HDP’nin çözüm programı: Savaşa son vereceğiz

img
ANKARA - HDP Milletvekili Fatma Kurtulan, Türkiye’nin yapısal sorunların çözümü için programa sahip olduklarını u belirterek, “Savaşa son verecek, içeride ve dışarıda barış politikasını hayata geçireceğiz” dedi. 
 
Meclis Genel Kurulu’nda 5 Aralık’ta başlayan 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi’nin görüşüldüğü maratonda sona gelindi. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar’ın da katıldığı Genel Kurul’da görüşmeler başladı. 
 
Partisi adına konuşan HDP Mersin Milletvekili Fatma Kurtulan, bütçenin önemine değinerek, “Bütçe halkındır, bütçe hakkı halka aittir. Parlamentoların varlık amacı da halktan aldığı yetkiyle halk adına bütçeleme yapmaktır. Ancak bu hak AKP iktidarında gasp edildi. Ve biz bu parlamentoda iki ay boyunca iktidarın ve yandaşlarının rant bütçesini görüştük. Bir kez daha bütçe hakkının halk için kullanılmadığına gördük. Halka ait kaynakların özü itibariyle bir avuç sermayedara nasıl peşkeş çekildiğini gördük. Ve yine iktidarın, muhalefetin tek bir önerisinin dikkate almadığını gördük. Bu anlamda halkımıza vereceğimiz tek müjde; bu bütçenin iktidarın son bütçesi olduğudur. Bir yıl sonra halkın bütçesini hep birlikte yapacağız. Bu rant ve talan düzeni bitecek, sizlerden toplanan vergiler sizlere geri dönecek” dedi. 
 
BÜYÜYEN SEFALETEN SÖZ EDİLMEDİ
 
Ülkenin büyük bir ekonomik iflas içinde olduğunu ifade eden Kurtulan, “Büyük bir ekonomik iflasın içerisinde, AKP iktidarı ile küçük ortağının son ve telaşlı nefeslerini duyduğumuz bir bütçe sürecini geride bırakıyoruz. Komisyon sürecinden Genel Kurul sürecine kadar yaklaşık 45 gündür bozuk bir kaset gibi 2002 yılı nakaratını tekrarlayan bakanlar ve milletvekilleri ‘hiçbir’ şey söyleyerek Türkiye’nin iflasına, derin ekonomik krize, açlığa, yoksulluğa, borçluluğa dair tek bir kelam etmediler. Türkiye büyüyor dediler. Halkın küçülen sofrasından bahsetmediler. Büyüyen borçlardan, binalara sığmayan icra dosyalarından, büyüyen sefaletten bahsetmediler. Türkiye ihracat rekorları kırıyor dediler. İthalat batağına batmış, üretemeyen Türkiye’den bahsetmediler. İstihdam artıyor, işsizlik azalıyor dediler. 10 milyonu aşkın işsiz yurttaştan, yağmalanan işsizlik fonundan, kadın işsizliğinden bahsetmediler. Açlıktan uyuyamayan, yokluktan sokağa çıkamayan milyonlarca yurttaştan söz etmediler” şeklinde konuştu. 
 
HDP’NİN MUHALEFETİNE YENİLDİNİZ 
 
 
Kurtulan, şöyle devam etti: “Sonuç olarak; 2023 yılı bütçesinde kulağını muhalefete tıkayan, demagoji içerisinde debelenen iktidar ve küçük ortağının söyleyecek hiçbir şeyi kalmadığını 45 gündür burada utanç içinde izliyoruz. Bu bütçe bir seçim bütçesidir dedik. Bu bütçe bir çıkar bütçesidir dedik. Bakın, 7 milyonu aşkın asgari ücretli emekçi insan onuruna yaraşır bir ücret talep ediyor. 2023 yılı Asgari Ücret tespiti için görüşmeler 7 Aralık’ta başladı. Açlık sınırının 7 bin 787 TL, yoksulluk sınırının 26 bin 123 TL olduğu 2022 yılı Türkiye’sinde, gerçek rakamları telaffuz etmekten imtina eden bir AKP iktidarı ve onun güvencesi altında olan işverenler var. Geçen yıl burada asgari ücretin 2022 yılı için 5 bin 500 TL olması gerektiğini söylemiştik. Bu rakamları Halkların Demokratik Partisi olarak ifade ettiğimizde AKP sıralarından ‘Nerede yaşıyorsunuz?’, ‘Siz de iyi uçuyorsunuz’ diye bağıran onlarca milletvekili vardı. Ne oldu, 6 ay dolmadan bir ek bütçeye ihtiyaç duyuldu. Ne oldu, 4 bin 250 TL yaptığınız asgari ücret 6 ayda eridi, kül oldu. 6 ayda HDP’nin siyasi öngörüsü ve muhalefetine yenildiniz. 
 
