Gülser Yıldırım: İmralı kapıları açılırsa oradan barış eli uzanacak

MARDİN - Kandıra Kadın Cezaevi'nden 6 yıl sonra tahliye olan HDP eski Milletvekili Gülser Yıldırım, ülkenin onurlu bir barışa ihtiyacı olduğuna işaret ederek, "İmralı kapıları açılırsa, oradan barışın eli uzanacak" dedi. 
 
AKP’nin tek başına iktidarı kaybettiği 7 Haziran 2015 Genel Seçimleri'nin ardından 20 Mayıs 2016’da Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekillerinin dokunulmazlıkları kaldırıldı. 4 Kasım 2016’da ise aralarında dönemin HDP Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ın da olduğu 12 millletvekili gözaltına alındı. "4 Kasım Siyasi Darbesi" olarak nitelendirilen operasyonda gözaltına alınan 12 milletvekilliden 9’u tutuklandı. 6’ncı yılı geride kalmasına sayılı günler kalan "darbede" gözaltına alındıktan sonra tutuklanan Demirtaş, Yüksekdağ ve İdris Baluken halen tutuklu bulunurken, diğer 6 vekil tahliye oldu. En son tahliye edilen isim ise, Mardin Milletvekili iken tutuklanan Gülser Yıldırım oldu. Yıldırım, hakkında verilen 7 yıl 6 aylık hapis cezasının infazını tamamlamasına rağmen 4 ay gecikmeli tahliye edildi. Kandıra F Tipi Kadın Kapalı Cezaevi'nde birçok Kürt kadın siyasetçi ile birlikte tutulan Yıldırım, cezaevi süreci ve sonrasında yaşanan gelişmelere dair Mezopotamya Ajansı’nın (MA) sorularını yanıtladı.
 
 Milletvekilliği sürecini cezaevinde tamamlayan isimlerden birisiniz. Öncesi ve sonrasıyla 4 Kasım 2016’da yaşananları nasıl değerlendiriyorsunuz?
 
İnsan bu duvarların arasından çıktığında gönlünün yarısı orada kalıyor. Yıllarca aynı hücrede ve hapiste, içini, emeğini ve acını birlikte paylaşıyorsun bu arkadaşlarla. Amacın özgürlük, eşitlik, demokrasi. Bu nedenle diyebilirim ki bu yoldaşlık çok kutsal bir yoldaşlık. Dile getirilemez. İnsan kendini şanslı görüyor. Farklı görüyor. Bu nedenle tekrar selamlarımı gönderiyorum. Türkler, Kürtler, Çerkezler, Süryaniler, Araplar, Lazlar… Yani kim olursa olsun. Felsefemiz bu ülkede yaşayan, bu ülkeyi seven herkes için özgürlük, eşitlik, özgür yaşam ve barışı şart olarak görüyor. Ancak 7 Haziran’da bu proje onlara uymadı, savaş lazımdı onlar için. Çözüm süreci, tekçi, ırkçı ve savaş isteyen zihniyetin işine gelmedi. Savaşın rantını yiyenler için savaş daha çok işlerine geliyordu. Yöneticilerin daha çok işine geliyordu. Bugün de inanıyorum ki, bugün İmralı’nın kapıları açılırsa, oradan barışın eli uzanacak. O kapı açılırsa, tecrit kalkarsa ilk mesaj Türkiye’nin barışı için olacaktır. Bu inançtayım. Hayali konuşmuyorum. Geçmişten gelen tecrübeyle, barış felsefesinden anladığım kadarıyla, diyalog sürecine insan baktığında bu kanaate varabiliyor. Bu ülkede kim bu sorunu (Kürt sorunu) kendine dert edinir, kim ‘bu sorunun çözümü için hazırım’ derse bu farkındalıkla hareket edilir. Ben bu inançtayım. Partim de böyle bir partidir.
 
 Neden savaşta ısrar edildi? 
 
