Buldan’dan Danıştay 10’uncu Daire Heyetine: Vicdanlı yargıçlar olarak anılın

  • kadın
  • 13:27 7 Haziran 2022
  • |
img
ANKARA - İstanbul Sözleşmesi’ni HDP adına savunan Eş Genel Başkan Pervin Buldan, “Sözleşme, etkin bir şekilde uygulanıncaya kadar mücadele etmeye de devam edeceğiz. Türkiye’nin vicdanına öyle bir imza atın ki, ileride sizden vicdanlı yargıçlar olarak bahsedilsin" dedi. 
 
AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kararıyla 20 Mart 2021 tarihinde İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararına karşı açılan 200’ü aşkın davalara ilişkin ikinci grup başvuruların duruşması Danıştay’da başladı. Danıştay 10’uncu Daire Heyeti’nin baktığı davalar, Danıştay Konferans Salonu’nda görülüyor. 
 
Duruşmaya, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan’ın yanı sıra HDP ve Cumhuriyet Halk Partisi’nden (CHP) çok sayıda milletvekili katıldı. Salon, Türkiye’nin dört bir yanından izleyici olarak gelen kadınlar tarafından dolduruldu. 
 
HDP ADINA BULDAN SAVUNMA YAPTI
 
HDP adına savunma yapan Eş Genel Başkan Pervin Buldan, sadece HDP’li kadınlar adına değil tüm kadınlar adına konuşacağını dile getirdi. Buldan, “Kadına yönelik her türlü şiddetin önüne geçmek için birçok ülkede yürürlükte olan İstanbul Sözleşmesi’nin feshinin iptaline ilişkin açtığımız dava için burada bulunmaktayız. İsmim Pervin Buldan, Halkların Demokratik Partisi İstanbul Milletvekiliyim ve aynı zamanda partimin Eş Genel Başkanlık görevini yürütmekteyim. Fakat sadece HDP’li kadınlar adına değil, Türkiye’de yaşayan tüm kadınlar ve LGBTİ+’lar adına da bugün burada bulunmaktayım. Dolayısıyla yapacağım savunma, tüm kadınlar adınadır” dedi.
 
Kadına yönelik şiddetin erkek egemen sistemin sonuçlarından biri ve aynı zamanda bu sistemi devam ettirmenin araçlarından biri olduğunun altını çizen Buldan, savunmasını şöyle sürdürdü: “Bazı ülkeler uygulamaya koydukları gerçekçi ve çözüm üretici politikalar sayesinde kadına yönelik şiddeti azaltmayı başarabilmişlerdir. Ülkemizde de kadın örgütleri ve kurumlarının mücadelesi sonucu 2011 yılında imzalanan ve 2014’te yürürlüğe giren ancak 21 Mart 2021 yılında Cumhurbaşkanlığı kararıyla feshedilen İstanbul Sözleşmesi de bu amacı taşımaktaydı.
 
 OPUZ DAVASI HATIRLATILDI 
 
Türkiye’yi sözleşmeyi imzalamaya götüren süreç esas olarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) 2002 tarihinde verdiği Nahide Opuz kararıdır.  Bu kararın altını özellikle çizmek isterim. Bu karar, bazı önemli gelişmelere zemin olması ve kararın işaret ettiği hususlar bakımından son derece önemli bir karardır. Opuz Davası’nda AİHM, Türkiye’yi yaşam hakkını koruyamadığı için mahkum etmiştir.  AİHM, tarihinde ilk defa ev içi şiddette bir tarafın kadın olduğu için ayrımcılığa uğradığı gerekçesiyle bir devleti mahkum etmiştir. Bu, AİHM’in bu alanda verdiği ilk mahkumiyet kararıdır. Bu karar, Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerde kabul ettiği yükümlülükleri yerine getirmediği dolayısıyla Avrupa Konseyi ve Birleşmiş Milletler nazarında oldukça olumsuz bir tabloya işaret etmiştir. Bu tablo ayrıca, Türkiye’yi 2012’de yürürlüğe girecek olan 6284 Sayılı aile içi şiddeti önlemeye yönelik yasanın hazırlıklarına itmiştir.
 
