İşte yasaklı Sur'dan görüntüler

img

DİYARBAKIR- Sur'da 6 yıldır halktan "saklanan" mahallelerin yasaklı yerlerini ilk kez görüntüledik. Erdoğan, Atatürk ve Türk bayrağının asıldığı evlerde ne tarih ne kültür kaldı. 

Kentler, fiziksel bir mekan olmaktan öte içerisinde yaşadığı toplumun özelliklerini ifade eder. Toplumun kültürel ve sosyal durumuna göre şekillenir, bir başka deyişle toplumun rengini yansıtır. Bu nedenle kentler ve içinde yaşayan toplum genelde birbirinden ayrılmaz parçalar olarak görülür. Farklı kimlik ve inançtan kesimlerin uzun yıllardır bir arada yaşadığı Diyarbakır'ın tarihi Sur ilçesi de tüm bu özellikleriyle bilinen kentlerden biri. Ancak kentin hafızası olan Sur, hem sokağa çıkma yasağı sonrası başlatılan yıkımla hem de yerlerine inşa edilen cezaevi mimarili evlerle bu özelliklerini bir bir yitiriyor. 
 
KAÇ YAPI YIKILDI?
 
Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) Dünya Kültür Mirası Listesi'nde yer alan Sur'da, 6 Eylül, 13 Eylül, 10 Ekim ve 28 Kasım 2015 tarihlerinde toplam 4 kez sokağa çıkma yasağı ilan edildi. En son aynı yılın 2 Aralık'ında Cevat Paşa, Dabanoğlu, Fatihpaşa, Hasırlı, Savaş ve Cemal Yılmaz mahallelerinde yasak ilan edildi. Bu yasak dünyanın en uzun süreli yasağı oldu. Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği'nin (TMMOB) uydu görüntülerine dayandırarak hazırladığı raporlara göre, yasak sonrası 6 mahallenin yüzde 72'si tamamen yıkıldı. Yine cami, kilise, okul, hamamların da aralarında olduğu 334'ü tescilli olmak üzere 3 bin 569 yapı yıkıldı. Son yıllarda bu sayının daha da arttığı belirtiliyor. 
 
 
Bu yapılar yerlerine, F ve S Tipi cezaevlerine benzeyen evler inşa edildi. Daha önce hem havadan hem de iç kısımlarını görüntülediğimiz evler, makine kesimi bazalt taşlarla tek tip ve tek renk şeklinde yapıldı. Kent mimarisine aykırı olan evlerin etrafı uzun süre bariyerlerle kapalı tutuldu. Bir süre önce evlere giriş ve çıkışlara izin verildi. Sur Belediyesi kayyımı Abdullah Çiftçi, Aralık ayında yaptığı açıklamayla 6 mahalleye giriş-çıkış yasağının olmadığını ve sadece şantiye alanlarının kapalı olduğunu belirtti. 
 
İLK GÖRÜNTÜLEME
 
Şantiye alanı olarak gösterilen yerler, yasak sonrası yıkımın en çok yaşandığı Dabanoğlu, Fatihpaşa, Hasırlı, Savaş ve Cemal Yılmaz mahallelerini kapsıyor. Söz konusu yerleri, üzerinden 6 yılı aşkın bir süre geçen yasağın ardından ilk kez görüntüledik. Tek tip evler ile tarihi Hüsrev Paşa Camii'nin arasında kalan sokaktan ilerledikten sonra Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na bağlı Toplu Konut İdaresi'nin (TOKİ) şantiye alanı içerisindeki bölgenin mimari planlaması göze çarpıyor. Demir saclarla kapalı alana giriş yaptığımızda ise, ellerinde hiltilerle birbirinden güzel tarihi yapılar üzerinde "restorasyon" adı altında çalışma yürüten işçiler ve yerle bir edilen dar sokaklar üzerinde takım elbiseleriyle çalışmaları denetleyen kişilerle karşılaşıyoruz. 
 
 
NEREDEN BAŞLAMALI?
 
