Buldan: Kazanacağımız günler yakındır

img

ANKARA - Demokrasi İttifakı'nın karanlıktan aydınlığa giden yolun birleşimi olduğunu belirten HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, "Başka bir Türkiye mümkündür. Bunu hep birlikte başaracağız, kazanacağımız günler yakındır" dedi. 

 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Meclis’te partisinin grup toplantısında gündeme dair değerlendirmelerde bulundu. HDP grubuna Dersim’de 5 Ocak 2020’den bu yana kaybolan Munzur Üniversitesi öğrencisi Gülistan Doku’nun annesi Bedriye, babası Halit ve ablası Aygül Doku da katıldı.
 
Buldan, 21 Şubat Dünya Anadil Günü’nü Kürtçe konuşarak, kutladı. Buldan, “Dilimiz yaşamımızdır. Dilimiz özgürlüğümüzdür. Bütün diller özgür olmalıdır” dedi. Dünya Anadil Günü haftasında olunduğunu hatırlatan Buldan, “Kürt düşünür ve dilbilimcisi Celadet Bedirxan diyor ki ‘Anadilimiz derimiz gibidir, diğer diller ise giydiğimiz elbiselerdir. İnsan elbiseleri çıkarabilir ama derisini çıkaramaz’ Biliyoruz ki yaşamın mührü ve varlığımızın evi anadilimizdir. Bundan dolayı dilimizin sınırlarını, dünyamızın da sınırları olarak kabul ediyoruz. Bu vesileyle tek dil dışında hiçbir dile yaşam alanı tanınmayan Türkiye’de varlık mücadelesi veren, dünyadaki çok renkliliği ve sesliliği yansıtan, dünyamızı güzelleştiren bütün halkların anadili bugün buradan bu kürsüden kutluyorum” dedi.
 
BİRÇOK DİL KAYBOLMA İLE KARŞI KARŞIYA
 
Dillere yönelik her türlü saldırı ve asimilasyon girişimi insanlığın varlığına yönelik bir saldırı olduğunu ifade eden Buldan, “Bu nedenle anadili mücadelesi vazgeçilmezdir. Bir kez daha anadili uğruna mücadele verenleri selamlıyor, bizler de bu mücadeleye dâhil olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Anadillerin anayasal güvenceye alınması, anadilde eğitim hakkı bugün Kürtler başta olmak üzere Lazların, Çerkezlerin, Asuri, Süryani, Keldanilerin ve Mıhellemilerin siyasal ve toplumsal alandaki en temel talebidir. Ancak ne yazık ki, yüz yıllık inkâr politikalarının halen devam ettirilmesinden kaynaklı bugün Türkiye’de birçok dil kaybolma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Bu durum bir bütün olarak coğrafyamızın kültürel çeşitliliğini ortadan kaldırmakta, ülkeyi bir diller mezarlığına çevirmektedir” diye konuştu.
 
‘HDP EN GÜÇLÜ DEMOKRATİK ALTERNATİFTİR’
 
Her yerde mücadele ettiklerini kaydeden Buldan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Mahkeme salonlarından alanlara kadar her alanda mücadeleyi yükseltmeye devam ediyoruz. Durmuyoruz. Yaşamın her alanında haksızlığa uğrayan, hak talep eden insanların yanında olmaya, seslerine ses, itirazlarına itiraz olmaya çalışıyoruz. Tüm bunlarla birlikte, tabi ki çalışmalarımızın önemli bir aşaması olan kongreler sürecimizi de tüm hızıyla sürdürüyoruz. İki gün önce Mersin kongremizi gerçekleştirdik, çok büyük bir coşkuyla gerçekleştirdik büyük bir kalabalıkla gerçekleştirdik. Bir önceki hafta da İzmir kongremizi yaptık. Demokrasi ve halk şölenine dönüşen kongrelerimiz de göstermektedir ki; HDP Türkiye’nin dört bir yanında büyüyen bir umuttur! HDP, korku duvarlarını yıkan toplumsal cesarettir. HDP, Türkiye’yi içine sürüklendiği çöküşten kurtaracak en güçlü demokratik alternatiftir. Onurlu bir barışın da, demokratik çözümün de, adaletin ve demokrasinin de teminatı HDP’dir!
 
İYİ Kİ HDP VAR
 
Gittiğimiz her yerde, gerçekleştirdiğimiz her halk buluşmasında, mitinglerde, kongrelerde, toplantılarda bunu görüyoruz. Bu ülke siyasetinde iyi ki HDP var diyoruz. İyi ki HDP’nin eşitlik ve özgürlük fikriyatı var diyoruz. İyi ki, HDP’ye gönül veren milyonlar var. İyi ki Kadınlar var! İyi ki gençler var. İyi ki ittifaklarımız var. İyi ki mücadelemiz var.
 
