WAN - Wan’da şizofreni hastası Fırat Koç’u kask, cop ve tekmelerle darp eden polisler hakkında açılan soruşturmada takipsizlik kararı veren savcı, şiddetin "orantılı" olduğunu ve "yasal unsurların oluşmadığını" iddia etti.
Amed, Mêrdîn ve Wan büyükşehir belediyelerine atanan kayyımlara karşı 21 Ağustos 2019'da Wan'da gerçekleşen protesto eylemleri sırasında bir kıraathanede şizofreni hastası Fırat Koç’u kask, cop ve tekmelerle darp eden polisler hakkında açılan soruşturmada "kovuşturmaya yer olmadığı" kararı verildi. Van Cumhuriyet Başsavcılığı, polis şiddetini “orantılı güç" olarak değerlendirdi.
POLİSLERİN İFADELERİ
İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, olaya dair görüntülerin kamuoyu yansıması üzerine polisler hakkında “Zor kullanma yetkisini ilişkin sınırın aşılması”, “İşkence, kötü muamele” ve “Adam öldürmeye teşebbüs” ihbarında bulundu. Van Cumhuriyet Başsavcılığı, bunun üzerine Koç’u darp eden D.O. ve K.Ö. adlı polisler hakkında soruşturma başlattı. Polisler, soruşturma kapsamında verdikleri ifadelerde, olay günü toplanan grubun PKK lehine slogan attıkları, ıslık çaldıkları ve bunun üzerine dağılmaları uyarılarında bulunduklarını iddia etti. Polisler, ayrıca Fırat Koç’un kendilerine tabure fırlattığını, çay ocağına giren Koç’un silahlarını almaya çalıştığını, bunun üzerine “kademeli” olarak zor kullandıklarını ileri sürdü.
SAVCI: SUÇ KASTEN İŞLENMEDİ
Savcı, “adam öldürmeye teşebbüs” suçlamasına dair yaptığı değerlendirmede, doktor raporunda Koç'un yaralarının “basit tıbbi müdahale” ile giderilebileceği, polisin müdahalesi sırasında müştekinin vücudunun bazı yerlerinde şişlik oluştuğu, zor kullanma yetkisi sırasında meydana gelen yaralanmanın kasten gerçekleşmediğini kaydetti. Savcı, söz konusu nedenlerden dolayı suçun işlenmediğini iddia etti.
İŞKENCE DAİR EMARE BULUNMAMIŞ!
Savcı, “zor kullanma yetkisinin aşılmasına" dair şikayete dair de benzer değerlendirmede bulunarak, takipsizlik kararına dair şu gerekçeleri öne sürdü: "Görüntü izleme tutanağına göre, Koç’un sokak başında elinde tabure fırlatarak kaçtığı, kaçan müştekinin yakalandığı sırada direnç göstermesi ve elinde bulunan kesik cam ile polislere saldırması üzerine şüpheliler tarafından orantılı güç kullanılarak etkisiz hale getirildiği, doktor raporunda dudağının abrazyon, sol ve sağ bacağında şişlik olduğu belirtildiği, müştekinin kafaya darbe aldığına ilişkin raporda herhangi bir emare bulanmadığı, bu haliyle atılı suçların yasal unsurlarının oluşmadığı ve müştekinin soyut iddiası dışında delil bulunmaması nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiştir”
Avukatlar, takipsizlik kararına karşı Van Sulh Ceza Mahkemesi’ne itirazda bulundu.
NE OLMUŞTU?
Fırat Koç, Wan’da 21 Ağustos’ta yaşanan kayyım protestoları sırasında bir kahveye giren polisler tarafından kask, cop ve tekmelerle feci şekilde darp edilerek gözaltına alınmıştı. Koç, 5 günlük gözaltının ardından Van Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talebi doğrultusunda “yurtdışı yasağı” getirilerek mahkemece serbest bırakılmıştı. Van Barosu ve avukatlar, işkenceyi uygulayan polisler hakkında suç duyurusunda bulunmuştu. Ayrıca İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu da polisler hakkında ihbarda bulunmuştu. Van Valiliği'nin izni üzerine savcı soruşturma başlatmıştı.
Polislerin darp ettiği Koç, savcılıkta verdiği ifadede, “Polislere herhangi bir fiziki müdahalemiz olmadı. Polisler cadde üzerinden koştururken aniden üzerime doğru geldi. Olayın vermiş olduğu panik ve atakla bulunduğum yerden mevcut olan tabureyi kaldırarak, polise fırlattım. Ancak tabureyi fırlattığım şahsın o an içinde bulunduğum durumun heyecanı ve paniğiyle polis olup olmadığını da bilmiyorum. Herhangi bir şahsı hedef göstererek tabureyi fırlatmadım. Daha sonra polisler arkamdan ‘Tutun onu, tutun onu’ deyince, korktum ve kaçtım. Kaçtığım sokak içerisinde bulunan kahvehaneye panikle girdim. Arkamdaki şahıslar da kahveye girdiler ve beni darp ettiler. Kaç kişi olduklarını tam olarak hatırlamıyorum ama birden fazla kişi vardı, koluma bacaklarıma ve vücudumun çeşitli yerlerine tekme, cop ve kaskla vurdular. Özellikle kaskla kafama vurdular. O esnada bana vuran şahıslara ‘Yapmayın, benim psikiyatri sıkıntılarım var’ dedim, ancak dinlemediler. Bana vurdukça canım acıdığından dolayı kendimi kahvenin önüne attım. Kahvenin önünde de aynı şekilde vurmaya devam ettiler. Kahvenin dışında ellerimi arkadan kelepçelediler" demişti.
MA / Adnan Bilen