ENFLASYONA YENİLMİŞ DEVLET 
 
Bugün de yine sayenizde asgari ücret açlık sınırıyla başa baş gidiyor. Asgari ücretin açlık sınırı seviyelerinde dolaşmasına izin vermeyeceğiz. HDP olarak asgari ücretin en az 12 bin 500 TL olması gerektiğini belirtiyoruz. Şunu da hatırlatalım; Bizler, Türkiye’nin bütün emekçileri bu topraklarda yaşıyoruz. Bu topraklarda emek verip, alın terimizi bu topraklarda siliyoruz. Asıl size soruyoruz? Siz nerede yaşıyorsunuz? Hangi adalarda, hangi deniz aşırı ülkelerde nakit transferleri yapıyorsunuz? Vergi düzeni nefes alan herkesi ve her şeyi kapsayacak kadar büyüdü. Bu büyüyen devletin değil, yoksullaşan, çürüyen, enflasyona yenilmiş devletin hazin tablosudur. Sözde önlemler alınarak, yama politikaları ile batış örtbas edilemez. Ekonomik sorunları gerçekten çözmek yerine sadece halkın öfkesini hayali hedeflere yönlendirecek politikalar anlatılıyor, uygulanıyor. Tavan yapan ekmek ve gıda fiyatları ile mücadele yerine aç olduğunu söyleyenlerle mücadele eden bir akılla karşı karşıyayız. Bu popülizm, bu pahalılığı hem de kıtlığı daha derinleştirmeye devam ederken; bundan en fazla yine yoksulun etkilendiğini görmüyor. 
 
SEFALETİN YÜKÜ VATANDAŞA YÜKLENDİ 
 
Bir avuç zenginin şatafatı ile büyülenip her şeyin yolunda olduğunu söyleme riyakârlığına düşülebiliyor. Bundandır ki bugün makbul vatandaş, asla ekmek talebinde bulunmayan, sadece alkışlayan vatandaş olarak tasvir ediliyor. Hani Hazine ve Maliye Bakanı utanmadan ‘fakire, fukaraya vermek bereket getirir’ diyor ya, bilerek, isteyerek, çalıp çırparak yaratılan sefaletin yükünü yine vatandaşa yüklüyor. Ortada, emekçilerden, emeklilerden, memurlardan, gençlerden, kadınlardan çalınan koca bir vergi serveti var. Ortada bir hırsız var.
 
AKP’NİN EKONOMİ TERCİHLERİ 
 
Bakın, 2022 yılı ilk 10 ayında, ucube bir icat olan Kur Korumalı Mevduat Sistemi’ne Hazine’den 90 Milyar TL üzerinde harcama yapıldı. Servetine servet katan zenginleri yine vatandaşın vergileriyle besliyorsunuz. İşte AKP iktidarının ekonomi tercihleri ve sonuçları bu şekildedir. Halkların Demokratik Partisi olarak adil gelir dağılımını esas alan bir bütçeyi HDP yönetiminde hayata geçireceğiz. Bu sebeple; Türkiye’de asgari ücretle çalışan emekçi sayısı azami yüzde 10 olacaktır. Kayıt dışı ve güvencesiz çalışma şartları ortadan kaldırılarak insan onuruna yaraşır bir gelirle çalışma koşulları ve sosyal politikalar tesis edilecektir. Alt gelir gruplarının gelirini arttırmak amacıyla bütçeden pay ayrılacaktır. Gelir dağılımındaki adaletin sağlanması amacıyla alt gelir gruplarının üzerindeki vergi yükünü azaltacak politikalar devreye sokulacaktır. 
 
YARGININ GELDİĞİ DURUM: İÇLER ACISI 
 
Türkiye’de yargının geldiği durum içler acısı. Sadece Kobanê Davası denen akıl tutulması kumpasa bakmak bile yargının nasıl da sopa olarak kullanıldığını, kişilerin elinde oyuncağa döndüğünü anlamaya yeter. Kobanê olayları ne zaman yaşandı? 2014’te. Dosyada görevlendirilen 5 savcı 2019’a kadar kalem dahi oynatmadı. Ama 2018 seçimlerinde Erdoğan Kobanê olaylarını seçim malzemesi yapınca Ahmet Altun adlı savcı dosyaya özel olarak atandı. 2019 yılında dosyaya gizlilik kararı verdi ve olaylar gelişti. 3 bin 350 sayfalık iddianame hazırlandı ve hukuk kırımı başladı. Dava dosyası 200’ü aşkın klasörden oluşuyor. Davanın bir haftalık kısa bir zamanda mahkeme heyeti tarafından kabul edilmesi hukuk kırımı değil midir? Delil üretmek için dört yıldır hiçbir tanık olmayan dosyaya iki gizli, iki açık tanık konulması hukuk kırımı değil midir? Savcının dosyada unuttuğu kumpasın belgesine ne diyelim? TEM’den gelen bu belge ile kumpasın nasıl kurgulanabileceği, vekillerimizin kumpasla nasıl tutuklanabileceği, kapatma davasına giden yolun bu şekilde nasıl açılabileceği bir belge. Alın size hukuk vahşetinin, kepazeliğin, rezilliğin belgesi. Yargılama aşamasına girmiyorum bile. Savunma hakkının kısıtlanmasından, mahkeme başkanının çete örgütü lideri çıkmasından, yargılamanın olağanüstü bir hızla yürütülmesinden tutun da tanıkların yönlendirilmesine kadar türlü türlü hukuksuzlukla karşılaştık. Kumpasın devamı olan Kapatma Davası da çok farksız değil. Tam bir tesadüfler davası. İlk tesadüf ilk iddianamenin Anayasa Mahkemesine MHP Genel Kongresinden bir gün önce verilmesi.
 
