun konusunda yaklaşımları oldukça kuvvetli olan bir devrimcidir, sosyalist ve ideologdur. O dönemlerde bizler ilk okuduğumuz kitaplardan birisi onun “İhtiyat Kuvvet: Milliyet, Şark” kitabıydı. Kürdistan’ın bugünkü verdiği mücadelenin alt yapısının sunulduğu kitaptı. Ayrıca Türkiye’de Kemalist soldan farkını ortaya koyan ideolojik hattır. Biz gençlik çalışmalarında DEP’e gider gelirdik, HADEP dönemini daha aktif hatırlıyorum. Derken bugüne kadar bu şekilde yolumuz ilerledi. Bu nedenle yollarımız Kürt halkıyla bu anlamda da kesişti. Tabi ki ben bir Arap’ım. Türkiye’de yaşayan Araplar olarak, kendi kültürümüze, dilimize sahip çıkmayı içimizde geçirirdik. Aslında Kürt özgürlük mücadelesi Türkiye’deki tüm halklara, kimliklere sahip çıkma noktasında örnek olan bir mücadele pratiği yaşattı. Bizler de aynı zamanda bundan etkilenen sosyalist gençlerdik.
 
Biz Arapça tiyatro yaptığımız için ve Arapça müzik yaptığımız için sürekli gözaltına alınıyorduk. Hiç unutmuyorum, bir kere gözaltına alındığımda sorgu esnasında, “Kürtler yetmiyor bir de başımıza Araplar mı çıktı” sözü söylenmişti. Tabi o zaman gözlerimiz bağlı olduğu için sadece ses duyduk. İşkencede söylendi bu sözler. Türkiye’de özellikle Kürt ulusal mücadelesinin geldiği nokta, birçok halkta farkındalık yarattı. Araplar ve başka halklar “ben niye kendi dilim ile konuşmayayım ki” demeye başladı ve asimilasyon politikalarını sorgulamaya başladı. Ben bunu başka halklarda da görüyorum.
 
Yeşil Sol Parti adıyla seçime girdiniz. Seçim sonuçları tüm muhalefette olduğu gibi partinizde de eleştirilere neden oldu. Ancak yine de kongrenize çok güçlü bir katılım oldu ve coşkulu geçti. Kongreniz bu anlamda ne mesaj verdi?
 
Tabi seçim sonuçları bizim islediğimiz şekilde geçmedi. Bizler seçimlerden hemen sonra başlattığımız halk toplantılarını kongremize kadar yaptık, yerellerle görüşmeler gerçekleştirdik. Bunu sadece kendi partililerimizle yapmadık. Fikir olarak da kararlaşma olarak da çok iyi bir süreç işletildi. Şimdi kongremizdeki bu coşku da esasen partimizin yaşadığı tüm baskılara karşı halkımızın verdiği bir cevaptı. Partimize yaşam hakkı tanımayan iktidara verilen güçlü bir mesajdı. Kongremizdeki coşku aynı zamanda yeniden yapılanmanın ürünüydü. Mücadelemizi sürdürmemiz için bizim önümüzü açan bir kongre oldu.
 
Çok güçlü bir barış mücadelesine ihtiyacımız var. Türkiye’de çatışmalar devam ediyor, Rojava’da savaş hali söz konusu, İsrail-Filistin çatışmaları ciddi biçimde devam ediyor. Rusya Ukrayna savaşı söz konusu. Tüm bunları düşündüğümüzde; şu anda sadece Türkiye’nin değil bölgenin ve aslında tüm dünyanın güçlü bir barış hareketine ihtiyacı var. Bizim bunu inşa etmemiz gerekiyor. Böyle bir dönem içerisindeyiz. Yine ekonomik kriz dünya ölçeğinde derinleşmiş durumda. Türkiye’ye baktığımızda bıçak kemiği geçmiş ve iliğe dayanmış. Ekonomik kriz ile mücadele elbette ki geçmiş dönemde olduğu gibi en temel görev ve sorumluluklarımızdan birisiydi. Bu dönemde bunu daha fazla ön plana çıkartmak ve yoksulluk ile daha etkin bir mücadele yürütmek, emek alanında daha yoğun bir örgütlenmeyi yürütebilmek yine dönemimizin ihtiyaçları açısından acil elzem konulardan birisidir. Yine bu dönemde bizim çalışmamızın ana hatlarından biri, Kürt sorununun barışçıl ve demokratik yöntem ile çözülmesidir.
 