DEMOKRASİ UMUDU SÖNDÜRÜLMEK İSTENİYOR
 
Bir toplumu ve ülkeyi çökertmenin ilk yolu önce umudu çökertmektir. Dikkat ederseniz, AKP-MHP iktidarının tüm politikaları halkın umudunu hedef almaktadır. Cezaevlerinde ölüme terk etme politikasıyla insanların umut hakkını yok etmeye çalışıyorlar! Tahliye edilmesi gerekirken cezaevinde tutulan hasta tutsakların ölüm haberleri gelmeye devam ediyor. İçeriden sağ çıkma umudu ağır saldırı altındadır. Açlıkla, yoksullukla, işsizlikle insanların refah içindeki bir gelecek umudunu hedef alıyorlar. Tecritle, çözümsüzlük ve çatışma siyasetiyle barış umudunu saldırı altında tuttuklarını görüyoruz! Hak ve özgürlükleri hedef alarak demokrasi umudunu söndürmek istiyorlar. Bunun farkındayız. Hukuksuzluğa yayarak, adalet umudunu karartmak istiyorlar. 
 
DOKU AİLESİNİN ÇIĞLIĞINA SES VERİN
 
780 gündür kayıp olan Gülistan Doku’nun ailesi bugün Meclis’te, burada bizimle, aramızdalar. Karanlıkta bırakılan Gülistan’ın bulunması için Meclis’i göreve çağırmak üzere ailemiz burada. Feryatlarının duyulmasını istiyorlar. Bu feryat hepimizin ortak çığlığıdır. Buradan ben de bir kez daha soruyorum: Gülistan Doku 780 gündür nerededir? Buradan parlamentoyu göreve çağırıyorum, göreve davet ediyorum. Bu ailenin çığlığına kayıtsız kalmayın. Karartmaya ortak olmayın diyorum! Arkadaşlarımız yarın bir araştırma önergesi vererek Doku’nun kaybolmasının araştırılması yönünde bir teklifte bulunacak. Burada bütün partilere sesleniyorum, bu araştırma önergesini destekleyin ve araştırma komisyonu kurulsun. 
 
HERKES HEDEF ALINIYOR
 
Evet, kayıpların üzerini karartmaya çalışan, adalet arayışlarının önüne duvar ören iktidar, tüm bu hakikatlerin açığa çıkmaması için bir şey daha yapıyor. Medyayı baskılayarak, sosyal medyayı engelleme planları yaparak, toplumu tümüyle nefessiz bırakmayı planlıyorlar. Tüm bu çökertme politikasıyla tüm ülkeyi, tüm toplumu hedef almış durumdalar. Çökertme politikasına karşı direnen herkesi hedef alıyorlar. Bugün iktidarın bu politikasının önündeki en büyük engel; HDP ve demokrasi güçleridir. Kadınlardır, emekçilerdir ve HDP’nin yürüttüğü demokratik siyasettir. Barış siyasetidir. Yarattığı büyük değişim inancıdır. Toplumun demokratik örgütlenmeleridir. Kadınların mücadelesidir. 
 
DEMOKRATİK SİYASET HEDEF ALINIYOR
 
Bu yüzden HDP’ye ve tüm toplumsal muhalefete karşı planlı bir saldırı politikası yürütüyorlar. Kobanê Kumpas Davasını ve siyasi intikam amaçlı kapatma davasını bunun için devreye soktular. Demokrasi, adalet ve barış umutlarını yok etmeyi amaçladıklarını gayet iyi biliyoruz. Bu kumpasların tek hedefi tabi ki HDP değildir. Ortak gelecek inancı bir bütün olarak hedeflemiş durumdalar. Demokratik siyaset zemini hedefleyen bu iktidarın bu girişimlerine asla prim vermeyeceğiz ve mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz! Sandıktan elde edemeyecekleri sonuç için yargı kumpaslarına, siyasi operasyonlara bel bağlayan bir iktidar var karşımızda. Merkezi düzeyde bunları yaparken yerelde de her gün parti il, ilçe binalarımızı, yöneticilerimizi, halkımızı hedef alıp saldırıyorlar. Saldırı, baskın, gözaltı ve tutuklamayla geçmeyen bir gün neredeyse yoktur.
 
YÜREĞİR İLÇE BİNASINA SALDIRI
 
Geçen hafta biliyorsunuz Adana-Yüreğir ilçe binamıza saldırı gerçekleşti. Bu saldırı da tıpkı İzmir il binamızda Deniz Poyraz yoldaşımızın katledildiği İzmir saldırısının bir devamıdır. İstanbul-Bahçelievler’deki silahlı ve bıçaklı saldırı gibi, özellikle 2015’ten bu yana belli odaklar tarafından yürürlüğe konulan planlı-sistematik saldırıların bir parçasıdır. 
 
