İZMİR - İzmir’de özel bir hastanede solunum yetmezliği nedeniyle yoğun bakımda tedavi gören bir hastanın ölümü, ailesine 1 gün sonra haber verildi. 

 

İzmir Konak’ta bulunan özel Medicana International İzmir Hastanesi’nde, yoğun bakımda tedavi altındayken hayatını kaybeden hastanın yakınlarına ölüm haberi 1 gün sonra verildi. KOAH hastası olan Süleyman Fazlılar (71), 23 Haziran günü yaşadığı solunum yetmezliği sonucu hastanede yoğun bakıma kaldırıldı. Tedavi gördüğü sırada 26 Haziran günü saat 08.15’te hayatını kaybeden Fazlılar’ın ailesi ölüm haberini 27 Haziran’da hastaneye gittiklerinde öğrenirken Fazlılar’ın cenazesi 1 buçuk gün boyunca morgda bekletildi.

 

Yaşanan olayı anlatan Süleyman Fazlılar’ın kızı Yasemin Fazlılar Akgör, babasının entübe edildiği günün sabahında evde tedavi edildiğini aktardı. Babasının solunumla ilgili sorun yaşaması üzerine aynı hastaneden ambulans geldiğini söyleyen Akgör, “Eve gelerek solunumunu yükselttiler. Herhalde hastaneye kaldırılmasına gerek yok diye karar verdiler. Çünkü ‘gözetim altında tutmalıyız’ diye de bir şey demediler. Ama babam aynı gün de entübe edildi. Sistemde de çok sorun var. Babam Medicana Hastanesinin daimî hastası. Bu ay içerisinde yine 10 gün yoğun bakımda yatmıştı. Yani yakınlarımızın bilgileri dahil hastanede hepimizin bilgileri mevcuttu. Kalp, beyin, göğüs hastalıklarına kadar bütün doktorlar babamı ve bizi tanıyor” dedi.

 

‘2 NUMARA VERDİK’

 

Ertesi gün babasını görmeye ve doktorla konuşmaya gittiklerini belirten Akgör, kendilerinden acil bir durumda ulaşabilmek için 2 numara istendiğini dile getirdi. Babasının Cuma günü bilincinin açık olduğunu, fakat tepki veremediğini dile getiren Akgör, “Doktor ‘kendinizi kötüye hazırlayın. Ancak size haber vermezsek bu iyi bir şeydir’ dedi. Babamın akciğer enfeksiyonu olduğunu ve akciğerinden alınan parçanın sonuçlarının pazartesi çıkacağını söylediler. Bizde ‘hastaneye nasıl ulaşabiliriz’ diye sorduk. ‘Siz ulaşamazsınız zaten numaralarınızı aldık. Biz ararız’ dediler. Kaldı ki numaramızı alan hemşirenin dövmelerine kadar hatırlıyorum” diye belirtti.

 

BELGE İMZALATMAYA ÇALIŞTILAR

 

Pazartesi gününe kadar hastane tarafından aranmadıkları için hastaneye umutla gittiklerini anlatan Akgör, ziyaret saati geldiğinde sadece kendilerinin içeriye alınmadığını söyledi. Akgör, şöyle devam etti: “Annem merak ederek içeri girip, durumu sordu. Doktor ‘1 dakika dışarı çıkar mısınız’ dedi. Bir tuhaflık olduğu belliydi. Sonra içeri girdik. ‘Size bu haberi nasıl vereceğimi bilemiyoruz. Babanız dün ölmüş’ dedi. Nasıl haber vermediklerini sorduğumuzda ‘Aradık’ dediler. Bizim telefonumuz her daim açık. Ama tek bir arama bile olmadı. Kayıtlarda mevcut. Haberi alınca şok yaşadık. O esnada başhekim yardımcısı amcamın boşluğundan yararlanıp ölüm belgesi imzalatmaya çalışıyordu. Annem de sağlıkçı olduğu için anında duruma müdahale etti. Amcama ölüm haberinin bildiriminin pazar günü verildiğine dair belge imzalatmaya çalışıyorlardı. Pazar günü 08.15’te öldüğünü de o kâğıttan öğrendik. Fakat biz ölüm haberini pazartesi 15.00 gibi öğreniyoruz.”

 

CİMER’E ŞİKAYET

 

Bunun üzerine arkadaşlarının hastaneyi aradığını belirten Akgör, “Arkadaşlarıma da bilgi vermediği gibi konuşan insan kimliğini de saklıyor. Önce ‘Biz onlardan numara almadık’ daha sonra da ‘08.52’de bir kere aradık’ demişler. Bu çok insani olmayan bir davranış şekli. Yoğun bakımda olan bir çocuk olsa ne olacaktı. Yine mi haberi bir gün sonra alacaktık. Babamın ruhu 1 gün boyunca huzura eremedi. Yaşanan durum sonrası Cumhurbaşkanlığı İletişim Sistemi’ne (CİMER) şikayette bulunduk. Şikayet CİMER’den sonra Sağlık Bakanlığı’na ulaşıyormuş. Bugün ise sanal medyadan Sağlık Bakanlığı numaramı istedi. Onlarla da görüşeceğiz” diye konuştu.