DENİZLİ - İran'da defalarca işkenceye maruz kalan ve hakkında idam kararı verilen Y.H., ülkesinde yaşananların kadın devrimi olduğunu söyleyerek, bütün dünyanın artık rejime karşı ses yükseltmesi gerektiğini belirtti.
İran’da, 16 Eylül'de Jîna Emînî'nin saçları göründüğü için “ahlak polisi” tarafından katledilmesinin ardından başlayan eylemler devam ediyor. İran halkı, rejim güçlerinin silahlı saldırısı, tutuklama ve işkencelerine rağmen geri adım atmıyor, direnişi büyütüyor.
İnsan Hakları Aktivistleri Ajansı’nın (HRANA), 22 Ekim’de yayınladığı verilere göre eylemlerde en az 12 bin 450 kişi gözaltına alındı, en az 250 kişi de hayatını kaybetti. Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) ise 19 Ekim’de yaptığı açıklamada, 41 gazetecinin tutuklandığını açıkladı.
DİRENİŞ DÜNYAYA İLHAM OLDU
Molla rejiminin işkence ve katliamlarına rağmen kadınların öncülüğünde büyüyen direniş, dünyanın dört bir yanına dalga dalga yayılırken, kadınlar, ölümü göze alarak tarih yazıyor. Türkiye halkları da bu kadın direnişinde yer almak için bulundukları kentlerde eylemler örgütlüyor. İran'da rejim baskısından kaynaklı Türkiye’ye göç etmek zorunda kalan İranlı kadınlar da bu eylemlerdeki yerini alıyor.
İDAM CEZASI VERİLDİ
Bu kadınlardan biri de 3 yıl önce gördüğü baskı ve işkence nedeniyle ülkesini terk etmek zorunda bırakılan Y.H. (34). Rejimin baskıcı politikalarına karşı itiraz ettiği için defalarca işkenceye maruz kalan Y.H., 3 kez tutuklandı. Gördüğü işkencenin izlerini hala bedeninde taşıyan Y.H., son tutukluluğunda 9 yıl ceza aldı. Ailesinin kefaret ücretini ödemesiyle serbest bırakılan Y.H., "Amerika casusu" olmakla suçlandı ve hakkında idam cezası verildi. Y.H., hakkında verilen idam cezası nedeniyle ülkesinden ayrılmak zorunda kaldı.
ÖZGÜRLÜK İSTİYORLAR
Molla rejiminin kadınlar üzerinde sürekli baskı uyguladığını, itiraz edenlerin ise katledildiğini söyleyen Y.H., bu hukuksuzluğa karşı artık dünyanın ses yükseltmesi gerektiğini belirtti. İran’da kadınların yok sayıldığını dile getiren Y.H., kadınlar için İran’da yaşamanın zor olduğunu şu sözlerle anlattı: “İran'da bir kadının görevi evinde oturup çocuk doğurmak, büyütmek. Müzik dinlemek, araba sürmek, başörtüsü olmadan dışarı çıkmak yasak. Kadınları cinsel köle olarak görüyorlar. İran İslam Cumhuriyeti 43 yıldır kadınları ve haklarını yok sayıyor. Ama kadınlar artık bunu kabul etmiyor, itiraz ediyor. Özgürlük istiyor.”
İranlı kadınlar olarak özgürlükleri için direneceklerini vurgulayan Y.H., Jîna Emînî’in katledilmesiyle tüm toplumun direnişe geçmesinin çok anlamlı olduğunu söyledi. Y.H., “Emînî’yi katleden polislere karşı insanlar itiraz ediyor, Molla rejimini istemediklerini söylüyor. İtiraz eden, direnen insanları katlettiler. Ancak buna rağmen insanlar sokakları terk etmiyor, direnişi büyütüyor. Direniş bütün ülkeye yayılmış durumda. Üniversite öğrencileri, kadınlar, erkekler toplumun bütünü bu rejimi artık istemiyor” diye belirtti.
KADIN DEVRİMİ
Direnişte kadınların öncülük etmesine işaret eden Y.H., “Kadınlar ön planda, çünkü en çok kadınlara zulüm yapılıyor. Bu nedenle en çok kadınlar rejime karşı direniyor. Haklarını istiyor, inatla bu mücadeleyi sürdürüyorlar. Şuan da kadınlar öncülüğünde ülkemizde kadın devrim gerçekleşiyor. Biz rejimi istemiyoruz. Bu rejimin son bulması için gerek İran’da gerekse de İran dışında sesimizi yükselteceğiz, mücadelemizi büyüteceğiz" diye konuştu.
MA / Delal Akyüz