TJA Kadın Konferansı'nın sonuç bildirgesi: Hedef Öcalan’ın özgürlüğü

  • kadın
  • 16:10 25 Eylül 2022
  • |

BATMAN - TJA 4. Olağan Kadın Konferansı’nın sonuç bildirgesi açıklandı.  Bildirgede,“Tecride karşı mücadeleyi büyütme ve Kürt Halk Önderi üzerindeki tecridi kırıp fiziki özgürlüğünü gerçekleştirmeyi hedeflemektedir” vurgusu yapıldı. 

Özgür Kadın Hareketi (TJA), "Em li dijî faşîzmê bi biryar û di azadiyê de bi israr in (Faşizme karşı kararlı, özgürlükte ısrarcıyız)" şiarıyla gerçekleştirdiği 4'üncü Kadın Konferansı'nın sonuç bildirgesini açıklıyor. TJA 4. Olağan Kadın Konferansı Sonuç Bildirgesi açıklandı. Bildirgenin Kürtçesini sanatçı Devrim Demir, Türkçesini ise Halkların Demokratik Partisi Muş Milletvekili Gülistan Koçyiğit okudu.

Bildirgede, “Konferansımız, İran’da Jîna Mahsa Amina’nın katledilmesini kınayıp İran kadın hareketi öncülüğünde açığa çıkan direnişi ve kadın isyanını selamlayarak dayanışma içerisinde olacağını vurgulamıştır. Aynı zamanda Konferansımız, mücadelemizin öncüleşen değerlerinden olan ve sürgünde hayatını kaybeden Aysel Doğan şahsında ülke sevdasıyla yaşamını yitirenlere adanmıştır” denildi.

 

Sonuç bildirgesinin tamamı ise şu şekilde:

“’Faşizme karşı örgütlülükte kararlı özgürlükte ısrarlıyız’ şiarıyla Dördüncü Olağan Konferansımızı; kadın dayanışmasından aldığımız güçle, yoğun bir katılım, büyük bir coşku, mücadele kararlılığı ve büyük bir umutla 24-25 Eylül tarihlerinde Batman’da gerçekleştirmiş bulunuyoruz. Konferansımız, İran’da Jîna Mahsa Amini’nin katledilmesini kınayıp, İran kadın hareketi öncülüğünde açığa çıkan direnişi ve kadın isyanını selamlayarak dayanışma içerisinde olacağını vurgulamıştır.

Aynı zamanda konferansımız, mücadelemizin öncü değerlerinden olan ve sürgünde hayatını kaybeden Aysel Doğan şahsında ülke sevdasıyla yaşamını yitirenlere adanmıştır.

EGEMEN SİSTEME CEVABIMIZ ÖZGÜRLÜK

Varoluş hakikatinin bilinciyle, biz kadınların özgürlük mücadelesini her zamankinden daha fazla haykırdığı önemli bir süreçten geçmekteyiz. Dünya'da, Ortadoğu’da, Türkiye’de ve Kürdistan’da yükselerek esaret duvarlarını yerinden eden kadın özgürlük mücadelesi yeni bir direniş dönemi başlatmıştır. Bu süreç, varlığı inkârla tehdit edilen ve yok edilmeyle yüz yüze kalan her oluşumun mücadelesini de kendi bağrında taşımaktadır.

Uzun soluklu mücadelemiz her anda kendisini oluşturmaya devam etmektedir. Günlerdir İran faşist rejimine direnen kadınların ülkede ve dünyada açığa çıkardığı tablo bundan bağımsız değildir. Kapitalist modernitenin sacayağı olan ulus devlet dünya genelinde yükselen kadın mücadelesi karşısında bir yandan kazanımlarımızı gasp ederek diğer yandan da var olan kazanımlarımızı yeniden tartışmaya açarak hedef haline getirmektedir.

Erkek egemen sisteme cevabımız özgürlük mücadelemizi büyüterek, yeni bir yaşamı inşa etmek olacaktır.