Yine Bingöl Karlıova’da ve daha birçok yerde sabahın köründe evlere baskın yaparak insanlarımızı darp ettiler. Arkadaşlarımızı hukuksuz bir şekilde tutukladılar. Bu saldırıların amacını gayet iyi biliyoruz. Korkutma, sindirme, toplumu susturma ve iktidarın politikalarına boyun eğdirmedir. Parti binalarımıza yapılan baskınlar, düzenlenen saldırılar, açılan kumpas davaları ve hukuksuz tutuklamalar aynı zamanda iktidarın bir seçim çalışmasıdır. Yürüttüğü bir seçim kampanyasıdır. İktidarın talimatıyla hukuku çiğneyerek o baskınları düzenleyenler, iktidarın siyasi militanlarıdır ve AKP adına seçim çalışması yürütmektedirler.
 
ÇÖKECEKSİNİZ
 
Bu ülkeyi soyup soğana çevirenlere, mafyaya, tetikçilere, kadın katillerine IŞİD’lilere böylesi baskın ve operasyonların yapıldığını görmedik ve buna hiçbir tanık olmadık! Suç örgütleri ortalıkta cirit atarken, onlara dokunulmazken, sürekli HDP’yi hedef alanlar aynı suçlular ittifakının ortağıdır. Bu kadar net söylüyorum, net ifade ediyorum. Tabi siyasi hikâyeleri kalmayınca HDP’ye saldırarak bir hikâye oluşturmak istediklerini biliyor ve görüyoruz. Buradan bir kez daha söylüyorum: Hiç boşuna uğraşmayın! Bize karşı yürüttüğünüz siyasi operasyonlardan da, özel politikalarınızdan da bir iktidar hikâyesini çıkartamayacaksınız. Size çıkacak tek bir hikâye vardır. O da, iktidarınızın çöküş hikâyesi olacaktır. Bu hikâye; kumpaslarınızın fiyasko hikâyesi olacaktır. Siyasetinizin iflas hikâyesi olacaktır. Zoru başaran, imkânsızı gerçekleştiren HDP ise, gerçek başarı hikâyesini yazmaya devam edecektir. Direnişin hikâyesini, cesaretin hikâyesini yazmaya devam edecektir. Siz hukuksuzluklarınızla, kumpaslarınızla çökeceksiniz. Ama HDP direnişiyle, mücadelesiyle, ittifaklarıyla yükselmeye, büyümeye, siyaseti belirlemeye devam edecektir.
 
HDP GÜMBÜR GÜMBÜR GELİYOR
 
Siyasetin bir çözüm aracı olduğuna inanıyorsanız, rekabet ettiğiniz siyasetin karşısına siyasetle çıkarsınız. Öyle yargı gücüyle, devlet gücüyle, hedef göstererek, tehdit ederek, saldırtarak, seçilmiş iradeye kayyım atayarak siyaset yapılmaz. Bunun adı siyaset olmaz, olamaz. Varsa bir siyasetiniz, varsa siyasi cesaretiniz HDP’nin karşısına siyasetle çıkarsınız! Kabiliyetiniz varsa, bizim söylediklerimizi siyaseten çürütürsünüz. Bunlar, HDP’ye siyasi cevap veremiyorlar, veremezler. Çünkü siyasetleri yoktur. HDP’yi tasfiye edersek iktidarın ömrünü uzatırız diye düşünüyorlar. Avucunuzu yalarsanız. Siz kendinizi darı ambarında görmeye devam edin. HDP gümbür gümbür geliyor. Halkımız gümbür gümbür geliyor. HDP’yle değişecek diyen, demokrasi ve adalet isteyen milyonlar gümbür gümbür geliyor.
 
ASLA BİZİ YILDIRAMAYACAKSINIZ
 
Buradan bir kez daha net bir biçimde tane tane söylüyorum. Partimize karşı saldırılarınızla asla bizi yıldıramayacaksınız biz bu saldırılara asla alışmayacağız. Her gün yapılan siyasi soykırım operasyonlarınıza, il-ilçe binalarımıza düzenlenen saldırılar karşısında asla boyun eğmeyeceğiz, geri adım atmayacağız! Ne yaparsanız yapın! Başaramayacaksınız! Mersin kongremizde söyledim buradan tekrarlıyorum. HDP’siz bir Türkiye, HDP’siz bir siyaset, HDP’siz bir parlamento, HDP’siz yerel yönetimler, HDP’siz bir yaşam hayalleriniz çöp olmaya devam edecektir! HDP’nin yürüttüğü demokratik siyaset, Türkiye halklarının orak demokratik çıkış yoludur. Bu yolu kapatmanıza asla izin vermeyeceğiz! Halkımız da, demokrasi güçleri de buna izin vermeyecektir! 
 