 Kürt halkının iradesini tamamen ortadan kaldırmayı hedeflediler. Cezaevi önceden boşaltılmış ve hazırlanmıştı. Fikrimiz zindana bahane edildi. 
 
Silahlı saldırıların başlamasıyla birlikte Kürt siyaseti saldırılara maruz kaldı. Hedef neydi? Hedef Kürt halkının iradesini tamamen ortadan kaldırmaktı. Bu bir gerçekliktir. Bu nedenle Kürtlerin belediyelerine kayyum atadılar. Parlamentoda bizim dokunulmazlıklarımız kaldırıldı. Siyasetimize, partimize, özgürlük ve demokrasi taleplerimize topyekun bir saldırı başlatıldı. 15 Temmuz’daki darbeyi AKP kendisine göre uyguladı. Bütün muhalifler üzerinde bertaraf etmeye çalıştı. Özellikle Kürt siyasetini tasfiye etmeye çalıştı. Bu tasfiye süreci o günden bu güne devam ediyor. Kandıra’ya götürüldüğümüzde F Tipi kapıları biz kadınlara da açılmış oldu. Haliyle biz F Tipi’nde kalan ilk kadınlarız. Baktığımızda odalar bize göre önceden hazırlanmıştı. Sanki mahkemeye çıkmışız da kanuna göre suçlu bulunmuşuz da ona göre bizi göndermişler. Öyle değildi. Orası önceden boşaltılmış, hazırlanmış, Yerini de belirlemişler, seni oraya gönderiyorlar. Bu nedenle siyasi bir karar olduğunu, hukuki karar olmadığını söylüyoruz. Ne yapmışız? Fikrimizi, düşüncemizi açıklamışız. Bugün fikrimiz, düşüncemiz de saldırıya ve zindana bahane ediliyor..
 
 Bütün muhaliflerin hedef olduğunu söylediniz ancak dokunulmazlıkların kaldırılmasına muhalefet partileri de destek verdi. Onların hiç rolü yok muydu? 
 
Bizim dokunulmazlığımızın kaldırılmasında ve tutuklanmamızda sadece AKP ve MHP mi sorumluydu? Hayır. O dönem CHP de destek verdi. CHP destek vermeseydi o dönem bu süreç bugünlere gelmeyebilirdi. Parti isimleri farklı olabilir ama konu Kürt siyaseti ve HDP olduğunda tüm zihniyetler aynı oluyor. CHP destek vermeseydi, süreç bu hale gelmeyebilirdi. Daha iyi bir zemin olabilirdi. Ama unutmamalıyız, CHP zihniyeti de inkar üzerine kuruldu. Ama CHP bugün iktidara muhalefet olduğunu söyleyecekse, öncelikle gerçek anlamda demokrasi, özgürlükler, demokratik Türkiye, demokratik cumhuriyete dönük adımlar atmalı. Sadece ‘iktidara muhalefetim’ demek kendini kandırmaktır. Muhalefet isen projen nedir? Sadece CHP değil, Türkiye’nin tüm partileri bu şekilde. Bu nedenle 3’üncü Yola ihtiyaç duyuldu ve bugün demokrasi ittifakı 3’üncü Yol olarak, alternatif olmak için ortaya çıktı. Türkiye’nin bütün sorunlarına cevap olmak için yola çıkıldı.
 
 Cezaevinde birçok Kürt kadın siyasetçi ile birlikte kaldınız. Cezaevi yaşamı ve şartları nasıldı? 
 
