İSTANBUL - Taksim patlamasında yer aldığı ileri sürülen Ahlam Albashır’ın yargılandığı davanın duruşmasında mahkeme, iddianamenin Arapça tercümesinin Albashır’a gönderilmemiş olmasını öne sürerken, Albashır ise bu nedenle savunma yapmak istemedi.
Beyoğlu’nda bulunan Taksim semtinde yer alan İstiklal Caddesi’nde üzerinde 13 Kasım 2022’de Ahlam Albashır tarafından yapıldığı ileri sürülen bombalı saldırıya ilişkin açılan davanın ilk duruşması İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Silivri Kapalı Cezaevi Kampüsü karşısında bulunan mahkeme salonlarında yapıldı. Duruşmaya Albashır ve tutuklu yargılanan 14 kişi de getirildi. 12 kişi ise farklı şehir ve cezaevinde olması nedeniyle Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Kimlik tespiti ardından Albashır’a iddianamenin ana dili olan Arapça ile verilmediği öğrenildi.
SAVUNMA YAPMADI
Mahkeme, Albashır’a bu durumdan dolayı savunma yapmama hakkının olduğunu anımsattı ve Albashır da yapmayacağını söyledi.
Söz alan Ahmad Alhamjmwas, Albashır’ı tanımadığını ve Adana’dan İstanbul’a getirildiği iddiasını da yalanladı. Alhamjmwas, daha önce on işçiyi İstanbul’ getirdiğini ve aralarında kadın olmadığını söyledi.
Patlama sonrası Albashır’ı Esenler’den alarak evine götüren korsan taksi şoförü Ahmed Carkas, kardeşi Ammar’ın da korsan taksici olduğunu ve onun aracılığı ile “Halil” adında biri ile tanıştığını, Halil’in olay günü kendisini aradığını belirterek, “Bizim araç kardeşimde olduğu için arkadaşımdan araç alıp gittim. Yoldayken beni arayıp alacağım kişinin kadın olduğunu söyledi. Kızın ailesinden kaçtığını ve ona bin lira vermemi istedi. Kızı aldıktan sonra Halil yine aradı. Kızı Edirne’ye götürüp götüremeyeceğimi sordu. Ben de aracın emanet olduğunu söyleyerek götüremeyeceğimi söyledim” dedi.
İNSAN KAÇAKÇISI
Edirne’ye sabah götürmek üzere Halil ile anlaştıklarını söyleyen Carkes, Albashır’ı daha sonra misafir ettiğini söyledi. Carkes, “Halil Suriyeli kişileri kaçak olarak Türkiye’ye getirir. Bu kızın da sabah yurtdışına çıkacağını söyledi. Kızı eve getirdikten sonra Halil beni yine arayarak kızın telefonunu kırarak ona yeni bir telefon ve hat almamı söyledi. Halil yasadışı işler yaptığı için yakalanmamak için önlem aldığını düşündüm” diye kaydetti.
‘PATLAMA İLE ALAKASI YOK’
Daha sonra arkadaşlarının gözaltına alındığını ve polisin kendisini de sorduğunu ardından kendisinin de gözaltına alındığını söyleyen Carkes, “Beni alıp karakola götürdüler. Patlamayı orada öğrendim. Kızın fotoğrafını gösterip nerede olduğunu sordular. Ben de kızın yerini söyledim” diye kaydetti. Olaydan önce Ahlam Albashır’ı hiç görmediğini anlatan Carkes, patlama ile bağlantısının da olmadığını söyledi.
‘ADAM GELDİ KADIN GELMEDİ’
Ahmed Carkes’in ardından kardeşi Ammar Carkes de savunma yaptı. Halil isimli kişinin göçmen kaçakçısı olduğunu ve kendisine yolcu işi verdiğini söyledi. Halil’in kendisini sürekli farklı numaralardan aradığını anlatan Carkes, “Olaydan 5-6 gün önce Halil beni arayıp bir kadın ve bir erkeği Edirne’ye götüreceğimi söyledi. Olay günü de konum gönderip kadın ve adamı al dedi. Konuma gittiğimde erkek vardı. Halil’e sorduğumda, ‘kadın gecikecek sen adamı Edirne’ye götür’ dedi. Ben de onu Edirne’ye götürdüm” diye konuştu.
‘İNTERNETTEN ÖĞRENDİM’
Eve döndüğünde Ahlam Albashır’i evde gördüğünü anlatan Carkes, “Bana Halil’i nereye bıraktığımı sordu. Ben de Edirne’ye bıraktığımı söyledim. Yemekten sonra kardeşim dışarı çıktı. Sonra polisin onu aldığını duyduk. Halil’i arayıp bu kızla alakalı olup olmadığını sordum. O da bana kızın ailesinden kaçtığını düşmanları olduğunu söyledi. Biz de düşmanları bize zarar vermesin diye komşumuzun evine götürdük. Orada otururken televizyondan patlama haberini duyduk. İnternette gördüğüm kadın da bize gelen kıza benziyordu. Fotoğrafı Halil’e gönderdim. O da bana ne şekilde olursa olsun kızdan kurtul’ dedi” diye belirtti.
Daha sonra sanık Fatma Berkel'in savunmasına geçildi. Ferhat Habeş ile Fatma Berkel'in ikametlerine giderek yerleşen Ahlam Albashır ve Bilal Hassan'ın bu evde belli bir süre kaldığı iddia edilmişti. Fatma Berkel, "Bu olay sırasında hamileydim, düşük yaptım çocuğumu kaybettim. Ben kimseye zarar vermedim. 2013 yılından beri buradayım” diye kaydetti.
DURUŞMA ERTELENDİ
Bilal Hassan’ın Hatay’dan Ceyhan’a giderken aracıyla eskortluk yaptığı iddia edilen Süleyman Güder ise "Bu dosyada sadece Tarık’ı tanırım diğerlerini tanımam. Kaçakçılık yaptım, ceza aldım ondan sonra bıraktım. HTS kayıtlarına bakılmasını istiyorum. Ben kesinlikle öncülük yapmadım. Tarık benden aracı istedi. Günlük istedi ben aracı kendisine teslim ettim. Ahlam ve Bilal’ı görmedim. Ben kesinlikle bu insanlarla alakam yoktur” dedi.
Yargılanan ve müştekilerin beyanları ardından söz verilen iddia makamı, tüm yargılananlar hakkında tutuklama halinin devamına karar verilmesini istedi. Mahkeme avukatların itirazına rağmen savcının talebini kabul ederek, duruşmayı 17 Temmuz’a erteledi.