Günay: Abdullah Öcalan’ın sesine ihtiyaç var

img
ANKARA - AKP’nin kendisini savaş siyasetiyle ayakta tutmaya çalıştığını belirten HDP Sözcüsü Ebru Günay, “Bu nedenle Sayın Öcalan ile görüşmeye, dış dünya ile bağlantısına, sesine ihtiyaç var” dedi. 
 
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’dan 25 Mart 2021’den bu yana haber alınamıyor. Aile ve avukatların yaptığı başvurular ya “disiplin” cezaları gerekçe gösterilerek engelleniyor ya da yanıtsız bırakılıyor. Kurdistan ve Türkiye’den 765 avukatın PKK Lideri ile görüşme talebiyle yaptığı görüşme başvurunun ardından dünya çapında 22 ülkeden 350 avukat Adalet Bakanlığı’na benzer başvuruda bulundu. Ancak yapılan başvurulara şimdiye kadar yanıt verilmedi. 
 
Son olarak Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar ile Parti Sözcüsü Ebru Günay, Abdullah Öcalan’ın yeğeni Urfa Milletvekili Ömer Öcalan, 20 Ekim’de Adalet Bakanlığı’na başvurdu. İmralı tecrit sistemini, haber alınamama halini, tecrit ile savaş denklemini, başvuruda bulunan isimler arasında yer alan HDP Sözcüsü Ebru Günay ile konuştuk. 
 
Adalet Bakanlığı’na İmralı başvurusunda bulundunuz. Daha önce de bakanlığa birçok başvuru yapıldı ancak yanıt verilmiyor. Adalet Bakanlığı’nın, AKP iktidarının İmralı sessizliği ne anlama geliyor? 
 
İktidarın İmralı Adası'na dair sessizliği, Kürt sorununa yaklaşımıyla doğru orantılı. Kürt sorununun çözümsüzlüğünde ısrar da kaynağını tecrit politikalarından, savaş politikalarından alıyor. AKP’nin İmralı'da tecrit sistemini bu kadar derinleştirmesinin, bu kadar kesintisiz ve mutlak bir hale dönüştürmesindeki amaç, savaş politikalarında ısrarının sonucudur. Tecrit politikalarının toplumun her alanına yayılmasıyla, AKP ölüm siyaseti yürütüyor. AKP’nin tecrit ısrarı, aynı zamanda Türkiye toplumuna söyleyebileceği bir sözünün kalmamasıdır. 
 
Başvurular yanıtsız, aile ve avukatları da görüşemiyor. Bir haber alamama hali sürdürülüyor. Ne amaçlanıyor, neden engelleniyor? 
 
 
 Sayın Öcalan çok güçlü bir barış siyaseti yürütüyor. Bu özellikle savaştan beslenen iktidar için tehlikeye dönüşüyor.
 
Sayın Öcalan’ın pratiği anlamıyla birçok liderden farklı yönleri var. Çok aktif bir şekilde, uzun bir süre Ortadoğu coğrafyasında birebir kalmış, her türlü yapı, halk, toplumsal dinamiklerle temas kurmuş bir liderden bahsediyoruz. Dolayısıyla Ortadoğu halklarının neye ihtiyacı olduğunu çok iyi bilen biridir. Geliştirdiği felsefik savunma hattı, bunu çok açık şekilde ifade ediyor. Sayın Öcalan çok güçlü bir barış siyaseti yürütüyor. Bunu sadece Türkiye toplumu için yapmıyor, bir bütünen Ortadoğu coğrafyası için gerçekleştiriyor. Bu özellikle savaştan beslenen iktidar için tehlikeye dönüşüyor. 
 
 *Abdullah Öcalan’ın sesinin duyulmamasının sonuçları neler oluyor.
 
