İZMİR - Kadınlar, 8 Mart etkinliklerinin finali olan “Feminist Gece Yürüyüşü” için hazırlıklarını sürdürüyor. Alanlarda buluşacak kadınların bu yıl ki teması 11 kenti etkileyen deprem nedeniyle “dayanışma” olacak.
Dünyanın birçok yerinde kadınlar, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla maruz bırakıldıkları şiddet, taciz, tecavüz, cinayet, mobing, baskı ve ötekileştirilmeye karşı sokaklara çıkmaya hazırlanıyor. Milyonlarca kadınının tek tema ile buluştuğu etkinlerde, patriarka, militarizm ve kapitalizm karşıtlığı öne çıkıyor. Arjantin, Şili, Ekvador, Almanya, Kuzey İrlanda, İrlanda, İsrail, İtalya, Meksika, Peru, Uruguay, Polonya, Rusya, Salvador, İskoçya, Güney Kore ve İsveç gibi ülkelerde kitlesel yürüyüşler gerçekleşirken, Türkiye'de de 10 binlerce kadın tüm baskı ve şiddete karşı hep bir ağızdan haykırıyor.
Kurdistan ve Türkiye'de, 8 Mart öncesi direnişe dönüştürülen eylem ve etkinliklerin finali ise “Feminist Gece Yürüyüşü” oluyor. Cinsiyetlendirilmiş zaman ve mekanlara karşı feminist isyanın sembolü olarak bu yıl 21’inci kez aynı adreslerde buluşulacak. Geleneksel hale gelen ilk yürüyüş her ne kadar 2003 yılında yapılmış olsa da yürüyüşün temelleri 1987 yılına dayanıyor. Bağımsız feminist ve kadın örgütleri tarafından 17 Mayıs 1987 tarihinde ilk kez yapılan “Kadınlar Dayağa Karşı Dayanışma Yürüyüşü”ne yaklaşık 2 bin 500 kadın katıldı. Kadıköy iskelesinde başlayan yürüyüş, Yoğurtçu Parkı'ndaki mitingle sona erdi.
İLK YÜRÜYÜŞ 'DAYAĞA' KARŞI
İlk 8 Mart yürüyüşü ise 11 Mart 1989’da Üsküdar Bağlarbaşı’nda bin 500'e yakın kadının katılımıyla gerçekleşti. “Yeter Söz Kadınların”, “8 Mart Kadınlar Dayanışmaya” pankartlarının taşındığı yürüyüşün teması "Kadınlar Vardır" oldu. Kadınlar ilk Taksim açıklamasını 8 Mart 1992'de yapmak istedi ancak burada gerçekleşen polis saldırısında 2 kadın yaralandı, çok sayıda kadın gözaltına alındı. 1992 yılında “Tecavüze Hayır!” sloganıyla birleşen kadınlar, Beyoğlu’nda açık hava etkinliği düzenlerken, 8 Mart 1994'de ise İstiklal Caddesi'ndeki tarihi tramvayı afişler ve pankartlarla donattı. Beyoğlu’nda “Yaşasın 8 Mart, Yaşasın 10. Yıl” başlıklı bildiriler dağıtıldı.
“Feminist Gece Yürüyüşü”nün ilki 8 Mart 1996'da İstanbul 8 Mart Kadın Platformu tarafından Beyazıt’tan Kumkapı’ya yapılan meşaleli yürüyüşle yapıldı. 8 Mart 1997'de ise Şişli Abide-i Hürriyet Meydanı’nda 22 kadın grubu ve kuruluşun çağrısıyla “Artık Örgütlü” kadın mitingi düzenlendi. Yaklaşık 10 bin kadının katıldığı miting, 28 Şubat sürecine denk gelmesine rağmen kadınların kendi bağımsız gündemiyle politik bir söz üretmesi açısından önemliydi. Kürt ve Türkiyeli kadınların birlikte ilk kez bu kadar büyük ortak bir eylem örgütlemeleri ve ortak söz söylemeleri, kürsü konuşmalarının Türkçe ve Kürtçe yapılması önemli bir gelişme olarak kayıtlara geçti.