İlk cezaevine konulduğumuzda yaklaşık 3 ay tek başımıza tutulduk odada. Tecrit koşullarında tek tek tutulduk. Erkek arkadaşlardan mektup geliyordu. Bir gün gelen bir mektupta şöyle bir şey yazıyordu; "F Tipi cezaevleri ilk kurulduğunda arkadaşlar tepki gösteriyor, F tipi cezaevlerini protesto ediyor. Logardan bir ses geliyor. O logardan ses 3 odaya gidiyor. Logardan ses gelince arkadaşın biri sesleniyor, 'Arkadaşlar, arkadaşlar şükür edin, biz yerin üstündeyiz, yer altında olanlar da var.” Böyle bir durum da yaşanmış. Bunu bizimle paylaşıyorlar. Arkadaşlar oradan sesleniyorlar. Yalnız olmadığını hissediyorsun. Yani Gültan başkan (Gültan Kışanak) üst logar komşumdu. Çağlar (Çağlar Demirel) arkadaş ve diğer arkadaşlar ile logarlardan, çatılardan, duvarlardan diyaloğumuz vardı.
 
 3 ay tek başımıza tecrit koşullarında tutulduk. Cezaevi kantini bile erkeklere göre yapılmıştı. Büyük bir moral ve inanç olmazsa cezaevi şartları tutuklular için çok zahmetli. 
 
Cezaevi daha sonra kadın cezaevi yapıldığı için kantin bile erkeklere göre yapılmıştı. Bu 6 yılda bu haliyle devam etti. Arkadaşlarımız cezaevi müdürüyle de her defasında bunu tartışıyordu. Kadınların ihtiyaçlarının ne olduğu, kadınların yaşamı için gerekli olanlar noktaksıkları gidermek için mücadele veriyordu. Halen de bu sorun devam ediyor. F Tipi insan hayatında ekonomik olarak da büyük bir sıkıntı. Manevi olarak tecrittir, yalnızlıktır, izolasyondur… Bunlar başlı başına sorunlardır. Ama ekonomik olarak da büyük bir sorundur. Ailenin yaşadığı yerden uzak olması nedeniyle kimi aileler yıllar boyunca tutuklularını ziyaret edemiyor. Yani açıkçası büyük bir moral ve inanç olmasa, cezaevinin şartları tutuklular için çok zahmetli. Özellikle uzak yerlere sevk edilmeler ve yeni kurulan cezaevlerine karşı toplumumuz daha duyarlı olmalı. Hasta olan arkadaşlar için daha duyarlı olunmalı.
 
 Aysel Tuğluk da birlikte kaldığınız siyasi tutuklulardan biriydi. Tuğluk’un durumu tam olarak nasıldı?
 
26, 27 senedir cezaevinde tutulan çok sayıda siyasi arkadaş var. Birlikte tutulduğum kadın arkadaşlar için söyleyecek olursam; Çok sayıda hastalıkları bulunuyor. Gültan başkanın da tansiyonu ve şekeri var. Bazı günler tansiyonu çok yükseliyor. Belki bugün beni dinleseydi ‘Gülser arkadaş, o kadar hasta arkadaş var, neden benden bahsediyorsun’ diye eleştiri de yapardı. Ama fikrimi söylüyorum. Tansiyonu 14’ün altına düşmüyor. Ağabeyi yaşamını yitirmeden bir hafta önce acile kaldırıldı. Edibe (Şahin) arkadaş da ciddi hastalıkları olan tutuklulardan. Nurhayat (Altun) arkadaş yine öyle. Hasta olduklarını biliyoruz ama Aysel arkadaşın hastalığı hayatını tek başına devam ettiremeyecek kadar ciddi. Biz bugüne kadar yalnız da olsak hayatımızı sürdürebilirdik ama Aysel arkadaş tek başına hayatını idame ettiremeyecek durumda. İdare de bunu biliyor, cezaevindekiler de biliyor. 
 
 Aysel arkadaş bugün gardiyan numarayı çevirmezse telefon numarasını çeviremiyor. Avukatının ismini bile unutuyor. Bu hastalık moral istiyor, dışarıda hava almayı gerektiriyor. 
 
