Şeker: Öcalan için Mandela Kuralları uygulanmalı

img
HABER MERKEZİ - Avrupa Konseyi'nin İmralı’daki “özel hukuk” ile ilgili aldığı kararların önemli olduğunu belirten ÖHD Eş Genel Başkanı Bünyamin Şeker, Türkiye’nin Mandela Kuralları’na göre yeni bir mekanizma oluşturması gerektiğinin altını çizdi.  
 
Asrın Hukuk Bürosu ile Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD), Toplum ve Hukuk Araştırmaları Vakfı (TOHAV), İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nın (TİHV), PKK Lideri Abdullah Öcalan ile tutuklular Hayati Kaytan, Emin Gurban ve Civan Boltan’a verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) verdiği ihlal kararının denetlenmesi için 27 Temmuz’da Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’ne (AK BK) bildirim ile başvuruda bulundu. Komite, 30 Kasım-2 Aralık’ta yaptığı toplantıda görüştüğü başvuruya dair kararlarını açıkladı. 
 
AK BK’nin toplantının sonuçlarına dair 3 Aralık’ta açıkladığı kararlarında, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın İmralı Adası’nda tutulma koşullarına dair AİHM’de bulunan dosyanın henüz sonuçlanmadığına işaret ederek, ayrıca durumun Avrupa İşkencenin Önlenmesi (CPT) tarafından izlendiğini belirterek, konuya dair tavsiyelerde bulunmadı. Komite, insan hakları ve hukuk örgütlerinin yaptığı başvurunun temelini oluşturan “umut hakkı” ile ilgili ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının belirli bir asgari sürenin ardından gözden geçirilmesine dair inceleme mekanizması için yasal ve diğer yeterli tedbirlerin gecikmeksizin yerine getirilmesi gerektiğinin altını çizdi. 
 
Ayrıca Türkiye’nin öngörülen tedbirler hakkında yeterli bilgi vermediği eleştirisinde bulunan Komite, Türkiye’ye bu konuda Eylül 2022’ye kadar süre tanıdı. Komite’nin açıkladığı kararları ve yansımalarını, başvuruculardan ÖHD Eş Genel Başkanı Bünyamin Şeker ile konuştuk. 
 
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi başvurunuzu görüştü, açıkladığı kararlar beklentilerinizi karşıladı mı?
 
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin vermiş olduğu kararlar, önemli kararlar. Sadece klasik anlamda Bakanlar Komitesi’nin tavsiye niteliğindeki kararlarını basit bir şekilde ele almamak gerekiyor. Her sonucun önemli yansımaları oluyor. Bu anlamda önemsediğimiz ve önemli gördüğümüz sonuçlar. Çünkü Türkiye’ye karşı AİHM’in 2014, 2015, 2016’da vermiş olduğu ihlal kararlarının yerine getirilmemesine ilişkin Türkiye’ye süre tanındı. AİHM’in vermiş olduğu kararların gereğini yerine getirebilme ve kendi iç hukukunun, mekanizmalarının bir an önce hayata geçirilmesi istendi. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan kişilere ilişkin kurulacak mekanizma ve standartlara ilişkin Eylül 2022’ye kadar süre tanındı. Bir sürecin başladığını kabul etmek gerekir. 
 
Önemli buluyorsunuz ve bir sürecin başladığını söylüyorsunuz. Peki Komite 7 yıldır neden bekledi? 
 
Komite devletlerden teşekkül eden bir kuruluş olduğu için bir bütünen hukuk ve kararların icrası için eksiklikleri var. Siyaseten düşünüp, siyaseten hareket edip kararlar veriyor. Verilen kararlarda da görüyoruz. Siyasetten bağımsız ele alabileceğimiz bir Komite değil. 7 yıldır avukatların dönem dönem başvuruları olmasına rağmen ne hikmetse Komite bunları bir türlü görüşmedi ve buna ilişkin bir süreç başlatmadı. AİHM kararlarının icrasıyla sorumlu olan Komite, bugüne kadar görevini yerine getirmemiş oldu. Bundan sonra nasıl bir süreç olacak, biz de izleyip göreceğiz. Türkiye’nin vereceği cevaplar, kullanacağı yol haritaların ilişkin bizim de cevaplarımız olacaktır. En azından kendisi harekete geçirmiyorsa, biz harekete geçirmek için elimizden geleni yapacağız. 
 
Komite, Türkiye’yi bilgi vermemekle eleştirdi ve bu konuda Eylül 2022’ye kadar süre tanıdı. Ancak Türkiye başvuru öncesi iki cevap ve bir bildirimde bulundu. Görüşme öncesi Türkiye bu cevap ve bildirimlerle ne amaçladı? 
 