İLK GECE YÜRÜYÜŞLERİ
Geleneksel bir hal alan "Feminist Gece Yürüyüşü", 2003 yılında İstanbul Taksim'de başladı. O dönem gündemde olan Irak Savaşı'na tepki gösteren 100 kadının savaş ve işgale karşı başlattığı yürüyüş, 2013 yılından sonra binlerce kadının buluştuğu geleneksel bir etkinliğe dönüştü. İstanbul'da başlayan yürüyüşler daha sonra Ankara, İzmir, Adana, Mersin, Çanakkale, Muğla, Antalya, Denizli ve Aydın gibi kentlere yayıldı. Kadınlar, bu yıldan bu yana patriarkaya karşı “Bedenimiz, hayatımız, kararımız bizim, aileniz sizin olsun” ve “Geceleri, sokakları, meydanları terk etmiyoruz, feminist isyandayız” diyerek, her sene mücadele kararlılığını vurguluyor. Kadınlar bu yılda İstanbul'da Taksim olmak üzere dört bir yanda gece yürüyüşlerine hazırlanıyor.
“Feminist Gece Yürüyüşü”nde yıl yıl öne çıkan slogan ve talepler şunlar oldu:
2003: Yüzlerce kadının katıldığı “Feminist Gece Yürüyüşü” Taksim Meydanı’ndan başlayarak Mis Sokak'a kadar sürdü. "Savaş ve İşgal" politikalarına tepki gösterilen yürüyüş boyunca taşınan "Hitler, Mussolini, Şaron, Miloseviç, Bush, Saddam… Hepsi erkek, tesadüf mü?” pankartı ile ataerkil sistemin dünyayı getirdiği duruma işaret edildi.
2004: Artan kadın cinayetleri ve şiddete karşı alanlara çıkan kadınlar, “Erkek vuruyor devlet koruyor, mezar değil sığınak istiyoruz” diye haykırdı.
2005: Galatasaray Meydanı'ndan Taksim Meydanı’na gerçekleştirilen yürüyüşe katılan yüzlerce kadın “Erkek düzenine itaat etmiyoruz” pankartını taşıdı.
2006 ve 2007: Bu yıllarda yapılan yürüyüşlerde erkek egemen dünyaya karşı mücadele çağrısı yapan kadınlar, “Feminist Başkaldırı” ve “Patriarkaya karşı feminist mücadele” pankartını taşıdı.
2008 ve 2009: Bu yıllarda ise artan milliyetçi ve şovenist dalgaya karşı mücadele çağrısı yapan kadınlar, “Militarizme, kapitalizme, milliyetçiliğe, patriyarkaya karşı feminist mücadele” pankartını taşıdı. 2008 yılında ilk kez İstanbul dışında Ankara'da da “Feminist Gece Yürüyüşü” yapılırken kadınlar benzer taleplerle sokağa çıktı.
2010-2011: 2010 yılında “Erkek egemen düzene karşı feminist mücadele, feminist dayanışma” diyen kadınlar, 2011 yılında “Feminist isyan” dedi.
2012: Bu yıl kadınlara yönelik yaşatılan “aile” dayatmasının yanı sıra AKP'nin çıkarmak istediği kürtaj yasağına tepki gösteren kadınlar “Aile değil kadınız, feminist isyandayız” pankartı ile yürüdü.
2013: İlk kez Taksim Fransız Kültür Merkezi önünde toplanan kadınlar, Taksim Tünel Meydanı’na yürüdü. Patriarkaya, erkek şiddetine, cinsiyetçiliğe, heteroseksizme, kapitalizme, militarizme, emperyalizme ve savaşa karşı bir kez daha ses çıkaran kadınlar, “Yasta değil, isyandayız” dedi. Bu yıl, yürüyüşünün kitleselleşmeye başladığı yıl oldu. Bu yıl Antalya'da gece yürüyüşü başladı.