Sayın Öcalan ile temaslarının kurulmadığı, görüşlerinin yapılmadığı zamanlarda, savaşın, ölümlerin, katliamların daha da yoğunlaştığını görüyoruz. Bunu biz Türkiye ve Ortadoğu'da yaşayanlar olarak açık bir şekilde deneyimledik. Bunlar yaşayarak öğrendiğimiz şeyler. Sayın Öcalan'ın sesinin, düşüncelerinin, görüşlerinin dış dünyaya ulaştığı andan itibaren toplumda nasıl bir atmosferin yaratıldığını çok iyi biliyoruz. AKP bu atmosferden korkuyor. Çünkü çok güçlü çözüm projelerine sahip, iktidarın kutuplaştırma, toplumu çatıştırma ve savaş siyasetine karşı ortak bir yaşamı inşa etme felsefesine ve perspektifine sahip. AKP iktidarı bunlara karşı düşmanlık besliyor. Bütün siyasi hattını, felsefi, yönetimsel hattını tehdit üzerinden kuruyor, topluma düşmanlık üzerinden kuruyor. Toplumun temel taşlarını, temel dinamiklerini düşmanlaştıran ve hedef haline getiren iktidardan bahsediyoruz. Her yerde kadınların bu kadar hedef olması bu yüzdendir. Gençliğin bu kadar hedef haline getirilmesi ve düşmanlaştırılması bununla ilgilidir. Toplumsal inançların, emekçilerin, bütün farklılıkların ötekileştirilmesinde AKP iktidarının bu kutuplaştırıcı siyaseti var. 
 
Çok yakın bir tarihte Taksim'de bir patlama meydana geldi ve o patlamadan hemen sonra 24 saat tüm Türkiye gerçeklerden haber alamadı. Sansür uygulandı, sosyal medya mecralarına ulaşımlar engellendi ve hakikat çarpıtıldı. Aslında AKP'nin 20 yıllık tecrit politikasının özeti budur. Toplum 24 saat haber alamadı. Sayın Öcalan’dan 19 aydır haber alınamıyor! Haber almayı engellemek, toplumsal hakikatleri çarpıtmak ve toplumu bir yalana inandırmaya çalışmak. AKP’nin kendi yalanlarına, savaş siyasetine inandırmaya çalışması halidir. Aslında 20 yıllık AKP'nin tecrit politikası, AKP'nin Kürt sorunundaki çözümsüzlük siyaseti ve savaş siyasetinin özeti. Hiç geriye de gitmeye, 20 yılı çözümlemeye gerek yok. Taksim'de yaşanan olay, AKP'nin nasıl yaklaştığını gösteriyor.  
 
AKP’nin AKP iktidarının bu politikası, literatüre “İmralı hukuku” kavramını getirdi. 19 aydır haber alınamayan bir sistemden bahsediyoruz, siz “İmralı hukuk” sistemini nasıl tanımlıyorsunuz, yansımaları neler oluyor? 
 
 
Bunlar 2005'teki Öcalan yasalarıyla meşru olmayan ama hukuki kılıfının bulunduğu sürecin sonuçları. O dönem alkış tutanlar, daha sonra bu hukuksuzluk mekanizmasının kendilerine döndüğü anda itiraz etmeye başladıklarında iş işten geçmiş oldu.
 
İmralı hukuk sistemi negatif bir hukuk sistemidir. Hakların gasp edildiği, temel hak ve özgürlüklerin çiğnendiği, her türlü keyfi uygulamaların ve bir işkence sisteminin kendisini var etmesi olarak tanımlamak mümkün. İmralı cezaevindeki bütün uygulamalar bir haliyle bütün Türkiye cezaevlerinde uygulanmaya başlandı. Avukat görüş yasağının engellenmesi, ziyaretçi gidişlerinin engellenmesi, haber alma hakkının engellenmesi gibi bir sürü fiili uygulamaya dönüp baktığımızda, Ada'da uygulanan birçok uygulama Türkiye'deki bütün cezaevlerinde uygulanıyor. Tekli odalarda tutulmaktan tutalım sağlık hakkına erişim, ziyaretçilerin kısıtlanması gibi… Bu hak ihlalleri silsilesini uzatmak mümkün. AKP iktidarı bütün bu negatif hukuk kuruculuğunu önce Ada'da deniyor, ondan sonra bütün cezaevlerinde bunu uygulamaya, yaygınlaştırmaya başlıyor. AKP iktidarı açısından İmralı sistemindeki o negatif kuruculuk, rıza yaratma meselesidir. Avukat görüş yasağı, avukat-müvekkil görüşmelerinin dinleniyor olmasının ilk yasalaştığı zaman, bir dönemin kimi gazetecileri, kalemşörleri tarafından servis edildi. 
 