Aysel arkadaş bugün gardiyan numarayı çevirmezse telefon numarasını çeviremiyor. Dilekçe yazamıyor. 10 dakika bir insanın yanında oturuyor, iki defa o insana ‘ismin ne, kaç çocuğun var’ diye soruyor. Avukatının ismini bile unutuyor. Yani Aysel arkadaş bu durumda. Herkes de biliyor ki cezaevi şartları altında bu hastalık ağırlaşıyor. Bu hastalık moral istiyor, bu hastalık dışarıda hava almayı gerektiriyor. Toplum içinde, çevresinde güzel şeyler gerektiriyor. Ama ondan çok rahatsız olmuşlar ki bugüne kadar bırakılmadı. İnsan şaşırıyor. Bu zihniyete karşı insanın şaşırmaması gerekiyor ama yine de insan bu kadar da düşmanlık olmaz diyor. İdare de biliyor, doktoru da biliyor, rapor verenler de biliyor, biz arkadaşları da biliyoruz. Hatta Kobanê Davası'nda mahkeme dahi tahliye kararı verdi. Ama Aysel arkadaş halen cezaevinde. Onun şahsında bütün hasta tutuklular bırakılmalı. Yani bu hasta tutukluları bıraktıklarında ne kaybedecekler? Neleri eksilecek? Bu kadar mı insan düşmanlık yapar? Düşmanlığın da bir sınırı vardır. Demek ki bunun için büyük bir mücadele lazım. Toplumun tamamının bu konuda seslerini yükseltmesi gerekiyor. Bu sorunu dile getirmesi gerekiyor.
 
 Tüm bu yaşananlara karşı tutukluların da büyük bir mücadelesi söz konusu... 
 
Bir tecrit uygulanıyor dedik. Tecrit zaten insanlık suçudur. Tecrit altında iken kişi, demokrasi, eşitlik, özgürlük ve onurlu bir barış fikrine sahipse, gücü o fikir ve düşünce oluyor. İnsan gücünü davası, farklılığı, savunduğu fikir, barış isteği ve savunduğun hakikatten alıyor. Tarihte bu felsefesinin mimarları her daim ayakları üstünde durmuştur. Ama bedel de vermiştir. Ama iradesini savunuyor, koruyor. Onurunu koruyor. Karakterini, inancını, farkını savunuyor. İnsan gücünü bundan alıyor. O kadar ağır şartlar altında olmalarına rağmen inançlarını bu aydınlanmadan alıyorlar. Özgürlük felsefesinden, demokrasi felsefesinden, özellikle de kadın özgürlük mücadelesinden güç alıyorlar. Ortadoğu’da ve dünyada kadın özgürlük mücadelesine baktığımızda insan kendini şanslı görüyor. Öyle bir fikir, öyle bir düşünce, öyle bir felsefe ki kadını irade sahibi yaptı, şahsiyet sahibi yaptı. Kadını kendisi olmaya, kendi kimliğiyle var olmaya başladı. Kadın kendisi oldu. Kadını var etti.
 
 6 yılda ülke siyasetinde birçok gelişme yaşandı. Cezaevinden bu süreç nasıl görülüyordu? 
 
Açıkçası Türkiye siyaseti için olumlu bir değişiklik yaşandığını söyleyemem. O günden bu güne ciddi bir geriye gidiş var. İktidar, iktidarını devam ettirmeye çalışıyor. Saldırılar ile sürdürmeye çalışıyor. O nedenle olumlu bir değişiklik görmüyorum. Demokrasi bitirilmiş, hukuk darbe almış, en büyük darbe de ekonomik olarak vurulmuş. Bugün yaşanan savaş, dört bir yanda devam eden çatışmalar, büyük sorunlardır. Halbuki Türkiye’nin ihtiyacı olan öncelikle onurlu bir barıştır. Ekonomi de demokrasi ve özgürlüklerle düzelir. Bugün Türkiye halklarının ekonomik olarak ödediği bedel Kürt sorununa bağlı olarak ödenen bedeldir. Hukuksuzluk, adaletsizlik, özgürlüklerin kısıtlanmasıyla bağlantılıdır. İnsanlar dışarıya çıktığında kendini güvende hissetmiyor. Sistemsel bir sorun var. Cezaevinde olan, cezasını tamamlayan birinin infazını yakıyorlar. Cezaevinden çıksa da kendisini güvende hissetmiyor. Bir sabah siyasi bir söylemden dolayı, iktidarın hesabına gelmeyen bir fikri söylediği için, Türkiye’nin sorunlarının çözümü için bir şey söylediğinde siyasi bir saldırıyla karşı karşıya kalabiliyorsunuz. İnsanlar açıktan söylemese de kafasında ve kendi yanında bunları söylüyor. Yani bu da bir şekil hapsetmedir. Toplumda da içine hapsetme var.
 
