MEREŞ - Bazarcix ilçesinde soğuk havada sokaklarda sabahlamak zorunda kalan yurttaşlar zor bir geceyi daha geride bıraktı. Fidan Fıstık'ın, "Güneş ne zaman doğacak" sorusu yaşanan tüm zorlukların bir özeti adeta.
Depremin merkez üssü Mereş'in Bazarcix (Pazarcık) ilçesinde başlarını sokacak bir baraka ve çadır bulamayan depremzedeler, eksi 5 derecede sokaklarda yaşıyor. Kimi bir ateşin etrafında, kimi kamyon kasasında, kimi yakıtı olmayan bir araçta, kimi ise enkaz altında kalan yakınlarının bulunduğu yerle bir olmuş binaların hemen yanında...
DONDURUCU SOĞUKLAR
Sabaha doğru saat 04.00 sıralarında Cengiz Topel Mahallesi'nde sokaklarda yaşam mücadelesi veren aileleri ziyaret ettik. Halen depremin şokunu üstlerinden atamayan aileler, ne yapacaklarını bilemez haldeler. İnsanlar, yaktıkları ateşin etrafında tir tir titreyen ellerini ve ayaklarını ısıtmaya çalışıyor; tek istedikleri başlarını sokabilecekleri bir çadır.
BİR SAAT ERKEN GÜNEŞİN DOĞMASINI İSTİYOR!
Bu ailelerden birisi de Fıstık ailesi. Eşi araçta, kendisi de bir ateşin başında ısınmaya çalışan Fidan Fıstık, halen depremin şokunu atlatmış değil. Selamlaştıktan hemen sonra saati soruyor. Kendisine saatin 05.00 olduğunu söylediğimizde teşekkür ederek, yaşadıklarını anlatmaya başlıyor.
Evinin hasar gördüğünü ve olası bir depremde yıkılacağını aktaran Fıstık'ın aklı sürekli saatte. Konuşmasına ara verip bu kez "Güneş ne zaman doğacak" diye soruyor.
'DAYANAMIYORUM'
Fıstık, iki saat sonra güneşin doğacağını söylediğimizde ise, şu yanıtı veriyor: "Bu rezilliği ben çekemiyorum artık. Allah Allah de ki bir saat olsun! (Bir saat sonra güneşin doğmasını istiyor). Bana yardımcı olun. Dayanamıyorum."
Etrafındaki binalarda oluşan yarıklara işaret eden Fıstık, "Durumları görüyorsunuz, dikkat edin" diyerek, evlerden uzak durmamızı istedi.
HÜSEYİN ANUŞ: CENAZELERİMİZİ ÇIKARAMIYORUZ
Sokaklarda yürümeye devam ederken, közlenmiş ateşin sönmemesi için etrafta odun toplayan bir yurttaş ile karşılaşıyoruz. Durumu sorduğumuzda yaşadıklarını anlatmaya başlıyor: "Şu karşı binada eşim ile birlikte yaşıyorduk. Deprem olur olmaz çıktık. Binamız yıkılmadı. Sağımız ve solumuzdaki binalarda çökmeler oldu. Komşularımız da kurtuldu. Yalnız iki gündür perişan haldeyiz. Başımızı sokacak bir çadırımız yok. Aşağıda parkın orada çadır kuracaklarını söylüyorlar ama biz evimizin karsında çadır kurulmasını istiyoruz. Eşim şuan arabanın içerisinde ben de burada ısınmaya çalışıyorum. Enkazların altında birçok tanıdığımız var cenazeleri görüyoruz ama çıkaramıyoruz. Bir an önce yardım gelmesini istiyoruz."
Dondurucu soğuktan titreyen yurttaşa ateşin kenarında devam etmesini istediğimizde gözleri yaş doluyor. İsmini sorduğumuzda Hüseyin Anuş olduğunu söylüyor. “Besê Anuş'u tanıyor musunuz” diye sorduğumuzda, "Amcamın kızıdır. Siz nereden tanıyorsunuz" diyor gözyaşlarını tutamıyor.
Daha sonra aynı mahallenin farklı sokaklarını adımlıyoruz. 7'nci Cadde’ye geldiğimizde, büyük bir enkazın yanı başındaki müstakil evin önüne kurulmuş barakada kalan yurttaşlarla karşılaşıyoruz.
'CEHENNEMİ YAŞADIK'
Yurttaşlar anlatmaya başlıyor: "Bu bina bizim evin üzerine yığıldı. Biz kendimizi çoluk çocuk dışarıya attık ve hemen yardımlarına koştuk. Bir anneyi, kızı ve torununu enkazdan çıkardık. Fatma (anne) yaşamını yitirmişti. Kızı Sultan ve torunu ise yaşıyordu. Dayımlar da diğer enkazın altındaydı. Oradan da 4 kişiyi çıkardık. O gece cehennem oldu bizim için. Dayımları çıkardıktan sonra kayınbabamgile koştuk. Onlara ulaşamadık. İki gün boyunca bekledik. Kepçeyi getirdik AFAD yok. AFAD'ı getirdik kepçe yok. Kayınbabam ve kayınvalidemin cansız bedenlerini dün çıkardık."
YOKSUL APARTMANI’NDA SON DURUM
Gece yarısından sonra 5'i çocuk en az 11 kişinin enkazı altında bulunduğu düşünülen Yoksul Apartmanı'ndaki çalışmalara ara verildi.
Cengiz Topel Mahallesi'nde 8'inci Cadde üzerindeki Eren Mini Marketin karşısında bulunan apartmanda yapılan çalışmalar sonucunda gece saat 00.00 sıralarında 2 kişinin cansız bedenine ulaşıldı. Buradaki çalışmalar aralıksız devam ediyor.
MA / Abdurrahman Gök - Azad Altay