ŞIRNAK - Kadın cinayetlerine dair bilinçli olarak etkin bir soruşturma yürütülmediğini belirten Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği Başkanı avukat Müjde Tozbey, “Devlet, örgütlü ve sistematik bir şekilde kadın cinayetlerini destekliyor ve erkekleri destekliyor" dedi.
Özel savaş politikalarının devrede olduğu kentlerin başında gelen Şırnak’ta, cezasızlık politikası kadına yönelik erkek-devlet şiddeti ve katliamları artırdı. Demokratik Partisi (HDP) Şırnak Milletvekilli Nuran İmir’in kentte özellikle son yıllarda artan kadın katliamlarının araştırılması için yasaların ve uluslararası sözleşmelerin etkin bir biçimde uygulanması amacıyla Meclis Araştırması açılması talebiyle verdiği önergede, son iki yılda 16 kadının katledildiği belirtildi.
Erkek-devlet şiddetinin sıklıkla gündeme geldiği kentte katledilen kadınların ailelerini ziyaret eden Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği Başkanı avukat Müjde Tozbey, yaşanılanlara dair değerlendirmelerde bulundu.
‘POLİTİK MÜDAHALE VAR’
Bölgede yaşanan kadın cinayetlerine dair etkin bir soruşturma yürütülmediğini ve bunun da bilinçli olarak yapıldığını belirten Tozbey, “Türkiye’nin her yerinde kadın cinayetleri işleniyor ve son 20 yılda yüzde 92 oranında bir artış var. Hatta İçişleri Bakanlığı’nın 2009 tarihinde açıkladığı veriye göre, kadına yönelik şiddet yüzde bin 400 oranında arttı. Bu ülkemizin her köşesinde var. Ama özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde şiddet faillerinin meçhul bırakılması, araştırılmaması, sorgulanmaması durumu var. Şırnak’ta, Van’da ve Urfa’da bunu gördük. Her ne kadar tüm Türkiye’de ‘kadın cinayetleri politiktir’ desek de bu bölgelerde daha yoğun bir politik müdahale var. Devlet, örgütlü ve sistematik bir şekilde kadın cinayetlerini destekliyor ve erkekleri destekliyor. Nasıl mı yapıyor? Bakın Şırnak’ta son 2 yılda 16 kadın öldürülmüş. Herkes biliyor ki bir kadını eşi, babası ve bir yakını öldürür ama ölümlerin çoğu faili meçhul olarak bırakılıyor. Bunun sebebi çok açık. Devlet kurumlarının kadına bakışı gerici bir yaklaşım olduğu için yargılamalar da etkin bir şekilde yürütülmüyor. Kadın suçlu ilan ediliyor. Yani suçun mağduru değil, suça sebep olan gözüyle bakılıyor. Bu zihniyete karşı mücadele ediyoruz” diye belirtti.
KORUCULUK SİSTEMİNİN
Kadına yönelik şiddet ve katliamlarda koruculuk sisteminin rolüne değinen Tozbey, “Bu bölgelerde özellikle koruculuk sistemi çok aktif. Devlet, ilgili yasalarla koruculara sadece ateşli silah taşıma yetkisi tanımamış aynı zamanda yasal olarak birçok yetki de tanımıştır. Silahlandırma yetkisinin yanında korucuları o bölgenin ağaları, yöneticileri olarak ilan etmiş ve sırtları sıvazlanmaya devam edilmiştir. Bu zihniyetle hareket eden korucular da kendilerini bölgenin tanrısı, kralı ilan edip birçok suç işliyor ve iştirak ediyor. Yine halka yönelik de birçok suç işliyorlar. Bu noktada korucuların kadınlara, çocuklara yönelik şiddeti devlet tarafından yeterli düzeyde soruşturulmayıp, cezalandırılmadığı için kendilerini daha da güçlü hissediyorlar. Maalesef devlet buna yıllar önce kapı araladı. Bu nedenle de özellikle koruculuk sisteminin tekrardan gözden geçirilmesi gerekir ve halktan üstün olmadıklarının onlara hissettirilmesi gerekir. Kadına yönelik yapılan işkence, eziyet, istismar veya cinayet davalarında, korucuların suçlu olması halinde etkin bir şekilde soruşturma yürütülmesi ve en ağır cezanın verilmesi gerekiyor. Çünkü korucular o esnada kamu hizmeti yapıyorlar. Kamu hizmetlisinin böyle bir şiddete dahil olması, böyle bir şiddeti gerçekleştirmesi, daha ağır cezayı gerektiriyor. Ama maalesef daha ağır ceza vermek yerine soruşturma dahi yürütülmüyor” dedi.
‘BİRLİKTE MÜCADELE GÜÇLENDİRİR’
Katledilen kadınların aileleri ve şiddete maruz kalan kadınlarla her türlü dayanışma içinde olacaklarını ifade eden Tozbey, şöyle devam etti: “Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği olarak Şırnak’a gelme amacımız kadın cinayetlerini aydınlatılmasını sağlamak. Kadın cinayetlerinde etkin soruşturma yürütülüp hızlı yargılamalar yapılmasını istiyoruz. 3 gün boyunca özellikle siyasi partililerle, sivil toplum örgütleri ve Şırnak Barosu ile görüşmeler gerçekleştirdik. Şırnak Başsavcısı ve Adalet Komisyonu başkanıyla görüştük. Amacımız tamamen dayanışma içerisinde bu cinayetlerin aydınlatılmasıdır. Örgütlü bir şekilde bu mücadeleyi yürütebiliriz ve failleri bulabiliriz. Katillerin peşini bırakmadan onları bulabilmeliyiz ve yargılamayı etkin bir şekilde yürütüp en ağır cezayı aldırabiliriz. Bu nedenle de birlikte dayanışmanın önemli olduğunu düşünüyoruz. Örgütlü ve dayanışarak bir mücadele yürütürsek, boyun eğmezsek güçlü çıkacağız."
MA / Zeynep Durgut