2014: Erkek-devlet şiddetine karşı “direniş” temasıyla alanlara çıkan kadınlara polis saldırısı bu yıl gerçekleşti. Tünel'de başlayan yürüyüşün Taksim Meydanı'na varmasına izin vermeyen polis kadınlara saldırdı. Bu saldırıya karşı direnen kadınlar ise Galatasaray Meydanı'nda basın açıklaması yaptı. Bu yıl Mersin ve İzmir'deki gece yürüyüşünde direniş teması öne çıktı.
2015: Bu yıl Fransız Kültür Merkezi önünde toplanan kadınlar, Taksim Tünel’e yürüdü. Fiili kürtaj yasakları ve hükümetin kadınları hedef alan açıklamalarına karşı yürüyen kadınlar, “Hayatımıza sahip çıkıyoruz” pankartı taşıdı. Aynı taleplerle birçok ilde sokağa çıkan kadınlar, eylemleri Türkiye'nin birçok kentine yaydı.
2016: İstanbul Valiliği’nin yasağına karşı yine Fransız Kültür Merkezi önünde toplanan binlerce kadın, Kurdistan’da ilan edilen sokağa çıkma yasakları ile çatışmaları gündemine aldı. Yasak kararını tanımayan kadınlar, Taksim Tünel’e kadar gerçekleştirdikleri yürüyüşte savaş karşıtı sloganlar atarak, “Kadınların bu savaşta rızası yok” pankartı taşıdı.
2017: Bu yıl “Hayatlarımıza müdahale etmeye hayır” ve “Feminist mücadelemizin geri dönüşü yok” pankartlarını taşıyan kadınlar, Taksim Meydan’dan Tünel’e yürüdü. “Hayatlarımızı istiyoruz” diyen kadınlar, İstanbul dışında Türkiye’nin dört bir yanında yürüyüşler düzenledi. Bu yürüyüşlerin yapıldığı Ankara, Antalya ve Kocaeli de, valilik yasaklarını gerekçe gösteren polis, yürüyüşlere saldırdı ve onlarca kadın gözaltına alındı.
2018: Bu yıl binlerce kadın, “Hayatımız, isyanımız, mücadelemiz: Feminizm” sloganıyla Fransız Kültür Merkezi önünde 16. Feminist Gece Yürüyüşü’nde bir araya geldi. İstiklal Caddesi'nden tünele doğru yürüyen kadınlar, kadına yönelik şiddet, taciz, tecavüz ve çocuk istismarını protesto etti. Kadınlar, engellemelere rağmen eş zamanlı olarak Eskişehir, Ankara, İzmir, Mersin ve Adana başta olmak üzere birçok kentte sokakları terk etmedi.
2019: Bu yıl Taksim Meydanı kadınlara yasaklandı. Ancak erkek egemen sistemin yasağını tanımayan binlerce kadın, aynı adreste buluştu. "Dünya yerinden oynar kadınlar özgür olsa", "Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz" sloganlarıyla Fransız Kültür Merkezi önünde bir araya gelen kadınlar, polis tarafından ablukaya alınarak, Tünel’e yürümelerine izin verilmedi. Kadınları Taksim Meydanı'na sürükleyen polis, arka sokaklarda saldırdı ve çok sayıda kadını şiddet uygulayarak, gözaltına aldı. Buna rağmen gece geç saatlere kadar Taksim Meydanı’nı terk etmeyen kadınlar, polis şiddeti ve gözaltıları protesto etti. İzin verilmeyen ve polisin kadınlara şiddet uyguladığı 17. Feminist Gece Yürüyüşü sonrası ise, kamuoyunu belirleyen kadınların ezanı protesto etmesi gibi yürüyüşle ilgisi olmayan bir konu oldu.
