DİYARBAKIR - Gazetecilerin gözaltına alınmasını protesto eden DFG ve MGKP, basın çalışanlarına, meslek örgütlerine ve demokratik kamuoyuna seslenerek, “Biz değil iktidar korksun, gelin bu saldırıları hep birlikte dayanışma ve mücadele içinde boşa çıkaralım” dedi.
Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) ve Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu (MKGP), Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen bir soruşturma kapsamında dün 9 kentte yapılan ev ve büro baskınlarında gözaltına alınan 11 gazeteciye ilişkin DFG binası önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamaya, Tutuklu ve Hükümlü Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (TUHAYDER), Medeniyetler Beşiğinde Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma Dayanışma Birlik ve Kültür Derneği (MEBYA-DER), ÖHD Eş Genel Başkanı Bünyamin Şeker, Mezopotamya Dil ve Kültür Araştırmaları Derneği (MED-DER), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Halkların Demokratik Partisi (HDP) İl Eşbaşkanı Gülistan Atasoy, HDP il örgütleri, 78'liler Derneği ve Mardin'den tutuklu aileleri, Tevgera Jinên Azad (TJA), Barış Anneleri Meclisi, Şahmeran Kadın Platformu, Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Hukuk Dayanışma Dernekleri Federasyonu (TUHAD-FED), Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Mardin Şubesi, İnsan Hakları Derneği (İHD), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) yöneticileri, SES Diyarbakır Şubesi, Roza Kadın Derneği, Diyarbakır Barosu, Adalet Nöbeti’ndeki tutuklu yakınları, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) ve çok sayıda gazeteci katıldı.
Açıklama sırasında sık sık " Özgür basın susturulamaz" ve "Bijî çapemeniya azad" sloganları atıldı.
Türkçe açıklamayı DFG Eşbaşkanı Dicle Müftüoğlu, Kürtçesini ise MKGP sözcüsü Roza Metîna yaptı. DFG Eşbaşkanı Müftüoğlu, 14 Ekim’de çıkardığı Sansür Yasası’na dikkati çekerek, “Tüm Türkiye, ‘dezenformasyonu önleme’ kılıfı altında Meclis’ten geçirilen ‘Sansür Yasası’nın olası etkilerini tartışırken, Kürt gazetecilere yönelik bir operasyon daha gerçekleştirildi. Özgür Basın emekçilerinin ev ve işyerlerinin kapıları kırılarak yapılan polis baskınlarında, Mezopotamya Ajansı Yazı İşleri Müdürü Diren Yurtsever, muhabirleri Deniz Nazlım, Selman Güzelyüz, Zemo Ağgöz, Berivan Altan, Hakan Yalçın, Emrullah Acar ve Ceylan Şahinli; JINNEWS muhabirleri Habibe Eren, Öznur Değer ile bir dönem MA’da stajyer olarak çalışan Mehmet Günhan gözaltına alındı. İşkence edilerek gözaltına alınan meslektaşlarımızın kafalarına uzun namlulu silahlar dayandırıldı, elleri ters kelepçelendi. Mezopotamya Ajansı Ankara Bürosu ve meslektaşlarımızın evlerinde yapılan aramalarda, haber ekipmanları olan bilgisayar, kamera, fotoğraf makineleri ile kitap, dergi ve gazete arşivlerine el konuldu” dedi.
‘GERÇEKLERİ KARARTMA OPERASYONUDUR’
Müftüoğlu, yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Kürt basınına yönelik bu tür operasyonlar, gazetecileri susturma ve gerçekleri karartma operasyonlarıdır. Kürt karşıtlığı ve düşmanlığında sınır tanımayan iktidar, savaş gerçekliğini tüm çıplaklığıyla halka ulaştıran Özgür Basın gazetecilerini asla susturamayacaktır. ‘Gerçekler Asla Karanlıkta Kalmayacak’ geleneğinden gelen Özgür Basın çalışanları, ne dün ne bugün hiçbir baskıya baş eğmediğini tüm pratiğiyle ortaya koymuştur. Apê Musa, Gurbetelli Ersöz, Deniz Fırat, Cengiz Altun, Ferhat Tepe ve Nagihan Akarsel’den gücünü alan Kürt gazeteciler olarak bu saldırılara karşı da baş eğmeyeceğiz.