Dönüp baktığımızda şimdi toplumun tamamına uygulanıyor. İmralı Adası'nda tecrit mekanizması bir sisteme dönüştü. Ve ilk hak ihlallerinin, işkence ve kötü muamelenin yaygınlaşması ilk denenme alanları olarak İmralı’da gerçekleşti. Şöyle düşünün; İmralı Adası'na 2009'da götürülen başka mahpuslar vardı. Ve farklı cezaevlerinden götürülüyordu. Farklı cezaevlerinde iken ailelerle görüşebilen, avukat ziyaretleri gerçekleştirebilen mahpuslar, İmralı Cezaevi'ne girdikleri andan itibaren avukatlarla, ailelerle görüşmeleri kesildi. Mektup hakkı, haber alma hakkı kesildi. Aynı mahpuslar farklı cezaevlerine 2015 yılında götürüldüklerinde, gittikleri andan itibaren aileleriyle, avukatlarıyla görüşme hakkına yeniden sahip oldu. Bu yaşanan durum bile İmralı cezaevindeki hukuk sisteminin nasıl bir kara kutu olduğunu, nasıl hukuksuzluklar alanı olduğunu gösteriyor. 
 
Bir bumerang etkisi diyebilir miyiz?
 
Bunlar 2005'teki Öcalan yasalarıyla meşru olmayan ama hukuki kılıfının bulunduğu sürecin sonuçları. O dönem onları destekleyenler, alkış tutanlar daha sonra bu hukuksuzluk mekanizmasının kendilerine döndüğü anda itiraz etmeye başladıklarında iş işten geçmiş oldu. Bu nedenle işin merkezine, kendi sistemini, savaş politikalarındaki merkezliliği dağıtmak, merkezdeki teklik sistemini dağıtmak önemli. Tecrit sistemini dağıttığımız anda Türkiye'de demokratikleşme yaklaşacak. 
 
Başa dönecek olursak, tecrit ve savaş denklemine dikkat çektiniz. İmralı’da son haber alamama halinin başlamasının ardından Federe Kurdistan Bölgesi’ne yönelik savaş başlatıldı. Bugün Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik hava saldırılarıyla savaşın kapsamı genişletildi. Derinleşen tecrit ile bugün Kuzey ve Doğu Suriye üzerinden kapsamı genişletilen savaş arasındaki bağ nedir?  
 
Türkiye halkları iktidarın kendini savaş ve tecrit siyasetiyle ayakta tutmaya çalıştığının farkında. Bu nedenle Rojava'ya saldırı, doğduran Sayın Öcalan'ın felsefesinin hayat bulmasına saldırıdır. 
 
Rojava'ya saldırıyı da tecritteki ısrarı da savaş politikalarını da birbirinden ayırmak mümkün değil. Bunlar birbirini direk etkileyen alanlar. Rojava, Sayın Öcalan'ın, Kadın Özgürlükçü, Ekolojik ve Demokratik paradigmasının, demokratik ulus felsefesinin hayat bulduğu alan. Sadece Ortadoğu için değil, dünya için umut olan alan. Başka bir dünyanın mümkün olduğunu gösteren alanı ifade ediyor. Sayın Öcalan'ın güçlü bir şekilde perspektif oluşturduğu paradigma, Rojava'daki demokratik ulus felsefesiyle, halkların bir arada yaşamasıyla hayat buldu. Hayat buldukça nasıl umut kaynağı olduğunu gösterdi. Kadın öncülüklü Rojava Devrimi, dünya halklarına umut oldu. AKP iktidarı bir kez daha Kürt düşmanlığı ve Kürt halkının kazanımlarına karşı tahammülsüzlüğünü orada gösterdi. Hemen yanı başında bir devrim gerçekleşti ve o devrimin sonucunda Araplar, Süryaniler, Ermeniler, Kürtler bir arada ortak bir insanlık değeri için yan yana gelip mücadele etti. Bunu kadın öncülüğünde gerçekleştirdi. Bu Ortadoğu’daki bir sürü dinamiği de değiştirmeye başladı. Toplumlar, kadınlar, halklar lehine değiştirmeye başladı. Bütün dünya kadınların mücadelesini gördü, Kürt kadınların mücadelesini gördü, farklı kimliklerin bir arada yaşamasının mümkün olduğunu gördü. 
 