UMUT OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ
 
HDP’yi daha da büyüteceğiz, daha da genişleteceğiz, güçlendireceğiz. Sesimizin de sözümüzün de ulaşmadığı yer bırakmayacağız. Her bir ücra köşeye kadar uzanacağız. Her eli tutacağız. Her kapıyı çalacağız. Herkese selam vereceğiz. Umudu kırılan, yüzü gülmeyen insanlara umut olmaya devam edeceğiz. Yüzlerindeki gülüş olacağız! Birlikte değiştirme gücünü ve sözünü her yerde yükselteceğiz. İktidar bloğu, bizim siyaset alanımızı daraltmaya çalıştıkça biz bu alanı daha da büyüteceğiz ve genişleteceğiz. Korkmayacağız. Yılmayacağız. Cesaretli olacağız. Değişim umudunu dört bir tarafa yaymaya devam edeceğiz. HDP’yle Türkiye’yi hep birlikte ortak bir geleceğe taşıyacağız. Gelecek HDP’yle! Özgürlük HDP’yle! Hep birlikte HDP’yle diyoruz!
 
CEFAYI EMEKÇİ HALK ÇEKİYOR
 
Karanlıktan, zulümden, hukuksuzluklardan beslenen bir yönetim anlayışının ekonomiyi tabi ki iyi yönetmesi beklenemez. Aynı karanlık ekonomide de baş göstermektedir. Yüksek zamlarla, insanları beslenmeyle ısınma arasında bir tercihe zorlayan böylesi bir talan ve soygun düzeni inanın ki tarihte görülmedi. Halka her gün acı reçete içirirken, kendileri ise haksız zenginleşmeyle, israfla, yolsuzlukla, kamu kaynaklarını hortumlamaya devam ediyorlar. İnsanlarda yaşama sevinci bırakmadılar. Yüzlerde umut bırakmadılar. Yarına dair bir güven ve inanç bırakmadılar. İki yıl süren pandemiden zaten büyük bir gelir ve iş kaybıyla çıkan halkın sırtına bir de tarihin en büyük zamlarını, faturalarını, vergilerini yüklediler, yüklemeye devam ediyorlar. Tam bir ekonomik toplumsal kırım yarattılar. Solunum cihazına bağlı bir ekonomi yarattılar! Hal böyleyken AKP Genel Başkanı çıkmış, ‘Ülkenin kazancından hep birlikte faydalandığımıza göre, külfeti de beraberce omuzlayacağız’ diyebiliyor. Cefayı çeken emekçi yoksul halktır. Ama sefasını yaşayan ise Saray iktidarıdır! Sürdükleri sefanın faturasını halka ödettirme sinsiliği peşindeler.
 
ZULÜM İKTİDARISINIZ
 
Milyonlar adına tercüme olmak için buradan diyorum ki; Hayır! Ülkenin kazancından da kaynaklarından da yararlanan kesinlikle ve kesinlikle halkımız değildir! Emekçiler, emekliler, yoksullar değildir. Kadınlar ve gençler değildir. Sadece ve sadece siz, Sarayınız ve yandaşlarınız faydalanmaktadır. 5’li çeteniz faydalanmaktadır. Suriye savaşında desteklediğiniz maaşa bağladığınız çeteleriniz yararlanmaktadır. Yerli ve milli soygun ve rant düzeniniz ülke kazancından yararlanmaktadır. Yararlanmanın da ötesinde hortumlamaktadır. Asıl bu ülkenin başındaki en büyük külfet sizsiniz. Siz külfet iktidarısınız. Zulüm iktidarısınız. Halk sizi bir külfet olarak taşımak zorunda değildir, değildir, değildir; taşımayacaktır da! Halk sizi sırtında bir külfet olarak taşımayacaktır. 
 
401 BİN İCRA DOSYASI AÇILDI
 
Şimdi birkaç örnek üzerinden tek tek bakalım: Bakın, BDDK, geçenlerde kredi ve kart borcunu ödeyemeyen yurttaşların sayısını açıkladı. Kredi kartı borcunu ödeyemediği için takibe düşen insanların sayısı tam 4 milyona ulaşmış durumdadır. Bu rakam her haneden bir kişinin takipte olduğu anlamına geliyor. Bu insanlar ülkenin kazancından yararlandığı için mi borç takibindedirler? Yine son iki haftada açılan yeni icra dosyası sayısı tam 401 bindir. Bugün itibariyle toplam dosya sayısı 22 milyonun üzerindedir. Bu rakam her haneye bir icra dosyası demektir. Milyonlarca insan kazançtan yararlandığı için mi hacizlik oldu? Bizzat AKP Genel Başkanı’nın itirafıyla açıklanan bir diğer rakam ise elektrik faturasını ödeyemeyen hane sayısıdır. 4 milyonun üzerinde hane faturasını ödeyememektedir. Yani her 5 haneden biri karanlıktadır. Son bir yılda doğalgazını ödeyemeyen hane sayısı 3 milyonun üzerindedir. Yine her 6 haneden biri mutfağında ocağını yakamıyor, bu kara kışta soğukta oturmak ve uyumak zorunda kalıyor. İşsiz sayısı 10 milyonun üzerindedir. Her hanede en az bir işsiz bulunmaktadır. Her 10 haneden 9’u et alamaz durumdadır. Temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamamaktadır. Her 5 haneden 4’ü yoksulluk, her iki haneden biri açlık sınırı altında yaşamaktadır. 
 