DEVLETİN ESAMESİNİN OKUNMADIĞI DÖNEM 
 
İkinci tesadüf ise İkinci iddianamenin HDP'nin Türkiye'de seçim dengelerini değiştirdiği ve AKP'yi ilk defa iktidardan düşürdüğü seçimin yapıldığı 7 Haziran’dı. AKP hukuku tesadüfleri sever olsa gerek ki Kapatma Davası, iktidarın kendisi küçük, yaygarası büyük ortağı MHP’nin ‘HDP kapatılsın’ diye yargıyı yönlendirmesinden sonra açıldı. Sırf ekonomiyi eleştirdiği için gözaltına alınanlardan tutun da kimyasal silah araştırılmalı diyen TTB Başkanı Sayın Şebnem Korur Fincancı’nın tutuklanmasına, Kumpas davalarından tutun AİHM kararlarının uygulanmamasına, OHAL komisyonundan, cezasızlık kararlarına kadar, cezaevlerinin Kürtlerle ve muhaliflerle doldurulmasından, siyasi soykırım operasyonlarına kadar, yargıda çeteleşmeye kadar, hukuk devletinin esamesinin okunmadığı bir döneme geçildi. 
 
KÜRT KİMLİĞİNE DÜŞMANLIK 
 
Ama biliyoruz ki kopara kopara zehirli meyve veren ağaca çevirdikleri hukuk, er ya da geç bu talan, yolsuzluk ve adaletsizlik iktidarını zehirleyecektir. Hepimizin gördüğü gibi, bu meclis çatısı altında Kürt sorunun konuşulmadığı tek bir gün yok. Çünkü Kürtlere dönük hak ihlallerinin gerçekleşmediği, haklarının gasp edilmediği, Kürtlerin katledilmediği, işkenceye uğramadığı tek bir gün bile yok. Hatta bu kürsüde dahi kof milliyetçi bir hamasetle Kürt halkına, Kürt kimliğine nefret ve düşmanlığın kusulmadığı tek bir gün de yok. Bunlar sadece Kürtlere mi yapılıyor ya da sadece Kürt sorununu mu konuşuyoruz? Hayır.  Her gün bu kurulda işçilere, emekçilere, işsizlere, emeklilere, EYT’lilere, Aleviler başta olmak üzere kültür ve inanç kimliklerine, öğrencilere, kadınlara, LGBTİ+’lara, gençlere, mültecilere, çocuklara yönelik hak ihlallerini, temel haklarının gasp edilmesini konuşuyoruz. 
 
ÜLKENİN EN ESKİ SORUNU: KÜRT SORUNU  
 
Çok uzağa gitmeden, bakın bizim eleştirilerimizi kabul etmeyen Cumhurbaşkanı yardımcısı Fuat Oktay, bütçe açılışını şu sözlerle yaptı: ‘Bu bütçe; Milli muharip uçağın, Kızılelma'nın, yeni tip denizaltılarımızın, SİBER füzemizin, çıkarma gemisinin bütçesidir’ dedi. Yani tamamen savaşa odaklı bir akıl söz konusu. Defalarca dile getirdik, savaşla, çatışmayla, öldürmekle, cezaevleriyle bu sorunun çözülemeyeceğini, aksine gittikçe ağırlaştığını ve tüm topluma kaybettirdiğini defalarca dile getirdiğimiz gibi. Burada Türkiye halklarına sesleniyoruz; Kürt sorunu bu ülkenin en eski, en temel sorunlarından birisidir. Bu sorun demokratik müzakere yöntemiyle rahatlıkla çözülebilir. Ama savaş ve çatışmada ısrar edildiği için hem çözülemiyor hem de yeni birçok sorunun da ortaya çıkmasına neden oluyor. Bugün; özendiğimiz, zengin ve refah seviyeleri yüksek, dünyanın en gelişmiş demokrasilerine, insan hakları, basın özgürlüğünün gelişmiş olduğu, kadınların haklarının güvence altına alındığı, çocukların okullara aç gitmediği, 6 yaşında evlendirilmediği ülkelere bakalım. İngiltere, İspanya, Fransa başta olmak üzere birçok ülke, ulus devlet olduktan sonra dışladığı kimlikleri, savaşla baskıyla dize getireceğini, yok ederek çözeceklerini düşünüp bu yöntemleri denediler. Ama yanıldıklarını görüp çözüm geliştirmek zorunda kaldılar. 
 
DEMOKRATİK ÇÖZÜM DEKLARASYONU 
 
Ve esas olarak bu sorunlarını çözdükten sonra diğer sorunlarını kolayca çözdüler ve geliştiler. Çünkü tek ve gerçek çözümün diyalog, müzakere ve eşit yurttaşlık olduğu, bunun dışında uygulanan tüm yöntemlerin acı, yıkım ve yoksulluk getirdiği anlaşıldı. 2013 yılında Kürt sorunun demokratik çözümü konusunda en azından diyalog kanallarının açılmasının, bu sorununun toplum tarafından savaş ve ölüm dışında barışçıl yöntemlerle tartışılmasının zemini açılmıştı. İmralı’daki ağırlaştırılmış tecrit aralanınca Sayın Öcalan’la geliştirilen diyalog süreci milyonlara umut olmuştu. Silahların sustuğu bu kısa dönemde dahi her şeyden önemlisi, cenazeler gelmemiş, toplum, biraz da olsa nefes almış ve barışın mümkün olabileceği tüm toplumsal kesimler tarafından görülmüştü. Bu açıdan; 2013 Newrozu’nda okunan Çözüm Deklarasyonu, Dolmabahçe Mutabakatı ve partimizin Eylül 2021’de ‘Demokrasiye, Adalete, Barışa Çağrı Deklarasyonu yani tutum belgemiz, ülkenin tüm sorunlarına olduğu gibi Kürt sorununun demokratik zeminde çözümün de tarihsel çağrı metinleridir. 
 