Bunu başarmanın yolu nasıl bir çalışma tarzından geçecek?
 
Muhalefete eleştiriyle başlayacağım bu konuda. Ne yazık ki içinden bulunduğumuz bu rejimle mücadeleyi sandıklara hapsettiler. Tüm umudu sandığa kilitleyen bir ana muhalefet izledik. Ve gördük ki, bu işler öyle her şey sandığa bırakınca olmuyormuş. Bu dönemde en fazla üzerinde durulması gereken noktalardan biri demokrasi mücadelesini alanlarda, sokaklarda, meydanlarda, mahallelerde, fabrikalarda, okullarda ve her yerde yükseltilmeli. Çünkü bahsini ettiğim tüm bu yaşam alanların hepsi daraltmış durumda ve hepsinde devasa sorunlar var. İçinden geçtiğimiz süreç, çoklu kriz sürecidir. Bizler tüm bunlara karşı başta yereller olmak üzere, bahsi geçen tüm yaşam alanlarını örgütleme, o dinamiklerde ortak bileşke oluşturma çabasına gireceğiz. Aynı zamanda tüm muhalefete bu konuda çağrımız var. Bunu kongremizde de çağrıyı yaptık. Burada ben tekrar edeceğim. Türkiye’de hakikaten bu rejimin lağvedilmesi ve bu rejimin gitmesini talep eden, “bu böyle gitmez” diyen, “mutlaka bir şey yapmalıyız” diyen her kesimin, bu ülkedeki tüm aydınların, yazarların, gazetecilerin, Kürtlerin, Alevilerin, dinin AKP eliyle siyasallaştırdığını düşünen mütedeyyinlerin, kadınların, gençlerin ve her kesimin “bu böyle gitmez” paydasında birleşerek, bu iktidarı göndermek gibi bir görev ve sorumluluğumuz var. Buradan çağrımızı tüm kesimlere yeniliyoruz; gelin biz bu içinde yaşanılmaz rejime git demeyi başaralım.
 
Kongrede yaptığınız bir diğer çağrı da İsrail’in Filistin işgaline karşıydı. O çağrınızda Ortadoğu’nun kanayan iki yarasının olduğunu, bunun da Kürt sorunu ve Filistin sorunu olduğunu söyleyerek tek çözümün, demokratik konfederalizm olduğunu söylemiştiniz. Bunu biraz açar mısınız?
 
 
Kürtlerin serhildanı, Filistin halkının intifadası ve bunlarla birlikte bölgede bulunan tüm halkların birbiriyle bu emperyalist ve yerli iş birlikçilerine karşı ortak ve dayanışma içinde mücadele etmesi, bizi büyük bir başarıya götürecek.
 
Yüzyıldır İsrail’in Filistin topraklarını işgali söz konusu ve Filistin halkı intifada ile sembolleşmiş bir halktır. Tanklara tüfeklere karşı taş ve sopa ile yanıt veren bir halk. Ne yazık ki üzülerek ifade ediyorum, çok ciddi bir savaş var. Çok fazla sivil kayıpları ve çocuk ölümleri söz konusu. Aynı şekillerde aynı günlerde hatta Erdoğan’ın Filistin için “barış olmalıdır” dediği saatlerde Rojava bombalanıyordu. 1 Ekim’den sonra Rojava’ya dönük yoğun bir bombardıman başlatıldı. Filistin ile Kürtlerin kaderi birçok açıdan birbirine benziyor. Hem içinde bulundukları baskı koşulları hem de bölge halkları tarafından yalnız bırakıldıkları itibariyle de kaderleri birbirine benziyor. Bugün Arap dünyası yeteri düzeyde Filistin’e sahip çıkmıyor. Kongrede çağrı yaptık, Arap coğrafyası Filistin halkının yanında güçlü olarak dursaydı, bu savaş ve çatışma yaşanmazdı. Yine Kürtlerde güçlü bir ulusal birlik oluşmuş olsaydı, Kürt halkının durumu da bambaşka olurdu. Bu anlamda benzerlikleri vardır. Bu sorunun çözümü için Filistin intifadası ile Kürtlerin serhildani yan yana gelmeli, omuz omuza vermeli, birleşmeli. Ancak o zaman biz güçlü bir sonucu hep birlikte alabiliriz.
 