 
Türkiye’de bir ‘İnfaz Yasası’ değişikliği oldu, yönetmelik çıkarıldı, gözlem kurulları adı altında bir mekanizma oluşturuldu. Ancak eşitlik ilkesine aykırı bir yasa ve yönetmelik değişikliği getirdi.
 
Biz 27 Temmuz’da başvuruda bulunduk. Türkiye’nin cevabından sonra 12 Eylül’de ikinci bildirimde bulunduk. Komite 30 Kasım’da başvuruyu inceleyeceğini ve gündemine alacağını açıkladı. O süre zarfı içerisinde bizim başvurumuzla birlikte Türkiye önce ihlal kararlarına karşı kendi yol haritasını bildirdi. Yol haritasında açıkçası verdiği cevaplardan ayrı bir durum söz konusu değildi. 2020 yılı içerisinde ‘İnfaz Yasası’nda değişikliğe gittiğini, 2021 Ocak ayında yönetmelik çıkarttığını, ceza infaz koşullarına dair bazı düzenlemeler getirdiğini bildirdi. İstenilen mekanizmalardan biri de ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan kişilerin belli bir süreden sonra koşullarındaki ve durumlarındaki değişiklikleri gözetleyecek, buna karşılık kişilerin koşullarındaki ve infaz koşullarındaki durumun bir gün koşullu salıverilme ihtimalinin kendilerine hissettirilmesi ve onlara bunu yansıtabilmek adına bir mekanizma kurulması gerektiği idi. Türkiye’de buna ilişkin ‘İnfaz Yasası’nda değişiklik yaptığını, gözlem ve sınıflandırma merkezleriyle hükümlülerin durumların değerlendirilmesi yönetmeliği çıkarttığını bildirdi. 
 
Biz de buna ilişkin görüşlerimizi dile getirdik. Evet Türkiye’de bir ‘İnfaz Yasası’ değişikliği oldu, yönetmelik çıkarıldı, gözlem kurulları adı altında bir mekanizma oluşturuldu. Bunlar bir bütünen olumsuz değerlendirebileceğimiz adımlar değil ancak ikili bir hukuk uygulama noktasında bir irade ortaya koydu. Eşitlik ilkesine aykırı bir yasa ve yönetmelik değişikliği getirdi. Sürekli siyasi tutsakları ve yine ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan kişileri kapsam dışında tutuyor. Bu anlamda ikili bir infaz rejimi söz konusu. Biz de komitenin dikkatini buraya çekmeye çalıştık. Türkiye bu yol haritası ve değişikliklerle Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin algılarını yönetmeye çalıştı. Toplumun da algılarını yönetmeye çalıştı. Bu anlamda hukuki adımlar atıldı, reformlar yapıldı algısı yaratmaya çalışıldı. 
 
 Komite toplantısı öncesi görüş başvuruları engellenen PKK Lideri Abdullah Öcalan hakkında aile ve avukat görüş yasağı getirilmesi ne anlama geliyor? 
 
Türkiye’nin bir şekilde algı yaratmaya çalıştığını, siyaseten adımlar atmaya çalıştığını görmek gerekiyor. Hukuki alt yapısı olmayan disiplin cezaları bunlar. Savunma hakkı ve adil yargılanma hakkını ihlal eden iki durum söz konusu. Türkiye’nin yaptığı tamamıyla algı yaratmaya yönelik bir adımdı. 
 
Komite koşulların incelenmesi mekanizmasının oluşturulmasını istedi. Var olan bir mekanizma varken, nasıl bir sistem kurulmalı? 
 
 
 Mandela Kuralları’na göre, AİHM’in belirlediği kriterlere göre bir mekanizma oluşturulmalı, bir gün koşullu salıverilme hissiyatını uyandırabilecek bir mekanizmanın oluşturması gerekiyor. 
 
Şimdi mevcut mekanizma amaca hizmet etmiyor. Ocak 2021’de yürürlüğe giren yönetmelikle birlikte gözlem kurulları oluşturuldu. Bu gözlem kurulları Cumhuriyet Başsavcısının atadığı bir savcının başkanlığında; cezaevi müdürü, eğitim sorumlusu, imamı, gardiyanı, psikolog vs. hepsi cezaevi personelinden teşekkül ediyor. Başvurumuzda da bunların sebeplerini bir bir açıkladık. Bağımsızlığı, tarafsızlığı, teşekkül hali, verdiği kararların yansımaları vs. hepsine dikkat çektik. Bu anlamda Komite’nin istediği mekanizma bu değil. Türkiye’den daha farklı bir mekanizma talep ediyor. Bağımsız ve tarafsız bir mekanizmanın oluşturulması isteniyor. Mandela Kuralları’na göre, AİHM’in belirlediği kriterlere göre bir mekanizma oluşturulmalı, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan kişilerin koşullarını dönem dönem durumlarını, infaz koşullarında geçirdikleri süreleri dönem dönem gözden geçirebilecek, değerlendirebilecek, bir gün koşullu salıverilme hissiyatını uyandırabilecek bir mekanizmanın oluşturması gerekiyor. 
 