Girişlere yasak olduğu söylense de ne şantiye çalışanları ne de restorasyondan sorumlu kişiler, ayakta kalan tarihi yapılar arasında gezilmesine karşı çıkmıyor. Belki de bizim de şantiyede görevli kişilerden olduğumuzu düşünerek, ses çıkarmıyorlar. Bunun üzerine yanımdaki arkadaşımla çantamızdaki fotoğraf makinesini çıkararak, 6 yıldır herkesten saklanan bölgede ayakta kalan tarihi evleri tek tek görüntülemeye başladık. 
 
ENDİŞE VE KORKU
 
Görüntülemeye çalıştığım yerlerin, gazeteciliğe yeni başladığım dönemde ilk haber takibi yaptığım rengarenk dar sokaklar olduğunu düşündüğümde üzerime ağırlık çöküyor. Attığın her adımda bir insan uzvuyla karşılaşacağımı düşünmek, "nereden başlasam" hissiyatı, 6 yıl öncesi yaşanan görüntüler hafızama geldikçe durakaldım; dakikalarca deklanşöre basamadım. Yine herhangi bir patlayıcıya basma ihtimali de üzerime çöken ağırlığın yanı sıra bir korkuyu da beraberinde getiriyor.  
 
Ancak karşımdaki "manzaranın" birkaç ay sonra tamamen değişeceği düşüncesinin aklıma düşmesiyle birlikte karşıma çıkan ilk evi görüntülemeye başlıyorum. Yanımdaki arkadaşımla, büyük oranda yenilenen evin içerisinde yaktıkları ateşin etrafında çalışan işçilerden, bulunduğumuz sokağın ismini soruyoruz. Ancak hiçbirinin Sur'u tanımadıklarını, farklı ilçelerden ve kentlerden taşeron firmalar üzerinden çalışmaları için getirildiğini anlıyoruz. "Film mi çekiyorsunuz" meraklarını, "Evet" şeklinde geçiştiriyoruz.
 
'YASAK ABÊ YASAK'
 
10-15 saniyelik görüntü ile birkaç fotoğraf karesi aldıktan sonra, halen 6 yıllık süreci bize özetleyecek bir mekanı çekmek için ilk evden çıkıyoruz. Dış çekimi yaptıktan sonra yanımıza dikilen ve kendisini "şantiye şefi" olarak tanıtan kişinin engeliyle karşılaşıyoruz. Daha "Abê izin belgeniz var mı?" sorusunun cevabını almadan, "Yoksa, çekim yapamazsınız" diye telkinde bulunuyor. Valilik ve kaymakamlığın yaptığı "Gezip, görebilirsiniz, herkese açık" açıklamalarını hatırlattığımızda ise "Tamam, ama burası yasak?" diyor. İkna olmayacağını anlayıp, elimizdeki birkaç kare fotoğrafımızın da az ileride bekleyen polisler tarafından el konulmasını istemediğimiz için çok da ısrarcı olmuyoruz ve bir sonraki tadilattaki tarihi avlulu eve geçiyoruz. Arkadan yine tanıdık ses: "Yasak abê, yasak."
 
NE RENGİ NE TARİHİ KALMIŞ 
 
İki aracın yan yana geçebileceği şekilde genişletilmiş sokağa tekrardan döndüğümüzde ve sağ tarafımızdaki yere baktığımızda asıl tahribatı daha iyi görebiliyoruz. Yine her 10-15 yapının farklı şirketlere milyonlarca TL karşılığında ihale edildiğini, saclarla çevrili bir başka evin bulunduğu alanda girdiğimizde bizi karşılayan "şantiye şefi"nin farklı bir kişi olmasından anlıyoruz. Hangisinin Hasırlı hangisinin Savaş hangisinin diğer 3 mahalleden biri olduğunu kestirmek zor. Rengarenk desenli ev ve diğer mekanların yerlerine, tek tip "tarihi" mekanlar yükseliyor. Ne eski avlular ne duvarlar ne zemin kaplamaları ne merdivenler ne kapılar ne de havuzlar... 
 
 
Yapıların sokak cephelerinde var olan geleneksel özelliklerinin tümü ortadan kalkmış. Özgün malzeme ve örme tekniğiyle yapılmış duvarlar yerine sade bazalt taşlı duvarlar, kemerli ve kenetli taşlar yerine kaplama bazalt taşlar, büyük avlular yerine küçükleri, killi toprak olan damlar yerine ise betonarme ya da bazalt kaplı damlar inşa ediliyor. Avlulardaki ağaç, havuz ve kuyu gibi önemli öğelerin birçoğundan ise eser yok.  
 