Esasen bölgenin analizini yaptığımız zaman, karşımıza bir kere şu çıkıyor; son birkaç yüzyıldır emperyalist güçlerin Ortadoğu ve Afrika üzerinde yürüttükleri politika böl-parçala-yönet politikasıdır. Ve bunu sürekli olarak dinler, mezhepler ve etnik kimlikler üzerinden yapmışlar. Şimdi bölgenin bu sorunları çözmesi aynı zamanda emperyalist sömürgeci anlayışa da güçlü bir cevap olacaktır. Bugün Sayın Öcalan’ın geliştirdiği demokratik konfederalizm seçeneği, bu bahsi geçen yaşanmışlıklar için tek reçetedir. Bugün herkesin kendi dilini, kendi inancını ve ibadetini özgürce yapabildiği, kimsenin ötekini hor görmediği bir coğrafyayı yaratmak çok mu zor? Bakın ben bir sosyalist olarak açık yüreklilikle söylüyorum, burjuva demokrasisi bu konuda epey yol almıştır. Bugün İsviçre’ye baktığımızda, birçok kanton var ve birkaç dil konuşuluyor. Ortak resmi bir dil var. Bölündü mü İsviçre? Baktığımız zaman bir burjuva devlet yapılanması ve oldukça da güçlü bir yerde duruyor.
 
Dolayısıyla demokratik konfederalizmin bu topraklarda kök salmasıyla ancak bu sorunlar aşılabilinir. Bu bakımdan da özetle bu reçeteyi hayata geçirmek çok önemli. Kürtlerin serhildanı, Filistin halkının intifadası ve bunlarla birlikte bölgede bulunan tüm halkların birbiriyle bu emperyalist ve yerli iş birlikçilerine karşı ortak ve dayanışma içinde mücadele etmesi, bizi büyük bir başarıya götürecek. Bölgemizde rahat bir nefes alırız. Bölgemizde zaten yıllardır devam eden savaşlar var, bunun da bitmesinin yolu buradan geçiyor.
 
Kongrenizde PKK Lideri Abdullah Öcalan’a dair talepler dile getirdiniz.
 
Kürt sorununun barışçıl ve demokratik yöntemle çözülmesi konusundaki ısrarımızı, her zaman olduğu gibi şimdi de sürdüreceğiz. Bu sorunun çözümünde hakikaten en önemli görevi ve rolü oynayacak insan Sayın Öcalan’dır. Bunu biz bildiğimiz kadar aslında sistemin kendisi de çok iyi bilmektedir bunu. Ve Sayın Öcalan’ın bir sözü vardı “bana olanak tanınırsa barışa gidecek yolu bir haftada açarım” demişti. Şimdi bu konuda gerçekten Kürt sorununun çözülmesini istiyorsak, bunu ben her kesim için söylüyorum ve o nedenle istiyorsak diye ifade ediyorum; tüm kesimlerin İmralı tecridini ortadan kaldırılması ve Sayın Öcalan ile diyaloğun başlatılması yönündeki kanalların açılması gerekiyor. Sayın Öcalan 32 aydır ailesi ve avukatlarıyla görüştürülmüyor. Ve sağlığıyla ilgili en ufak bir bilgiye dahi kimse sahip değil. Sayın Öcalan, Kürt halkı başta olmak üzere bölge halkları için çok önemli bir önderdir. Dolayısıyla da kendisiyle görüşmenin kanallarının açılması, hem Türkiye’deki Kürt sorununun çözümü ve demokratikleşme sorununun çözülmesi konusunda büyük adımlar atılmış olacak hem de Suriye’de şu anda tıkanmış olan siyasetin önünün açılması ve devam eden çatışmaların bitmesine büyük katkı sağlayacaktır. Ezcümle başta dört parça Kurdistan olmak üzere tüm Ortadoğu’da çok önemli sonuçlar alabileceğimize inanıyoruz. O nedenle bu kongremizde de öne çıkan noktalardan bir tanesi buydu. Sayın Öcalan’ın fizik özgürlüğü en temel olan noktalardan olan birisi budur.
 
Yükselen bir kadın hareketi izliyoruz. Kongrenizde de “Jin Jîyan Azadî” sloganları sürekli atıldı. Kadın hareketinin mücadelesinin daha da yükseltilmesi ve kadın bakış açısıyla sorunları çözümü kavuşturmak adına önümüzdeki dönemde planlamalarınız var mı?
 