KADIN MÜCADELESİNİN BAŞARISI
 
İstanbul Sözleşmesi kadınların uzun soluklu mücadelesinin sonucu kazanılmış ve erkek şiddetine karşı mücadelenin yollarını adım adım örmüş temel bir sözleşmedir. Her ne kadar 2011 yılında imzalandığında AKP iktidarı kendilerinin bir kazanımı gibi lanse etse de esasen Cumhuriyet tarihinden daha eski bir mücadele olan bu topraklardaki kadınların mücadelesinin bir başarısıdır. Bu sözleşme, kadın örgütleri başta olmak üzere yıllarca erkek şiddetine karşı mücadele edenlerin zaferi olarak tarihe geçmiştir.
 
MUAZZAM BİR YOL HARİTASI 
 
İstanbul Sözleşmesi, kadınlara yönelik her türlü şiddetin önlenmesi, kadınların her türlü şiddetten korunması, şiddetin faillerinin kovuşturulması, yargılanması ve cezalandırılması için özenle hazırlanmış bir metindir. Yani bu sözleşme, erkek şiddetine son vermek için muazzam bir yol haritası sunmaktadır. İstanbul Sözleşmesi, kadına yönelik şiddetin en yoğun olduğu zamanlarda imzalandı. Kadınların, çocukların, LGBTİ+ların yaşam, barınma, istihdam hakkını korumak amacı taşımaktaydı. Sözleşme, şiddete karşı sistematik bir mücadelenin nasıl adım adım örüleceğini anlatmaktadır. Şiddetin ekonomik ve psikolojik boyutlarının altını da çizmektedir. Kadına yönelik şiddetin ister kamusal, ister özel alanda olsun, bir insan hakkı ihlali olduğuna, ayrımcılığın bir biçimi olarak anlaşılması gerektiğine dikkat çekmektedir. Fiziksel ve cinsel şiddetin yanında ızdırap veren her türlü eylem, baskı ve şiddet suç sayılmaktadır.
 
YÜKÜMLÜLÜKLERİ DEVLETE YÖNELİK
 
Yine ilk kez uluslararası bir sözleşme, toplumsal cinsiyetin tanımını yapmakta ve şiddetle mücadele etmek isteyen taraf devletin, toplumsal cinsiyet paravanının arkasına sığınamayacağını özellikle vurgulamaktadır. Sözleşmenin getirdiği yükümlülükler o denli önemlidir ki; silahlı çatışma durumlarında bile geçerliliğini korur ve taraf devletlerin bunu garanti altına alması gerektiğini savunur. Sözleşmenin getirdiği yükümlülükler öncelikle devlet görevlilerine yöneliktir. Bu nedenle devlet kendi adına hareket eden görevlilerinin İstanbul Sözleşmesi’nin gereklerini yerine getirmesini sağlamak zorundadır.
 
Sözleşme, tarafların her türlü şiddet eylemini ve ayrımcılığı önleyecek ‘gerekli yasal ve diğer tedbirleri’ almasını zorunlu kılmaktadır. Kadınları güçlendirecek faaliyetlerin yaygınlaştırılmasını istemektedir. Sözleşmeyle birlikte taraflara, ulusal anayasalarına veya ilgili diğer mevzuata kadın erkek eşitliği ilkesini dahil etme ve bu ilkenin uygulanmasını sağlama, kadınlara karşı ayrımcılığı yasaklama ve kadınlara karşı ayrımcılık yapan yasa ile uygulamaları yürürlükten kaldırma zorunluluğu getirilmektedir.
 
FATMA ALTINMAKAS KATLİAMI 
 
Yine kapsadığı kesimlerin din, dil, ırk farklılıklarından dolayı mağdur edilmemesini esas alır. Bu esasın önemini daha önce maalesef Fatma Altınmakas davasında gördük. Evli olduğu erkek tarafından katledilen Fatma’nın Türkçe bilmediği için jandarma karakolunda kendisini ifade edemediği ortaya çıkmıştı. Bugün ülkede Türkçe bilmeyen belki milyonlarca kadın bulunmaktadır. Özellikle ülkede son dönemlerde kamu kurumlarında ve toplumda körüklenen ırkçılık Türkçe bilmeyen kadınların ölümüne de sebep olmaktadır. Ülkenin bu kadar dış göç aldığı ve kadınların savaş sonrası göç sürecinden en çok etkilenen kesim olduğu gerçeği göz önünde bulundurulunca İstanbul Sözleşmesi’nin devleti sorumlu kıldığı tercüme konusu hayati bir önem kazanmaktadır.
 