Türkiye siyasetinde geriye gidiş var. Ülkenin ihtiyacı onurlu bir barıştır. Ekonomi de demokrasi ve özgürlüklerle düzelir. Ekonomik olarak ödenen bedel Kürt sorununa bağlı olarak ödenen bedeldi. 
 
Bu yaşananlar insanı üzüyor. Bugün Türkiye’nin tamamını memleketimiz olarak görüyoruz. Kürt halkı da diğer halkların tamamı da Türkiye’ye dağılmış durumda. Halkların hepsi birbirine karşı saygılıdır, birbirlerini seviyorlar da. HDP de zaten bunların temsiliyetidir. Bu nedenle Türkiye halklarına, Kürtlere, Kürdistan’a, topluma neyin faydası olacaksa insanın o siyaseti yürütmesi gerekiyor. Bu sorunların çözümü, sorunları yaşayanların kendilerini çözümün ortağı yapmasından geçiyor. Çözüm o şekilde olur. Kimse çözümün öyle yukardan geldiğini düşünmesin. Sihirli değnek yok. Çözümün ortağı olmalılar.
 
Cezaevinden çıktığınızdan bu yana 1 yaşında annesiyle beraber cezaevine konulan ve şu an 3 buçuk yaşında olan Romav isimli Afrinli bir çocuktan bahsediyorsunuz. Romav’ın hikayesini kısaca paylaşabilir misiniz?
 
3 buçuk yaşında bir çocuk ve Kandıra Cezaevinde kalıyor. Anne ve babası ile birlikte tutuklu. 15 yaşın üzerindeki 3 ablası dışarıda. Anne ve babasına 7 yıl 6 ay hapis cezası verilmiş durumda. Bugün bir çözüm üretebilseydik, benim öncelikli isteğim Romav’ın dışarıda olması olacaktı. Kardeşlerinin yanında yaşasın isterdim. Dört duvar arasında yaşamamalı. Beni nenesi gibi görüyordu. İnsan Kürt olduğunda; çocuk da olsa 70 yaşında da olsa insanın yeri dört duvar mı olmalı? Kendi başına büyük bir acı bu. Büyük bir sorun. İnsan biraz bu konuda duyarlı olmalı. Umut ediyorum ki yakın zamanda tüm hasta tutuklular, tüm siyasi tutuklular, Romav ve annesiyle birlikte dışarıda birlikte mücadele edelim.
 