 
Türkiye kadın hareketi ile Kurdistan kadın hareketi, zaten 1980 yılında sonra çok güçlü bir ortaklık sağlamış durumdadır. Bu ortaklığı daha da güçlendirmek ve daha da geniş kitlelere yaymayı hedefliyoruz.
 
Mücadelemizin temel paradigması, kadın özgürlük mücadelesiyle şekillenir. AKP iktidarı döneminde kadınların yaşadıkları inanılmaz korkunç düzeye vardı. Bugüne kadar kadınların birçok emek ve bedelle kazanmış oldukları hakları, AKP iktidarı döneminde tek tek ellerinden alındı. Tabi ki kadınların yaşadıkları sorunlar, AKP iktidarı ile tek başına açıklanmaz. 5 bin yıllık bir ezilme ve sömürülme var ortada. 5 bin yıllık bir erkek egemen sistemle bizler mücadele ediyoruz. Ve bu erkek egemen sistem siyaset alanında, evlerimizin içinde, sokakta, iş hayatında yani toplumun bütün hücrelerine yayılmış ve bütün hücrelerinde gayet canlı ve diri bir biçimde durmaktadır. Bizler ataerkil sisteme karşı güçlü bir mücadele verdik, tarih boyunca. Şimdi de bunu daha fazla geliştirmemiz gereken bir dönemden geçiyoruz. Somutlaştıracak olursak, AKP iktidarı döneminde kadınlar için çok önemli sözleşmelerden birisi olan İstanbul Sözleşmesi kaldırıldı. Şimdi nafaka hakkı kaldırılması gündemde.
 
Kadınlara sokakta büyük bir baskı var. Seçimlerden sonra iktidarın tahkim etmeye çalıştığı yeni rejimi, kadınların bedenine çok büyük bir saldırı yapıyor. Hiç tanımadığımız erkekler tarafından sokakta şiddet görebiliyor, hiç tanımadığımız erkekler tarafından sözlü ve fiziki şiddete maruz kalabiliyoruz. Çok büyük bir cezasızlık sistemi var. Yani bu şiddeti gösteren erkeklere ya da kadın cinayetlerini gerçekleştiren erkeklere ciddi bir yaptırım yok bu ülkede. Çünkü erkek aklı aynı zamanda yargıyı da çok ciddi bir biçimde besliyor.
 
Çeşitli kadın platformları, farklı siyasal alanlarda ve ideolojilerden gelen kadınların bir araya gelerek ortak bir mücadele hattını nasıl geliştirebileceklerini kadın hareketi Türkiye’de gösterdi. Türkiye kadın hareketi ile Kurdistan kadın hareketi, zaten 1980 yılında sonra çok güçlü bir ortaklık sağlamış durumdadır. Bu ortaklığı daha da güçlendirmek ve daha da geniş kitlelere yaymayı hedefliyoruz.
 
Seçimlerden sonra özellikle ittifaklar konusu çok konuşuldu. HEDEP’in ittifaklar politikasını nasıl olacak?
 
Seçimlerden sonra ittifak politikamız en çok tartıştığımız konulardan biri. İttifaklar konusunda gelen en temel eleştiri seçimlere iki partiyle girmiş olmak. Yani ittifakın iki partiden oluşmuş olması. Bu eleştiri aslında farklı yorumlara sebebiyet verdi. Yerelden merkeze kadar tartıştık ve nihai kararlaşmayı da konferansımızda sağladık. Bizim ittifak politikalarımız kesinlikle devam edecek. Fakat ittifak politikalarımız, dar anlamda salt bir seçim ittifakı değildir. Bunun bir mücadele ittifakı olduğunu ve Türkiye’de bulunan bütün siyasal odaklar kadar aynı zamanda toplumsal dinamiklerin de bu ittifakın bir parçası haline gelmesi çok önemli.
 
Bundan neyi kastediyorsunuz?
 
 
Emek ve meslek örgütleri, Aleviler ve Kürtlerin farklı özgün örgütlenmeleri, yani bu ülkedeki farklı toplumsal dinamikler, ekoloji, kadın ve gençlik hareketlerinin hepsinin olduğu ortak zemin en temel hedefimizdir. Bu bir mücadele ittifakı olmalıdır.
 