Tarihi evlerin ayakta kalan kısımlarından, üzerinden ağır bir çatışmanın geçtiğini anlamak zor. Ancak içerisine girdiğimiz evlerin hemen yanı başında olan ve ön cepheleri Gazi Caddesi'ne bakan 5-6 katlı binaların delik deşik olmuş duvarları her şeyi özetliyor. 
 
ATATÜRK, ERDOĞAN VE TÜRK BAYRAĞI
 
Biraz ilerledikten sonra Atatürk, AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Türk bayrağının yan yana dalgalandığı restore edilmiş bir yapı ve yapının hemen yanında tüm yaşananlara rağmen ayakta kalmış bir eve rastlıyoruz. Daha fazla ilerlememize izin verilmemesi üzerine sağ taraftan kiliselerin de bulunduğu bölgeye geçiyoruz. Benzer tablo burada da hakim; bazı bölümleri tamamen öne eğilmiş, bazı duvarları tahtalarla ayakta tutulmaya çalışılan evler.
 
 
ELİNDE TELEFON, EVİNİ ARIYOR
 
Bir kadının, elinde telefonla yerle bir edilmiş iki katlı evinin altında çıkan kemer ile labirent şeklindeki kuyuları çektiğine şahitlik ediyoruz. Yine yan komşularının halen ayakta kalan evlerini görüntülüyor. Kim bilir belki kayıt altına aldığı yerleri, bir daha buraya ayak bas(a)mayacak ev sahibi komşularına gösterecek. 
 
HER ŞEYİN ŞAHİTLİĞİNİ YAPAN EV
 
Restorasyonu yapılan yapıların yanı sıra halen el atılmamış evler de beliriyor yanı başımızda. Hem de kentin tüm tarihine ve bütün yaşanmışlıklara şahitlik yapan bir ev. Dışarıdan yeni yapı olarak görünse de içerisine girdiğinizde geniş avlulu, Diyarbakır Evleri'nin tüm özelliklerini taşıyan bir ev. Üst üste atılmış molozların üzerinden dikkatli bir şekilde geçtikten sonra içine ulaştığımız evde, yanımdaki arkadaşımla birbirimizin yüzüne bakıyoruz ve sanki birbirimize "Evet, aradığımız her şey burada" diyoruz tek kelime etmeden. 
 
 
Evin içini gezdikçe bütün yaşanmışlıkları görmek mümkün; yıkılmış duvarlar, kurşunlanmış camlar, şarapnel parçalarıyla farklı desenlere bürünmüş tarihi taşlar, yakılmış eşyalar, çatışmada kullanılan mevziler, arkasına bakmadan göçe zorlanan ailenin açılmamış konserveleri, okunmayı bekleyen kitaplar, pelüş oyuncaklar, çıkan yangın nedeniyle karardığı anlaşılan rengarenk battaniyeler... 
 
İKİ 'HAFIZA' YAN YANA 
 
Evin duvarlarında tünel olarak kullanıldığı anlaşılan koca deliklerden görünen manzara ise, asıl "saklanmak" isteneni anlatıyor; kentin tarihi dokusunun nereden nereye evrildiğini özetliyor. Tek tipli ve tek renkli, cezaevi görünümlü iki katlı evlerden bahsediyorum. Binadaki ağır hava ve karşımdaki ucube yapılar, daha fazla içeride duramayıp biraz çekim yaptıktan sonra dışarıya çıkmama neden oluyor. 
 
KİLİSELERDEKİ DURUM
 
Sur'un tüm tarihini gözler önüne seren ev ve hemen yanı başındaki cezaevi görünümlü yapıları birlikte görüntüledikten sonra bu kez restorasyonu hızlıca tamamlanan kiliselerin olduğu alana geçiyoruz. Ermeni Katolik Kilisesi'nin restorasyonu tamamlanmış ve yeni eşyalarla içi doldurulurken; Mar Petyun Keldani Kilisesi'nin halen tadilatta olduğunu görüyoruz. Bizden kısa bir süre önce valinin ziyaret ettiğini öğrendiğimiz Katolik Kilise'nin ayaklarında halen çatışma izlerini görmek mümkün. Kilisenin yakın zamanda açılışı yapılması planlanırken, hemen yanı başındaki hafızanın nasıl saklanacağı ise meçhul!
 