MA / Ahmet Kanbal
 

Diğer başlıklar

01/12/2022
16:15 Êlih Barosu’na Abdullah Öcalan için başvuru
15:45 Fincancı’dan mektup: Adli tıp uzmanı olarak değerlendirme yaptım
15:25 30 yıllık tutuklu cezaevinden çıkmadan gözaltına alındı
15:16 Emek ve Özgürlük İttifakı'nın Adana buluşmasına çağrı
15:16 Sağlık emekçileri: Bütçe savaşa ve ranta kullanılıyor
14:54 Tutuklu yakınları: Barış Öcalan'ın elinde
14:35 İzmir'de doktora saldırı tepkisi
14:23 Gazeteci Kural’a ters kelepçe yapan polislere ‘ödül’ gibi ceza!
14:19 DİSK’in İstanbul Bölge Temsilciliği açıldı
14:17 ÖHD’den Abdullah Öcalan için Mersin Barosu'na başvuru
14:02 'Çeşme projesi kararlı mücadele sonucu iptal edildi'
14:01 40 kadına yürüyüş davası: Eylemimiz meşru ve yasal
13:51 36 saat kelepçeli tutulan kadınlara Ankara Emniyeti’nde işkence
13:48 Kobanê ve Eyn Îsa’ya saldırı
13:38 Baro başkanını gözaltına alan polislerde 'kusur' bulunamadı!
13:37 Kobanê Davası: AİHM kararının tercümesi dosyada var mı?
13:22 Sözler tutulmayınca işçiler yeniden eyleme başladı
13:02 Tecride karşı Amed ve Wan’da kitlesel yürüyüş yapılacak
12:58 Gazeteci Zübeyde Sarı beraat etti
12:47 Lice’de ağaç oyuklarına fotokapan yerleştirildi
12:45 ‘Hayvanların barınaklara hapsedilmesi çözüm değil’
12:32 Şenyaşar ailesinden Erdoğan ziyaretine dair mesaj
12:02 Günay’dan Adalet Bakanlığı'na: İmralı başvurularına yanıt verin
11:47 Abdullah Öcalan’ın avukatlarından görüşme başvurusu
11:32 Sincan Kadın Cezaevi’nde tutuklu Kurt’un infazı engellendi
11:16 HDP Kadın Meclisi: Tecride karşı direnişten vazgeçmeyeceğiz
11:15 İmralı'daki Veysi Aktaş'ın babasının cenazesine katılmasına izin verilmedi
11:09 Tutuklu yakınları: Bu ülkede adalet yok
10:34 Savcının tacizde bulunması haberine erişim engeli
10:29 Ekolojik talana onay veren belediye başkanı şikayet edildi
10:16 HDP'li Taşçıer: Kürt kazanımları hedefte
10:04 Emek ve Özgürlük İttifakı halkla buluşuyor: Başka bir dünya mümkün
09:51 Adalet Bakanlığı’na başvuran Koçyiğit: Abdullah Öcalan’la görüşmek istiyoruz
09:41 Yeni Yaşam Kadın Eki’nin 51’inci sayısı yayınlandı
09:17 İranlı gazeteciler son durumu anlattı: Direniş devrime dönüştü
09:16 HDP'den Kürtçe kurs
09:15 İzmir Barosu suç duyurusunda bulunacak: Barınaklarda şiddet rutinleşti
09:14 Erdoğan’ın idam sözleri Demirtaş için suça konu oldu!
09:12 Kadınlar şiddete biat etmiyor
09:09 'Barolar sorumluluklarını yerine getirmeli'
09:08 Av. Öyke: Çözümsüzlükten beslenenler tecridi sürdürüyor
09:06 Mimar Giritlioğlu: Türkiye’de tapu erkeklerin elinde
09:02 Jîna’nın memleketi Seqiz’de herkesin kafasında aynı soru
09:00 01 ARALIK 2022 GÜNDEMİ
30/11/2022
23:15 Avrupa kentlerinde saldırı protestoları
23:07 KNK: CPT ve Avrupa Konseyi sorumluluğunu bir an önce yerine getirmeli
21:48 Heyva Sor’dan Rojhilat için yardım kampanyası
21:12 HDP’li Eşbaşkan Karasu tutuklandı