Esasen bundan kastettiğiniz şey, bugüne kadar oluşturduğumuz ittifakın siyasi partilerden oluşması. Seçim arifesinde oluştuğu için aslında kamuoyu tarafından bir seçim ittifakı gibiymiş olarak algılandı. Mevcut olan ittifaktaki siyasi yapıların yanı sıra farklı yapılara da ittifakın açılması gerekiyor. Emek ve meslek örgütleri, Aleviler ve Kürtlerin farklı özgün örgütlenmeleri, yani bu ülkedeki farklı toplumsal dinamikler, ekoloji, kadın ve gençlik hareketlerinin hepsinin olduğu ortak zemin en temel hedefimizdir. Bu bir mücadele ittifakı olmalıdır. Bu ülkede demokratik cumhuriyeti savunmak üzere yola çıkanların bir çalışmasıdır.
 
Konferansımızda bahsettiğimiz gibi, bütün toplumsal alanların bir araya gelerek oluşturacağı bir mücadele ve demokrasi ittifakıdır. Bununla ilgili aktif çalışmalar olacak. Kongremizi yeni gerçekleştirdik ve parti meclisimiz toplanacak, MYK belirlenecek. Doğal olarak MYK kendi iş bölümünü de yapacak. Hemen akabinde aktif olarak yürüteceğimiz çalışmalarda biri ittifaklar olacak. Bu alanda belli başlı arkadaşlarımız ve komisyonlar görevlendirilecek. Bu çalışmayı dinamikleriyle beraber örme konusunda biz üzerimize düşen tüm görevler ve sorumlulukları yerine getireceğiz.
 
Yetkili kurulları oluşturmanızla birlikte, Türkiye’deki soruları çözümü noktasında nasıl bir siyasi güç, nasıl bir parti, nasıl bir HEDEP göreceğiz?
 
Geleneğimiz aynı zamanda geleceğimizdir. Biz HEDEP olarak her ne kadar isim anlamında yeni olsak da yüz yıllardır bu topraklarda egemenlere ve sömürenlere karşı verilen mücadelenin bileşkesiyiz. HDP’nin de ilk duruluş mantığı buydu. Bu bileşkeyi oluşturmaktı. Biz bu geleneği sürdürüyoruz. Bu gelenek için mücadele ediyoruz ve etmeye devam edeceğiz. Önümüzdeki dönem eksik bıraktığımız ne varsa, onu yapmayı önümüze hedef olarak koyacağız.
 
Deneyimleri de yanımızda alarak biz yeni partimizin daha güçlü bir şekilde varlık göstermesini sağlamayı hedefliyoruz. Güçlü deneyimler var çünkü çok zor mücadele alanlarından gelindi. Mesela biraz önce bir arkadaşımız ziyaret etti. Çok uzun yıllar cezaevinde kalmış bir arkadaş. O geldiği zaman dedi ki ‘ben tutuklanmadan önce küçücük odalarda biz parti faaliyetlerimizi yürütürken şimdi bir bakıyorum ne kadar gelişmiş, aslında ne kadar güçlü bir hale geldiğimizi gördüm.’ Bu bizi çok duygulandırdı. Hatta şunu da söyledi; ‘Siz dedi sürekli içinde olan insanlar olarak bunu fark etmiyorsunuz.’ Doğru bir tespit yaptı ve bu değerlendirmeyi değerli buldum. Bizler eksiklerimizi konuşacağız aynı zamanda mücadelemizdeki çok önemli başarıların deneyimlerini yanımıza alacağız, daha ileriye taşıyacağız.
 
Buradan da halklarımıza şu çağrıyı yapıyorum. Gelin hep birlikte partimizi yeniden inşa edelim. Gelin hep birlikte partimizi mahalle mahalle, semt semt örgütleyelim. Gelin hep birlikte mahallemizde yaşadığımız sorunlarımızı bir parti kimliği ve kültürüyle dile getirelim ve bu anlamıyla da ihtiyaç ne ise, hep birlikte karşılayalım. Bunun için de güçlü mahalle çalışmalarına komisyonlarına ihtiyacımız var. Bunun da halkımız ve partimizin ortak yürüteceği bir çalışmayla mümkün olduğunun altını bir kere daha çiziyorum.
 