BARIŞA GİDEN YOL AÇILSIN 
 
Partimiz, halklara umut olan 2013 Newroz deklarasyonunun arkasındadır. Yayınladığımız tutum belgemiz temel tutumumuz olmaya devam ediyor. Bu yüzden tecrit kaldırılsın, barışa giden yol açılsın diyoruz. Temel bir insan hakkı olan toplumun barış hakkını hep birlikte inşa edebiliriz. Tüm ülke halklarını da bizleri kutuplaştıran, ayrıştıran, geçmişimizi aldığı gibi geleceğimize de ipotek koyan, bize acı, ölüm ve yoksulluk dışında hiçbir şey getirmeyen bu savaş ve çatışma politikalarına dur demeye, savaş politikalarında ısrarın en büyük sembolü olan tecride karşı durmaya, demokratik çözümden, müzakereden ve diyalogdan yana tavır almaya davet ediyoruz.
 
DEMOKRATİK VE ÖZGÜRLÜKÇÜ ANAYASA 
 
Türkiye halkları bugün hukukun üstünlüğünü, demokratik katılımı, insan hak ve özgürlüklerini güvenceye alan, insan onuruna yaraşır bir yaşamın teminatı olan demokratik bir anayasa özlemi içindedir. Bildiğiniz gibi, 1921 Anayasası’nın yerel yönetimlere öncelik veren görece demokratik ruhu Cumhuriyetin ilanı sonrası adım adım ortadan kaldırıldı. Rejimin kurumsallaşmasıyla bu topraklarda yaşayan bütün halk ve inançlar Türklük sözleşmesi etrafında yok sayıldı. Dışlayıcı ve inkârcı rejim, sürekli kriz halinin olağanlaştığı bir girdap içerisindedir. Demokratik ulusun ve bu toplumsal yeniden kuruluşun içerisinde hayat bulacağı Demokratik Cumhuriyetin inşa edilmesi bir zorunluluktur. Demokratik Cumhuriyetin inşasında en önemli adımlardan biri olarak yeni bir toplumsal sözleşmeyi yani demokratik bir anayasayı görüyoruz. Herkesin kabul ettiği bir şey var: 12 Eylül darbe anayasası, bugün başta Kürt sorunu olmak üzere siyasal alandan toplumsal alana kadar bütün sorunların çözümünde ve cumhuriyetin demokratikleşmesinin önündeki en büyük engeldir. Toplumsal barışın sağlanması, köklü sorunların çözüme kavuşması için; farklılıkları zenginlik olarak gören, demokratik kazanımları geliştiren, toplumsal mutabakatı esas alan, sivil, demokratik ve özgürlükçü bir anayasa en acil ihtiyaçtır.
 
TEK ÇÖZÜM DEMOKRATİK CUMHURİYET
 
Türkiye siyaseti yıllardır iki kutba sıkıştırılıyor, sizlerden de bir tercihte bulunmanız isteniyor.Bir tarafta ülkedeki her alandaki krizin ve yıkımın mimarı olan statükocu iktidar, diğer tarafta gerçekte hiçbir şey vadetmeyen restorasyoncu muhalefet var. Bu iki bloka da mecbur değiliz. Halklar, inançlar, ezilenler, kadınlar, gençler, emekçiler, ekoloji mücadelesi yürütenler, tüm dışlananlar demokratik değişim taleplerini dile getiriyorlar. Ortak yeni yaşam hattı olan üçüncü yol siyasetimiz ile biz bu talepleri hayata geçirmeyi hedefliyoruz. Bizim için üçüncü yol siyaseti, sadece siyasi alanda değil, toplumsal, iktisadi, toplumsal cinsiyet, emek ve ekoloji gibi bütün alanlarda yeni bir siyaseti ve yaşamı inşa etme iddiasındadır. Bu yol Türkiye’yi demokratikleştirecek ve yapısal sorunları çözecek tek yoldur. 
 
KADINLAR GÖRMEZDEN GELİNİYOR 
 
Kadına yönelik şiddet katliam düzeyinde. Her gün en az iki kadın katlediliyor ya da şüpheli şekilde hayatını kaybediyor. Rakamlar kamuoyundan gizleniyor. Kadın kurumları bu rakamları kaydediyor. Görünür kılıyor ve mücadele ediyor. Bu nedenle de bu kurumlar da şiddetin hedefinde. Dişimizle, tırnağımızla, dayanışmayla kadın katillerinin davalarında kenetleniyoruz. Hep birlikte, birbirimizin sesi oluyoruz. Toplumsal yaşamda da kadınlar görmezden geliniyor. Kadınlar erkeklere göre kamusal hizmetlerden de daha az yararlanıyor.
 
Kadın istihdam oranı TÜİK’in çarpıtılmış rakamlarında bile yüzde 26. Üstelik bunun içerisinde 15 yaş üstü işçileştirilen çocuklar da dâhil. Konuşmamın başında da kullandığım bir ifade vardı. Bütçe hakkı. Bütçe hakkı dedim, bu tanımı aklımızda iyice tutalım ve bırakmayalım. Bu karanlık tabloda da görülüyor ki bu bütçede kadınlar yok. Kadınları görmeyen bütçeyi de, bu karanlık tabloyu da kabul etmiyoruz. Bu nedenle yıllardır toplumsal cinsiyete duyarlı bütçe diyoruz. 41 ülkede bu denedi ve başarılı oldu. Bütün kurumların bütçesi toplumsal cinsiyete duyarlı olmalı diyoruz. Kamu kaynakları eşitliği sağlamalıdır. Şiddetle mücadele etmelidir. 
 