YENİ BİR YAŞAMA ÖNCÜLÜK

Bugün kadınlar açısından açığa çıkan en önemli tespitlerden biri, devletli uygarlıkların kadın sömürüsü olmadan ayakta duramayacağı ve hayatta kalamayacağıdır. Devrimci kadın önderlerden Rosa Lüksemburg'un ‘Kapitalizmin var olması için kapitalist olmayan toplumu sömürmesi, sermaye etmesi gerekir’ belirlemesi bugün de geçerliliğini korumaktadır. Bu bağlamda, erkek egemen sistemin kendini sürdürebilmesi için kadını sömürmesi bugünün koşullarını tespit etmek açısından önemli bir veridir. Toplumu yeniden dizayn etmek isteyen kapitalist erkek egemen iktidarların öncelikli hedefi kadınlardır. Bu nedenle kadınlar olarak erkek egemen sisteme cevabımız özgürlük mücadelemizi büyüterek yeni bir yaşamı inşa etmek olacaktır.

Mücadeleyi beraber örgütleyip varoluş hakikatimizi birlikte inşa edeceğiz.

SONLARI UZAK DEĞİL

Kadınlar olarak verdiğimiz mücadele ortak olsa da yaşadığımız coğrafyanın stratejik ve de politik koşulları mücadelemizin niteliğini ve de biçimini de belirlemektedir. Erkek devlet zihniyeti beş bin yıldır sistematik olarak örgütlenmiş olsa da Kürdistan ve de Türkiye tarafında açığa çıkan uygulama farklılıkları Kürt kadınları olarak verdiğimiz mücadeleyi daha meşakkatli kılmaktadır. Bugün pratik olarak yüz yüze kaldığımız kadın düşmanı politikalar; kadınların psikolojik, ekonomik ve sosyal olarak şiddeti daha katmerli bir şekilde yaşamasına neden olmaktadır. Kadın olmanın ötekileştirilmiş gerçeğini değiştirmeye çalışırken yaşadığımız toprakların ötekileştirilmesi, kendisiyle beraber derin, kararlı ve de çoklu bir mücadele vermemizi gerektirmektedir. Ötekileştirilmenin yarattığı bir sonuç olarak verdiğimiz cins mücadelesi kendisiyle beraber ulus ve sınıf mücadelesini de dirilten bir gerçekliği açığa çıkarmıştır. Kürt kadınları olarak verdiğimiz tüm mücadeleler başta hak ve özgürlük iddiası üzerinden eşitlenmelidir. İçinden geçtiğimiz süreç, kadınların kazanımları açısından her türlü tehlikeyi kendinde taşısa da esasta yarattığı durum kadın özgürlüğünün erkek egemen iktidarların sonunu getireceğidir ve bu son, hiç de uzakta değildir.

Bugün bu konferansta bir arada olma nedenimiz; kadınlığımız üzerindeki kırılmaysa, amacımız da mücadeleyi beraber örgütleyip varoluş hakikatimizi yani özgürlüğümüzü beraber inşa etmektir. Hayatlarımız hep kavgayla akarken kendisiyle beraber özgürlüğü de yaratacağı ortadadır.