Bu mekanizma Türkiye koşullarında ileriye dönük ihtiyaca cevap verir mi vermez mi bilmiyoruz. Tabi ki şuan öngörmek mümkün değil. Ama bunların adımlarının atılması başlı başına bir iyileştirme durumu olarak değerlendirilebilir. Bu adımların atılması, nihayetinde her değişiklik birebir amaca hizmet etmeyebilir. Ancak bu kurulan mekanizmaların amaca uygun bir şekilde hizmet etmesi için, demokrasi içerisinde, bağımsız, tarafsız, eşitlik ilkesine bağlı bir şekilde hareket etmesi için, bunları denetlemek, bunlarla ilgili gerekli süreçleri işletmek ve bunları asgari standartlara çekmek için mücadele ediyoruz. Bu anlamda yeniden bir mekanizmanın oluşması gerekiyor, Komite’nin istediği bu. 
 
Komite, AİHS’in 3. maddesine aykırılığa dair AİHM’de bulunan dosyaya işaret ederek, CPT’nin koşulları takip ettiğini belirtti. Öcalan’ın avukatları tarafından eleştirilen CPT bu konuda sorumluluğunu yerine getiriyor mu?
 
Sayın Öcalan İmralı Adası’na götürüldüğü günden bugüne CPT süreci izliyor. O günden bugüne başvurular üzerine CPT’nin defalarca ziyaretleri gerçekleşti. Normalde CPT’nin kendisinin harekete geçip, koşulları, durumları değerlendirerek, raporlar sunması gerekiyor. Türkiye’nin de bu raporlar doğrultusunda iyileştirme yapması gereken bir süreçtir. CPT devletlerden bağımsız bir kurum değil. Yine devletlerin temsilcilerinden teşekkül eden bir kuruluş, siyasi bir organ. Bu anlamda CPT’nin en son Türkiye ziyaretine dair 2020’de rapor açıklandı. Bu rapora ilişkin Türkiye’nin de kendi cevaplarına değindi. Ancak bizim de bu raporu kullandığımız noktalar var. Kendi başvurumuzda kullandığımız noktalar var. CPT Türkiye’den koşullara ilişkin aylık rapor istiyor. Türkiye’nin aylık rapor gönderip göndermediğini biz denetleyemiyoruz. CPT de bunu açıklamıyor. Türkiye gereğini yapıyor mu? Bilmiyoruz. 
 
CPT, açıkladığı raporda ihlal anlamında bir durumun söz konusu olmadığını söylüyor ancak bu öyle değil. Başlı başına avukatların, ailelerin gidememesi, telefon hakkının kullandırılmaması, gazetelerin verilmemesi, hem Sayın Öcalan hem yanındaki diğer tutukluların dış dünyayla bağlantılarının kesilmiş olması, başlı başına bir ihlal konusudur, işkence prosedürüdür. Asrın Hukuk Bürosu’nun başvuruları söz konusu. 2009’da yapılan başvurularda AİHM 3’üncü maddenin ihlalinin olmadığını söyledi ama hala karar çıkmayan dosyalar söz konusu. Bakanlar Komitesi koşullar açısından oraya işaret ediyor. İnfaz rejimine ilişkin değil, almış olduğu cezaya ilişkin değil. Sadece mevcut koşullar açısından AİHM’i işaret ediyor. Onun sonucu da bekleniyor anlamına geliyor. Takipçisi olduğunu açıklıyor. Türkiye’nin de kamuoyunun da bu şekilde bilmesi gerekiyor. 
 
Komite, asgari tutukluluk süresinden sonra şartlı tahliye imkanı tanınması gerektiğini ancak “toplum için tehlike arz etmeye devam ettiği sonucuna varması halinde” bu durumun engellenebileceğini söylüyor. “Toplum için tehlike arz etmiyorsa” vurgusu ne anlama geliyor? 
 