TOPLUMSAL CİNSİYETE DUYARLI BÜTÇE
 
Bakın, HDP belediyelerinin tamamında toplumsal cinsiyete duyarlı bütçelemeyi hayata geçirdik. HDP yönetiminde de kamu bütçesinin eşitliği sağlaması için merkezden yerele kadar toplumsal cinsiyete duyarlı bütçeyi hayata geçireceğiz. Biliyoruz ki biz kadınlar her neyi aklımıza yazdık ise hayata geçirme kudretine de sahibiz. ‘Jin jiyan azadî’ sloganı şu an dünyanın her yerinde her dilde yankılanıyor. Enternasyonal kadın mücadelesine güç veriyor, kadın mücadelesine ışık tutuyor. İran’da ‘Zen, Zengedi, Azadî’ diyen kadınlar, dünyanın bir diğer ucunda ‘Donna, Vita, Liberta’ diye haykırıyor. Kadınlar içerisinde özgürlük tutkusuyla Fems, Vai, Liberte şarkısını söylüyor. Faşizme karşı bugün dünyanın her yerinde en görkemli mücadele kadın, yaşam ve özgürlük mücadelesidir. Bu emek ve özgürlük mücadelesinin bileşkesidir. Buradan erkek egemen iktidara sesleniyorum: Şunu unutmayın, tüm haklarımızla beraber vardık, varız ve var olacağız. 
 
SİYASETİN HER KADEMESİNDE EŞ BAŞKANLIK
 
Eşbaşkanlık sistemini siyasetin her kademesinde hayata geçireceğiz. Ve tüm kadınlara sesleniyorum, hep birlikte, ortak mücadelemizle İstanbul Sözleşmesi’ni geri getirecek ve uygulayacağız. Bizler zulüm perdesini yırtanlarız, bizler cesareti kuşananlarız, yaşamı savunanlarız, özgürlüğü inşa edenleriz, demokratik ve kadın özgürlükçü bir toplumu inşa edecek kudretimiz, cesaretimiz var. Bin bir emekle elde ettiğimiz kazanımlarımıza, iktidarların el koymasına asla müsaade etmeyeceğiz. Kazanımlarımız için, kadına yönelik şiddete karşı durmak için mahkeme önlerinde, alanlarda, fabrikalarda, tarlalarda, sokaklarda, cezaevlerinde ve hatta bu mecliste, Leyla Güven, Semra Güzel, Salihe Aydeniz şahsında mücadele ettik.  Etmeye devam edeceğiz.
 
AKP TÜRKİYE’SİNDE ÇOCUKLAR TEHLİKEDE
 
Türkiye’de toplumsal, siyasal, iktisadi ve toplumsal cinsiyet alanında yaşanan krizlerden en çok çocuklar etkilenmektedir. AKP Türkiye’sinde çocuklar tehlikededir. Türkiyeli milyonlarca çocuk bugün işçilik, zorla çalıştırılma, istismar, madde bağımlılığı, şiddet ve yoksulluk gibi sorunlarla karşı karşıyadır. Buna rağmen bütçe kesintilerinden öncelikle bu kesime yönelik hizmetlerde kesinti olmaktadır. Bu nedenle ‘Çocuklara Yönelik Bütçeleme’ oldukça önem arz etmektedir. Bu Meclis’in ne yazık ki bir çocuk politikası yoktur. H.K.G.’nin maruz kaldığı şiddet gibi Türkiye’yi sarsan vakalar dışında bu mecliste çocuk gündemi açılmamaktadır. 2 yıldır bilinen vahşete dair tek bir adım atılmamış, adeta istismarın boyutu arttıkça saklama gayreti de artmıştır. Üstelik failler yine korunmuş, sistematik istismar, en yetkili ağızlarca sıradanlaştırılmaya çalışılmıştır. Bizlerin, bu ve benzer vahşetleri araştırıp inceleyeceğimiz bir komisyon dahi Meclis bünyesinde bulunmamaktadır. Çocuk politikası inşa eden veya çocukların sorunlarını merkezine alan bir ihtisas komisyonu hala kurulmamıştır. 
 
ÇOCUKLAR İÇİN YAŞINILABİLİR BÜTÇE
 
23 milyona yakın çocuk nüfusu var. Ancak gerekli yasal düzenlemeleri yapacak, çocukların karşı karşıya olduğu yapısal sorunlara yapısal çözümler üretecek daimi bir çocuk komisyonu meclis bünyesinde yoktur. Çocukların bugünü ve geleceği için tek bir kuruş içermeyen bu bütçe kabulümüz değildir, olamaz. Bu coğrafyayı çocuklar için yaşanabilir kılacak bir bütçeyi seneye bu günlerde birlikte hazırlayacağız! Buna inanın. Bu vesileyle ifade etmek isterim ki, halkımızın; yoksulluğun, işsizliğin, baskının, yasakların, yıkımın, sefaletin, ayrımcılığın, şiddet sarmalının içinde hayatta kalmaya çalıştığı bu ülke, her türden kaynak açışından oldukça zengin bir ülke. Ancak bu kaynaklar ve milyonların emek ve birikiminin ürünü olan toplumsal zenginlik yüz yıldır halkın değil, iktidarların hizmetinde, tekelinde. Bu zenginlik 20 yıldır ise saray rejimin etrafında birikmiş durumda.
 