SARAYIN İSRAFINI KESİN
 
Şimdi buradan soruyorum: İcralık, borçlu, işsiz, umutsuz, mutsuz, yoksul, aç ve öfkeli insanlar; ülkenin kazancından yararlandığı için mi bu durumdadırlar? Halkı iliklerine kadar sömürdünüz. İnsanların bir canı kaldı. Daha neyin fedakârlığını istiyorsunuz? Hangi yüzle bunu istiyorsunuz. Önce bir yüzünüz olsun! Bunlarda yüz ne gezer? Bunlar yüzsüzdür. Halktan fedakârlık isteyeceğinize; önce 5’li çetenize para pompalamayı bir durdurun. Sarayınızın bitmek bilmeyen israfını bir kesin. Çifter maaşları, eş dost akrabaya dağıttığınız kamu ihalelerini durdurun. Müteahhitlere geçilmeyen köprü ve otoyollar için yaptığınız ödemeleri durdurun. Savaşa-çatışmaya kaynak harcamayı sonlandırın! Bunları yaparsanız halk bir nebze de olsa rahat bir nefes alır. 
 
HALK SİZİ İKTİDARDAN İNDİRECEK
 
Buradan tüm yurttaşlarımıza da sesleniyorum: Sizden fedakârlık isteyen bu iktidara cesaretle en güçlü cevabı verelim ve hep birlikte diyelim ki ‘Hayır biz fedakârlık yapmayacağız. Siz soygunu durduracaksınız’ diyelim. Biliyorsunuz; algı yaratmak için çıkıp bir gün KDV’yi indirdik diyorlar. Diğer gün, elektrikte, suda indirim yapacağız diyor. Fiyatlar artmaya devam ediyor. Ben de bu zam iktidarına diyorum ki: Hiç merak etmeyin. Seçimlerde en büyük indirimi halkımız yapacaktır, sizi iktidardan indirecektir. Sizi o koltuklarınızdan bir bir indirecek ve alaşağı edecektir. Yalanınıza da talanınıza da haramınıza da son verecektir. Gelişinizle yok ettiğiniz, söndürdüğünüz umutlar, gidişinizle gerçeğe dönüşecek ve ülke en büyük demokrasi baharını yaşayacaktır. İşçiler, emekçiler bugün Türkiye’nin dört bir tarafında direnişini ve mücadelesini yükseltmekte ve büyütmektedir. 
 
KAZANDIKÇA BÜYÜYECEĞİZ
 
Esnafından üreticisine, emeklisinden çiftçisine, kadınından gencine bu ülkenin her kesiminden en büyük toplumsal itirazların yükseldiği bir zamandan geçiyoruz. Zulüm varsa ki var, tabi ki direniş de vardır ve olmaya da devam edecektir! Mücadele ettikçe kazanacağız! Kazandıkça büyüyeceğiz! Tıpkı Migros depo emekçileri gibi. Getir kurye emekçileri gibi. Trendyol depo emekçileri gibi. Günlerdir direndiler ve kazandılar. Buradan bir kez daha direnişlerini selamlıyorum ve onları kucaklıyoruz. Herkes bilmeli ki; Sarayın sesi değil, halkın sesidir en güçlü olan. Bir avuç mutlu azınlık değil, ezilen emekçi yoksul milyonların ortak iradesidir en güçlü olan. Ve bu talan düzenini değiştirecek olan gerçek irade de budur. İşte bu güçleri, bu sesleri şimdi birleştirmenin tam da zamanıdır diyoruz. İtirazları ortak sese dönüştürmenin tam da zamanıdır diyoruz.
 
