İSTANBUL- Kandıra Cezaevi’nde katledilen Garibe Gezer’in soruşturma dosyasına savcılık tarafından “Kovuşturmaya yer yok” kararı verilmesine tepki gösteren Gezer’in avukatları, işkenceye dair görüntüleri paylaşacaklarını söyledi.
Kocaeli Kandıra 1 Nolu F Tipi Kapalı Cezaevi’nde maruz kaldığı sistematik işkence sonrası kendisine tecavüz edildiğini duyuran ve 9 Aralık 2021 tarihinde katledilen Garibe Gezer’in ölümüne ilişkin 22 Kasım Salı günü, Kandıra Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, “Garibe Gezer'in ölümünde herhangi bir kimsenin kast veya kusurunun bulunduğuna dair kamu davası açmaya yeter delil elde edilemediği” gerekçesiyle “kovuşturmaya yer yok” kararı verildi.
Gezer’in avukatları soruşturma dosyasında meydana gelen gelişmelere dair İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nde basın toplantısı gerçekleştirdi. Toplantıya, Gezer’in avukatları İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin, Jiyan Tosun, Jiyan Kaya ve Elif Taşdöğen ile çok sayıda insan hakları savunucusu ve hukukçu katıldı.
Açıklamada ilk söz alan Keskin, Gezer’in cezaevinde gördüğü cinsel işkence nedeniyle suç duyurusunda bulunduklarını hatırlattı. Gezer’in tutukluluk süresi boyunca farklı cezaevlerinde de kendisine yapılan tüm baskılara karşı itiraz eden biri olduğunu hatırlatan Keskin, “Garibe kendisine dayatılanlara karşı hep itiraz eden bir kadındı. Defalarca arkadaşı Deniz’in yanına gitmek istediğini söylemesine rağmen, talebi kabul edilmedi. Biz insan hakları savunucuları olarak, 1999 yılı sonlarında izolasyon tipi cezaevlerine dair bir kitapçık hazırlamıştık. O kadar çok insan bu sistemin mağduru ki, kimseyle görüştürülmeden cezaevinde kalmaya devam ediyorlar. Garibe de bunlardan biriydi” dedi.
GÖRÜNTÜLER PAYLAŞILACAK
Gezer’in cezaevinde maruz kaldığı hak ihlallerini içeren görüntüleri, ailesinin rahatsız olmamasından dolayı basına servis etmediklerini belirten Keskin, artık görüntüleri servis edeceklerini belirterek “Garibe’nin yerlerde sürüklendiği, süngerli odada nasıl bırakıldığı görüntülerini biz gördük” dedi. Soruşturma savcısının ellerindeki görüntülere rağmen, dikkate almadığını kaydeden Keskin, savcının aynı zamanda Gezer’in ölümünde kimseyi sorumlu tutmadığını da aktardı.
GARİBE VE EMİNÎ BENZETMESİ
Keskin, İran’da ahlak polisleri tarafından katledilen Jina Emini’yi de hatırlatarak, “Garibe, Emini’nin kardeşidir. Emini, hangi nedenle öldüyse ve neye itiraz ettiyse, Garibe’de buna itiraz ettiği için öldürülmüştür” dedi.
Devletin Gezer’in ölümü karşısında sergilediği tavrı da eleştiren Keskin, bu tavrın kendilerini şaşırtmadığını ifade etti. Keskin, “Yine de o altına imza attıkları sözleşmelere ve kendi iç hukuklarındaki bazı iyi güzellemelere ‘belki uyan bir savcı bulunur’ diye küçücükte olsa bir umudumuz vardı ama artık o umutta kalmadı” şeklinde konuştu.
AİHM’E TAŞINACAK
Dosyayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) taşıyacaklarını ifade eden Keskin, “Cezaevinde bu kadar büyük bir mağduriyet yaşamış ama ‘bir kadının yaşamından hiç kimse sorumlu değilmiş’ bunu gördük biz bu kararla” diye konuştu.
'SAVCININ TARAFSIZLIĞI ŞÜPHELİ'
Avukat Jiyan Kaya da, Gezer’in ölümünden sonraki sürece değinerek, “İlk aşamada zaten tarafsız bir savcı tarafından soruşturulmanın yürütülmeyeceğini anlamıştık” diye belirtti. Gezer dosyasına gizlilik kararı getirildiğini hatırlatan Taşkaya, bilirkişi ve otopsi raporlarının olmasına rağmen savcının bu raporları inkar ettiğini, kendilerine vermediğini de belirtti. Savcının tarafsızlığına ilişkin şüpheleri olduğunu ve buna dair başvuruda bulunduklarını söyleyen Taşkaya, bu konuda herhangi dönüş olmadığını da ekledi. Avukat Elif Taşdöğen ise 9 Aralık’ta katledildikten sonra 10 Aralık’ta jet hızıyla kısıtlılık kararı getirilen, 22 Kasım’da ise savcılık tarafından “takipsizlik kararı” verilen dosyanın peşini bırakmayacaklarını söyledi.
'CEZAEVİ YÖNETİMİ ŞÜPHELİ KONUMDA'
Avukat Jiyan Tosun ise, “Kovuşturmaya yer yok” kararına ilişkin “Tanık ifadesiyle beyanları alınanlar sadece orada bulunan ve müdahale etmiş olan gardiyanlardır. Ancak Cezaevi Müdürü’ne ilişkin hiçbir beyan yok. Tanık veya şüpheli sıfatıyla ifadesi alınmamış. Oysa ki meydana gelen ölümlerde, şüpheli konumda bulunması gereken cezaevi yönetimi” diyerek tepkisini dile getirdi.