HDP’NİN KRİZLERE ÇÖZÜM PROGRAMI 
 
Bizler Türkiye’nin önünün açılması, yapısal sorunların ve bütün krizlerin çözülmesi için açık ve net bir programa sahibiz: Türkiye’nin temel sorunlarının başında haksızlık ve adaletsizlik geliyor. Bu ülkede hak arama özgürlüğünü, eşit ve adil yargılanmayı ve yargı bağımsızlığını hayata geçireceğiz. Temel hak ve özgürlükleri savunacağız, koruyacağız. Temel hakları güvence altına alacağız. Mevcut anayasa eşit yurttaşlık değil ayrımcılık üreten bir anayasadır. Yönetime geldiğimizde ilk işimiz bütün yurttaşları kapsayan, evrensel temel hak ve özgürlüklere dayalı, etnik, inanç ve kültürel farklılıkları eşit yurttaş kabul eden demokratik bir anayasayı hayata geçireceğiz. Türkiye’yi tek adam rejiminden kurtaracağız. Merkezi yönetimi kuvvetler ayrılığıyla dengeleyeceğiz. Kürt sorununu çözeceğiz. Kürt sorunu ülkedeki bütün sorunlara kaynaklık etmektedir. Bu sorununun demokratik barışçıl çözümünü diyalog ve müzakere ile sağlayacağız. Anadilinde eğitimi hayata geçireceğiz. Hiçbir dilin ayrımcılığa uğramadığı, her dilin yaşam bulduğu bir Türkiye inşa edeceğiz. Eğitim ve sağlık gibi kamusal hizmetlerin tamamını, anadilinde sağlayacağız. Savaşa son verecek barışı büyüteceğiz. Savaş bu ülkede iktidarların varlık aparatı işlevi görüyor. Sürekli bir biçimde sanal bir beka tehdidi yaratılmakta ve savaşa gerekçe üretilmektedir. İçeride dışarıda ve komşularla barış politikasını hayata geçireceğiz. 
 
ADALETİ HDP SİYASETİ SAĞLAYACAK 
 
Bu ülkeyi yoksulluktan kurtaracağız. HDP’nin hayata geçireceği ekonomi programıyla krizi çözeceğiz. Bütçe var. Bütçe tercihleri yanlış! Ülkenin kaynaklarını savaşa, ranta, talana, yandaşa ve tek adama değil aş ve iş için kullanacağız. Rant çarkına son verecek kaynakları halk için eşitçe bölüşen demokratik ekonomi modelini hayata geçireceğiz. Bu rejim kadın düşmanıdır. Toplumsal cinsiyet özgürlüğü düşmanıdır. HDP yönetiminde erkek egemenliği ve cinsiyetçilikle mücadele edeceğiz. Kadına yönelik her türden şiddete son vereceğiz. Toplumsal cinsiyete duyarlı bütçelemeyi hayata geçireceğiz. Gençleri bugünün öznesi olarak görmeyen siyasete son vereceğiz. HDP yönetiminde gençler gelecek tahayyülünün nesnesi değil; bugünün politik özneleri ve aktörleri olacak. Gençlerin eğitim, istihdam, kültürel ve gündelik hayata dair her türden sorununu çözeceğiz. HDP bir çocuğun daha güvensiz bir ortamda, şiddet sarmalında, yoksulluk içinde ayrımcılığı deneyimleyerek büyümesine izin vermeyecek. Türkiye’de tüm bakanlıklar nezdinde çocuklara duyarlı bütçeleme hayata geçirilecek. Eğitimin her düzeyinde devlet okullarında çocukların beslenme ihtiyaçları ücretsiz karşılanacak. HDP, doğayı sonsuz bir sömürü kaynağı olarak gören anlayışa son verecek. Doğa talanını, rantı, ekolojik yıkımı derhal durduracağız. Kapitalist talana karşı demokratik-ekolojik bir toplum inşa edeceğiz. İnançların özgürce yaşamasını güvence altına alacağız. Yaşayan bütün inançların kamu bütçesinden yararlanacağı, hiçbir inancın kamusal alanda ayrımcılığa uğramadığı bir sistem kuracağız. Herkes bilmelidir ki; demokrasiyi hâkim kılacak, toplumsal cinsiyet özgürlüğünü örecek, toplumsal barışı inşa edecek, hak, hukuk ve adaleti sağlayacak siyaset HDP siyasetidir.”
 

