ELÎH - TJA öncülüğünde Elîh’te yapılacak yürüyüşe tüm kadınları davet eden Gülistan Sönük, erkek, devlet şiddetine ve savaş politikalarına karşı güçlü katılımın önemine dikkati çekti.
Kadınlar, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla günlerdir yaptıkları eylem ve etkinliklerini Cuma günü finale taşıyacak. Erkek ve devlet şiddeti, İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesi, kadın kırımlarındaki artış gündemlerinin yanı sıra, Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırılar ve kimyasal silah kullanımı da kadınların öncelikli gündemleri arasında.
HER KURŞUN YOKSULLUK GETİRİYOR
Kadın kırımı ile savaş bağlantısına dikkati çeken Tevgera Jinên Azad (Özgür Kadın Hareketi-TJA) aktivisti Gülistan Sönük, “Kadına dönük şiddet her geçen yıl artarak devam ediyor. Bu yıl da aynı şeyi yaşıyoruz. Devletin kadına dönük saldırılarında bir sınır yok. Şiddetin boyutlarından biri de savaş. Atılan her kurşun yoksul halkın sofrasına sıkılıyor. Savaşın ekonomik boyutu erkek şiddetini meydana getiriyor. Bunun faturası topluma kesiliyor. Erkek de bu faturayı kadına kesiyor. Ve ortaya ‘erkek, devlet’ şiddeti çıkıyor. Dışarda gelişen savaş, evde bir şiddete yol açıyor” dedi.
‘DEVLET ŞİDDETİ HER YERDE’
Kürtlerin dil, kültür, tarih ve doğasına yönelik sınırsız saldırılara işaret eden Sönük, “Kürtçe müzik yapan sanatçıların onlarca konseri ya iptal edildi ya da yasaklandı. Bunlar yaşanırken kayyımlar yakılıp, yıkılan ve yüzlerce insanın yaşamını yitirdiği kentlerde ‘festival’ adı altında etkinlikler düzenledi. Asimilasyon politikasının ürünü olan bu festivallerde milyonlarca lira harcanırken, amaçları Kürt halkının kültürünü ve dilini yok etmek oldu. Bunu erkek devlet şiddetinden bağımsız görmüyoruz. Cezaevlerindeki baskı ve tecrit, doğa katliamı, asimilasyon, kadına dönük şiddeti birbirinden bağımsız düşünülemez. Devletin şiddeti Kürt halkının nefes aldığı her alanda kendini gösteriyor” diye belirtti.
KADIN ‘ÖZGÜR TOPLUMUN’ ÖNCÜSÜ
TJA’nın bu yılki şiarının “Faşizme ve kadın kırımına karşı kadın özgürlük zamanı” olduğunu hatırlatan Sönük, “Faşizmin artığı bu süreçte yaşamın her alanından şiddet kendini yoğun bir şekilde gösteriyor. Hemen yanı başımızda ‘Jin, jiyan, azadî’ sloganı öncülüğünde gelişen İran kadın devrimi yaşanırken, Türkiye ve Bakûrê Kurdistan’da şiddet artıyor. Bu şiddet sınır tanımıyor. Özgürlük mücadelesi yürüten kadınlar neredeyse her gün gözaltına alınıp tutuklanıyor. Alanlarda şiddete maruz kalıyor. Rojava ve Başûr’a dönük saldırılar devam ediyor. Bahsettiğimiz tüm bu şiddetlere karşı geri adım atmayan, direnen özgür toplum öncüsü kadınlar var” diye konuştu.
‘KOBANÊ RUHU DİMDİK AYAKTA’
Kadınların ilham kaynağı olan Rojava Devrimi’nin yine AKP-MHP iktidarının hedefinde olduğunu ifade eden Sönük, şöyle devam etti: “Kadın öncülüğünde gelişen ve DAİŞ gibi insanlık düşmanı bir örgütü yenen Rojava Devrimi’ni hedef alan bu iktidar bilsin ki, o ruh halen dimdik ayakta ve hiçbir zaman geri adım atmayacak. Kadın kazanımların ortadan kaldırmaya dönük bu saldırıya karşın kadınlar alanlarda direniyor. Bu kazanımları koruyup büyütmeye devam edecekler. Artan saldırılara karşın direniş de büyüyerek devam ediyor. Kadınları cezalandırma politikası geri adım attırmadı, attırmayacak.”
YÜRÜYÜŞE KATILIM ÇAĞRISI
TJA’nın 25 Kasım startını verdiği süreçten bu yana kadınların mahalle, köy, ilçe, şehir ve metropollerde çalışma yürüttüğünü vurgulayan Sönük, Elîh’te yapacakları yürüyüşe tüm kadınları davet ederek, şunları söyledi: “3 kente verilen starttan sonra mahallerden metropollere varan bir çalışma ortaya konuldu. Ev, ev dolaşarak hem ayın 25’inde düzenlenecek yürüyüşlere katılım çağrısı yapıldı hem de kadına dönük şiddete karşı nasıl bir yol izlenir konusunda kadınlarla tartışmalar yürütüldü. 25 Kasım’da gerçekleştirilecek olan yürüyüşün güçlü geçmesi için yoğun bir tempo izlendi. Tüm kadınları bulundukları kentlerdeki yürüyüşlere katılması önemli.”