2020: Valilik kararıyla bir kez daha kadınlara yasaklanan Taksim Meydanı ve İstiklal Caddesi’ne çıkan bütün yollar polis tarafından sabahın erken saatlerinden itibaren kapatıldı. İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi önünde yasak kararına rağmen toplanan kadınlar, "Gülistan Doku nerede?", "İşsizlik, yoksulluk faturalar suçum değil", "Çocuk haklarını aklayan bir ülke istemiyoruz" ve "Yaşasın feminist mücadelemiz" dövizlerini taşıyarak, "Susmuyoruz, korkmuyoruz itaat etmiyoruz", "Erkekler evlere ütü yapmaya", "Kadın cinayetleri politiktir" sloganları attı. Sıraselviler Caddesi'nden açıklamanın yapılacağı Fransız Kültür Merkezi önüne yürümek isteyen kadınların önüne barikat kuruldu. Bu esnada kadınların bir kısmı Karaköy'e doğru yürüyüşe geçerken, polis barikatını aşmak isteyen bir gruba polis biber gazıyla saldırdı. Gözaltına alınan 34 kadın, 9 Mart sabahı serbest bırakıldı.
2021: Bu yılda yasaklar devam ederken yürüyüş öncesi İstiklal Caddesi ve Taksim’e çıkan birçok yol trafiğe kapatıldı, İstiklal Caddesi’ne giriş çıkışlara izin verilmedi. Yasağa karşı Sıraselviler Caddesi'nde toplanan kadınlar "Feminist isyan her yerde" pankartı ile yürüyüşe geçti. Yürüyüşe saldıran polis, onlarca kadını gözaltına alırken, kadınlar "Bu kenti ateşe vereceğiz", "Kapatıldığımız evleri başınıza yıkacağız" "İstanbul Sözleşmesi yaşatır", "Beni değil, katilimi tutukla" ve "Soysuzlara inat anasoyluyuz" sloganları eşliğinde direnişe geçti. Yine Türkiye'nin diğer kentlerinde de yapılan gece yürüyüşlerine katılan kadınların gündeminde isyan ve İstanbul Sözleşmesi'nin yürürlükten kaldırılma tartışmaları yer aldı.
2022: İstanbul Valiliği tarafından yasaklanan yürüyüş öncesi kadınların, Sıraselviler Caddesi'nde toplanmasına izin verilmedi. Buna karşı Tel ve Büyükparmak sokak ile Firuzağa, Cihangir başta olmak üzere birçok noktada bir araya gelen kadınlar,bulundukları sokaklarda pankartlarını açarak, “Bu isyan bitmeyecek”, “Jin jiyan azadi”, “İnadına isyan, inadına özgürlük”, “Erkek adalet değil, gerçek adalet”, “Polis simit sat onurlu yaşa”, “İstanbul Sözleşmesi yaşatır” sloganlarını attı.
Bulundukları sokaklardan Sıraselviler Caddesi’ne doğru yürüyüşe geçen kadınlar, yer yer biber gazı, plastik mermi ve barikatlarla engellenmeye çalışılsa da kararlı bir şekilde yürüyüşe devam etti. Barikatları tek tek yıkarak, Sıraselviler Caddesi’ne ulaşan kadınlar, 20’nci “Feminist Gece Yürüyüşü”nü gerçekleştirerek, Cihangir’e yürüdü.
İZMİR, ANKARA, MERSİN, ADANA
İzmir'de Leman Kültür Merkezi önünden ÖSYM Alsancak Bürosu önüne yürümek isteyen kadınların yürüyüşüne izin vermeyen polis, önlerine barikat kurdu. Ancak barikatları yıkan kadınlar, "Patriarka ve yoksulluğa karşı feminist isyan" pankartıyla yürüyüşe geçti. Ankara'da “Bu bir yaşam mücadelesidir: Feminist isyan”, Mersin'de “İtaat yok Feminst isyan var” pankartlarıyla yürüyen kadınlar, Antalya ve Adana'da yapılmak istenen yürüyüşlere polis saldırısı gerçekleşti.