İnsanların bir arada, ortak yaşamasına tahammül edemeyen bir AKP iktidarı söz konusu. Ama aynı iktidar, Ukrayna-Rusya arasındaki savaşta nedense bir barış havarisi modunda ortalıkta dolandı ve dünyaya barışı savunduğunu pazarlamaya çalıştı. Kürtler söz konusu olduğunda, iktidarın nasıl katliamlar gerçekleştirdiğini, sivil yerleşim yerlerini bombaladığını, gazetecileri katlettiğini, bir savaş siyaseti yürüttüğünü en iyi Ortadoğu hakları biliyor. Dolayısıyla ikiyüzlü siyaset yapıyorlar. Türkiye halkları iktidarın kendini savaş ve tecrit siyasetiyle ayakta tutmaya çalıştığının farkında. Bu nedenle Rojava'ya saldırı, doğduran Sayın Öcalan'ın felsefesinin hayat bulmasına saldırıdır. 
 
Abdullah Öcalan konuşursa neler değişir, Kurdistan’a, Türkiye’ye, Ortadoğu’ya etkileri neler olur? 
 
24 yıllık ağır tecrit koşullarına rağmen Sayın Öcalan barışta, çözümde ısrar etti. Sayın Öcalan'ın konuşması, dış dünyayla bağlarının kurulması, tecrit sisteminin dağılması demek, bu ülkede yeniden demokrasinin inşa edilmesi demektir. AKP faşizminin önündeki en büyük engel, Sayın Öcalan'ın geliştirdiği ideolojik hat, çözüm siyaseti, demokratik siyaset perspektifi, halklar lehine mücadele ve siyaset hattındaki ısrarıdır. Sayın Öcalan konuşmaya başladığında, AKP faşizmini geriletecek, kurumsallaştırmaya çalıştıkları faşizmi dağıtacak. 
 
Sayın Öcalan'ın konuşması, dış dünyayla bağlarının kurulması, tecrit sisteminin dağılması demek, bu ülkede yeniden demokrasinin inşa edilmesi demektir.
 
Bu nedenle Sayın Öcalan'ın konuşması, dış dünya ile teması önemli. Biz bu nedenle görüş başvurusunda bulunduk, tam bağımsız heyetlerin gitmesini, avukatların görüşmesini, siyasi heyetlerin gitmesini önemsiyoruz. Sayın Öcalan'ın görüşleri dış dünyaya ulaşmaya başladığı andan itibaren çok daha başka bir siyaseti konuşacağız. Biz, Ortadoğu ve Türkiye toplumu bunu deneyimledi, bunu yaşadı. Nasıl bir etki yarattığını Türkiye toplumu biliyor. Şimdi de buna ihtiyacımız olduğunun farkındayız. Çünkü AKP faşizmi kendisini savaş siyasetiyle ayakta tutmaya çalışıyor. Bu savaş siyasetinin karşısında bir barış siyasetini, barış hattını oluşturmak, ortak bir arada mücadeleyi yaratmak kazandıracaktır. Bu nedenle Sayın Öcalan ile görüşmeye, dış dünya ile bağlantısına ihtiyaç var. Sayın Öcalan’ın sesine ihtiyaç var. Çünkü bir çözüm siyasetinin, demokratik siyasetin, demokratik ulus felsefesinin dinamiklerinin tamamının yeniden toplumla buluşmasının zamanı.
 