21:09 Ceyhan’da halk buluşması: Bu yüzyıl Kürt halkının yüzyılı olacak
20:58 2 korucunun yargılandığı tecavüz davası görüldü
20:45 Gözaltına alınan 18 kadın Ankara’ya getirildi
20:06 KESK’ten Ankara’da yapılacak bütçe mitingine çağrı
19:55 ÖHD Colemêrg Şubesi'nden Abdullah Öcalan için başvuru
19:35 Kadınlar polis şiddeti ve gözaltıları protesto etti
19:32 DAİŞ lideri el-Kureyşi'nin öldürüldüğü duyuruldu
19:01 Bir uzman çavuş hayatını kaybetti
18:56 Açığa alınma protestosu: AKP politikalarına boyun eğmeyeceğiz
18:50 Acar’ın cenazesi Cizîr’de defnedildi
17:14 Barış Anneleri İnisiyatifi’nden gözaltılara tepki
17:02 Tutuklu yakınları: Tecrit kaldırılsın, Öcalan’la görüşme yapılsın
16:47 İran İnternational: Hamaney rejim güçlerinin başarısızlığını eleştirdi
16:40 Ginko Kitap: TÜYAP katılımı imkansız hâle getirdi
16:33 Kazadan yaralı kurtulan mülteciler: Kelepçeliydik
16:14 Vekillere ‘İstanbul Sözleşmesine dönün’ mektubu
16:03 Manisa'da gözaltıların tümü serbest
15:52 Kadınlara şiddet uygulayan polisler hakkında suç duyurusu
15:35 HDP'den asgari ücret kampanyası: 12 bin 500 TL
15:33 Amed Tahir Elçi Stadyumu için kanun teklifi
15:04 Türkiye'nin saldırıları 10'uncu gününde
14:52 Asrın Hukuk Bürosu avukatları, Veysi Aktaş için başvuruda bulundu
14:39 Gözaltılara tepki: Kadın mücadelesi yargılanamaz
14:37 Uzman raporuna rağmen cinsel taciz failine beraat
14:35 Milli parkta ağaç kesen müdür görevden alındı
14:33 Afganistan'da patlama: En az 15 ölü
14:23 Acar’ın cenazesi 185 gün sonra verildi
14:21 Kadın işçiye çıplak arama dayatması protesto edildi
14:12 Kongra Star’dan CPT’ye tecrit çağrısı
14:07 Demirtaş'tan Abdullah Öcalan ile görüşme başvurusu
13:56 KESK ‘seçim değil, geçim bütçesi’ mitingi düzenleyecek
13:50 'Zorunlu emeklilik uygulaması kaldırılsın'
13:44 DTK ve DBP’den KDP-T’ye ‘ittifak’ ziyareti
13:41 Şenyaşar ailesi 632 gündür adalet arıyor
13:32 Fincancı'ya dayanışma kartı: Sürdürdüğü hakikat mücadelesinden onur duyuyoruz
13:14 Cizîr’de bir kişi aracında ölü bulundu
13:12 Wêranşar'da ‘istismar sanığı tutuklansın’ talebine ret
13:11 Irak Başbakanı Sudani'nin Tahran temasları sürüyor
12:22 131 aydın ve aktivistten açık mektup: Kimyasal kullanımını araştırın
12:17 UNESCO Amida ve surları inceledi
11:37 Amedspor taraftarı ‘Tahir Elçi Stadyumu’ adını kullanacak
11:19 Saliha Aydeniz ve HDP'li vekillerden İmralı başvurusu
11:09 Tutuklu yakınları: Direnmeye devam edeceğiz
11:08 Mersin'de 2 kişi gözaltına alındı
10:45 Buldan’dan İmralı çağrısı: Muhatabımız devlettir, derhal açıklama yapılmalı
10:36 Açlık grevindeki tutuklu Elazığ Cezaevi'ne sevk edildi
09:49 TJA’lılar: Kadınların birliği iktidarı korkuttu
09:36 ‘Külliye inşaatının sürmesi mevzuata aykırı’
09:13 Savcı, Fincancı’nın uzmanlık alanını görmezden geldi
09:11 Sincan Cezaevi’nde doktor muayenesi: Uyu geçer!
09:10 Beyninde tümör bulunan Özbek tahliye edilmiyor