2023 YILI
Mereş merkezli 6 Şubat ve Hatay merkezli 20 Şubat’ta yaşanan depremlerin yaralarının sarıldığı bir ortamda 8 Mart’ı karşılayan kadınlar, bu yıl “dayanışma” temasıyla alanlarda olacak.
İzmir ve Ankara'da 15 yıldır “Feminist Gece Yürüyüşü”ne katılan Azize Çelikbaş, yürüyüş ve kadınların mücadelesine dair değerlendirmelerde bulundu.
DİRENÇ HALİ
Kadınların “Gecelerde sokaklarda bizim” şiarıyla isyanlarını, haklarını ve taleplerini duyurmak için sokaklara çıktığını belirten Çelikbaş, kadınlara direniş ve mücadele dışında bir şans bırakılmadığını söyledi. Çelikbaş, "Kadınlar için gece ve gündüz çok farklı değil. Ama gece daha çok kadının evde olması veya kendimizi güvende hissetmememiz gerektiği öğretilen bir yer. O yüzden gece yürüyüşü direncimizi gösteren bir şey oldu. Her şey yasak ama feministler olarak yasaklara, baskılara ve dayatmalara karşı geliştirdiğimiz bir direnç hali" diye belirtti.
YILLAR İÇİNDE BÜYÜDÜ
İzmir'de ilk olarak 2014 yılında kitlesel gece yürüyüşünün gerçekleştiğine değinen Çelikbaş, Karşıyaka Çarşı’da başlayan eylemin daha sonra Alsancak Gar'da devam ettiğini anımsattı. Yıllar içerisinde çeşitliliğin ve dillerin arttığını kaydeden Çelikbaş, "Farklılıklarımızla bir arada olma halimiz ve birbirimizin derdini dert edinmemiz bizi büyüttü. Şimdi geldiğimiz noktada daha kapsayıcı, kesişimsel feminizmin yer aldığı, herkesin katılabildiği gece yürüyüşlerini yapıyoruz” diye belirtti.
BU YILIN TEMASI DAYANIŞMA
Kadınlar ve LGBTİ+'ların dünyanın her yerinde şiddet, taciz ve ayrımcılıkla mücadele ettiğinin altını çizen Çelikbaş, bunların sokağa çıkma nedenleri olduğunu söyledi. Yürüyüşün renkli tarafının isyan ve heyecanları olduğunu belirten Çelikbaş, şöyle devam etti: “Ama altında asıl yatan şey hayatta kalmaya çalışmamız. Evet feministler eğlenmeyi, gözünün yaşını silip tekrar ayağa kalkmayı biliyor. Coğrafyamızda yaşanan en büyük yıkımlarından birine şahit olduğumuz bu günlerde 8 Mart'ta gidiyoruz. Fakat patriarkal kapitalizmin bizi sürüklediği bu yıkımdan çıkmanın tek yolunun dayanışma olduğunun da bilincindeyiz. İşte bu bilinç ve gerçeğin izinde bu 8 Mart'ta dayanışmayı büyütme ve cesareti örgütlemenin öneminin farkındayız. Bu yıl tüm meydanlardan ve sokaklardan hem deprem bölgelerindeki kadınların ve LGBTİ+ların taleplerini hem de feminist isyanımızı haykıracağız. Bu isyanın, dayanışmanın, umudun ve öfkenin parçası olmak isteyen tüm kadınları ve LGBTİ+'ları 8 Mart’ta saat 19.30'da eski Leman Kültür önünden başlayacak olan 6. Feminist Gece Yürüyüşü’ne çağırıyoruz."
MA / Tolga Güney