HEDEF ABDULLAH ÖCALAN’IN ÖZGÜRLÜĞÜ

Kürt Halk Önderi üzerindeki tecridi kırıp fiziki özgürlüğünü gerçekleştirmeyi hedeflemektedir. Konferansımızın esas tartışmalarından biri de tecrit politikalarıdır. Bugün Türkiye ve Kürdistan’da içinde bulunduğumuz durum derinleştirilen tecrit politikasından bağımsız değildir. Kavramın kendisi salt sözlük anlamını ifade etmediği gibi bu tanım esasında, kapitalist sistemin özgürlük eğilimini ve mücadelesini geliştiren her varlığa karşı uyguladığı sistematik bir işkence halidir. Tecrit, tarihsel olarak devletli uygarlıkların yani erkek egemenlikle sistemin; muhalif olana, iktidara, baskıya ve sömürüye boyun eğmeyene uyguladığı bir politikadır. Amaç, yalnızlığı derinleştirip yaşam, toplum ve insan arasındaki bağı koparmak, teslim olmayı dayatmak ve kişiyi özgürlük iddiasından koparmaktır. Bugün siyaset yapan, muhalif basın faaliyeti yürüten, sendikal haklarını savunan, anayasal haklarını kullanan, doğa talanına karşı mücadele eden muhalif kesimlerin birçoğu soruşturma, gözaltı ve tutuklamalarla yüz yüze kalmaktadır. Cezaevleri bir araç olmaktan çıkarılmış çağın ‘modern toplama kamplarına’ dönüştürülmüştür. Bunun yanında yüzlerce hasta tutsak adeta cesaretin bedelini esaretle ödemeye zorlanmaktadır. Tarihsel ve güncel olarak bakıldığında tecrit politikasının toplumda yöneldiği ilk kesim kadınlardır. Kadının tecrit ile esareti, erkekliğin de cesaretinin dayanağı olmuştur. Bugün Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan üzerinde uygulanan tecridin de amacı geliştirdiği ideoloji ve paradigmaya yöneliktir. Demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü paradigmanın inşasının toplumun özgürlüğünü yani hakikatini yaratacağı gün gibi ortadadır. Esasta geliştirilen tecridin amacı da bu paradigmayı geriletmek, kişiyi varoluş hakikatinden koparmaktır. Bu politika geliştikçe ve derinleştikçe ahlaki çöküntü büyüyerek, yayılmaya devam edecektir. Her güne kadın cinayetiyle ve erkeğin ‘cinnetiyle’ uyanmamızın temel nedeni budur. Bugün ekonomiden eğitime, bilimden sanata kadar tutarlı gerilikleri ve de çürümeyi ülke olarak yaşamamızın temel nedeni, tecrit çemberinin genişletilmesi ve bunun bir rejim olarak uygulanmasıdır. Konferansımız bütün bu tespitler ışığında tecride karşı mücadeleyi büyütme ve Kürt Halk Önderi üzerindeki tecridi kırıp fiziki özgürlüğünü gerçekleştirmeyi hedeflemektedir.

ÖZEL SAVAŞ POLİTİKALARI

‘Özel Savaş’ da kirli bir devlet politikasıdır. 40 yılı aşkındır Kürdistan’da yürütülen savaş Kürt kadınlar olarak verdiğimiz mücadelenin boyutlarını da şekillendirmektedir. Uzun süren savaşların galibi olamayan devletler, kirli ve ölçüsüz politikalarını devreye koyarak uzun vadede toplumun iradesini teslim almayı hedeflerler. Bu açıdan devletin tüm imkanlarını kullanarak özelde kadınları, gençleri ve çocukları hedefleyip düşürmek isterler. Özellikle son 7 yıldır kesintisiz devam eden ve yoğunlaşan savaş gerçekliği Kürdistan’ın özel savaşın merkezine olduğunu daha net ortaya koymaktadır. Kayyımların özelde kadın kurumlarını hedef alıp kapatması, bunun yanında kolluk kuvvetlerinin tıpkı İpek Er olayında olduğu gibi genç kadınları hedef alması, yine gerici, tekçi, cinsiyetçi oluşumlar olan siyasal İslam’ın kurumlarının yoğun bir şekilde açılması ve toplumun ahlaki politik değerlerinin bunlar eliyle çürütülmesi özel savaşın Kürdistan'daki boyutunu gözler önüne sermektedir.

‘Özel alan’ nasıl ki politikse ‘özel savaş’ da kirli bir devlet politikasıdır.