MA / Özgür Paksoy
 

Diğer başlıklar

29/11/2022
16:13 Adana'da 8 kişi serbest bırakıldı
16:11 Rojava’ya dönük saldırılara duvar yazılamalı protesto
15:49 Manisa'da gözaltına alınanlardan 7'si serbest
15:23 İstanbul Tabip Odası: Yönetmelik hekimleri hedef alıyor
15:13 TJA kadınların gözaltına alınmasını protesto etti
15:10 Ankara merkezli soruşturma: 15 kadın gözaltında
14:39 Gever sisten kayboldu!
14:37 İran’da eylemler 73’üncü gününde
14:33 Riha’da doktorun saldırıya uğraması protesto edildi
14:28 TGC gazetecilere yönelik polis şiddetini kınadı
14:18 Cami inşaatında ölümlü kazada ‘kayıt dışı şüphesi var’
14:16 QSD: Qeremox’da hastane bombalandı
14:15 Adalet Nöbeti: Tek isteğimiz kanunların uygulanması
13:59 Danıştay’dan Çeşme Projesi’ni durdurma kararı
13:58 Gazeteci Çoban’ın duruşması görüldü
13:51 Vice News muhabirlerinin ifadesi 6 yıl sonra alındı
13:37 Sağlık emekçilerinden promosyon talebi
13:21 'Okullarda bir öğün ücretsiz yemek' için 100 bin imza
13:15 Gençlerden saldırılara karşı yürüyüş
12:58 Kışanak’tan mahkeme heyetine: Bu telaşınız niye?
12:48 Gazeteci Nedim Türfent tahliye oldu: Özgürlük olarak görmüyorum
12:45 Sancar: Kürtlerin statüsüz bırakılması hedefleniyor
12:44 Şenyaşar ailesi: Görmezden gelen zihniyet Urfa'da kaybedecek
12:37 'En kirli politikalar tutuklulara uygulanıyor’
12:31 Amed’te 4 Eğitim Sen üyesi açığa alındı
12:22 Asrın Hukuk Bürosu: Öcalan CPT ile görüşmeye çıkmadı
12:01 HDP PM üç temel gündemle toplanıyor
12:00 Tutuklu kadın gazetecilere ilişkin rapor: Haklar kısıtlandı, ihlaller arttı
11:48 Kadın akademisyenin odasını basan profesörden taciz ve tehdit
11:07 HDP Gençlik Meclisi Üyesi Kılınç’ın duruşması ertelendi
11:06 Abdullah Öcalan’ın avukatlarından görüşme başvurusu
11:05 Mersin'de 12 kişi tutuklandı
10:59 HDP Kadın Meclisi: Kadınlar savaş ittifakına geri adım attıracak
10:48 Newroz Ehmed: Asıl hedef Rojava’da filizlenen kadın devrimidir
10:33 Dış ticaret açığı yüzde 421 arttı
10:32 Tutuklu kadın gazetecilerden mesaj var: Asla biat etmedik
09:54 İdare ve Gözlem Kurulu’nun yeni görevi: Bıçak verilebilir!
09:48 50 kadın hakkında gözaltı kararı
09:47 Günay: Abdullah Öcalan’ın sesine ihtiyaç var
09:20 ‘Kadının sözüne bütçede yer verilmedi’
09:10 Kayyım kasada para bırakmadı: Şirketin parası ödenmiyor
09:09 35 yıl önce dinlediği Seyrê ve Elîyê Memed’in hikayesini kitaplaştırdı
09:08 Uluslararası Kadın Konferansı’nda rota çizildi: Demokratik Kadın Konfederalizmi
09:01 Pîranşar'da öldürülen Zekeriya ve Komar'ın aileleri anlatıyor
09:00 29 KASIM 2022 GÜNDEMİ
08:21 Ege Denizi'nde deprem
28/11/2022
23:02 Kobanê bir kez daha bombalandı
22:45 Rıha'da polislere ateş açıldı
