HABER MERKEZİ- TTB Merkezi Konsey Başkanı Şebnem Korur Fincancı’nın tutuklanmasına tepki gösteren emek ve demokrasi güçleri, “Şebnem hoca kimyasal ya da toksik gazların kullanımına karşı sorumluluğunu yerine getirdi” dedi.
Amed Emek ve Demokrasi Platformu, kimyasal silah kullanımına dair açıklamaları nedeniyle hedef gösterilen ve ardından tutuklanan Türk Tabipler Birliği (TTB) Başkanı Şebnem Korur Fincancı’ya ilişkin Hazal Park'ta açıklama yaptı. Açıklamaya, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır İl Eşbaşkanları Gülistan Atasoy, Zeyyat Ceylan, Mezopotamya Dil Ve Kültür Araştırmaları Derneği (MED-DER), Türkiye İşçi Partisi (TİP) ve çok sayıda sivil toplum örgütleri katıldı. “Yaşamın ve hakikatin yanındayız. Şebnem Korur Fincancı onurumuzdur” pankartının açıldığı açıklamada, “Şebnem Korur Fincancı derhal serbest bırakılmalıdır”, “Şebnem hoca onurumuzdur” ve Şebnem hoca yalnız değildir” dövizleri taşındı. Açıklama sırasında sık sık “ Gözaltılar, tutuklamalar, baskılar bizi yıldıramaz” sloganı atıldı.
Açıklamayı platform adına okuyan Tüm Bel-Sen Diyarbakır Şubesi Kadın Sekreteri Ayşe Kuran Çiçek, Fincancı’nın, kimyasal silah kullanımına ilişkin açıklamalarının ardından gözaltına alındığını hatırlattı. Çiçek, savcılık tarafından ifade için uygun bir vakitte davet edileceği bildirilmiş olmasına rağmen başsavcılığın Fincancı’nın gözaltına alınması sürecini başlattığını ve bu süreci karalama kampanyasına dönüştürdüğüne dikkati çekti.
‘KİMYASAL SİLAHA DAİR ŞÜPHELER DAHA GÜÇLENDİ’
Baskınla gözaltına alınması ve ardından tutuklanmasına değinen Çiçek, “Bu tutuklama hakikatlerin ortaya çıkarılması için mücadele eden hak savunucularına ve ‘makbul’ kabul edilmeyen tüm toplumsal dinamiklere gözdağı verme amacı taşımaktadır. Fincancı bilim insanı ve insan hakları savunucusu olarak her zaman yaşamın ve yaşatmanın yanında; şiddetin karşısında yer almıştır. Gözaltına alınma şekli ve ardından tutuklanması, kimyasal silah kullanım iddialarının tartışılmasını engellemeye yöneliktir; fakat bu hukuksuz işlemler ile konuya dair şüpheler daha da güçlenmektedir” dedi.
‘KOLLUĞUN DÜŞTÜĞÜ ÇARESİZLİK!’
İktidar çevrelerinin yargıya müdahale niteliğindeki açıklamalarına dikkati çeken Çiçek, “Nitekim iktidar, Meslek Örgütleri Yasası’nda bir değişiklik için kamuoyunda yaratılan bu gündemi kullanacağını da açıklamalarıyla itiraf etmiştir. Gözden kaçmayan bir diğer husus, gözaltı işlemi sırasında kamu yayıncılığı yapması ve haberlerini buna göre oluşturması gereken TRT’nin, hocamızın evinde bulunan baba/dede yadigârı koleksiyon parçalarını yayımlama biçimidir. İlgili haber, kriminal unsur üretmek için kolluğun düştüğü çaresizliği tüm kamuoyuna göstermiştir. Görüntülerin sunuluş biçimini kabul edilemez buluyor ve kınıyoruz” diye belirtti.
‘SERBEST BIRAKILSIN’
Çiçek devamında şunları dile getirdi: “Ömrünü sadece ülkemizde değil, tüm dünyada halkın sağlığını korumaya ve başta işkence olmak üzere insan hakları ihlalleri ile mücadeleye adayan Fincancı’nın uğradığı siyasi linci ve maruz kaldığı hukuksuz uygulamaları kabul etmediğimizi bir kez daha belirtiyoruz. Fincancı’nın derhal serbest bırakılmasını talep ediyoruz. Dr. Şebnem Korur Fincancı yalnız değildir, onurumuzdur!”