 
Mar Petyun Keldani Kilisesi'nde ise hummalı bir çalışma yürütülüyor. İhaleyi alan firmanın, buradaki işin "hakkını" verdiğini söyleyebiliriz; Etrafındaki yapılarda kullandığı taşlar ve malzemeler arasındaki farktan yola çıkarak bunu söylemek mümkün. Burada da görüntü alınmasına "yasak" denilerek, izin verilmiyor. Buna rağmen mesleki alışkanlığı bir kenara bırakamayıp birkaç fotoğraf alıp çıkıyoruz. Kiliselerin diğer yanında bulunan alanda da tablo farksız değil. Attığımız her adımda bir çift gözün sizi ve elinizdeki makineyi süzdüğünü hissetmek mümkün. 
 
YAPILARA NE OLACAK?
 
"Yasak abê" diyenlere rağmen şantiye alanındaki son durumun kamuoyu tarafından görülmesini isteyen çalışanlar da yok değil. Biraz önce "şantiye şefi"yle yaptığımız tartışmaya rağmen çekime devam etmemizdeki ısrar mı yoksa fiziki özelliklerimizden mi anlamış bilmiyorum ama bizi "Kürt basını" olarak tarif eden bir şantiye çalışanı, çalışmaların yapıldığı alana parmağıyla işaret ederek, "Çekin, bu rezaleti herkes görsün" demekten kendini alamıyor. 
 
Prefabrik yapıların içinde kimi resmi evraklara göz gezdirenleri göz ucuyla kontrol ettikten sonra ise "Biraz hızlı olursanız iyi olur, sıkıntı çıkarmasınlar" diye uyarıyor. "Bu yapılara ne olacak" sorumuzu ise, "Yapıldıktan sonra ev sahiplerine teklif götürülecek; ya restorasyon çalışmalarının masrafını karşılayıp evini geri alacak ya da bunu karşılayamazsa devlete satacak. Devlet de artık bir vakfa tahsis eder herhalde" ifadeleriyle hızlıca yanıtlıyor. 
 
DUVARLARDAKİ İZLER
 
Mahcup bir tavırla daha fazla yardımcı olamayacağını belirten çalışanın endişesini daha da büyütmemek için bir başka şantiye alanına geçiyoruz. Üst üste yığılmış Sur'un eski taşlarının içerisinden geçtikten sonra halen restorasyon çalışmalarını başlatılmadığı ancak etrafı yavaştan saclarla kapatılmaya başlanan evlerin olduğu alanda buluyoruz kendimizi. Sadece yavru köpeklerin yiyecek aradığı alanda, Sur evlerinin ağır çatışmalara rağmen halen renkliliğini koruduğunu görüyoruz. Turuncu, kırmızı, sarı, mavi renklerinden bir şey kaybetmemişler.  
 
 
Ancak kurşun ve şarapnel parçalarıyla delik deşik olmuş duvarları, bebek resimlerinin çizili olduğu odaları, göç ettirilenlerin yanlarına almaya dahi fırsatı olmayan karşılıklı dizilmiş kanepelerin bulunduğu avluları anlatmaya kelimeler yetmiyor. Her bir kare, belki bir daha yaşadığı yere geri dönemeyecek bir ailenin hikayesi ve yaşanmışlıklarıyla dolu. 
 
Şantiye şantiye gezerken karşımıza çıkan yeni yapılmış karakoldan, yıkıntıların sonuna yani "yolun sonuna" geldiğimizi anlıyoruz. Bariyerlerle etrafı kapatılmış karakolun yanından, bizi takip eden Mobese kameraların altından geçtikten sonra kendimizi Gazi Caddesi'ne atıyoruz. Bazılarının "Toledo'yu görme" hayaliyle gelip ziyaret ettiği ve her şeye rağmen kentlerinden vazgeçmeyen Sur sakinlerinin olduğu cadde. Her adımımızda ara sokaktan görünen karakolun görüntüsü flulaşırken, yerini tarihi Sur'un ayakta kalan yerleri alıyor.
 