GREVİO’NUN TÜRKİYE TESPİTİ
 
İstanbul Sözleşmesi tüm devletlere, şiddet mağduru kadınlar için barınma, yaşamını sürdürme gibi her türlü ihtiyacını karşılayacak bütçeyi zorunlu kılar. Ancak bugün Türkiye'de kadınların yaşadığı yoksulluk derinleşirken kadınların nafaka hakkı dahi gasp edilmek istenmektedir. İstanbul Sözleşmesi imzalanmış olsa da ne yazık ki hiçbir zaman etkin biçimde uygulanmamıştır. Taraf devletlerin sözleşmeyi uygulayıp uygulamadığını takip eden GREVİO, 2018’de yayınladığı raporunda bunun altını çizerek, Türkiye’yi yükümlülüklerini yerine getirmeye çağırmıştır. GREVİO, Türkiye’nin bu kapsamdaki çalışmalarının son derece başarısız ve yetersiz olduğu tespitini yapmıştır.
 
3 BİNİN ÜZERİNDE KADIN KATLEDİLDİ
 
Nitekim bunun ağır sonuçları yıllar içerisinde çok daha derinleşmiştir. 2011 yılından bu yana 3 binin üzerinde kadın erkekler tarafından katledilmiştir. Buna karşın; kadınları katledenler ya da katletmeye teşebbüs edenler adeta adliyelerin ön kapısından girip arka kapısından çıkmış, haksız tahrik indirimleri almış, pandemi döneminde serbest bırakılmışlardır. Bir kısmı bu süreçte teşebbüsünü tamamlayarak, söz konusu kadını ya da bir başka kadını katletmiştir.
 
ŞİDDET MAĞDURU KÜRT BİR KADINSA…
 
Sözleşmenin etkin uygulanmaması kadına, çocuğa, LGBTİ+’lara, Kürt kadınlara ve mülteci kadınlara yönelik işlenen suçlarda cezasızlık politikalarını daha da perçinlemiştir. Özellikle Kürt kadınlara yönelik işlenen suçlarda, failler iktidar veya bağlantılı kurumlarda görevli olan kişilerse özel bir cezasızlık politikası uygulanmıştır. Failler hakkında hukuki süreç işletilmemiş, resmi kimlikli failler iktidarın koruması altına alınmıştır.
 
KATLEDİLEN ÇOCUKLAR
 
Yine çocuk istismarı Türkiye’nin yıllardır yapısal çözümler üretemediği yakıcı sorunlardan biri olarak karşımızdadır. Kamusal ve özel alanlarda çocuklara yönelik istismarla ilgili çokça olay açığa çıkmasına rağmen Ensar Vakfı ve Rabia Naz örneklerinde görüldüğü gibi bu istismar vakalarının bizzat iktidar tarafından üzeri örtülmektedir. Yine bu nedenle de çocuğa yönelik her türlü istismarın önlenmesi için İstanbul Sözleşmesi hükümlerinin uygulanması elzemdir diyoruz.
 
KADIN CİNAYETİ TANIMLAMASI YAPILMALI
 
Türkiye’de kadına, çocuklara yönelik şiddet ve cezasızlık bu boyutlara ulaşmışken, asıl yapılması gereken kadın cinayetlerinin ayrımcılık sebebiyle işlendiğine dair yasalara özel bir ibare düşülmesidir. ‘Adam öldürme’ diyerek, münferitleştirmek yerine kadın cinayeti tanımlamasıyla sorunu görmek ve çözüm yoluna gitmektir. Ancak bugün iyileştirme yerine sözleşmenin feshini tartışıyoruz. Bu bir utançtır bu ülke için. Bu ülkenin tarihi ve ülkede yaşayan bütün kadınlar için.
 