MA / Selman Güzelyüz - Hakan Yalçın

Diğer başlıklar

20/10/2023
21:48 Eskişehir’de düğüne operasyon: 23 gözaltı
21:41 GÖÇİZDER’e açılan kapatma davası ertelendi
21:36 Filistin Sağlık Bakanlığı: Bin 400 kişi kayıp
20:56 Danıştay, İstanbul Sözleşmesi ile ilgili bir davaya daha bakacak
20:31 Yanardağ’a verilen cezanın gerekçesi: Tecride karşı sözleri ‘iç acıtıcı’ bulundu
20:22 Ülkelerin Filistin için temasları sürüyor
19:41 Emek ve demokrasi güçlerinden barış çağrısı
19:34 Pîrsus Katliamı’nın 99’uncu ayında adalet talebi yinelendi
19:17 Agrobay işçileri yaşadıklarını anlattı
18:41 FEDAŞ işçilerinin direnişi sonuç verdi
18:30 Mihriban Arduç’u katleden faile ağırlaştırılmış müebbet cezası
18:14 Ankara’da gözaltına alınan 19 kişi serbest
18:04 Dîlok’ta kaza: 5 ölü, 17 yaralı
18:00 Tece Polisevi'ne saldırı davasında 5 kişi tahliye edildi
17:44 Kazanhan’ı katleden polis İnterpol’a sorulacak
17:14 Gazeteci Nimet Ölmez Göçeroğlu ifadeye çağırıldı
16:36 Adalar sakinleri toplu dava açtı
16:15 Temelli: AKP’nin 2024 bütçe tercihi de savaş!
16:07 Mêrdîn'de bir kişi öldürüldü
15:31 Gazeteci Kaygusuz gözaltına alındı
15:21 Gazeteci Salaz için mevlit verildi
14:59 'Limon suyu' davasında beraat kararı
14:58 Tahliyesi 4 kez engellenen tutuklu Sevilgen cezaevinden çıktı
14:38 Onda biri ‘savaşa’ gidecek 2024 bütçesi komisyona sunuldu
14:37 Rojava ve Filistin için açıklama: Kadınlar savaş istemiyor
13:47 Cizîr’de yüzyıllık Danî geleneği sürüyor
13:29 5 kişinin öldürülmesine dair yargılamada gazeteciler salona alınmadı
13:24 İHD'den BM'ye mektup: İnsanlığın barışa ihtiyacı var
12:33 Abdullah Öcalan'ın aile ve vasisinden başvuru
12:31 Aynur Aşan rahatsızlığı nedeniyle savunma yapamadı
12:27 AYM kadınların soybağı reddi davası açabileceği yönünde karar verdi
12:09 Starbucks ve Burger King'e silahlı saldırı
12:00 Yozgat Cezaevi’nde tutuklulara işkence
11:16 Newroz'a katılmakla suçlandılar
10:54 Amed Kadın Konferansı: Mücadeleyi birlikte yükselteceğiz
10:42 Pentagon: Yemen'den İsrail'e fırlatılan füzeleri önledik
10:33 İstinaf'tan Deniz Poyraz dosyasında 'anormal' karar
10:12 Çocuğa tecavüz davasında beraat kararına itiraz edilecek
09:39 Kaya: Saldırılara karşı yeni bir konsensüs oluşturulmalı
09:29 43 yıllık adalet mücadelesi: Galatasaray uğurladıklarımızla helalleştiğimiz musalla taşıdır
09:24 Rojava’ya saldırılar: Hesekê'de 2 milyon kişi susuz kaldı
09:19 Bakırhan: Yeni dönemi halkla beraber öreceğiz
09:16 'Türkiye çocukların yaşam haklarını ellerinden aldı'
09:15 Gazeteci Cuzdan: Rojava’ya saldırıp Filistin için barış talep edemezsiniz
09:14 Tutuklu SGDF’li Koyun 5 aydır tecritte
09:13 ‘Gençlerin özne olduğu bir inşa süreci başlatılmalı’
09:12 Öldürülen asker soruşturmasında 23 yıldır fail bulunmadı!
09:06 AKP’nin Wan Gölü kıyısına yaptığı kafe imara aykırı çıktı
09:03 Öğrenciler ‘yemek’ direnişinde kararlı
09:01 Son nefesine kadar depremzedelerin yardımına koştu