MA / Gökhan Altay

Diğer başlıklar

01/02/2022
09:20 Erdoğan Putin’le neden görüşmek istiyor?
09:05 DAİŞ'i yeniden diriltme girişimi Hesekê'de geri tepti
09:04 Şakran’da 11 kişilik koğuşta 23 kişi tutuluyor
09:03 Sahaflar: Simit 3,5 TL iken insanlar kitaba bütçe ayıramaz
09:03 Turan 13 saat sonra hastaneye kaldırıldı
09:02 Yazar Aysu: Kıtlık kapımızda
09:02 Fuhuş yapılan masaj salonunun ortakları polis çıktı!
09:01 Elgazi: Seçimler yaklaştıkça mültecilere saldırılar artıyor
09:01 'Ağır hasta tutuklu Direkçi acil tahliye edilmeli'
09:01 ATK’ye Tuğluk çağrısı: Görevinizi yapın
09:00 01 ŞUBAT 2022 GÜNDEMİ
31/01/2022
23:08 Sao Paulo’da sel: 21 kişi hayatını kaybetti
22:00 İstanbul’un birçok noktasında ‘Değişti-receğiz’ pankartı
21:47 Kürtçe engellenmesine dair emniyetten açıklama
21:13 Twitter’da #KürtçeMüzikSusmayacak kampanyası
20:39 Mardin’de gözaltına alınanlar serbest bırakıldı
20:24 Diyarbakır Barosu sansür genelgesinin iptali için dava açtı
20:08 Koronadan 182 kişi daha hayatını kaybetti
19:47 Kadınlardan Tuğluk için ‘derhal serbest bırakılsın’ çağrısı
19:38 İzmir’de Farplas işçilerine destek
19:17 HDP’li gençler serbest bırakıldı
19:13 Ovacık karayolu ulaşıma kapatıldı
18:45 Erdoğan'dan kabine toplantısı sonrası açıklama
18:23 Buldan hakkında açılan soruşturma Ankara'ya gönderildi
18:13 Eğitim Sen’den üyelerine dönük mobbing ve baskıya tepki
17:45 Gözaltına alınan 200 işçi serbest bırakıldı
17:42 HDP'li gençler adliyeye çıkarıldı
17:37 QSD: 374 DAİŞ çetesi öldürüldü
17:22 Güneş'i katleden sanıklar tutuklanmadı
17:16 Aile hekimleri Şubat’ta 2, Mart’ta 3 gün iş bırakacak
17:12 Haytaoğlu'nu katleden sanığın davası ertelendi
16:58 Scotty işçileri de kontak kapattı
16:54 Doku ailesinin eylemi 31'inci gününde
16:32 Cinsel saldırıya uğrayan çocuk şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdi
16:30 Hazırlık Komisyonu ikinci kez toplandı
16:26 Açlık sınırı 4 bin 249 TL’ye çıktı
16:26 Kobanê Davası: Kürtleri yargılayamazsınız
16:25 Antalya ve Aydın’da şüpheli kadın ölümleri
16:25 Bodrum'da zamlar protesto edildi: Hükümet istifa
16:12 Cezaevinde yaşamını yitiren Bilgin'e kitlesel uğurlama
15:45 Yurttaşlardan Adalet Nöbeti'ne ziyaret
14:54 Meclis’te Kürtçe ezgi söyleyen Beştaş: Kürtçe yasaklanamaz
14:41 Dev-Turizm İş'ten TİS tepkisi
14:37 'İzmir Başsavcı Vekili Ankara’da Kobanê soruşturması yürüttü'
14:05 Şenyaşar'dan Bozdağ'a: Urfa Adliyesi'ndeki zulmü sonlandır
14:05 İHD'den Aysel Tuğluk'a özgürlük çağrısı
13:54 Petrol sızıntısı çevre kirliliğine neden oldu
13:35 İSMEK’te Kürtçe kursun ikinci dönem başvuruları başladı
13:15 Eğitim-Sen’den Öğretmenlik Meslek Kanununa karşı çağrı: Ortak tepki verelim
12:43 Kürtçe ‘Serbaz’ oyunu İstanbul’da sahnelenecek
12:21 Aysel Tuğluk 3 hafta ATK’de kalacak