İstanbul Sözleşmesi’nin yürürlükten kaldırılma kısmı, adım adım ilerletilmiştir. Önce iktidara yakın medya aracılığıyla sözleşme ‘kabahat’ gibi gösterilerek, algı yaratılmaya çalışılmış ve kadın düşmanlarının hedefi haline getirilmiştir. Yine iktidar yetkilileri tarafından sözleşmenin yürürlükten kalkması için, öncesi ve sonrası hedef gösterici açıklamalar yapılmıştır.
 
‘TEK ADAM’ KENDİNE YETKİ VERDİ
 
AKP Genel Başkanı Erdoğan, kendisine verdiği yetkiyle bir gece yarısı Cumhurbaşkanı Kararnameleri yayınlamıştır ve İstanbul Sözleşmesi’ni fesih ettiğini açıklamıştır. Erdoğan önce kendisine yetki veren bir kararname yayınladı, verilen bu yetki kararnamesine dayanarak da işlem yaptı. Tek adam tek adama yetki vererek, tek adam adına kararname çıkardı. Bu kadar basit.
 
YOK HÜKMÜNDE BİR KARAR
 
Fakat kadınların Anayasal metni olan İstanbul Sözleşmesi öyle tek adam keyfiyetiyle fesih edilecek bir statüde değildir. İstanbul Sözleşmesi, Anayasa’nın 90. maddesine göre, usulüne uygun olarak 24 Kasım 2011 tarihinde TBMM tarafından onaylanmış ve 6251 sayılı Kanun ile TBMM tarafından yürürlüğe konulmuş uluslararası bir sözleşmedir. Kaldı ki, İstanbul Sözleşmesi şiddetle mücadele konusunda bir insan hakları sözleşmesidir. Anayasamızın 104. maddesi uyarınca, ‘temel haklar, kişi hakları konusunda Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi çıkarılamaz.’ Bu itibarla Cumhurbaşkanı Kararıyla yapılan işlem ‘fonksiyon gaspı’ niteliğinde olup yok hükmündedir. 
 
ESAS OLAN İKTİDAR DEĞİL
 
Hukuk sistemi, yargı makamı da bu noktada hukukun gereklerini yerine getirme sorumluluğuna sahiptir. Esas olan iktidar gücünün ne buyurduğu değil hukukun neyi buyurduğudur. Dolayısıyla gereği yapılmasını, İstanbul Sözleşmesi bir an evvel yürürlüğe konularak etkin bir şekilde uygulanmasını tekrardan talep ediyoruz. Nitekim İstanbul Sözleşmesi’nin fesih edilmesinden bu yana kadınlara yönelik olarak gerçekleşen suçlardaki anlamlı artış oranları bu fesih kararı ile sadece hukukun çiğnenmediğini, birçok suça da yol verildiğini kanıtlar niteliktedir.
 
İstanbul Sözleşmesi’ni etkin bir şekilde uygulamak yerine, kadın cinayetlerini durdurmak yerine, kadınlara; kadın mücadelesine ve kadın muhalefetine savaş açmış tekçi bir iktidar gerçeği ile karşı karşıyayız. Cezaevleri demokratik siyaset yürüten kadın arkadaşlarımız ile dolduruldu, baskı gördü, işkence gördü, sürgüne zorlandı. Tüm dünyanın gözleri önünde kadın milletvekilimiz bizzat polis tarafından ölümle tehdit edildi. Eşit temsiliyet ilkesine dayanan eş başkanlık sistemimiz suç ilan edildi.
 
KOBANÊ DAVASI
 
Başta Kürt kadınları, HDP’li kadınlar olmak üzere ülkede siyaset yaptığı, muhalif olduğu veya başka bir görüşü savunduğu için erkek-devlet şiddetine maruz kalan, yargılanan, ceza alan tüm kadınlara uygulanan bu politikalar insan haklarına, kadın haklarına aykırı olduğu gibi İstanbul Sözleşmesi’ne de aykırıdır, suçtur. Bugün partimize açılmış Kobanê Kumpas Davası’nda, Gezi Davası’nda, 8 Mart ve 25 Kasım yürüyüşlerinin yargılandığı davalarda ve yüzlerce başka davada, çok sayıda kadın ağır cezalarla yargılanmaktadır. Kadına yönelik şiddetle mücadele eden kadın dernekleri ya ağır baskılar altında ya da kapatma davalarıyla sindirilmek istenmektedir.
 
