ANKARA - Gazetecilerin gözaltına alınmasının gazeteciliği kriminalize etme çabaları olduğunu söyleyen meslektaşları, “Hakikati yazan gazetecilere, her zaman baskı olacaktır. Geri adım atmayacağız” dedi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında 25 Ekim’de 9 kentte yapılan ev baskınlarında Mezopotamya Ajansı (MA) Yazı İşleri Müdürü Diren Yurtsever, MA muhabirleri Deniz Nazlım, Selman Güzelyüz, Zemo Ağgöz, Berivan Altan, Hakan Yalçın, Emrullah Acar ve Ceylan Şahinli ile JINNEWS muhabirleri Habibe Eren ve Öznur Değer, MA’nın Ankara bürosunda bir dönem stajyer olarak çalışan Mehmet Günhan, polis işkencesiyle gözaltına alındı. Ankara Emniyeti, hedef gösteren açıklamasıyla gazetecilerin yaptıkları haberler nedeniyle gözaltına alındıklarını itiraf etti.
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Ankara Şubesi Başkanı Sibel Hürtaş ve Pir Haber Ajansı (PİRHA) muhabiri Melis Ciddioğlu, gazetecilerin gözaltına alınmasına tepki gösterdi.
‘ARKADAŞLARIMIZ GAZETECİLİK YAPIYOR’
Özgür Basına yönelik baskıların 90’lı yıllardan bu yana devam ettiğini belirten Ciddioğlu, iktidarın sıkıştığı her süreçte gazetecilere yönelik baskı ve zor kullandığını söyledi. Ciddioğlu, “Yine gözaltı terörü yine bir operasyonla karşı karşıyayız. Ankara Emniyeti, sözde çok büyük bir şey yapmış gibi, kendi sosyal medyasından görüntüler paylaştı. Bu baskı ve gözaltılar, iktidarın baskılarının ve faşizminin geldiği noktayı gösteriyor. Operasyonlar, illegal bir örgütün çökertilmesi gibi lanse edildi. Hâlbuki arkadaşlarımız, gazetecilik yapıyor. Operasyonlar tam da ‘Sansür Yasası’nın Meclis’ten geçtiği günlerde gerçekleştirildi. Hemen ardından da devletin, Kürdistan’da kimyasal silah kullandığı gündeme geldi. Arkadaşlarımız da kimyasal silahı kullanımını sordukları için, haberlerini yaptıkları için alındılar. Meclis’ten ‘Sansür Yasası’ geçer geçmez, arkadaşlarımızın gözaltı terörüne maruz kaldığını öğrendik. Belki de tutuklanacaklar, neden tutuklanacaklar? Yaptıkları haberler yüzünden. Tepkileri ve sorgulamaları dile getirdikleri için de baskılara maruz kaldılar” dedi.
‘GERİ ADIM ATMAYACAĞIZ’
Seçimlere doğru gidildikçe gazetecilere yönelik baskıların arttığına dikkat çeken Ciddioğlu, AKP iktidarının seçimlere giderken, kaos ve savaş ortamı yarattığını belirtti. Ciddioğlu, şöyle devam etti: “AKP iktidarı ortaya çıkan yolsuzlukların görünmesini, sorgulanmasını ve anlatılmasını istemiyor. Ülkenin bir tarafında ekonomik kriz yaratıyor. Bunların dile getirilmesini ve dillendirilmesini istemiyor. Hakikati yazan gazetecilere, her zaman baskı olacaktır. Gazeteciler olarak geri adım atmayacağız. Çünkü gazetecilik suç değil ve biz yasadışı hiçbir iş yapmıyoruz. Biz iktidarın yaptıklarını, devletin uyguladığı bu baskı politikalarını teşhir ediyor, olanı halka anlatmaya çalışıyoruz. Tüm gerçekliğimizi halka ulaştırmaya devam edeceğiz. Arkadaşlarımızın her zaman yanındayız. Gözaltına alınabilirler, tutuklanabilirler, çeşitli baskılara maruz kalabilirler. 90’lı yıllarda bile katledilmeleri yaşadık. Bu bayrak bugünlere kadar geldi ve şimdi biz gazetecilerin elinde. Bizlerde, bizden sonra gelecek olan gazeteci arkadaşlarımıza, Özgür Basının direniş geleneği bırakacağız.”
GAZETECİLİĞİ KRİMİNALİZE ETME ÇABALARI
‘Sansür Yasası’nın yürürlüğe girdiği günlerde Özgür Basına yönelik baskıların tesadüf olmadığını dile getiren TGS Ankara Şubesi Başkanı Sibel Hürtaş, yapılan operasyonların gazeteciliği kriminalize etme çabası olduğunu söyledi. Hürtaş, şöyle konuştu: “16 Haziran’da Diyarbakır'da tutuklanan 16 arkadaşımızın iddianamesi hala hazırlanmadı. Bugün gözaltına alınan arkadaşlarımızın neden alındığına dair yapılan açıklamalar ise çelişkili. Emniyet halkı tahrik edici haberlerden, mahkeme ise ‘örgüt üyeliği’nden soruşturmanın başlatıldığını iddia ediyor. Soruşturmanın mahiyeti ise soruşturmaya zarar vereceği gerekçesiyle açıklanmıyor. Ancak bir gerçek var, her iki taraf da haberleri suç unsuru olarak göstermeye çalışıyor. Ne yapılırsa yapılsın, bir kez daha söylüyoruz gazetecilik suç değildir!”