MEZARLIKLARA SALDIRI

Aynı zamanda özel savaş politikaları sadece bunlarla sınırlı kalmamaktadır.  Mezarlıklara yönelik gerçekleştirilen saldırılar tam da bu savaş politikalarının bir parçasıdır. Savaşta hayatını kaybedenlerin cenazesine ve mezarlıklara yönelik geliştirilen saldırılar toplum vicdanını ve maneviyatını derinden sarsmıştır. Yaşama karşı saygınlığını yitiren her zihniyet ölüye karşı da insani yaklaşımını yitirmiştir. İnsan olma ve insan kalabilmenin mücadelesini kaybeden, kendi olabilme sürecini yitirmiş, en büyük ihaneti kendine karşı geliştirmiştir. Yıllardır süregelen bu savaş karşısında bir toplumu ölme biçimleriyle terbiye etmeye çalışan bu zihniyet, utanç müzesinde sergilenmekten kaçamayacaktır. Konferansımızda mezarlıklara yönelik saldırılar başta olmak üzere Kürdistan’da yürütülen tüm özel savaş politikalarına asla alışmayacağımız ve bunun karşısında mücadele edeceğimizin kararlığını vurgulamıştır.

EKONOMİK KRİZ VE YOKSULLUK

Derin yoksulluğun öznesi de kapitalist düzenin nesnesi de ‘kadın’la somutlaşmaktadır. Her gün yaşanan kadın cinayetlerinin ve kadına kapatılmaya çalışılan kamusal alanların, toplumdan ve de toplumsallıktan dışlanan kadını hedeflediği ortadadır. Kadın emeğini yok sayan, kadınları her türlü emek sömürüsüne maruz bırakan, işyerlerinde mobing ve şiddete uğratan erkek egemen sistem krize girdiğinde de ilk gözden çıkardığı kesimlerin başında kadınlar gelmektedir. Derin yoksulluğun öznesi de kapitalist düzenin nesnesi de ‘kadın’la somutlaşmaktadır. Bu haliyle kadın sömürgenin sömürgesi olma gerçekliğini ifade etmektedir. Literatürde ekonomik şiddet bir neden olsa da gerçeklikte açığa çıkan sonuç ekonomik tecrittir.  Konferansımızda kadın emeğinin sömürüsü karşısında kadın emek mücadelemizi de sermayenin tekelinde olan ekonomik alanı da özgürleştirme ve kadın ekonomisini oluşturmayı hedeflemiştir.

EKOLOJİK VE TOPLUMSAL YIKIM

Doğayı savunma insanlığı savunma mücadelesidir.

Kapitalist modernite; kanserleşen kentler, ırkçılık, kadına yönelik şiddet, yalnızlaşan insan toplulukları, gıdaya erişim zorluğu, değişen eko-sistemler, nesli tüketilen canlılar ve iklim krizinin de gösterdiği gibi derin ve çoklu bir krize neden olmaktadır.  Bu krizin temel nedeni erkek egemen hegemonyadır. Kendi varlığını inşa etmek isteyen erkek egemen hegemonyanın kendini sürdürebilir kılma aracı da savaştır. Kirli yöntemlerle sürdürülen savaşlar ciddi ekolojik ve toplumsal yıkımlara yol açmaktadır. Tüm dünyada olduğu gibi Kürdistan’da da yaşanan ekolojik krizin, yürütülen kirli savaş politikalarının bir parçası olduğu unutulmamalıdır.

Ekolojik yıkımın evrende birlikte yaşadığımız tüm varlıklara karşı bir ‘soykırım’ olduğunu, bu yıkıma karşı mücadele öncülüğünün de kadınlarda olduğunu bilmek ve buna göre politika oluşturmak bizler için ivedi bir sorumluluktur. Doğanın insanlığın ortak yaşam alanı olması gerçeğinden hareketle ekoloji mücadelesinin ortak bir mücadele alanına dönüşmesi örgütlü kadın mücadelesi açısından temel bir ihtiyaçtır. Bu anlamda konferansımız doğayı savunmanın insanlığı savunma mücadelesi olduğunu vurgulayarak ekoloji mücadelesini yükseltme kararlığını göstermiştir.

ÇÖZÜM GÜCÜ OLACAK BİR ÖRGÜTLENME

Hedefimiz çözüm gücü olacak bir örgütlenme hamlesidir.