ANKARA
Ankara Emek ve Demokrasi Güçleri de TTB Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı’nın kimyasal silah saldırılarına dair yaptığı açıklama nedeniyle tutuklanmasını protesto etmek amacıyla TTB Genel Merkezi önünde açıklama yaptı. “Şebnem Hoca yalnız değildir”, “Emek, meslek ve demokrasi örgütleri üzerindeki baskılara son verilsin” yazılı pankartı taşınan açıklamada, “Faşizme karşı omuz omuza”, “Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz” sloganlarının atıldı.
‘AKP YÖNETEMEDİKÇE SALDIRIYOR’
Emek ve Demokrasi Güçleri adına konuşan Ankara Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Onur Erden, AKP iktidarının yönetim krizi nedeniyle saldırganlaştığını belirterek, Fincancı’nın tutuklanmasının da iktidarın emek ve demokrasi güçlerine yönelik saldırılarının bir sonucu olduğunu söyledi. Erden, şöyle devam etti: “Peki Şebnem Hoca kimdir? Şebnem Hoca insan haklarının yılmaz savunucusudur. Bir adli tıp uzmanıdır ve yıllarını işkence ve kötü muameleye karşı yaşam hakkını savunarak geçirmiş bir bilim insanıdır. Çatışmalarda nükleer, kimyasal ya da toksik gazların kullanımının insanlık suçu olduğunu söyleyen, bu durumdan sivillerin de etkilenebileceğini ifade eden, bu durumların etkili soruşturması için de bağımsız uluslararası yetkili heyetlerin inceleme yapması gerektiğini ifade eden ve bu konuda sorumluluğunu yerine getiren bir yurttaştır. Kapatılan gazetelerin, baskı ve tutuklamalarla susturulan gazetecilerin sesi olma cüretini gösteren bir yazardır. Aynı zamanda son 2 dönemdir hekimlerin meslek örgütü olan TTB Merkez Konseyi başkanıdır.”
‘SAVAŞ HALK SAĞLIĞI SORUNUDUR’
TTB’nin hekimlerin özlük hakları için mücadele eden bir örgüt olmasının yanı sıra Anayasa’nın verdiği yetkiyle toplum sağlığını geliştirme görevini üstlendiği vurgulayan Erden, “TTB bu görevini yıllarca yerine getirmiş bir örgüttür. 12 Eylül darbesinde idamlara karşı çıkmış, cezaevi operasyonlarında yaşanan katliamlara karşı tavrını göstermiş, mahpusların sağlık hakkını her daim savunmuştur. Gezi’de polisin orantısız şiddetine maruz kalan halkın yardımına koşmuş, savaş koşullarında ‘Savaş bir halk sağlığı sorunudur’ açıklamasıyla barışı savunmuştur. Pandemi döneminde AKP’nin kötü yönetimiyle daha fazla insanımızın ve sağlık emekçisinin hayatını kaybetmesi üzerine ‘’Yönetemiyorsunuz tükeniyoruz’, bu derinleşen ekonomik kriz ortamında ’Emek bizim söz bizim’ diyerek, mücadele alanlarında sözünü her daim söylemiş bir örgüttür” dedi.
‘AKP ŞİDDETLE SUSTURMAYA ÇALIŞIYOR’
AKP’nin sermaye ve rant uğruna savaş çıkarmasına, doğayı katletmesine, sağlığın özelleştirmesine, emekçilerin haklarını gasp etmesine, kendisinden olmayan herkesi “terörist” olarak yaftalayıp talimatla çalışan yargı ile tutsak etmesine her zaman karşı oldukları için TTB’ye saldırdığını ifade eden Erden, “AKP, faşizmin yegâne yöntemi şiddetle hepimizi susturmak istemektedir, bu şiddet topluma da sirayet etmektedir. Kadın cinayetlerinden sağlıkta şiddete, azınlıkların linç edilmesinden işçi cinayetlerine, tüm bu katliamlardan faşizm sorumludur. Faşizm, son icraatı ‘Sansür Yasası’ ile önce Kürt gazetecilere saldırmış, işkenceyle gözaltına almış. Ardından savcılığa ifade vermeye geleceğini dilekçe ile bildiren Şebnem Korur Fincancı’yı evine baskın yaparak ve iktidar medya organı TRT’nin manipülatif haberleriyle kriminalize ederek gözaltına almıştır. Bugün yargılanma sürecini takip eden meslek örgütü ve sendika üyesi arkadaşlarımız adliye çevresinde beklerken, polis tarafından darp edilmiş, 5 kadın arkadaşımıza da polis sebepsiz yere saldırarak, hukuksuzca gözaltına almıştır. Bunları kabul etmiyoruz” ifadelerinde bulundu.
