AMED - Kuzey ve Doğu Suriye'ye yönelik sistematik hal alan saldırıları değerlendiren DBP MYK üyesi Faruk Tatlı, “Kürtlere saldıran hiçbir iktidar ayakta duramamıştır. Kürtlerin iradesi kazanacak” dedi.
İstanbul’un Beyoğlu İlçesi Taksim semtinde 13 Kasım’da yaşanan patlama bahane edilerek 20 Kasım’da Kobanê başta olmak üzere Kuzey ve Doğu Suriye'nin birçok kentine hava saldırısı yapıldı. Türkiye’nin devam eden saldırıları sonucu çok sayıda Rojavalı hayatını kaybetti. Saldırılara karşı tepkiler dünyanın her yerinde yükselirken, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Faruk Tatlı, tüm Kürtlerin hedef alındığını söyledi.
‘DÜNYAYA ÖRNEK’
Rojava halklarının 2011'den beri özgürlük mücadelesi verdiğini hatırlatan Tatlı, “Bu süreçte çok sayıda insan yaşamını yitirdi ve zorluklara göğüs gerdi. Ama o mücadelenin sonucunda Rojava devrimi dünyaya örnek oldu. 2014'te DAİŞ'in yenilgiye uğrarken AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın 'Kobanê düştü, düşecek’ dedi. O dönemde gördük ki Kobanê düşmedi, Kobanê direndi, insanlık direndi. Ancak müttefikleri ve DAİŞ çeteleri düştü. DAİŞ ile Türkiye'nin ilişki düzeyi tüm dünyada yazılı çizildi. Suruç sınırında basına düşen fotoğraflar var” diye konuştu.
‘KÜRT’E KARŞI ÖZEL SAVAŞ’
Kobanê'nin özgürleştirilmesi ve 2015 Genel Seçimlerinde Kürtlerin başarısı Türkiye’de bazı kesimleri rahatsız ettiğine dikkati çeken Tatlı, “Türkiye bu yenilginin ardından 2014 yılında aldığı MGK kararlarını hayata geçirerek Kürtlere karşı özel bir savaş başlattı. Bu özel savaş bugün hala devam ediyor. Afrin, Cerablus ve Ser Kani'ye saldırıldı. Daha sonra Rojava saldırısına hazırlandı. Saldırılar için ABD ve Rusya ile görüştüler. Şimdi Rusya, Ukrayna'daki savaş nedeniyle başı belada. Rusya, bu sorunlardan kurtulmak için Türkiye'yi ABD'ye karşı kışkırtmakta. Kürtler üzerinde kirli pazarlıklar yapılıyor. Binlerce yıldır Kürtler üzerine projeler yapılıyor, bugün de aynı şekilde devam etmek istiyorlar. Saldırıların amacı sadece seçim değil, seçim bunun küçük bir kısmı. Kürt düşmanlığı sistematiktir. Sistem Kürtlere karşı kültürel, ekonomik ve doğasına karşı savaş yürütüyor” diye belirtti.
‘İKTİDAR DEVLETİ YÖNETEMİYOR’
AKP-MHP yönetimi saldırılarla ayakta durmaya çalıştığını sözlerine ekleyen Tatlı, “Kürt katliamı üzerinden seçimi kazanmak istiyor. Şimdi Türkiye ekonomik, siyasi ve sosyal olarak her yönden krizde ve mevcut iktidar devleti yönetemiyor. Bu durumda da Kürt düşmanlığı yapıyor. AKP hükümeti, Kürtleri öldürmekle paçayı sıyırmak istiyor. Ancak Ortadoğu'da Kürt sorunu çözülmeden ne demokrasi ne de ekonomi düzelecek. Mafya ve uyuşturucu ilişkileri konuşulan iktidar bu durumun içinden çıkamayacaktır” dedi.
'SÖZDE MUHALEFET HÜKÜMETİ DESTEKLEDİ'
Kürtler söz konusu olduğunda, demokrasi için mücadele ettiklerini söyleyen bir kısım muhalefetin sessizliğine işaret eden Tatlı, şunları söyledi: “Kürdistan'da 40 yıldır savaş var, doğası yok ediliyor. Irak Federe Kürdistan Bölgesi’nde kimyasal silahlar kullanılıyor ama bir kesim buna karşı sessiz. Irkçı ve milletçiliğin de etkisi var. Örneğin Şebnem Korur Fincancı, kimyasal silahlarla ilgili yaptığı değerlendirme için hapse atıldı. İktidar insan hakları savunucuları ve doğasever muhaliflerin sesini bastırmak istiyor. Sözde muhalefet olan partiler buna karşı hükümeti destekledi. Emekten, özgürlükten ve demokrasiden yana olan sendika ve dernekler buna karşı çıktılar. Türkiye'nin şehirlerinde birlikte açıklamalar yapıldı. Herkes seslerini yükseltmeli ve güçlü bir destek vermeleri gerekiyor.”
‘KÜRTLERİN İRADESİ KAZANACAK’
Saldırılar sadece Rojava halkına yönelik olmadığını, tüm Kürtleri kapsadığını vurgulayan Tatlı, sözlerini şöyle tamamladı: “Kürdistan topraklarında köleliği inşa etmek istiyorlar. Bu saldırıların amacı özgür Kürtlerin iradesini yok etmektir. Direniş ve özgürlük ruhunu yok etmek istiyorlar. Kürtler Mars'ta bir şey inşa ederse, iktidar oraya da saldırır. Çünkü Kürtlerin özgür ve bağımsız olmasını istemiyor. Bu saldırı böyle anlaşılmalıdır. Kürt siyasetçi hapse atıldı, Kürt sanatçıların konserleri yasaklandı, yani Kürtlere yönelik her türlü saldırı var. Artık bıçağı kemiğe uzadı. Bu nedenle Kürt halkı başta olmak üzere demokrasiden, barıştan ve özgürlükten yana herkes bu duruma karşı direnmelidir. Mevcut hükümet ne yaparsa yapsın bu seçimde başarısız olacak. Onlar kaybedecek, kazanan haklar olacak. Kürtlere saldıran hiçbir iktidar ayakta duramamıştır. Kürtlerin iradesi kazanacak.”