Konferansımız, örgütlenme sorunlarını ele alırken sistemsel krizin örgütlenme zeminlerini ve kadın özgürlük alanlarına vuran düzlemleri çözümlemeyi esas almıştır. Ulus-devlet sistemleri; toplumsal hakikati atomize eden, ayrıştıran, karşıtlaştıran ve buna göre yönetip eğitmeye çalışan anlayışa sahiptir. Bunun karşısında özeleştirel bir yaklaşımdan hareketle, kadının kendi toplumsallığı ile buluştuğu, temel zorlanma alanlarını eğitimden yoksulluğa, sosyal yaşam alanlarından kültürel sanatsal yaşam alanlarına kadar her zeminde çıkmazlarına çözüm gücü olacak bir örgütlenme hamlesini gündemine almıştır.

BİRLEŞİK KADIN CEPHESİ

İlk sömürge olan kadınların makûs tarihini değiştirecek olan da ortak irade ve ortak mücadele hattını beraber örmeleridir. Topyekûn bir kadın kırımına karşı topyekun bir örgütlülük ve mücadele, dönemin temel rengi ve şiarı olmalıdır. Kadın kırımına karşı öz savunma bilincimizin temeline ‘beraber güçlüyüzü’ koyarak, erkek-devlet cephesine karşı birleşik kadın cephesini geliştirmeliyiz. Bu temelde işgal edilen, kadınsızlaştırılan tüm alanlara yeniden dâhil olma zamanıdır diyoruz.

‘Kadınlar birlikte güçlü’ slogan olmanın ötesinde, ortak yaşam etrafında demokratik modernitenin paradigmasal ifadesini oluşturmayı hedeflemelidir. Bu anlamda nerede olursak olalım mücadeleyi ortaklaştırmanın yol ve yöntemlerini hep birlikte belirleyeceğiz. Nitekim kadın hasta tutsaklar, cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri, kadın siyasetçileri dönük baskı ve tutuklamalar, kadın yoksulluğuna ve kadın kırımına karşı ortak mücadele kararlılığının yol ve yöntemlerini çoğaltma kararlılığı açığa çıkmıştır.

YENİ DÖNEM MÜCADELENİN ANA HATLARI

Konferans delegasyonumuz yeni dönem mücadelemizin ana hatlarını belirleyip aşağıdaki kararları almıştır.

Tecrite Karşı Mücadele

Erkek-Devlet Anlayışı ve Şiddet Politikalarına Karşı Mücadele

Kayyım, İşgal ve Sömürgecilik Siyasetine Karşı Mücadele

Tutsak Kadınların Özgürlüğü

Kadına Yönelik Özel Savaş

Paradigmamız Çerçevesinde Ekoloji Mücadelesi

Demokratik, Ekolojik ve Komünal Kadın Ekonomisi

Kültür ve Anadil Çalışması

Kadın Özgürlük Akademisi

Enternasyonal Kadın Dayanışma Ağı ve Türkiye Kadın Hareketleri Hakkında

Genç Kadınlar.”