KİMSENİN GÜCÜ YETMEYECEK
Gerçeğin kalemini kırmaya kimsenin gücü yetmeyecektir. 1990’lı yıllarda bombalama ve katletmelerle susturamadığınız Özgür Basın’ı böylesi düzmece operasyonlarla da susturamayacaksınız! Baskıcı, despotik iktidar şunu bilsin ki korkunun ecele faydası yoktur. Ne tür baskı yaparsalar yapsınlar, ne kadar sansür yasaları çıkarsalar çıkarsınlar, Kürt gazeteciler tehdit, baskı, gözaltı ve tutuklamalarla asla korkmaz, mücadeleden vazgeçmez ve baş eğmez!
İKTİDARIN SÖZCÜLÜĞÜNÜ YAPMAKTAN VAZGEÇİN
Buradan arkadaşlarımızı hedef gösteren sözde muhalif medyaya da sesleniyoruz. Bir taraftan yargının bağımsız olmadığını söyleyip diğer taraftan da söz konusu operasyonlar Kürtlere yönelik olunca iktidarın sözcülüğünü yapmaktan vazgeçin! Meslektaşlarımıza gözaltı işlemi sırasında baş eğdirmeye çalışılarak, bizzat emniyet tarafından bu görüntüler servis edilmiştir. Tüm işkencelere baş eğmeyen arkadaşlarımız gibi biz buradan bir kez daha haykırıyoruz: Özgür Basın baş eğmez!
GÖRÜNTÜLERLE MESAJ VERİLMEK İSTENİYOR
İktidar böylesi görüntülerle sadece Kürt gazetecilere değil, tüm gazetecilere mesaj vermektedir; baskıyla korkutmak, gözaltılarla geri adım attırmak ve gündemi saptırtmak istiyorlar. Altını bir kez daha çiziyoruz, tüm çabaları beyhudedir. Büyük bedeller vererek, bugünlere gerçeklerden asla taviz vermeyerek gelen Özgür Basın’ın kalemi yakalarını bırakmayacaktır. Tüm gazetecilere ve meslek örgütlerine çağrımızdır; biz değil iktidar korksun, gelin bu saldırıları hep birlikte dayanışma ve mücadele içinde boşa çıkaralım. Tüm gazetecilere özgürlük diyoruz, Özgür Basın susturulamaz!”
Daha sonra TGS Diyarbakır Temsilcisi Mahmut Oral, gazetecilerin gözaltına alınmasına tepki gösterdi. Oral, Sansür Yasası’nı hatırlatarak, “Bu yasanın onaylanması için imza verenler, gelecekte kendilerini tarih önünde utandıracak bir fotoğrafla galebe çanları çaldılar. Utanacaklar çünkü uygar dünyanın hiçbir ülkesinde görülmemiş şiddette bir sansürü bu ülke halkına ve basınına layık gördüler” dedi.
Gözaltına alınan gazetecilerin şiddete ve işkenceye maruz kaldığına vurgu yapan Oral, “Aralarından biri daha 45 günlük bir bebeği olan anne idi. Zemo Ağgöz’ün bebeğine süt vermesi, saatlerce engellendi. Avukatlar hiç olmasa o bebek için annesinin bir an önce ifadesinin alınmasını ve akıbetinin belirlenmesini istediler ama nafile. Talep yanıtsız bırakıldı. Böylelikle iktidar, ne kadar zalim olduğunu da bir kez daha ortaya koymuş oldu. Bir meleğin yaşamına kast edecek bir eylemdir bu” diye belirtti.
‘ÖZGÜR BASIN DİRENECEK’
8 Haziran’da yine aynı kuruluşların çalışanlarına benzer bir baskın yapıldığını anımsatan Oral, “Aradan 140 gün geçmiş ortada hala iddianame yok. O zaman ve daha önceki benzer eylemlerde de hep tekrar ettik. Bu operasyonlarla basının sesini kısamazsınız. Yine söylüyoruz, özgür basın susmayacak. Bu operasyonlar sonsuza kadar sürse, basın sonsuza kadar size karşı ayakta duracak ve direnecek” diye konuştu.
‘ASLA SUSMAYACAĞIZ’
İktidara seslenen Oral, şunları söyledi: “Bu yasayı çıkardığınız sansür yasasının da bir provası olarak gördüğümüzü de belirmek istiyoruz. Türkiye’nin tarihi nitelikteki Haziran seçimleri öncesinde aldığınız kararla, basını, muhalefeti, aykırı sesleri susturacağınıza inanıyorsanız aldanıyorsunuz. İşlediğiniz suçları, yaptığınız hırsızlıkları, halkı nasıl soyduğunuzu, partici adam kayırlarınızı, insanları sivil ölümlere mâhkum ettiğinizi yazıyoruz ve yazmaya devam edeceğiz. Ne yaparsanız yapın, asla susmayacağız.”