KADINLAR MÜCADELE ETTİĞİ İÇİN YARGILANIYOR
 
Kadınlar, tekçi erkek zihniyetin kendilerine çizdiği sınırları kabul etmediği, bu sınırlarla yaşamak istemediği için yargılanmaktadır. Kadınlar ‘artık ölmek istemiyoruz’, ‘şiddet, baskı altında yaşamak istemiyoruz’, ‘özgür ve eşit bir yaşam istiyoruz’ dedikleri için yargılanmaktadır. Kadınlar, doğasına-suyuna, yaşam alanlarına sahip çıktığı için yargılanmaktadır. Kadınlar, en kutsal mücadele olan barış mücadelesini yürüttüğü için yargılanmaktadır. Kadınlar kadın özgürlükçü, demokratik bir toplumu savundukları için yargılanmaktadır. Kadınlar faşizme biat etmedikleri için yargılanmaktadır. Kadınlar; faşizme, tekçiliğe, ırkçılığa ve nefret siyasetine karşı öncü bir mücadele yürüttükleri için yargılanmaktadır. 
 
MÜCADELEMİZE DEVAM EDECEĞİZ
 
Yani kadınlar, mücadeleleriyle İstanbul Sözleşmesi’ni somut olarak uygulamaya çalıştıkları için yargılanmaktadır. Bu nedenle her zaman söylediğimiz gibi erkek yargı değil, gerçek yargı diyoruz. Güçlülerin hukuku değil, haklıların hukuku diyoruz. Erkeklerin üstünlüğünü değil, eşitliğin üstünlüğünü gözeten bir yargı sistemi diyoruz. Eşitlik gözetilsin ki, adalet olsun diyoruz. Bu nedenle eşitlik için, adalet için, yaşam için İstanbul Sözleşmesi’ni bugüne kadar her alanda ve platformda nasıl savunduysak bugünde en inançlı ve kararlı şekilde savunuyoruz. 
 
TARİHİ BİR KARAR VERECEKSİNİZ
 
İstanbul Sözleşmesi’ni savunmaya, etkin bir şekilde uygulanıncaya kadar mücadele etmeye de devam edeceğiz. Ortak kadın mücadelemiz engellenemez, durdurulamaz. Bugün belki de tarihi bir karar vereceksiniz. Bu vereceğiniz kararla Türkiye’nin vicdanına öyle bir imza atın ki, ileride sizden vicdanlı yargıçlar olarak bahsedilsin. Türkiye'deki milyonlarca kadın adına sizden sadece vicdanlı olmanızı talep ediyorum.”
 
Buldan’ın sözleri salonda bulunan kadınlar tarafından sık sık alkışlandı.
 
Buldan’ın savunmasının ardından duruşma, HDP adına söz alan avukat Sipan Cizreli’nin savunmasıyla devam ediyor.
 
 
 
 