Diğer başlıklar

26/09/2022
14:06 Arslan’ın duruşması ertelendi
14:04 Sanatçı Ayfer Düzdaş İstanbul’da dinleyicileri ile buluşacak
13:31 Emine Şenyaşar: Katliam görüntülerini neden bulmuyorsunuz?
13:23 Doğa talanına karşı Dersim’de miting düzenlenecek
13:20 AA'nın İran'daki protestoları kriminalize etme çabası
11:48 Roger Waters'tan Amini protestolarına destek
11:17 Leyla Xalid açlık grevine başladı
11:12 Lorena Lopez: Türkiye Abdullah Öcalan'ı serbest bırakmak zorunda
10:44 Yüksekova'da kayıp Necibe Yücedağ’dan 6 gündür haber alınamıyor
10:06 Dolarda hızlı yükseliş
10:00 Barış Grubu üyesi Tunç için hapis istemi
09:47 İran’da tutuklular açlık grevine başladı
09:45 Hakkari sanayi esnafı: Krizin sebebi AKP ve savaş politikalarıdır
09:34 TJA konferansının ardından: Kötülüğü kadın gücüyle yeneceğiz
09:27 Baskın Oran: Emek ve Özgürlük İttifakı ülkenin kurtuluş anahtarı
09:00 Erdoğan'ın 'manevi kızı' el koyduğu taşınmazı misafirhane yaptı
09:00 Akın Birdal: Her alanı Emek ve Özgürlük İttifakı'na dönüştürmeliyiz
09:00 26 EYLÜL 2022 GÜNDEMİ
25/09/2022
23:54 Amedspor’a maç soruşturması
23:37 İran’da 5,1 büyüklüğünde deprem
21:45 Amedspor Bursaspor’u 2-0 mağlup etti
21:27 HDP husumetli aileleri barıştırdı
21:12 Ermeni vekil Manukyan: Ermenistan böyle ihanet görmedi!
18:30 ŞanoWan Tiyatro Festivali 3’üncü gününde
18:15 'Savaş, göç, mültecilik kıskacında emek sempozyumu' sona erdi
17:44 Ölüm orucundaki Balaç yeniden cezaevine gönderildi
16:59 Sarıgazi Halk Festivali’nin yasaklanmasını protesto edenlere saldırı
16:56 Zihinsel engelli gençten 4 gündür haber alınamıyor
16:27 ‘En güçlü özsavunma aracı örgütlülüktür’
16:10 TJA Kadın Konferansı'nın sonuç bildirgesi: Hedef Öcalan’ın özgürlüğü
15:51 Halkın Hukuk Bürosu: Balaç'ın nerede olduğunu bilmiyoruz
15:39 Hatice Ay’ın ailesine taziye ziyareti
14:40 Tekirdağ'da HDP'ye yoğun ilgi
14:29 İran'da protestolar 9’uncu gününde
13:56 İtalya'da Jîna Mahsa Amini eylemi
13:33 Sancar: Alternatif biziz, umut bizde
13:21 Aydeniz: Öcalan’ın özgürlüğü için mücadeleyi büyütelim
12:53 Buldan: Yüreğimiz Jîna Amini için direnenlerin yanında
12:45 ÖHD kurulu hasta tutuklulara atfedildi
12:06 TJA'nın konferansı 2’nci gününde: Gücümüzü tarihimizden alıyoruz
11:31 Şenyaşar ailesi: Erdoğan, Urfa’daki zulmü neden görmüyor?
11:26 TJA Sözcüsü Ayşe Gökkan: Tecrit kırılana kadar direneceğiz
10:56 Akre ve Amêdiyê’ye hava saldırısı
10:37 TJA Kadın Konferansı: Kadınlar sisteminizi yerle bir edecek
10:33 Abdullah Öcalan'dan 18 aydır haber alınamıyor
10:14 Hasta tutuklu Yapıcı'nın infazı yakıldı
09:57 Tutukluların temel ihtiyaçlarına ‘müfettiş’ engeli
09:23 Derik’teki kazanın bilirkişi raporu: Şoförler suçlu, Cengiz Holding kusursuz!
09:12 Kadınlar Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünde ısrarcı
09:11 TJA'dan 4’üncü Kadın Konferansı
09:11 ‘Jin, jiyan, azadî’ kadın felsefesine dönüştü'
09:09 Antalya S Tipi Cezaevi'nde tutukluya ölüm tehdidi