DEMOKRASİ İTTİFAKI
 
Kürt sorunundan demokrasi sorununa, Alevi toplumunun sorunlarından emek sömürüsüne, kadınlardan gençlere varıncaya kadar tüm toplumsal sorunlar ortak sorunlarımızdır. Çözüm de ortaktır. Yolumuz da ortaktır. Kendisi de bir ittifak partisi olan partimiz demokrasi ittifakını büyütmek için hayata emekten ve demokrasiden bakan güçlerle, toplumsal muhalefetle bir araya gelmekte ve ittifakı büyütme yollarını aramaktadır. Hep birlikte ezildiğimize, hep birlikte zulme uğradığımıza göre, kurtuluşu da ancak hep birlikte, yan yana durarak, omuz omuza gelerek başarabiliriz. Demokrasi İttifakı, mücadele ittifakı karanlıktan aydınlığa giden yolun birleşmesidir. Yeni bir yaşam kurmak isteyenlerin ittifakıdır. Bu ittifakın en güçlü sahibi elbette ki halkımızdır, halklarımızdır. 
 
BAŞKA BİR TÜRKİYE MÜMKÜN
 
Evet. Kadınların eşitliğe ve özgürlüğüne kavuştuğu, sokaklarda katledilmediği, emekçilerin, emeklilerin, işçilerin insanlık onuruna uygun, alınteri ve emeğinin karşılığını aldığı, kimsenin yoksul kalmadığı, açlık yaşamadığı, ülke kaynaklarının eşitçe paylaşıldığı, herkesin doyduğu, işçilerin özgürce örgütlenebildiği, sendikalaşabildiği, gençlerin kendi gelecekleri hakkında söz, yetki ve karar sahibi olduğu, Kürt sorununun diyalog ve müzakereyle çözüldüğü, onurlu bir barışın sağlandığı, Alevilerin, tüm inançların inanç özgürlüğünü yaşadığı, doğanın, suyun, ağaçların hakları olacak, derelerimizin özgürce aktığı, kutuplaşmanın değil, kucaklaşmanın, nefretin değil sevginin kazanacağı, başka bir Türkiye mümkündür ve bunu hep birlikte başaracağız diyoruz. Kazanacağımız günler yakındır. Bu yolun sonunda, halklarımızın özlediği bir demokrasi ülkesini hep birlikte yaratacağız. Yeter ki umutlu olalım! İnanın ki bu günler geççek. Ev roj jî wê derbas bibin.”
 
Buldan’ın konuşması ardından kaybedilen Gülistan Doku’nun ablası Aygül Doku konuştu.