Diğer başlıklar

09/06/2022
10:13 MSD Başkanlık Konseyi Üyesi'nden Suriye'nin tüm bileşenlerine çağrı
10:05 175 yıllık sendikadan Öcalan’a özgürlük çağrısı
10:04 Gazeteci Keko: KDP medya gücüyle de Türkiye’nin yanında
09:52 JİTEM üssünde insan kemikleri bulundu
09:15 ‘Gazetecilerin gözaltına alınması fiili sansürdür’
09:13 Kamaç: Kürtlere kaybettirme üzerinden bir sistem kurulmak isteniyor
09:13 Gözaltındaki gazetecilerin meslektaşları: Boyun eğmeyiz
09:12 Siyasi Ekoloji: Yıkıma karşı mücadele çağrısı
09:09 Tutukluların parasını ‘gasp eden’ yönetmelik yargıya taşınacak
09:07 Maraş'ta Kürt Alevi coğrafyası insansızlaştırılıyor!
09:05 Öğrencilerden İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne: Nerede sosyal belediyecilik?
09:02 Prof. Dr. Karababa: Sanayi kuruluşları halk sağlığını tehdit ediyor
09:00 Kadınlar Gemlik Yürüyüşü’ne çağırdı: Tecrit sadece Kürtlerin sorunu değil
09:00 09 HAZİRAN 2022 GÜNDEMİ
08/06/2022
23:31 Tekirdağ’da 8 Kürt siyasetçi tutuklandı
23:04 AKP’nin 6’ncı yargı paketi komisyonda kabul edildi
22:58 HDP Eş Genel Başkanları: Tarhan Erdem’i kaybetmenin üzüntüsü içerisindeyiz
22:50 Hewlêr’de patlama
22:19 İFM Kanunu'na tepki: Demokrasi, hukuk yoksa şirketler gelmez
22:15 Dersim’de yerleşim yerlerine yakın bölgeler bombalandı
20:39 Avukatlık Kanunu’na dair getirilen düzenleme kabul edildi
20:28 Söke Kadın Platformu kuruldu
19:37 İstanbul'da erkek şiddeti: 6 kadın darp edildi
19:31 Oluç: Gözaltına alınan gazeteciler serbest bırakılsın
18:50 DAİŞ’in Türkiye sorumlusu Güler emniyet ve savcılık ifadelerini reddetti
18:43 Bahçeli’den Topal Osman’ın itibarının iadesi için kanun teklifi
18:40 Van'da tutuklamalara tepki
18:09 KASED’den ‘Kültür-sanatta kadının rolü’ konulu panel
17:37 Hedef gösterilen Medya Haber TV’den yazılı açıklama
17:18 Bitlis Gazeteciler Cemiyeti: Meslektaşlarımız serbest bırakılsın
16:58 Çavuşoğlu ve Lavrov’dan Suriye’ye dair iki farklı açıklama
16:55 Gazetecilere yönelik operasyonda gözaltı sayısı 21'e yükseldi
16:41 Muhalefetten ‘dezenformasyon yasasına’ şerh
16:23 TÜSİAD heyetinden HDP’ye ziyaret
16:15 Okmeydanı’nda ‘kentsel dönüşüm’ yıkımı
15:57 TTB sorunları çözülmediği takdirde aşamalı eylem yapacak
15:39 Gazeteci Hafız Akdemir vurulduğu yerde anıldı
15:21 Adalet Nöbeti: Tecridi yürüyüşle kıracağız
14:56 Farisoğulları'nın duruşması ertelendi
14:52 Avukatların davasına ‘gizli tanık’ katılmadı
14:46 Paylan: Asgari ücret 3 ayda bir yenilenmeli
14:21 Belçika mahkemesinden yeni bir PKK kararı
14:12 HDP Kadın Meclisi’nden Erdoğan hakkında suç duyurusu
14:11 Gemlik Yürüyüşü’ne çağrı: Gelin birlikte olalım
14:09 Halkevleri’nden Erdoğan’a: Gezi direniş, şiddet dili suçtur
13:56 Polisin Kürtçe konuşmaya verdiği yanıt tepki topladı
13:44 Kürtçe tiyatronun yasaklanmasına tepki
13:36 Çınar Belediye Eşbaşkanı Tamriş beraat etti
13:27 Gazetecilerin gözaltına alınmasına sanal medyada tepki yağdı