12:00 Gözaltına alınan sokak sanatçılarına sözlü ve fiziki şiddet
11:56 'Erdoğan doğru söylüyor, Öcalan'a sormak lazım'
11:04 Karayılan: Herkesin korktuğu DAİŞ ile biz savaştık
10:56 Bakan Gül dönemi sona erdi: Geriye ‘kayıp adalet’ kaldı
10:54 Çiçek: İmralı tecridini görmek oyunları boşa çıkarır
10:44 DBP İl Eşbaşkanı Gülmez serbest bırakıldı
10:42 Kürt basınına yönelik baskılar için araştırma komisyonu talebi
10:14 Artuklu Belediyesi Başkanı Tutaşı ‘mali denetimi’ engelliyor!
10:09 Farplas işçileri eylemde: 200 gözaltı
10:04 Sancar: Adalet mücadelesi HDP’nin varoluş sebebidir
09:55 HDP hazırlık içinde: Bu fikriyata engel olamazlar
09:48 Xwebûn: Çalışmalarımızı aynı kararlılıkla sürdüreceğiz
09:28 İnşaattaki 'hak gasplarına' karşı kampanya
09:07 Bilgin’in cenazesi Bingöl’e doğru yola çıkarıldı
09:02 İşte yasaklı Sur'dan görüntüler
09:01 Tuğluk’un üniversite arkadaşı: Şimdi mücadele sırası bizde
09:00 Kadınlardan ATK'ye: Özgürlüğe engel olmaktan vazgeç
09:00 31 OCAK 2022 GÜNDEMİ
30/01/2022
21:46 Kavalın miri Egîdê Cimo kilamlarla anıldı
20:02 Korona tablosu: 189 vefat, 88 bin yeni vaka
19:28 SES'ten Sağlık Bakanı’nın açıklamasına tepki
19:03 Bilgin’in cenazesi Bingöl’de toprağa verilecek
18:13 Gergerlioğlu: Saraydan yönetilen adalet sistemi çöktü
18:09 Bilgin’in ağabeyi: Kardeşimin tahliyesini beklerken, ölüm haberini aldık
17:48 HDP’den cezaevinde yaşamını yitiren Bilgin’e ilişkin açıklama
16:32 İzmir Barosu'ndan sansür genelgesine tepki
16:28 Kırıklar'da talepler kabul edildi, açlık grevi sonlandırıldı
16:20 30 yıldır tutuklu olan Bilgin yaşamını yitirdi
16:14 Erdoğan açıklamalarını kürsüye çıkardığı çocuğa yaptırdı
16:02 Ailelerden af tepkisi: Erdoğan affetse de biz affetmeyiz
15:58 Amedspor bir galibiyet daha elde etti
15:45 'Gıda krizi bütünlüklü tarım politikasıyla çözülür'
15:42 'Direniş hareketi kurmak zorundayız’
15:31 HDP Parti Meclisi: Öcalan’ın kendisi konuşmalıdır
15:24 Adalet Nöbeti 76’ncı gününe girdi: Artık yeter
14:45 Xwebûn Yazı İşleri Müdürü: Yasak kararıyla Kürtçe hedef alındı
14:10 ‘Çözümün yolu İmralı'dan geçer’
12:06 Şırnak Barosu: Yasakçı politikalardan vazgeçin
11:46 Sancar: Demokrasi İttifakı mücadele ortaklığıdır
11:16 Şenyaşar ailesi: Gül geride milyonlarca ah bıraktı
10:14 Egîdê Cimo Kürdistan’ın sesiydi
09:47 Diyarbakırlılar sokaklarda zırhlı araç istemiyor
09:44 Emine Şenyaşar’a şiir
09:36 Polis fezlekesiyle ağırlaştırılmış hapse mahkum edildiler
09:35 Şengal’den Irak ordusuna tepki: Geri çekilin
09:24 Tutuklu yakınları: Bu çığlığı duyun
09:23 ‘Zırhlı araçların yaşam alanlarından uzaklaştırılması elzemdir’
09:22 Çocukları açlık grevinde olan anneler: Zulme direneceğiz
09:21 Bask Parlamenteri: DAİŞ’in yargılanması için Özerk Yönetimi’nin statüsü tanınmalı