Diğer başlıklar

17/12/2022
11:15 Yazar Mıhçı: Saraçhane’yi dolduran binler HDP kapatma davası için de ses çıkarmalı
10:26 Tertele’nin tanığı Gülizar Halis yaşamını yitirdi
10:15 Adalet Nöbeti 649'uncu gününde
09:57 Okul müdürü 'çocuğa cinsel istismar' suçundan tutuklandı
09:31 14 cenaze 6 yıldır kayıp!
09:30 'Kan örnekleri ATK’ye gönderilmedi' iddiası
09:29 HDP MYK tecrit ve savaş gündemiyle toplanıyor
09:24 Hasta tutuklu sayısı bin 600’e çıktı: İtirazın yolu İmralı'dan geçer
09:22 Kadirli'de polis araca ateş açtı: 1 ölü, 3 yaralı
09:21 Kürtlere yönelik savaşın bir günlük maliyeti: 20 milyon dolar
09:17 Rencüzoğulları: Olası bir kara harekatı herkes için felaket olur
09:13 Êlih’te kaçırılan çocuktan 7 gündür haber alınamıyor
09:12 Semsûr'da 'meydan' hesapları
09:07 Abdullah Öcalan 12 yıl önce uyarmıştı: Özgürlük kırıntılarını bile arar hale gelirsiniz
09:05 Kaymakamın doktor eşi, hastanede korumayla gezip, ‘özel hasta’ bakıyor!
09:03 ‘Abdullah Öcalan’ın can güvenliğinden CPT sorumludur’
09:02 Kurdistan’ın annesi: Taybet İnan
09:00 17 ARALIK 2022 GÜNDEMİ
08:27 Amed’i sis kapladı
16/12/2022
23:45 Adliye kavgasında 5 tutuklama
23:06 Çukurova Üniversitesi’nde ajanlık dayatması
22:50 Savaşa yüzde 98 artış yapılan 2023 bütçesi kabul edildi
22:20 Riha'daki kazada ölenlerin sayısı 9'a yükseldi
21:40 Malezya’da heyelan: 19 ölü, 14 kayıp
21:34 2022 bütçesinde 200 milyar lira ‘kanunsuz’ borçlanma
20:30 İnsan Hakları Belgesel Film Günleri başladı
20:07 Çewlîk’te 7 tutuklama
19:57 İZBB'de engelli çalışanlara mobbing
18:42 Gözaltındaki HDP'lilere 'cenaze ve taziyeye neden katıldınız?' sorusu
18:39 Belgesel yönetmeni Tekin’in gözaltı süresi uzatıldı
18:18 Adana’da ‘İnsan hakları ve barış’ konulu söyleşi
18:13 Amed’te kavga: 1 kişi yaşamını yitirdi
18:11 Şenyaşar Ailesi: Adalet yerini bulana kadar adliyeden ayrılmayacağız
17:42 Tekne faciasında yaşamını yitiren mülteciler anıldı
17:39 Yoksulluğa Feminist İsyan’dan direnişteki işçilere ziyaret
17:24 Silopiya’da 'Kadının Hukuki Hakları' konulu panel
16:47 Adana Demokrasi İnisiyatifi: Birleşerek faşizme geçit vermeyeceğiz
16:41 21 yaşındaki genci katleden polis tutuklanmadı
15:51 Riha'da minibüs kanala düştü: 6 ölü
15:49 Adana'da 'savaşa ve yoksulluğa hayır' mitingi yapılacak
15:40 Demokratik çözüm çağrısı: Diyalog ve müzakerenin maliyeti yoktur
15:09 HDP’nin çözüm programı: Savaşa son vereceğiz
15:06 28 gazeteciden tutuklu meslektaşları için çağrı: Serbest bırakın!
14:51 İran’daki direniş 3 ayını geride bıraktı
14:36 ‘Sağlığa ayrılan bütçe artırılmalı’
14:33 İşlerini geri isteyen emekçiler polis tarafından darp edildi
14:05 Amed’te ‘Haklarımızı biliyor muyuz?’ kitapçığı dağıtıldı
13:54 Mitingi yasaklanan emekçilere Meclis önünde saldırı
13:27 Açlık grevindeki tutuklular tekli hücrelere konuldu
12:27 Ailelerden İmralı başvurusu
12:24 Başından vurulan kadın hayatını kaybetti
12:15 Sebahat Tuncel: Yargı AKP’nin militanlığını yapıyor
11:44 HDP Gençlik Meclisi’nden konferans duyurusu
11:11 DFG ve MKGP: 16 gazetecinin iddianamesi 6 aydır hazırlanmadı
10:52 İHD Eş Genel Başkanı Keskin’e ‘davaya tepki’ davası
10:30 Mahmut Taş’ın cenazesi toprağa verildi
10:29 Beşiktaş Belediyesi eski Başkanı Hazinedar tutuklandı
10:17 Kendisine tecavüz eden erkeğe özsavunma kullanan kadın tutuklandı
10:09 İzmir’de tecride karşı yürüyüş düzenlenecek
09:38 Cizîr’de zeytin hasadı
09:04 Bomba sesini zılgıtlarla bastırdı
09:03 Evinde seramik atölyesi kurarak sipariş alıyor
09:00 16 ARALIK 2022 GÜNDEMİ
08:45 Belgesel yönetmeni Sibel Tekin gözaltına alındı
08:30 Mahmut Taş’ın cenazesi Riha’ya götürüldü
08:11 Öcalan’a Özgürlük için Arap İnisiyatifi tecrit gündemiyle toplanacak
07:44 Amed’te polis aracının geçişi sırasında patlama
15/12/2022
23:51 2023 yılı bütçesinin maddeleri kabul edildi
23:17 30 yıllık tutuklu Keskin de özgürlüğüne kavuştu
22:46 Cizîr bölgesinde tecrit protesto edildi
22:08 30 yıllık tutuklu Atalay tahliye oldu
21:46 Öcalan: İkinci yüzyılda Kürt sorunu aynı anlayışla çözülmez
20:43 Fincancı'ya Özgürlük Nöbeti 3’üncü haftasında
20:32 Coşkun: AKP iktidarında cezaevleri ölüm evlerine dönüştü