Diğer başlıklar

23/02/2022
11:26 Enginler: Metin Özkan parayı gönderdi, almadım
11:07 HDP Kadın Meclisi’nden 8 Mart klibi
11:01 Kayyım 10 gündür su sorununu çözemedi
10:04 Diyarbakır’da tepkilere rağmen 'Bahçeli Ormanı' çalışmaları başladı
09:52 Meslektaşlarından ödül, mahkemeden ceza
09:43 Savcının doktora ‘adli takibat’ tehdidine tepki
09:39 Kalemi yerde kalmadı
09:05 Öcalan: Özgür kadın yürüyüşü sonuna kadar gitmeli
09:04 Gazeteci Kırkaya: Darbeci zihniyetten çıkmanın yolu Dolmabahçe Mutabakatı’dır
09:03 Danıştay’dan Yeşilli kararı: 'Riskli alan' kararı hukuka aykırı
09:02 30 yıldır adalet arıyor: Çözüme kadar nöbetteyiz
09:01 Kadınlar: Saldırılara örgütlü mücadeleyle cevap vereceğiz
09:01 25 yıldır tutuklu olan hasta kardeşinin özgürlüğünü istiyor
09:00 Bilgin soruşturmasında gardiyanların ifadeleri alınmadı
09:00 Ekonomik krize karşı komün köy
09:00 23 ŞUBAT 2022 GÜNDEMİ
08:40 Bagok Dağı’nda askeri operasyon
22/02/2022
23:51 Biden’dan Ukrayna krizine ilişkin açıklama
22:55 AB, 27 Rus vatandaşı ve kuruluşuna yaptırım uygulayacak
21:48 Öğrenciler ırkçı saldırıyı protesto etti
21:37 Aliağa'da işçi direnişi sona erdi
20:50 Burkina Faso'da patlama: 60 kişi öldü
20:44 İngiltere’den 5 Rus bankasına yaptırım kararı
20:02 Akdeniz Üniversitesi'nde Kürt öğrencilere saldırı
19:53 Özdemir’in cenazesi 7 ay sonra defnedildi
19:48 Kovid-19’dan 271 kişi daha hayatını kaybetti
19:45 İstanbul’da gözaltına alınan 10 kişi serbest
19:42 Zelenski Erdoğan ile telefonla görüştü
19:39 Beştaş’tan Kürtçe ile devrim yaptığını savunan AKP’ye yanıt
19:01 Mardin’den Tuğluk için çağrı: Özgürlüğüne kavuşmalı
18:53 Kürtçe kelimeler özel isim olunca tutanaklara geçti
17:58 Tahliyesi istenen 17 yılllık tutuklu serbest bırakılmadı
17:52 Doku ailesi Kılıçdaroğlu ile görüştü
17:32 BM ve AB’den Rusya açıklaması
17:25 Antep’te işçi eylemlerine dair kurumlardan ortak açıklama
17:08 Van’da 2 minibüste 107 mülteci yakalandı
17:03 Beştaş: Ukrayna krizinde karar süreçleri iktidarın insafına bırakılamaz
16:56 Muğla'da sağanak yağış sele neden oldu
16:38 HDP’den kanun teklifi: Nereden buldun?
16:13 Kolombiya'da kürtaj hakkı zaferi
16:11 Doku ailesinin temasları sürüyor
16:10 Granit ocağına mahkeme engeli
16:06 Sit alanındaki statü değişikliğine kısmi iptal
16:06 Ankara’da bir kadın katledildi
15:53 Kılıçdaroğlu: Her birimizin ortak bir hedefi var
15:47 Erdoğan: Rusya'nın kararı kabul edilemez
15:44 Adalet Nöbeti: Herkes direnişin ucundan tutsun
15:39 'Gazeteci Arslan'ın failleri açığa çıkartılsın'
15:31 Almanya'dan Kuzey Akım 2’yi durdurma kararı
15:23 Mersin’de ‘Geçinemiyoruz’ mitingi düzenlenecek
15:22 ‘KCK Basın Davası’ ertelendi
15:22 Roboski katliamı fotoğrafına soruşturma
14:57 Aygül Doku: Gülistan’ın hesabını sormadan ölmeyeceğim
14:56 Mardin Cezaevi'nde ihlallere karşı açlık grevi
14:35 Adalet Nöbeti eylemi cezaevi önüne taşındı
14:33 Buldan: Kazanacağımız günler yakındır
14:33 Uğur Tekstil işçileri işlerine geri dönecek
14:32 Adalet Nöbeti'ne ziyaret: Birlikte mücadele edeceğiz
14:04 Mersin Barosu ve ÖHD: Avukatlara müdahaleyi kabul etmiyoruz
13:52 LÖB üyeleri serbest bırakıldı
13:47 Sebahat Tuncel'e ‘Cumhurbaşkanına hakaret'ten beraat
13:29 Savcının doktoru tehdit etmesine kınama
13:27 AB Yüksek Temsilcisi Borrell: Rusya ordusu, Donbas'a girdi
13:21 Işık hakkında beyanlarda bulunan tanık dinlenecek
13:07 İmralı Tespit Raporu: İnfaz değil işkence rejimi
12:48 Kampüs Cadıları hukuki süreç başlatıyor
12:46 Avukatlardan yeni İmralı başvurusu
12:18 Doku ailesi Buldan ile görüştü
11:58 Türkdoğan’a Garê davası: Gözdağı verilmek isteniyor
11:53 HDP'li eşbaşkanlar tutuklandı
11:44 HDP binasına saldıranlar güvenlik kamerasında
11:00 Şenyaşar ailesi: Zulüm varsa direnmek haktır
10:27 Akkuyu işçilerini taşıyan servis aracı devrildi: 2'i ağır 40 yaralı
09:58 Gülistan Doku’nun ailesi Meclis’te
09:43 Dışişleri Bakanlığı: Rusya'nın kararını reddediyoruz
09:37 Dr. Hazargöl: Hasta tutsakların onurlu direnişi