09:20 Alevi örgütleri: Birlikte yol yürüyecek ittifak etkili olur
09:18 Mamak’ta açılan Kürtçe dil kursuna yoğun ilgi
09:17 Kobanê Davası parça parça çöküyor
09:15 Şilan Dora: İktidar ‘kendi sanatçısı’nı yaratmak istiyor
09:12 Dayan’ın arkadaşları: Hayalleri yarım kaldı
09:10 Gölge Sanat Merkezi’nden 10’uncu yıl etkinliği
09:09 Tahliye olan eşbaşkan: Hakim tutuklamaya mecbur olduğunu söyledi
09:05 Av. Işık: İnsanlar adaleti adliye içinde değil, dışında arıyor
09:01 Kamaç: İmralı’da hukuksuzlukların en büyüğü yaşanıyor
09:01 30 OCAK 2022 GÜNDEMİ
29/01/2022
23:59 Tarım Kredi Kooperatifleri Genel Müdürü görevden alındı
23:34 ‘Xwebûn’un erişime engellenmesi Kürtçenin inkarıdır’
22:37 Kızıltepe’de ‘Xal û xwarzê’ oyununa yoğun ilgi
21:47 Atanamayan genç yaşamına son verdi
20:22 24 saatte 94 bin 783 yeni vaka tespiti
19:47 Denizli'de bir çocuk yaralandı
19:29 Aydeniz: Öcalan’ın sesi geldiğinde demokrasi gelir
17:54 DTK Eşbaşkanı Öztürk: Tek çare Öcalan’dır
17:44 HepsiJet çalışanlarından ‘1 liralık’ protesto
17:41 ‘Bağımlılığı kıralım’ kampanyası kapsamında stand-up gösterisi
17:37 Van’da biri kadın 2 kişi katledildi
17:24 HDP Gençlik Meclisi üyesi 5 kişi gözaltına alındı
17:23 'Yarın çok geç olabilir, bu çığlığı duyun'
17:16 'Adalet Nöbeti'ndeki aileler: Hepsi bir öncekinden beter
17:06 Buldan ve Sancar: Açın İmralı kapılarını Öcalan’ın fikirlerini kamuoyu duysun
16:48 Adalet Bakanlığı’na getirilen Bozdağ, törenle görevi devraldı
16:09 Bahçeli ismine tepki: Halk asla kabul etmeyecek
16:06 Ağır hasta tutuklu Yağmekan’ın tahliyesi istendi
15:30 ‘Ölüm projelerine geçit vermeyelim’
15:21 Kayyım 5 yılın sonunda yolsuzluk projelerine sahip çıktı
15:09 'Kalp krizi geçiren Narin'in infazı ertelenmeli'
15:08 Takipçilerinden #AğaçkakanRöportaj’a destek
14:57 Hesekê'de arama operasyonu sürüyor
14:32 Hasta tutuklu Fatma Tokmak’ın yaşamı risk altında
14:12 BBC grevi kazanımla sonuçlandı
14:09 Cizre'de 4 kişi gözaltına alındı
14:01 KHK'liler: Geciken adalet adalet değil
13:54 ‘PKK terör listesinden çıkarılsın’ kampanyasına destek
13:11 27 yıl önce kaybettirilen Ayşenur Şimşek’in kardeşi: Katilleri tanıyoruz!
12:50 Yeni Yaşam gazetesine erişim engeli
12:29 Cevheri Güven’den Deniz Poyraz iddiası: Emri MHP’den, Soylu biliyor!
12:16 Uca: NATO silahlarının DAİŞ'in elinde ne işi var?
11:59 Tanış ve Deniz’den 21 yıldır haber yok!
11:02 Şenyaşar ailesinin adalet arayışı 327’nci gününde
10:45 Cizre Emniyet Müdürü'nden Dayan'ın ailesine: Olayı abartmayın
10:40 Cumhurbaşkanlığı'ndan ‘milli değer’ sansür genelgesi
10:32 Kürtçe yayın yapan Xwebûn gazetesine erişim engeli
10:27 DBP İl Eşbaşkanı Seval Gülmez'e gözaltı
10:18 İlim Yayma Vakfı yöneticisi ATK Başkanlığına atandı
10:10 İzmir'deki gençlik örgütleri: Öcalan’ın özgürlüğü sağlanmalı