20:04 İzmir Barosu'ndan hukuksuzluklara tepki
19:59 İstanbullular İmamoğlu kararını protesto etti
18:06 ‘HDP yolsuzluğa bulaşmış tek bir kişiye saflarında yer vermez’
17:58 AYM'den Yüksekdağ'ın darp edilmesine ilişkin ihlal kararı
17:46 Veli-Der: Tarikat ve cemaatler kapatılsın
17:14 Çambükü köylüleri kararlı: Başladık, bitireceğiz
17:00 İHD’den ‘Mülteci Hakları’ paneli
16:53 Diyarbakır Adliyesi’nde kavga
16:30 Meletî’nin tamamı maden sahasına dönüştürüldü
16:25 Şen davasında sanık polis hakkında zorla getirme kararı
16:23 Emek ve Özgürlük İttifakı’ndan İmamoğlu açıklaması
15:55 ‘Kürtlere yönelik ırkçı hakaretlere karşı mücadele edilmeli’
15:26 KESK’ten bordro yakma eylemi
15:24 Amed Barosu’ndan Esra Erol hakkında suç duyurusu
15:24 Kaçmaz: Bu ülkede Kürt sorunu değil Türkçü zihniyet sorunu var
15:22 Tutuklu yakınları: İmralı kapılarını açın
15:21 Êlih’teki cezaevlerinde hak ihlalleri: Kürtçe kitap yasak
15:19 Yusuf Ziya Gümüşel ve Kadir İstekli tutuklandı
14:22 Adana'da hekimler iş bıraktı
14:01 Tutukluya ‘gizli tanık’ beyanıyla hapis cezası
13:52 Bir üsteğmen hayatını kaybetti
13:52 Şimoni Diril davasında delilleri karartma girişimi
13:50 Yusuf Ziya Gümüşel ve Kadir İstekli adliyeye sevk edildi
13:29 Star Kadın Derneği: Cemaat oyları için istismara sessiz kalındı
13:05 GÖÇİZDER davasında 4 tahliye
13:03 ‘Anayasa değişikliği talebine hayır deyin’
12:54 DİSK: Vergilerde adalet sağlansın
12:52 Türkdoğan’ın yargılamasına ‘tayin’ ertelemesi
12:45 Adana Adliyesi'nde kavga
12:27 Mersin'de gözaltılar: 1 kişi serbest, 8 kişi emniyette tutuluyor
12:20 Şenyaşar ailesi: Nöbet yerimiz bütün Türkiye olacak
12:19 Dîlok Barosu CMK görevlendirmesi yapmayacak
12:15 Erdoğan mitingi için 'gelecek-gelmeyecek' fişlemesi
12:08 Avukatlar İmralı'ya gitmek için başvurdu
12:05 GÖÇİZDER davasında savunma engellendi!
12:02 Yeni Yaşam Kadın Eki’nin 52’nci sayısı çıktı
12:01 Cezaevinde işkenceye ‘taktir’ indirimi
11:54 8 aylık bilanço
11:52 Gökalan'ın cenazesi Amed'te toprağa verildi
11:45 Riha Barosu, hasta tutuklu Özkan’ın infazının ertelenmesini istedi
11:16 ABB’den yanıt: Melih Gökçek projesi sürecek
11:16 Tutuklu gazetecilerin avukatı Temur: Delil elde etme arayışı boşa çıkacaktır
11:14 Açlık grevindeki tutukluların durumu ağırlaşıyor
10:59 ‘Gençler tecridi kıracak, savaşı durduracak’
10:57 HDP’li Eksik: İmralı’da dünyanın en iğrenç işkencesi uygulanıyor
10:23 Danıştay'dan maden kararı: ÇED raporu gereklidir
09:13 Oğlunun adını torununa verdi: Hesap soracağım
09:12 OSB’nin kötü kokusu mahalleliyi eve hapsetti
09:11 Kök: Gazetecilerin adliye mesaisi azalacak gibi görünmüyor
09:10 ‘Örgütlenen kadın şiddete karşı durabilir’
09:09 ‘Yerli tütün üreticisini bitirmek istiyorlar’
09:08 İTÜ’de neler oluyor?
09:07 Barolar Deniz Poyraz için Adalet Nöbeti tutacak
09:06 ‘Dile karşı özel savaş politikaları devrede’
09:04 Cenazesi 13 gün yerde kalan eşini anlattı: Toplumun öncüsüydü
09:00 15 ARALIK 2022 GÜNDEMİ
14/12/2022
22:08 Bütçe teklifinde 8 madde daha kabul edildi
21:56 CHP'li başkanla görüşmek isteyen kadına şiddet
21:42 İzmir’de uyuştucuya karşı yürüyüş
21:31 Marmaris ve Datça'da halk toplantılarında tecrit vurgusu
21:11 İnsan Hakları Haftası'nda ‘Adalet İçin’ belgeseli izlendi
21:04 Hiranur Vakfı’na polis baskını: İstekli gözaltına alındı
20:45 HDP Emek Komisyonu asgari ücrete ilişkin bildiri dağıttı
20:43 Dêrsim Kadın Platformu’ndan tepki: Aklama, saklama, yargıla
20:35 Avni Uçar 30 yıl sonra tahliye edildi
20:31 Uca: Şengal’de saldırılara rağmen yeni yaşam inşa ediliyor
20:27 İmamoğlu Saraçhane’den seslendi: Sonuç alamayacaklar
19:52 RSF: 2022 yılında 533 gazeteci tutuklandı, 57’si katledildi
19:39 Şirnex Barosu’ndan Kürtçe tahammülsüzlüğüne tepki
19:30 Meclis’te İmamoğlu tepkisi: Kararı tanımıyoruz
19:15 Avrupa Adalet Divanı’ndan ‘PKK’ kararı
19:02 Tutuklu Tuncel’in tahliyesi 4’üncü kez engellendi
18:50 Buldan: İmamoğlu kararı hukuki değil siyasidir
18:47 Sarısaç: Kürt sorunun çözümü bu ülkenin sınırları içindedir
18:42 İmamoğlu’na 2 yıl 7 ay hapis cezası
18:11 Maçoğlu: Belediyenin elektriği kesilerek hizmet etmemiz engelleniyor