22:04 Operasyon bölgesinde 1 asker daha hayatını kaybetti
20:25 Avukat görüş odalarına kamera konulması hukuka aykırı bulundu
20:15 Hayvana eziyet eden 3 kişi tutuklandı
20:01 Taksim saldırısına ilişkin bir kişi daha tutuklandı
19:24 Eskişehir'de 4 öğrenci tutuklandı
19:20 Ankara’da gözaltına alınan kadınlar serbest bırakıldı
19:04 Kobanê Davası: Demokratik siyaset cezalandırılmak isteniyor
18:00 Patnos Cezaevi’nde 7 tutuklu sürgün edildi
17:25 7 siyasi partiden Akbelen Ormanı için ortak açıklama
17:14 Petrol-İş üyelerine yönelik baskılar protesto edildi
17:08 Çimento fabrikası için açılan dava bozuldu
16:26 Buca Cezaevi’nin imara açılması mahkemeye taşındı
16:22 QSD: Yerleşim yerlerine 90 saldırı düzenlendi
15:41 Altılı Masa’nın Anayasa teklifi: Kürt yok, kadın yok, anadil yok!
15:35 Kelepçeli tedavi edilen Gürdal’ın cezası ertelendi
15:32 Halkın Hukuk Bürosu'ndan Gülten Matur açıklaması
15:17 25 Kasım Kadın Platformu: Sokakları terketmeyeceğiz
15:12 HDP’li eşbaşkan 2 gündür gözaltında
14:48 Roboski İçin Adalet Girişimi: Coğrafya kader değildir
14:39 ‘Elçi cinayeti faili meçhul bırakılmak isteniyor’
14:31 Tahir Elçi mezarı başında anıldı
14:24 Urfa Adliyesi'nde intihar girişimi
14:06 Kışanak: Kobanê Davası, çözümü ortadan kaldırma davasıdır
13:30 Gever’de engellemelere rağmen 'savaşa ve işgale' karşı yürüyüş
13:13 Şenyaşar Ailesi: Evimiz adliye önüdür
13:02 Kurdistan pankartından gözaltına alınanlar adliyeye çıkarılacak
12:38 Mêrdîn’de gözaltına alınanlar serbest
12:10 Irak Cumhurbaşkanı Federe Kurdistan heyetiyle görüştü
11:51 Tekirdağ ve Manisa'da gözaltı
11:12 Hevsel'de sonbahar renkleri
10:56 Sınır dışı edilmek istenen 2 kadın için hashtag açıldı
10:56 Kadıköy’de gözaltına alınan 116 kadın serbest bırakıldı
10:29 HDP: Tahir Elçi’yi katleden kötülük koalisyonu varlığını sürdürüyor
10:28 Döviz haftaya durgun başladı
10:25 İzmir’de olaylı maç: 2’si çocuk 4 yaralı, 21 gözaltı
10:20 Tahir Elçi katledildiği yerde anıldı: Devletin aydınlatmadığı cinayet vardır
10:10 Özgür Basın emekçileri bir aydır tutuklu: Gazetecilik ile yargılanıyoruz
09:16 Abdullah Öcalan: Suriye AKP’nin kaderini belirleyecek
09:10 İnfazı ertelenen Akkaya tek kişilik hücrede tutuluyor
09:10 ‘Jin, jiyan, azadî’ mücadelesi büyüyecek
09:08 25 Kasım’da polis şiddeti: Barış Annesinin kolu çıktı
09:07 Saldırıya uğrayan Kürt öğrenci: Mücadeleyle bu güruhları okullardan temizleyebiliriz
09:06 İlaçları verilmeyen tutuklu tekli hücrede sara nöbeti geçirdi
09:06 Canbaz: Tecridi kırıp, direnişi yükseltmeliyiz
09:03 Deniz Poyraz açıklamasına katılmak 'örgüt propagandası' sayıldı
09:00 Mahabad’da korku duvarını yıktılar
09:00 28 KASIM 2022 GÜNDEMİ
27/11/2022