09:09 Abdullah Öcalan: Devlet yanlış oynuyor, avukatlarımla görüşmek istiyorum
09:09 Hayvanseverler: Şiddetin arkasında örgütlü nefret dili var
09:08 PYD'li Ehmed Xoce: Kobanê saldırısı Erdoğan'ın sonu olur
09:07 Tecrit ve savaşa karşı birleşik mücadele çağrısı
09:06 Yılmaz: Ortadoğu'da yeni bir ittifak kuruluyor
09:04 Alevi yurttaşlar: Aleviler Kültür Başkanlığı'na sığmaz
09:01 Bokan'da 5 günde 11 kişi öldürüldü: Geleceğimiz için geri çekilmeyeceğiz
09:00 30 KASIM 2022 GÜNDEMİ
08:54 Abdullah Öcalan'dan Yunanistan'a dava
07:59 TJA aktivisti Zeynep Boğa gözaltına alındı
29/11/2022
22:46 Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırılar sürüyor
20:26 Gever’de gözaltına alınan 16 kişiden 3’ü tutuklandı
20:13 İstanbul’da gözaltı protestosu: Korkun bizden!
19:44 İzmir'de erkek şiddeti: 1 ölü, 2 yaralı
19:16 DBP: Öcalan bu tavrıyla halkları sorumluluk almaya davet etmiştir
19:12 İzmir’de Fincancı için özgürlük nöbeti
18:29 İran İnsan Hakları Örgütü: Protestolarda 448 kişi katledildi
18:12 Riha Tabip Odası'nın nöbeti ikinci haftasında
17:58 HDP Kadın Meclisi toplantısı sona erdi
17:54 Amed’de gözaltılara tepki: İktidarların faşizmini kadınlar yıkacak
17:23 ÖHD, Öcalan için İzmir ve Şirnex Barosu'na başvurdu
17:17 25 Kasım'da gözaltına alınan 2 kadın sınır dışı edilecek
17:06 Gözaltılar Êlih’te protesto edildi
17:01 Kışanak: Yalan belgelerle tutuklanmam için kumpas tertiplediler
16:45 HDP’ye saldıranlar bir DAİŞ’linin 'tanıklığı' ile tahliye edildi
16:43 Ebdî: Türkiye karadan saldırı için ABD ve Rusya’nın onayını bekliyor
16:29 Osman Şiban’ın duruşması görüldü
16:27 Kurdistan kentleri için yağış uyarısı
16:13 Adana'da 8 kişi serbest bırakıldı
16:11 Rojava’ya dönük saldırılara duvar yazılamalı protesto
15:49 Manisa'da gözaltına alınanlardan 7'si serbest
15:23 İstanbul Tabip Odası: Yönetmelik hekimleri hedef alıyor
15:13 TJA kadınların gözaltına alınmasını protesto etti
15:10 Ankara merkezli soruşturma: 15 kadın gözaltında
14:39 Gever sisten kayboldu!
14:37 İran’da eylemler 73’üncü gününde
14:33 Riha’da doktorun saldırıya uğraması protesto edildi
14:28 TGC gazetecilere yönelik polis şiddetini kınadı
14:18 Cami inşaatında ölümlü kazada ‘kayıt dışı şüphesi var’
14:16 QSD: Qeremox’da hastane bombalandı
14:15 Adalet Nöbeti: Tek isteğimiz kanunların uygulanması
13:59 Danıştay’dan Çeşme Projesi’ni durdurma kararı
13:58 Gazeteci Çoban’ın duruşması görüldü
13:51 Vice News muhabirlerinin ifadesi 6 yıl sonra alındı
13:37 Sağlık emekçilerinden promosyon talebi
13:21 'Okullarda bir öğün ücretsiz yemek' için 100 bin imza
13:15 Gençlerden saldırılara karşı yürüyüş
12:58 Kışanak’tan mahkeme heyetine: Bu telaşınız niye?
12:48 Gazeteci Nedim Türfent tahliye oldu: Özgürlük olarak görmüyorum
12:45 Sancar: Kürtlerin statüsüz bırakılması hedefleniyor
12:44 Şenyaşar ailesi: Görmezden gelen zihniyet Urfa'da kaybedecek