09:00 20 EKİM 2023 GÜNDEMİ
08:53 FEDAŞ işçileri çatıya çıktı: Talepleri karşılayın
00:03 Filistin Sağlık Bakanlığı: İsrail tarihi kiliseye saldırdı
19/10/2023
23:42 Kobanê’de SİHA saldırısı
23:03 Êlih’te gözaltına alınan 8 kişi serbest
22:57 DEDAŞ boş eve ceza kestiğini kabul etti, bakanlık etmedi
22:26 Alman hükümeti: Kuzey ve Doğu Suriye’ye saldırılar kabul edilemez
21:53 Dila Nur Şatır’ın ölümüyle ilgili bir kişi tutuklandı
21:34 Uysal: 6-8 Ekim araştırılsaydı Kobanê Davası açılmayacaktı
21:02 Konteyner kentte kalan depremzedelerin elektriği kesildi
19:14 ‘KCK İstanbul Ana Davası’ ertelendi
18:44 Sêrt’e gözaltına alınanların 6’sı tutuklandı
18:23 Adalar sakinleri İmar Planı'nın iptalini isteyecek: Son İstanbul'u kaybetmek istemiyoruz
18:11 DBP’li Üzümcü: Saldırılara karşı ortak refleks gösterilmeli
18:04 Kobanê Davası: Ben ‘yok’ isem nasıl yargılıyorsunuz?
17:45 Uzman çavuş evinde ölü bulundu
17:14 Şam hükümet güçlerinin geçişi sırasında patlama
17:06 SES Üyesi Serdar Büyükdeniz mahkeme kararıyla görevine döndü
15:33 Helin Şen’i katleden polise iyi hal indirimiyle 6 yıl 3 ay hapis
14:54 Gazetecilere beraat kararının gerekçesi: Haber yapma niyetiyle hareket ettiler
14:51 ‘Bayraklı Şehir Hastanesi hekim ve asistan listesi el altında hazırlandı’
14:09 Berwarî’de çocuğa tecavüz davasında failler beraat ettirildi
14:09 Öğrenciler: Resul Alan’ın intihara sürüklenmesinden iktidar sorumludur
13:57 Gazeteciler: Savaş haberi yazmak istemiyoruz
13:40 Kameralar önündeki işkenceye beraat!
13:34 Savaşlara karşı barışı haykırdılar
13:22 Şirnex’te sağanak yağış ve yoğun sis
13:17 Eşbaşkanlık savunması: Yargıtay da mı KCK'den talimat aldı?
13:15 Atanamayan öğretmen çalıştığı Akkuyu’da yaşamını yitirdi
12:34 58 yaşındaki kadın gözaltına alındı
12:29 Deniz Poyraz davasında istinaf tüm başvuruları reddetti
11:58 Kayıp çocuğun cenazesi bulundu
11:37 Abdullah Öcalan için iki ayrı görüşme başvurusu
11:28 Diyarbakır 2 Nolu'da ihlaller arttı: İHD'ye bir günde 8 başvuru
11:11 Amed’te ‘liberalizm ve örgütlenme’ atölyesi
10:46 Çocuğa cinsel istismarda bulanan polis tutuklandı
10:20 Tecavüze uğrayan çocuk tehditle fuhuşa sürüklendi
10:18 Hezex’te 5 gözaltı
09:25 HSM, Mexmûr'dan tamamen çekildiğini açıkladı
09:13 'Pişmanlığı' reddeden tutuklunun tahliyesi 3'üncü kez ertelendi
09:10 AKP’li belediye seçim öncesi 82 taşınmazı satışa çıkardı
09:10 Stier: Kürt kadınları yeniden düşünmemizi sağladı
09:09 Arkadaşları Salaz'ı anlattı: Mücadele çizgisinden taviz vermedi
09:08 Dizi setinde çekilen fotoğrafı suç delili sayıldı
09:08 Gazeteci Chris den Hond: Tecride karşı bir hareket olmalı
09:07 Sarısözen: Rojava ve Filistin saldırılarının arkasında NATO planı var
09:06 Rojava’ya saldırılar: Türkiye yeni yaşam modelinden rahatsız
09:02 Erdoğan posteri inmesin diye 1 milyon 828 bin TL harcandı!
09:01 Bazarcix’ta depremzedeler kışı konteynerde karşılıyor
09:00 19 EKİM 2023 GÜNDEMİ