22:55 Mêrdîn Barosu’ndan Tahir Elçi kararı
21:55 ÖHD: Askeri yöntemler sorunu daha da büyütür
21:19 Şêrawa köyleri bombalandı
20:36 Tahir Elçi ödülünün ilki Jîna Emînî’ye
19:52 Qers'te 3 gözaltı
19:23 ‘Kapitalizmde Kadın Sömürüsü’ çalıştayında göç vurgusu
19:05 Gazeteci Evren: Kadınlar özgürlüğe yakın
18:37 Şirnex’te gözaltına alınanlar serbest
18:22 Taşdöğen: ‘Makul kadına’ karşı mücadele edilmeli
17:59 Amedspor deplasmanda 2 farkla kazandı
17:53 Saldırılarda 3 Suriye askeri yaşamını yitirdi
17:27 Çatışmalarda yakınlarını kaybedenler bir araya geldi
17:17 25 Kasım eylemlerinde İranlı kadınlara selam!
16:46 TMMOB Amed: Gözaltıları serbest bırakın
16:30 Kadınlar erkek-devlet şiddetine karşı yürüdü
16:21 Şahintepe'de 'kentsel dönüşüm' protestosu
15:34 Colemêrg’te 155 yerleşim yerinin yolu kapandı
14:51 Hussein Ronaghi serbest bırakıldı
14:43 Asker kayıpları sonrası Akar sınırda
14:39 QSD'den 26 Kasım bilançosu
14:27 Mêrdîn ve Colemêrg'te çok sayıda gözaltı
14:01 ATO'dan hastane kapatılmasına tepki
13:46 Mersin'de 25 kişi 3 gündür gözaltında
13:45 OBB'nin projeleri Danıştay'dan döndü!
12:50 Şenyaşar ailesi: Ümidimizi yitirmeyeceğiz
12:03 AKP'li belediyenin cenaze aracında uyuşturucu yakalandı
11:50 Minix Havaalanı’na saldırı
11:10 Taksim’de polis bir genci öldürdü
11:06 Polis ayağını kırdı, doktor örtbas etmeye çalıştı
10:47 Düzce’de 4.3 şiddetinde deprem
10:39 ESU: BM, Türkiye saldırılarına karşı harekete geçmeli
10:06 Colemêrg’e 17 asker cenazesi getirildi
09:40 Gözaltına alınanlar: Savaşa karşı durmaya devam edeceğiz
09:38 Êzidîlerin yaşadıklarını dünyaya duyuruyor
09:37 AKP’li geleceğin iki ayrı tablosu!
09:17 Tarihi kilise çöplüğe döndü
09:16 Süryani köyünde ağaç kıyımı sürüyor
09:15 25 Kasım’da özgür ve demokratik yaşam talebi
09:15 Yoleri: Tutukluların yalnızlaştırmasını dayanışmayla kırabiliriz
09:13 Elçi katledileli 7 yıl oldu: Tek bir kişi cezalandırılmadı
09:13 Grip vakaları artınca hastahanelerde yer kalmadı
09:12 Savcı, gençlik kongresine katılmayı suç saydı
09:06 Hasta tutuklu Güler'in 29 yıllık hikayesi
09:00 Mahabad'da halk geri adım atmıyor
09:00 27 KASIM 2022 GÜNDEMİ
07:44 Saldırılar gece boyunca sürdü
26/11/2022
23:59 Mêrdîn'de kaza: 3 ölü, 2 yaralı
23:22 Gençlerden saldırılara karşı yürüyüşlü protesto
22:11 İran ve Rojhilat’ta 18 binden fazla kişi gözaltına alındı
20:27 Üç asker hayatını kaybetti, 3’ü yaralandı
18:55 Emekoloji Meclisi Girişimi: İşçi ve ekoloji kırımının sorumlusu sermaye
18:16 Keskin: Kadınlar biatsız mücadele veriyor
17:59 187 örgütten BM’ye ‘Türkiye’nin saldırılarını durdurun’ çağrısı
17:36 Silopiya’da şüpheli çocuk ölümü
16:50 'Gündoğmuş’un doğasından ellerinizi çekin'