13:12 Günay: Halklar ne Cumhur ittifakı'na ne de vesayetçi muhalefete mecburdur
13:07 İHD: Cezaevindeki işkenceye soruşturma açılsın
13:04 Gözaltına alınan gazetecilerin dosyasına kısıtlama kararı
12:46 Şenyaşar ailesine Almanya’dan destek ziyareti!
12:38 'Özgür basını susturamadınız, bundan sonra da gücünüz yetmeyecek’
12:37 HDP’den gazetecilere gözaltıya kınama: Dayanışmayı büyütelim
12:17 Gazetecilerin gözaltına alınmasına tepki: Dayanışmayla birbirimize sahip çıkacağız
11:44 ABD’de Erdoğan’a yakın isimlere yolsuzluk operasyonu
11:36 AKP-KDP medyası gazetecileri hedef aldı
11:21 ‘Tutuklulara düşman hukuku ile yaklaşmayın’
11:17 Müftüoğlu: Gazetecilerin gözaltına alınması hakikati karartma çabasıdır
11:01 Şırnak ve köylerinde ev baskınları: 6 gözaltı
10:15 Cudi Dağı’nda hava hareketliliği
09:47 Meclis Başkanlığı, Aynur Doğan’ın konser iptalini sorulmayacak sorular kapsamına aldı
09:30 Orman ve sulak alanlar ranta kurban edildi
09:27 Hewlêr istihbaratların cinayet mahalline dönüştü
09:16 Diyarbakırlılardan Gemlik Yürüyüşü çağrısı: Herkes özgürlüğe yürümeli
09:15 ‘Ortadoğu Türkiye’nin saldırılarına karşı tutum almalı’
09:14 Sınır hattından KDP’nin savaş hazırlığına tepki: Tarih bu ihaneti yazacak
09:14 Habur Sınır Kapısı’na Osmanlı kapitülasyonu benzetmesi
09:11 7 yıldır aydınlatılmayan ölüm: Oğlumu devlet öldürdü
09:09 Binler Öcalan için Gemlik’e yürüyecek: Özgürlüğü savunuyoruz
09:07 Tutuklu aileleri: İşkenceye karşı suç duyurusunda bulunacağız
09:05 Av. Tuncer: Kutuplaştırıcı dil tabiri hafif kalıyor, düşmanlaştırıcı bir dil var
09:04 ‘Tatbikat’ ile kadın tutuklulara baskı
09:02 Pazarcık’ta genç kalmadı: 6 bin kişi yurtdışına gitti
09:00 DBB kayyımı konut alanını da ticarileştirdi
09:00 08 HAZİRAN 2022 GÜNDEMİ
06:11 Diyarbakır'da en az 16 gazeteci gözaltında
00:02 Kızıltepe’de bir çocuğun intihar ettiği iddiası
07/06/2022
21:41 Dışişleri Bakanlığı’ndan AP raporuna tepki
21:38 AP, Türkiye raporunu kabul etti: AB üyelik müzakereleri başlamıyor
21:29 Lice'de askeri operasyon
20:15 HDP Konferansı sona erdi: Demokratik Cumhuriyeti inşa edeceğiz
19:40 İzmir’de müzik yasağı protestosu
19:17 Rusya AİHM’den ayrıldı
18:36 ‘Baskılara karşı kadın mücadelesi daha da büyüyecek’
18:13 Narlıdere Belediyesi’ne grev kararı asıldı
18:02 Kadınlardan hasta tutuklular için tahliye çağrısı
17:58 Bingöl Valiliği termik santralin yapılmayacağını savundu
17:33 ‘Hayatlarımızdan ve haklarımızdan vazgeçmiyoruz’
17:27 Kobanê Davası’nda siyasetçiler duruşmayı terk etti: Çöpten tanık topluyorsunuz!
17:12 CHP'lilerden Erdoğan hakkında suç duyurusu
17:01 Barış Heyeti: YNK ve KDP’nin tavrı net değil
17:00 Denizli'de kadın katliamı
17:00 Savcı mütalaasını tekrarladı: Çekilme kararı iptal edilsin
16:59 DEDAŞ ile yurttaşlar arasında gerginlik
16:46 Sol Parti: Orman yangınları için tedbir alın
16:27 Gabar Dağı’nda çatışma
16:18 Gazeteci Hafız Akdemir katledildiği yerde anılacak