09:08 Heykeltraş Orhan: Her sorun sanatçının belleğinde yer edinmeli
09:07 Konserleri yasaklanan Akkaya: 90’lı yıllara döndük
09:07 Mehmet Emin Özkan’ın kızı: Telefonu tutamadığı için iletişim kuramadık
09:01 Gazeteci Mehbub: Rojava’daki devrim İranlı kadınlara ilham veriyor
09:00 25 EYLÜL 2022 GÜNDEMİ
24/09/2022
23:30 Gençlerden Abdullah Öcalan’a özgürlük yürüyüşü
23:21 Şarkılarını Jina Mahsa Amini için söyledi
22:35 ŞanoWan Tiyatro Festivali Serbaz ile devam etti
21:19 Gençler Jina Mahsa Amini için yürüdü
20:17 Kadınlardan Rojhilat isyanına ortak olma çağrısı
19:39 Annesi Aliye Kiye’yi Kürtçe kilamlarla uğurladı
18:45 İran Bradost’u bombaladı
18:40 İran’da katledilenlerin sayısı 54’e yükseldi
18:29 Jina Amini’nin katledilmesi Hewler’de protesto edildi
17:55 Hacer Sucin son yolculuğuna uğurlandı
17:36 Ermenistan’ın MİT’e teslim ettiği Çiçek’in ailesi: Çocuğumuzdan haber alamıyoruz
17:27 Türkdoğan: Otoriter politikalar göçe zorluyor
16:58 ‘Mülteciler insani olmayan koşullarda tutuluyor’
16:46 Pink Floyd üyesi Roger Waters'dan Jina Amini mesajı
16:45 MKGP ve DFG’den İran rejimine: Gazetecileri serbest bırakın
16:36 F Oturumu: Hüseyin Durmaz tahliye edilsin
16:31 Anter: Kitabı okuyanlar Apê Musa’nın bilinmeyen yanlarını öğrenecek
16:18 Emek ve Özgürlük İttifakı: Ortak mücadele demokratikleşmenin adımı olacak
16:02 İranlı aktivist Hossein Ronaghi ve avukatları tutuklandı
15:52 Emek ve Özgürlük İttifakı ‘Yol Haritası’nı açıkladı: Çözüm için geliyoruz
15:40 Savaşa karşı sempozyum: Mültecilere nefret söylemine çözüm bulunamıyor
15:39 Hasta tutuklu Yusufoğlu’nun hastane sevkleri yapılmıyor
15:20 Cumartesi Anneleri: Son kayıp bulunana kadar mücadeleye devam edeceğiz
15:16 DEVA Partisi’nden Aslan: Kürtlerin oyunu alamayan cumhurbaşkanı seçilemez
15:12 Amedspor taraftar grupları yurttaşları maça davet etti
15:10 ‘KHK’lar gidene kadar mücadeleye devam edeceğiz’
15:00 Akkaya’dan konser yasağına tepki: Şarkı söylemeye devam edeceğim
14:58 Kadınlar meydanlarda: Özgür dünyayı birlikte inşa edeceğiz
14:55 ‘Cezaevindeki ölümler siyasi cinayettir’
14:55 Eşini katleden polis öldü
14:46 Bitlis Cezaevi’nde ilaçların kullanma tarihinin geçtiği tespit edildi
14:32 Eğitim emekçilerinden kariyer sınavı tepkisi
14:24 Rejim güçleri İranlı aktivist Ronaghi’yi darp etti
14:20 Eğitim Sen’den çağrı: ÖMK İptal edilsin
14:08 TÜM BEL-SEN’den Sayıştay’a: Usulsüzlükleri, yolsuzlukları yargılayın
13:46 Ermenistan teslim etti, MİT ‘operasyonla yakaladık’ dedi
13:06 Ereğli Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutuklular tekli hücrelerde tutuluyor
13:04 Xwebûn Gazetesi’ne el konulmasına tepki: Yazmaya devam edeceğiz
13:03 KNK, PJAK ve KODAR İran’daki gelişmeleri değerlendirdi
12:35 Zeliha Durmuş’u katleden erkek tutuklandı
12:33 Cizre’de bir polis eşini öldürdü
12:02 Sucin ve Kiye’nin cenazeleri ailelerine verildi
11:27 Şenyaşar ailesi: Bu gücün karşısında duranlar kaybedecek