BİRLEŞİK MÜCADELE VURGUSU
Faşizme karşı mücadeleyi birleşerek yükselteceklerini söyleyen Erden, “Açıklamamızı Şebnem Hoca’mın gözaltında iken bize ilettiği notuyla bitirmek istiyorum. ‘İnsanca bir sağlık sistemini hep birlikte kuracağımız günlere dayanışmayla’ diyor Şebnem Hoca. Size söz olsun hocam, yanınızda olmaya, birlikte mücadeleye devam edeceğiz, sadece sağlık sistemini değil, hep beraber insanca yaşayacağımız bir düzeni inşa edeceğiz” dedi.
İZMİR
İHD, THİV, ÇHD ve ÖHD İzmir Şubeleri TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı'nın tutuklanmasına ilişkin Alsancak Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde basın açıklaması yaptı. "Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı onurumuzdur. Tutuklanması kabul edilemez" pankartının açıldığı açıklamada "Faşizm yenilecek biz kazanacagiz", "Şebnem Korur Fincancı yalnız değildir" ve "Faşizme karşı omuz omuza" dövizleri taşındı.
Açıklamada sık sık "TTB susmadı, susmayacak", "Şebnem Korur Fincancı yanlız değildir" ve "Kurtuluş yok tek başına ya bep beraber ya hiç birimiz" sloganları atıldı. Açıklamaya kentte bulunan siyasi parti ve kurum temsilcilerinin yanı sıra çok sayıda yurttaş katıldı.
Basın metnini okuyan THİV Genel Sekreteri Coşkun Üsterci, şunları söyledi: "Siyasal iktidar ve destekçileri günlerdir damgalayıcı, itibarsızlaştırıcı ve suçlulaştırıcı söylemlerle Şebnem Korur Fincancı’nın tutuklanmasını kamuoyu nezdinde gerekli ve meşru hale getirmek için yoğun çaba içindedirler. Yargıya yönelik talimat ve müdahaleler sonucu bugün verilen bu tutuklama kararı, yargı bağımsızlığı açısından endişe, demokrasi değerleri bakımından ise utanç vericidir. Hukukun çıplak bir şiddet aracı haline geldiğinin açık ifadesidir. Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, dünyaca tanınırlığa ve saygınlığa sahip, uzmanlık alanı adli tıp olan bir bilim insanı, iyi bir hekim ve insan hakları savunucusudur. Bu nitelikleriyle her zaman barış ve demokrasi mücadelesinin merkezinde olmuştur. Bu tutuklama kararı karşısında hiçbir şekilde sessiz kalmayacağız. Bundan önce olduğu gibi bundan sonrada hakikate, iyi hekimliğe, hukukun üstünlüğüne, insan hakları, barış ve demokrasi mücadelesine her koşulda kararlılıkla sahip çıkmaya devam edeceğiz."
KESK DE AÇIKLAMA YAPTI
Ayrıca KESK İzmir Şubeler Platformu da SES İzmir Şubesi binasında basın toplantısı düzenledi. Açıklamayı okuyan Eğitim Sen İzmir 5 Nolu Şube Başkanı Özcan Çetin, "Türkiye’nin bir seçim sürecine evirildiği bu günlerde Türk Tabipler Birliği’ne yönelen baskıları Tabip Odalarının, diğer meslek birliklerinin ve sendikaların sesini kesme, susturma gayretinin bir parçası olarak değerlendiriyoruz. Hukuka ve insan haklarına aykırı uygulamalarla toplumu zapturapt altına alma çabalarının boşa çıkacağına inanıyoruz. Baskılar ve yıldırmalar karşısında KESK olarak; emek, barış ve demokrasi mücadelesinde birlikte yol yürüdüğümüz, düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında görüşlerini ifade eden Şebnem Korur Fincancı’nın hedef gösterilmesini kınıyor, hocamız ile dayanışma içereninde olduğumuzu, olacağımızı belirtiyoruz" diye konuştu.