08:54 Gazze’de okula saldırı
00:10 İsrail saldırıları birçok ülkede protesto edildi
18/10/2023
23:11 Türkiye'de 3 günlük yas ilan edildi
23:00 Trabzon'da şüpheli kadın ölümü
21:59 Kadınlar Birlikte Güçlü: Devletin ikiyüzlülüğüne tahammülümüz yok!
21:35 Emek ve meslek örgütlerinden Filistin ile dayanışma çağrısı
21:15 HEDEP’li Bozdağ hakkındaki fezleke bakanlığa gönderildi
21:06 ABD, ‘çatışmalara ara verme’ çağrısında bulunan tasarıyı veto etti
19:04 Gazze'de mülteci kampındaki camiye saldırı
18:46 Gençlik örgütleri: Yaşasın Rojava ve Filistin direnişi
18:42 ‘İnsan öldürmek için fırsat kollayanlar dosyada müşteki yapıldı’
18:31 Ziyaret planına İmralı Cezaevi'ni eklemeyen komisyona tepki
18:06 8 Mart yürüyüşünden yargılanan 40 kadın beraat etti
18:04 BM önünde Abdullah Öcalan için eylem
17:50 MSD: Savaşa acil ve kalıcı bir çözüm bulunmalı
17:38 Amedspor seyirci yasağına rağmen liderliği korudu
17:36 Gazze’deki Sağlık Bakanlığı: 471 kişi hayatını kaybetti
17:30 Kuzey ve Doğu Suriye’nin hava sahasının Türkiye’ye kapatılması çağrısı
17:00 Adana'da erkek şiddeti: 1 ölü, 4 yaralı
16:54 Beştaş: İsrail’in Gazze’de ördüğü duvarın çimentosu Türkiye’den gidiyor
16:53 İnşaat işçilerinin eylemi başarıyla sonuçlandı
16:50 Önder: Filistin’e gidelim ama yurt dışı yasağım var
16:48 Hakim değişince Kürtçe savunma krizi çözüldü
16:36 Bozan: Öcalan’ın özgürlüğü için mücadele edeceğiz
16:24 İzmir'de deprem
15:45 Firdevs Babat'ın failine ağırlaştırılmış müebbet hapis
14:52 HDK: Soykırımı durdurmak için İsrail ile ilişkileri kesin
14:51 Akbelen'deki saldırılara karşı suç duyurusu
14:27 CPJ: İsrail-Filistin savaşında 17 gazeteci öldürüldü
14:10 Farisoğulları hakkında 26 yıl ceza talebi
14:09 DAİŞ’li Koç'un itiraflarının yer aldığı görüntüyü izletti
14:07 Gazeteci Salaz’ın cenazesi Wan’da toprağa verildi
14:06 ÖHD'nin Amed raporu: 7 ayda 667 kişiye kötü muamele
14:03 İsrail saldırıları protesto edildi
12:58 Biden, İsrail'de: Patlamayı diğer taraf yapmış görünüyor
12:46 'Kayıp sandık' davasında tanıklar dinlenecek
12:27 İsrail Başkonsolosluğu’nun çevresindeki güvenlik arttırıldı
12:25 Licê’deki yangın kendiliğinden söndü
11:19 'Burası Müslüman mahallesi, ayağını denk al' tehdidinden sonra silahlı saldırıya uğradı
10:51 Hatimoğulları: Demokratik Konfederalizm Ortadoğu’daki sorunlar için tek reçetedir
09:48 HEDEP heyecanı: Zafer merdivenleri önümüzde
09:37 HEDEP PM üyesi Temelli: Kuvveden fiile geçme zamanıdır
09:19 Sansür yasası sonrası basın özgürlüğü 'vahim' kategorisinde
09:17 Pentagon'dan açıklama: İsrail'e güveniyoruz
09:16 Rojava ve Filistin'e saldırılar: Ayrım yapmadan ses çıkarılmalı
09:15 Wan'da kiralar 4'e katlandı
09:12 Zorê Vadisi’nde verilen 'ÇED olumlu' kararı yargıya taşınacak
09:12 'Diyanet ve savunmaya aktarılan bütçe eğitime aktarılsın'
09:11 Emekliler 'sadaka' istemiyor!
09:09 Abdullah Öcalan: Kudüs’te yaşananlar yarın Kerkük’te yaşanabilir