11:26 Avukat Yılmaz: Abdullahı ülkesine geri gönderilirse, öldürülecek
11:01 İran’da direniş yayılıyor: Kürt kenti Şîno'da polis sokaklardan çekildi
10:59 Araçları karakolun yanında bulunan çift 25 yıldır kayıp!
10:37 Doğanoğlu: Zaman aşımı uygulaması hukuk güvenliğini ihlal ediyor
10:20 İran’daki protestocular: Tek talebimiz rejim değişikliği
09:44 Cezaevinde şüpheli ölüm: İntihar etmedi, katledildi
09:44 Pakistan’ı da Jîna Amini’yi de aynı zihniyet katletti
09:18 Muğla’da ekolojik talana karşı direniş sürüyor
09:16 Gazeteci Porgham: İran’da önemli bir eşik aşıldı
09:10 Batman Adliyesi’nde tahliye kararına müdahale!
09:04 Gençler özel savaşa karşı turnuvada birleşti
09:03 Tapulu evleri yıkılan yurttaşlar 3 yıldır mağdur ediliyor
09:02 Erdoğan’ın ‘tarihi’ yerleştirmesi: KYK yurdunda bodrum katına yatak konuldu
09:01 Cezaevinde uyuz salgını: Yönetim temizlik malzemelerine el koydu
09:00 24 EYLÜL 2022 GÜNDEMİ
08:58 Mazlum Abdi’den İran’daki protestolara destek
08:25 Ailenin direnişi sonuç verdi: Hatice Ay sloganlarla defnedildi
23/09/2022
22:24 Mersin'de 3 belediye çalışanı tutuklandı
22:21 Musa Anter Ödülleri: Kalemi hakikati yazmaya devam ediyor
21:46 7'nci gününe giren protestolar Loristan’a da yayıldı
21:39 İran’da gazeteciler ev baskınlarıyla gözaltına alındı
21:27 ŞanoWan 3. Tiyatro Festivali Amini’ye adandı
20:51 Cenazeler için başlatılan Adalet Nöbeti’ne sabaha kadar ara verildi
20:12 İklim örgütleri: Doğayı özgürleştirmek için mücadele edeceğiz
20:02 Wêjegeh Amed'te 'Üçüncü doğamızın eşiğine: İnsan, sanat, teknoloji' söyleşisi
19:33 Kadınlar Amini’nin pankartını Surlara astı
18:44 Operasyonlarda bir üsteğmen hayatını kaybetti
18:19 AK Bakanlar Komitesi’nden Demirtaş ve Kavala çağrısı
18:15 Urfa’da gençler Amini için yürüdü
18:06 Marmaris halkı ÇED toplantısına izin vermedi
17:40 Jinnews muhabiri Önver'e 1 yıl 6 ay hapis cezası
17:35 Cenazesi verilmeyen aile Adalet Nöbeti başlattı
17:33 Medine Kara'nın faili yine tutuklanmadı
17:21 Amini’nin hastaneye yatırıldığını duyuran gazeteci tutuklandı
17:17 Belediye otobüsünün çarptığı kadın yaşamını yitirdi
17:14 Adalet Nöbeti 27’nci haftasında: Sessiz kalan herkes suça ortak
17:12 Demirtaş: Ben siyasi tutukluyum
16:58 İlkay Akkaya'nın Urfa konserinin yasaklanması yargıya taşındı
16:43 Urfa’da bir çocuk şüpheli şekilde yaşamını yitirdi
16:39 Kadını katleden fail polisleri yorduğu için özür diledi
16:25 Belediye otobüsü kadını ezdi
15:44 Şengal’e hava saldırısı
15:14 HAK-İŞ Mardin İl Başkanı sendika binasında ölü bulundu
14:53 Genç kadınlar savaşa karşı savunma forumu düzenleyecek
14:52 Demirtaş ve Mızraklı, Jîna Mahsa Amini için saçlarını kazıttı
14:33 Mardin’de 2 cenaze kimsesizler mezarlığına defnedildi
14:21 ‘Somalili Abdullahi sınır dışı edilirse öldürülecek’
14:18 Haber-Sen’den sürgünlere tepki
14:05 Kadınların eylemleri sürüyor: Bu rejim yok olmaya mahkumdur
13:35 Teşhis edilen cenazeler ailelere verilmiyor