Siirt'teki Cumhuriyet Polis Karakolu ile 3’üncü Komando Tugay Komutanlığı’na bağlı Doğu Kışlası’na yönelik 14 Temmuz 2016’de gerçekleşen saldırıdan sorumlu tutularak yargılanan, aralarında çocukların da olduğu çok sayıda kişiye ceza yağdı. Siirt 3’üncü Ağır Caza Mahkemesi’nde 28 sanık hakkında görülen davada, "örgüt üyeliği" ile "devletin birliği ve bütünlüğünü bozma" suçlamasında bulunulan 5’i çocuk 18 sanık hakkında, açık tanık beyanlarına dayandırılarak ağırlaştırılmış müebbet hapse varan cezalar verildi. 

 

Mahkeme, sanıklardan Ali Kayaalp, Berzan Kaya, Cemal Çekmen, Emrullah Korkmaz, Ferhat Şahin Eryılmaz, Mehmet Emin Özdemir, Mustafa Kılıçaslan, Müşerref Ulu, Şarvan Polat, Şehmus Akdoğan, Yusuf Acar ile birlikte A.K., M.S.U., M.G. ve O.Ö. adlı çocuklara ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. 4 çocuğun cezası, daha sonra 22 yıla düşürüldü. Sanıklardan Osman İpek’e 15 yıl, Şahin Kaya'ya 24 yıl hapis ve 240 bin TL para cezası veren mahkeme, M.P. adlı çocuğu da 18 yıl 4 ay hapis cezasına mahkûm etti. Diğer sanıklardan 4'ü beraat ederken, 6 kişinin ise dosyası ise tefrik etti. 

 

Mahkemenin açıkladığı 70 sayfadan oluşan gerekçeli kararında, tanıkların mahkeme heyeti huzurunda işkence altında alındığını beyan ettikleri emniyet ifadeleri esas alındı. 

 

AVUKLATLAR İTİRAZ ETTİ

 

Sanık avukatları, karara karşı itirazda bulundu. Yapılan itiraz kentte üst mahkeme bulunmaması nedeniyle Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi’nce değerlendirilecek. Sanık avukatlarından Cihan Toprak, hukuksuz bir şekilde alındığını dile getirdiği mahkeme kararlarına dair konuştu. 

 

15 TEMMUZ DARBESİ 

 

Dava konusu olan olayın 15 Temmuz askeri darbe girişiminin bir gün öncesinde gerçekleştiğini hatırlatan Av. Toprak, oluşan olağanüstü durum kullanılarak 16 Temmuz’da kentin farklı noktalarında ikamet eden 20 kadar gencin saldırıların faili olarak gözaltına alınıp tutuklandığını ve haklarında iddianame düzenlendiğini belirtti.

 

İDDİANAME ÇELİŞKİLERLE DOLU

 

Dosyadaki delillere baktıklarında 3 tanık beyanı ile karşılaştıklarını söyleyen Av. Toprak, bu tanıklardan birinin aynı zamanda dosya sanıkları arasında yer aldığını ifade etti. Bu şahsın diğer 27 sanık hakkında beyanları bulunduğunu dile getiren Toprak, “Dosya ağır çelişkilerle dolu. İddianamede, saldırılara dair sokakların çok dar olduğu, polis kuvvetlerinin bu nedenle olay yerine gidemediği, takviye kuvvetlerinin beklendiği yönünde bilgiler var. Fakat buna rağmen bu şahsın gecenin karanlığında 27 kişiyi teşhis ettiği ifade ediyordu. Yargılama sürecinde bu şahıs hem emniyet hem de savcılık sorgusunda bu şekilde bir beyanın olmadığı, 27 kişiyi teşhis etme şansının olmadığını ifade etti. Dosya arasında bu şahsa ait olduğu iddia edilen iki teşhis tutanağı vardı. Teşhis tutanaklarından ilki imzalıydı. Tutanağı düzenleyen Cumhuriyet Savcısı ve polisler tarafından imzalanmıştı ve şahsa ait olduğu iddia edilen çizgi şeklinde bir karartı vardı. Söz konusu kişi, bu imzanın kendisine ait olmadığını ifade etmiştir. Dosya arasında unutulan bir diğer tutanak da farklı sicil numaralı memurlar tarafından düzenlenmiş ancak bu şahsın imzasının olmadığı tutanaktı. Bu durum bile tek başına bu şahsın mahkemedeki beyanlarının doğruluğunu güçlendiren bir etkiye sahipti” dedi.

 

TANIK BEYANLARI AYNI

 

Dosyadaki 3 tanık beyanının noktasından virgülüne aynı olduğunu söyleyen Toprak, buna rağmen bu beyanlar esas alınarak sanıklara ağır cezalar verildiğini ifade etti. Toprak, yargılamada karşılaştıkları hukuksuzluğunun bir diğer göstergesinin dosya sanıkları arasında yer alan Emrah Özdemir’in olay yaşandığında askerde olduğunun ortaya çıkması olduğuna dikkat çekti. Toprak, olay günü elinde ağır silahlar ile nöbet tuttuğu söylenen Özdemir'in, o gün askerde olduğuna dönük komutanların imzasının da olduğu kağıtları mahkemeye sunması üzerine dosya ayrılsa da yargılamanın halen devam edildiğini kaydetti.

 

POLİS FEZLEKESİ  

 

Dosya sanıklarından bazılarının o gün sebze halinde çalıştıkları, birisinin o tarihte Ahlat’ta bulunduğuna dair görüntüleri mahkemeye sunmalarına rağmen bunların dikkate alınmadığını belirten Toprak, kendi müvekkillerinden biri için de aynı durumun söz konusu olduğunu söyledi. Toprak, “Bir müvekkilime ilişkin bir tanığın ‘Saat 9 gibi elinde silah ile bizi tehdit etti’ şeklinde beyanı yer alıyordu. Ancak o kişinin sabah 9 gibi polis kontrol noktasından geçtiği ortaya çıktı. Bu Emniyet’e yazılan yazıya verilen cevapla doğrulandı. Ancak mahkeme bunu da görmedi ve bu kişiye ceza verdi. Ceza alanlarının neredeyse hepsinin hikayesi bu şekilde. Önceden hazırlanmış bir polis fezlekesi ile yargılandılar ve ağır cezalar verildi” dedi.

 

MA / Fethi Balaman