16:14 HDP’ye saldırı davasında görevsizlik kararı
16:12 Murat Araç davasında ilerleme yok
15:45 Adalet Nöbeti 70’inci gününde: Elinizi vicdanınıza koyun
15:11 'Xêlîfan'da termik santral istemiyoruz'
14:41 Odalardan güvenli gıda için biyoekonomi modeli önerisi
14:39 ‘İşgale Karşı Kürdistan’ı Savun Kadın İnisiyatifi’ kuruldu
14:36 İstanbul Sözleşmesi kararından sonra 495 kadın katledildi
13:47 QSD Askeri Meclisi olağanüstü toplandı
13:45 Önce petrol sonra doğalgaz planı
13:27 Buldan’dan Danıştay 10’uncu Daire Heyetine: Vicdanlı yargıçlar olarak anılın
13:24 Tatvan’da 70 yaşındaki yurttaş gözaltına alındı
13:20 Halk ÇED toplantısını yaptırmadı
13:14 Erdoğan ve Bahçeli görüşecek
13:08 Duruşmadan önce 5 tutukluya işkence
12:58 İzmir Barosu’ndan Cumhurbaşkanı hakkında suç duyurusu
12:57 Eyüb Barzani: KDP, Kürdistan’ı Türkiye’ye teslim etti
12:55 TJA’dan Gemlik Yürüyüşü çağrısı: Esaretten kurtulabiliriz
12:54 Kobanê Davası: Medyada gördüğü kadarıyla şikayetçi
12:35 Ferit Şenyaşar'dan annesine verilen cezaya tepki
12:32 Enternasyonalist gençler: Kürtlere karşı insanlık suçu işleniyor
12:21 Öcalan’ın avukatlarından görüşme başvurusu
12:18 Kuzey ve Doğu Suriye'deki suçların talimatı MİT-DAİŞ organizasyonundan
12:04 AİHM'in ihlal kararına rağmen yargılamaya devam
11:58 Zorê Vadisi’nin ÇED raporu iptal edildi
11:54 AB Raportörü Amor: Türkiye işgal pozisyonunda
11:42 İstanbul Sözleşmesi davası: Kadını öldüren ilk önce devlettir
11:34 Bir dönüm noktası olarak 7 Haziran: İktidar sonuç alamadı
11:29 Türkiye’nin ajanlık dayattığı Oxiz Beg: Kürtler birlik olmalı
11:20 Adalet Nöbeti: Bu zulmü kabul etmeyeceğiz
11:18 Samandağ'ında kadın cenazesi bulundu
11:11 Gazeteci Hafız Akdemir’in kalemi yerde kalmadı
11:09 3600 ek gösterge ‘müjdesi’ memurların ihtiyaçlarını karşılar mı?
11:07 Dêrîn Pêşmergesi: Kürdistan'da daha büyük planlar devrede
10:51 Başgardiyandan tutukluya: Aslında seni öldürürdüm…
10:45 İzleme heyetinin fotoğrafı 9 yıl sonra tutuklamaya gerekçe yapıldı
10:12 NATO üyeliği için ‘Kürtlerin özgürlüğüne destek vermeyin’ pazarlığı
10:10 Kürtçe tiyatronun yasaklanması yargıya taşınacak
10:09 Okuldaki ırkçılık ve şiddete ‘basit yaralama'dan iddianame
09:37 Ciwan Haco’dan çağrı: Sanatçılar ve aydınlar ittifak çağrısı yapmalı
09:25 AKP’nin 20 yıllık icraatları
09:25 İstanbul Sözleşmesi duruşması başladı: Kırmızı çizgimizden vazgeçmeyiz
09:10 Ok: Çözümün ilk adımı İmralı tecridinin sonlandırılmasıdır
09:10 Baskılar mekan kapattırdı: Sanat boyun eğmez
09:09 ‘Hasta tutuklu Poyraz’ın tedavisi yapılmıyor’
09:08 Yönetmen Bozbay: Dünyayı sanat ve kadınlar değiştirecek
09:07 Diyarbakır’da kiralık evlere ‘memur' şartı
09:06 Sansür yasası ile kadınların tepkisi susturulmak isteniyor
09:06 Kitapla kurulan yarım asırlık bağ
09:05 Tutuklu yakını: Devlet ‘vazgeç’ dayatmasında bulunuyor
09:00 07 HAZİRAN 2022 GÜNDEMİ
07:56 Gazeteci Kav: KDP AKP oldu