MÊRDÎN - Cezaevinde Garibe Gezer'in katledilmesine ilişkin soruşturmada takipsizlik kararı verilmesinin ardından kamuoyuna yansıyan görüntüleri değerlendiren ailesi, "Adaleti tesis etmek isteyene ve sorumluları cezalandırmak isteyene delil çok" dedi.
Kütahya'da 2016 yılında kardeşinin yanına gittiği sırada, Mêrdîn'in Kerboran (Dargeçit) ilçesindeki sokağa çıkma yasakları gerekçesiyle gözaltına alınarak tutuklanan ve sürgün edildiği Kandıra 1 No’lu F Tipi Kapalı Cezaevi’nde uğradığı tecavüz ve işkencenin ardından 9 Aralık 2021’de katledilen Garibe Gezer’in ölümüne dair soruşturmada savcılık "takipsizlik" kararı verdi. Kararın ardından Gezer'in uğradığı işkenceye dair görüntüler kamuoyuyla paylaşılırken, görüntülerde yerlerde sürüklenerek, süngerli odaya alındığı, bir gardiyanın içerdeki kadın gardiyanlara cop uzattığı ve kadın gardiyanların odadan çıkarken, terlerini sildiği görülüyor.
Garibe Gezer'in uğradığı işkenceye dair görüntüleri ailesi de kamuoyu ile birlikte izledi. Yayınlanan görüntülere rağmen Gezer'in öldürülmesi ve işkenceye uğramasına dair soruşturmada savcılığın "yeterli delil olmadığı" iddiasında bulunarak takipsizlik vermesine kardeşi Asya Gezer tepki gösterdi.
'ANLATTIKLARI HAFIZAMDAYDI'
Görüntülerin paylaşılmasıyla izlediklerini dile getiren Gezer, "Daha önce izleme fırsatımız olmamıştı. Görüntülere rağmen savcı 'yeterli delil bulunmadığı' gerekçesiyle takipsizlik kararı verdi. Aslında bunların hepsini daha önceden biliyordum. Garibe bana yaşadıklarını tek tek anlaşmıştı. Hepsi hafızamdaydı, zihnimdeydi. Birebir yaşadım onunla birlikte bu süreci. Kandıra'ya sürgün edildikten hemen sonra bunları yaşadı. 24 Mayıs 2021 yılında, bu yerde sürüklenme, darp edilme, işkence edilme sürecini yaşadı. Bunu 26 Mayıs'ta telefon görüşmesinde bana anlatmıştı. Garibe'nin hem astım hastalığı hem de migreni vardı. Aradığı zaman tedirgindi, sesi kötüydü. Bana yaşadığı olayı anlattı" dedi.
Garibe'nin darp edilip, dövüldüğünü, bunun üzerine kapı dövme eylemi gerçekleştirdiğini kaydeden Gezer, kardeşinin görüntülerde de görüldüğü üzere yerlerde sürüklendiğini dile getirdi. Garibe'nin telefon görüşmesinde süngerli odaya alındıktan sonra işkenceye uğradığını ve ellerinin plastik kelepçeyle ters bağlandığını ifade eden Gezer, "Pencere açık bırakılıyor. Soğuğa maruz bırakılıyor. 4 saat sonra elleri açılıyor. Süngerli odada 24 saat kameradan izlendiğini, tuvaleti olmadığını ve tuvaletini de kameraların önünde yapmak zorunda kaldığını belirtmişti. Garibe sünger parçasını koparmaya çalıştığı sırada kameradan görüp yeniden gelip darp ediyorlar. İşkence ediyorlar. Cezaevi sosyoloğunun da kendisini tehdit ettiğini söylemişti. Kadın gardiyanlar tarafından cinsel işkenceye uğradığını söylemişti. Yaşananlara istinaden intihar girişiminde bulunuyor. Revire götüreceklerine ziyaret bölümüne götürülüyor. Burada doktorun ayrımcı tavırlarına maruz kalıyor. 'Ben ölürsem ölümümden kimse sorumlu değildir' diye dilekçe imzalatmak istiyorlar. Kabul etmediği için süngerli oda işkencesi devam ediyor" diye anlattı.
Garibe'nin fırsat bulduğu her an yaşadığı işkenceyi anlattığını kaydeden Gezer, görüntüler ve savcılığın kararı için "Söyleyecek hiçbir şey bulamıyorum. Kardeşimin yaşadığı zulme işkenceye, bu görüntülere rağmen savcının takipsizlik kararı vermesine hiçbir anlam veremiyoruz" dedi.
'AYM’YE TAŞIYACAĞIZ'
"Bu görüntüleri, fotoğrafları ne anneme ne de babama gösteremedim" diyen Gezer, şöyle devam etti: "Görmesinler diye sürekli televizyonda kanal değiştirdim. Annemin ısrarı üzerine bir kısmını izlettim ama izleyemedi. Başından beri takipsizlik kararı verileceğini tahmin ediyorduk. Çünkü ilk işkence dosyasında da takipsizlik verilmişti. Bu kadar şiddete, bu kadar zulme rağmen savcılık takipsizlik kararı verdi. 9 Aralık'ta Garibe yaşamını yitirdi, 10 Aralık'ta savcılık dosyaya gizlilik getirdi. O gün tahmin etmiştik böyle olacağını ama yine de bir umut bekledik. Ülkede adaletin kalmadığını bir kez daha tescil ettiler. Delil olarak daha ne arıyorlar. Gerçekten adaleti tesis etmek isteyene, gerçekten sorumluları cezalandırmak isteyene delil çok. Ama anlaşılan savcının böyle bir niyeti yok. Şimdi dosyaya AYM'ye taşıyacağız. Biz bu dosyanın takipçisi olacağız. Her şey mevcut. Deliller, görüntüler mevcut. Garibe mektuplarında da her şeyi anlatmıştı. Hepsini delil olarak sunacağız. Dosyanın takipçisi olacağız ve hiçbir şekilde vazgeçmeyeceğiz. Umarım elinde sonunda adalet yerini bulur."
MA / Ahmet Kanbal