ANKARA - ÖHD, PKK Lideri Abdullah Öcalan ile görüştürülmemeleri ve avukat mesleklerini ifa etmelerinin engellenmesi üzerine Ankara Barosu’na başvurdu.
Özgürlük İçin Hukukçular Derneği Ankara Şubesi, İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde ağır tecrit koşullarında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan ile tutuklular Ömer Hayri Konar, Veysi Aktaş ve Hamili Yıldırım ile avukat görüşünün engellenmesi üzerine Ankara Barosu’na başvurdu. Avukatlık mesleklerini ifa etmelerinin engellenmesine karşı yapılan 28 avukat başvuru sonrası ÖHD Ankara Şubesi’nde basın toplantısı düzenlendi.
3 YILDIR GÖRÜŞ ENGELLENİYOR
Avukat Şevin Kaya, 3 yıldır Abdullah Öcalan'ın avukatlarıyla görüştürülmediğini belirterek, kararın hukuksuz olduğunu söyledi. Kaya, "Bilindiği üzere İmralı Ada Hapishanesinde ağır tecrit koşulları altında tutulmakta olan Sayın Abdullah Öcalan, Ömer Hayri Konar, Veysi Aktaş ve Hamili Yıldırım’dan bir yılı aşkın bir süredir tüm çaba ve girişimlere rağmen hiç bir şekilde haber bile alınamamaktadır. Ömer Hayri Konar, Veysi Aktaş ve Hamili Yıldırım İmralı’ya getirildikleri Ocak 2015’ten beri her hafta yapılan başvurulara rağmen avukatlarıyla bir kez dahi görüştürülmemiştir. Sayın Abdullah Öcalan ise avukatlarıyla görüşme hakkından tam üç yıldır yararlanamamaktadır. Kamuoyunun da hatırlayacağı gibi Sayın Öcalan 27 Temmuz 2011’deki avukat görüşmesinden sonra tamamen hukuksuz bir şekilde 2 Mayıs 2019’a kadar tek bir kez dahi avukatlarıyla görüştürülmemişti. 8 Kasım 2018 tarihinde, tutuklu HDP milletvekili Leyla Güven’in ve ardından binlerce siyasi tutsağın süresiz ve dönüşümsüz açlık grevine başlamaları neticesinde, İmralı’da uygulanmakta olan mutlak tecritte bir gedik açılmış, ilki 2 Mayıs 2019, sonuncusu ise 7 Ağustos 2019’da olmak üzere Sayın Öcalan ile 5 kez avukat görüşü gerçekleştirilmiştir" diye belirtti.
YÜZLERCE BAŞVURU YAPILDI
Cezaevinde tutulan hiç kimsenin ulusal veya uluslararası mevzuata dayanılarak avukat görüşünün bu denli engellenmesinin mümkün olmadığını dile getiren Kaya, "Bu istisna halinin yasal olmadığı herkesçe bilinmektedir. Yine İmralı’nın mevcut hukuk sisteminde bir kara delik olarak kullanılmaya çalışıldığı ortadadır” diye konuştu.
BAŞVURULAR YANITSIZ BIRAKILDI
768 avukatın İmralı başvurusunu hatırlatan Kaya, “Bizler hem İmralı’da uygulanmakta olan hukuk dışı tecridin, aynı zamanda Türkiye’nin en yapısal sorunu olan Kürt meselesinde çözümsüzlük anlamına geldiğinin bilincinde olan ÖHD’li avukatlar olarak, bu kara deliğin daha fazla büyümemesi ve topluma daha fazla sirayet etmemesi için bugüne kadar çeşitli girişimlerde bulunduk” dedi. Kaya, şöyle devam etti: "Bundan kısa bir süre sonra ÇHD, İHD, CİSST, TİHV, TOHAV gibi kurumlarla birlikte tecridin sona erdirilmesi amacıyla Avrupa Konseyi İşkenceyi Önleme Komitesine (CPT) ortak bir başvuru yaptık. Yine Eş Genel Başkanlarımız hem tecridi konuşmak hem de İmralı’da avukat görüşmesi gerçekleştirebilmek amacıyla Adalet Bakanlığına geçtiğimiz aylarda başvuruda bulundular. Son olarak Avrupa’nın en büyük üç hukuk örgütü ELDH, AED ve Lawyers for Lawyers, tecride karşı harekete geçmesi ve İmralı’ya bir ziyaret gerçekleştirmesi amacıyla CPT’ye 5 Nisan 2022’de Avukatlar Günü vesileyle başvuru yapıp, bunu da tüm kamuoyu ile paylaştılar. Son olarak 10 Haziran 2022 tarihinde 775 avukat ile Bakanlığa haksız avukat görüşü engelinin kaldırılması yönünde başvuruda bulunmuştuk. Üzerinden 5 ay geçmesine rağmen başvurumuza herhangi bir cevap verilmemiştir."
‘TÜM BAROLARI GÖREVE DAVET EDİYORUZ’
Kaya, 28 avukat olarak bağlı bulundukları Ankara Barosu’na bugün başvuru yaptıklarını belirterek, ağır tecrit koşullarının sona erdirilmesini talep ettiklerini kaydetti. Kaya, şunları söyledi: “Zira Avukatlık Kanununa göre Barolar; hukukun üstünlüğünü, insan haklarını savunmak ve korumak, avukatların ortak ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla tüm çalışmaları yürüten, tüzel kişiliği bulunan, çalışmalarını demokratik ilkelere göre sürdüren kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşlarıdır. Uzun yıllardır hapishanede tutulan ve avukatlarıyla görüştürülmeyen Sayın Abdullah Öcalan, Hamili Yıldırım, Ömer Hayri Konar ve Veysi Aktaş’ın süreç içerisinde müvekkillerin avukatları tarafından yapılan tüm hukuki girişimlerin sonuçsuz kaldığı, yerel ve uluslararası insan hakları kurumları, hukuk örgütleri ve sivil toplum kuruluşlarının konuya ilişkin girişimlerinden sonuç alınamadığı ve 775 avukat tarafından Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’na yapılan başvuruya herhangi bir yanıt verilmediği göz önünde bulundurulduğunda, avukatlık görevinin ifasını ve müvekkillerin adil yargılanma haklarını teminen başta Türkiye Barolar Birliği olmak üzere tüm Baroları göreve davet ediyoruz."