09:23 Pınar Gültekin davasında sanık Avcı tutuklandı
09:17 Çocukları açlık grevinde olan anneler: Haksızlığa karşı ses çıkarın
09:17 Savaş Ukrayna'da hesaplar Irak'ta!
09:06 Kadınlar Semra Güzel'in yanında
09:06 'Üniformalı şiddetine karşı mücadele edeceğiz'
09:05 Tutuklu Balaç 65, Yıldırım ise 30 gündür ölüm orucunda
09:04 ‘Hayvanlar için ortak yaşam anlayışını geliştirmeliyiz’
09:02 Tarihi Kemeraltı’da esnaf bir bir kepenk kapatıyor
09:02 Öcalan daha ilk heyet görüşmesinde uyarmıştı
09:02 Kadın avukatlar: Karar siyasi, Tuğluk tahliye edilsin
09:00 22 ŞUBAT 2022 GÜNDEMİ
08:59 Zelenskiy: Ukrayna'nın sınırları olduğu şekilde kalacak
08:59 İzmir'de suya yüzde 30 zam yapıldı
08:51 Putin'den 'Barış Gücü Operasyonları' talimatı
21/02/2022
23:52 Gölcük Gölü’nde bir kadına ait cenaze bulundu
23:48 Cizre’de erkek şiddeti
22:34 HDP’den video: Son 5 yılda 89 hasta tutuklu yaşamını yitirdi
22:03 Rusya, Donetsk ve Luhansk yönetimini tanıdı
21:53 Tan: Kürtçenin geliştirilmesi için yol haritası oluşturmalı
21:37 Sancar: Dilleri öldürmeyin, asimilasyon politikalarından vazgeçin
21:29 ‘Asimilasyoncuların en büyük aracı Eğitim Bakanlıklarıdır’
21:13 Adana'da dengbej etkinliği
19:40 Koronadan 268 vefat, 85 bin 26 yeni vaka tespiti
19:36 BTS eylemi: Özelleştirme elektrik zamlarını 3'e katladı
19:15 ‘Ermeni Soykırımı’ ve ‘Kürdistan’ demek suç değil
18:05 DİAYDER davasından 3 kişi hakkında tahliye kararı
17:31 İzmir'de 2 kişi gözaltına alındı
17:27 Dağ ve Er ölüm orucu eylemini sonlandırdı
17:25 İstiklal Caddesi’nde Dil Bayramı kutlaması
17:21 ‘İmamların İBB’de çalışmasına aracılık ettiği yönündeki iddialar çöktü!’
17:06 Cinsel taciz faili Burak Ercan hakkında mütalaa
16:49 İzmir'deki Adalet Nöbeti'ne Fehime Poyraz da katıldı
16:34 Tutuklu yakınları: Adalet herkese lazım
16:28 Seyhan Belediyesi’nde işçilerden grev kararı
15:45 ‘Asimilasyoncu politikalar son bulmalıdır’
15:45 Ölüm orucundaki Dağ ve Er’in aileleri İHD’ye başvurdu
15:39 Türkdoğan'ın yargılandığı davaya çağrı
15:15 301'den yargılanan Diyarbakır Barosu yöneticilerine beraat
14:57 Dağ ve Er 9 gündür ölüm orucunda
14:49 Migros işçileri kazanımlarını halaylarla kutladı
14:48 Oluç: Tüm dillerin kamusal alanda kullanılmasına imkan tanınmalı
14:47 Demirtaş'a verilen hapis cezası onandı
14:38 Şiddetle Mücadele Ağı'ndan hasta tutuklulara özgürlük çağrısı
14:30 Boğaziçi öğrencileri davasında adli kontrol tedbirleri kaldırıldı
14:17 Tüm Bel-Sen zamları protesto etti
13:59 DAD’dan Kirmanckî eğitim atölyesi
13:42 Aileler cezaevi önünde: Hasta tutuklular serbest bırakılsın
13:39 Gazeteci Durket Süren’e hapis
13:29 Mele Ülgün: Bu dava İBB ile hesaplaşma meselesidir
13:28 Dil örgütleri: 2022 Newrozu Kürtçe Newrozu olsun
13:25 KESK zam ve özelleştirme karşıtı eylem başlatıyor
13:19 Gezi ve çArşı davasında tefrik kararı
12:58 Süleymaniye'de anadil çalıştayı
12:49 Savcıdan doktora ‘Adli takibat’ tehdidi!
12:44 Diyarbakır'da 21 Şubat buluşması: Kürtçe eğitim dili olmalı
12:43 HDP Ankara İl Örgütü'nden kongre çağrısı
12:34 Okulda yangın
12:33 Urfa Barosu'ndan ‘Kamber Ateş Nasılsın’ pankartı
12:19 Asrın Hukuk Bürosu ‘İmralı Raporu’nu açıklayacak
12:00 Eğitim Sen: Anadil önündeki engeller kaldırılmalı
11:20 Emine Şenyaşar: Bu zulüm artık son bulsun
11:00 Gezi Davası öncesi açıklama: Yargılama haksız
10:56 DFG’den Kürtçe gazetecilik atölyesi
10:54 Deniz Poyraz’ın anmasına katılmak suç sayıldı
10:45 HDP’li İmir’den Kürtçe önerge
10:36 'Anadilinde eğitim ertelenemez bir haktır'
10:24 Ulus devletler anadilleri yok etti
10:09 Kürtçe Yol İzleme Komisyonu: Her evde Kürtçe konuşulmalı
09:57 Sweidan: Ukrayna’daki savaş Suriye’yi de etkiler
09:04 Polisten Somalili esnafa: Türkleşeceksiniz
09:03 Bilgin’in ölümünde cezaevi ihmali: Hukuki süreç başlatılsın
09:02 Mehmet Tunç’un annesi: Acıları deşiyorlar
09:01 ‘Sağlıktaki anadil eşitsizliği ortadan kaldırılsın’
09:00 Robar: Türkiye’nin kanunları ‘kardeşin’ dilini yasaklıyor