‘Toplum için tehlike arz etmiyorsa’ söylemi, çok tehlikeli bir söylem. Egemenin, otoritenin kendi lehine sürekli yorumladığı bir ucu açık cümle. Aslında yapısal olarak devletlerden teşekkül etmiş bir organın böyle bir cümle kullanması beklenebilir ancak hukukun üstünlüğü ve demokrasinin takipçisi olan, bu anlamda ülkelerle işbirliği içerisinde olan bir organizasyonun, böylesi ucu açık cümleler kullanması risk teşkil ediyor. Devletlerin keyfiyetçiliğini arttıran, oraya sığınmasını sağlayan bir durum söz konusu. Bu anlamda umut hakkı kapsamında değerlendirdiğimizde, bahsedilen mekanizma ve oluşturulması istenen yasal değişiklikler, mevzuat değişiklikleri, tam da bu kapsamda olması gereken, Türkiye’nin de yasal değişikliklere gittiğinde özellikle ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ve infaz rejimini değiştirmesi gereken noktalar. Bakanlar Komitesi’nin işaret ettiği durum bu. ‘Değişiklik yap’ diyor ama yine otorite olmasından kaynaklı vurgu yaptığı nokta, ‘kişide cezaevinden hemen çıkabilecek hissi uyandırma’ diyor. Bunun belli periyotlarla denetleyerek, ‘kişinin ceza infaz kurumunda geçirdiği süreyi ve durumundaki değişikliği gözlemle, ona göre karar al’ diyor. Bu anlamda kamu güvenliği vurgusu yerinde olmamış, ucu açık bir vurgu. Siyaseten toplum lehine değerlendirilemeyecek bir şekilde görüyoruz. Umarım bu standarda da objektif koşulları da Komite daha net bir şekilde ortaya koyar. Bu anlamda bir keyfi alan bırakmaz. Yoksa Türkiye’de biz ucu açık bir cümle yasal düzenleme olduğunda, otoritenin nasıl kendi lehine kullandığını biliyoruz, görüyoruz. 
 
Türkiye’ye verilen süre olan Eylül 2022’ye kadar ne tür gelişmeler öngörüyorsunuz? 
 
 
 Bu fırsat değerlendirilmezse, Türkiye açısından da toplum açısından da risk teşkil edecek bir sürecin başlayacağının göstergesi.
 
Komite 19 Şubat’ta tekrar toplanacak. Kavala dosyası için Türkiye’ye 17 Şubat’a kadar süre verildi. Bu anlamda yakın zamanda Türkiye’nin ne yapacağını daha net görebiliriz. Türkiye uzun bir süredir bu yapı içerisinde ve o günden bugüne Türkiye için böyle bir süreç işletilmedi. Bugün Türkiye eğer kendi prestijini, demokrasi ve hukukun üstünlüğü ilkelerini, Avrupa Birliği (AB) üyelik sürecini gözden çıkartmışsa, farklı bir prosedür işletilmesi, Türkiye açısından bir anlam ifade etmeyebilir. Biz konseyin şunun farkında olduğunu biliyoruz. Konseyin son noktaya kadar ağır yaptırımlar uygulamamakta ısrarcı olduğunu biliyoruz. Mümkün mertebe ülkeyi demokrasi çizgisine çekmeyi, hukukun üstünlüğünü uygulayabileceği bir çizgiye çekebilmek için uğraş içerisinde olacağını biliyoruz. Bu anlamda Türkiye’ye karşı da zamana yayan bir süreçten ziyade, Türkiye’ye bir fırsat tanıyor. 
 
Her ne kadar 22 Eylül demişse de bir an önce gerçekleştirmesi için de bir ara karar oluşturmuş. Bizim başvurumuz açısından süreci olumlu değerlendiriyoruz. Belli bir periyotun başlatılacağını da öngörüyoruz. Bugün Türkiye eğer 2020 Eylül’e kadar bu değişiklikleri ve bu mekanizmaları istenilen standartlara uygun bir şekilde oluşturmazsa, ihlal prosedürlerinin başlatılacağının da mesajlarını alabiliyoruz. Şu anda Avrupa hukuk sistemi içerisinde ya da uluslararası evrensel hukuk ilkeleri içerisinde ömür boyu hapis cezası hiçbir ülkede uygulanmıyor. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin insanlığa karşı suçlara dair böyle bir prosedür söz konusu değil. Uluslararası evrensel hukuk ilkelerinde bir kişinin maksimum cezaevinde kalabilme süresi 25 yıl öngörüşmüş ve bu şekilde uygulanıyor. Türkiye’de ömür boyu hapis cezası, TMK’de düzenlenmiş bir şekilde duruyor. Bunu bir şekilde değiştirilmesi, ağırlaştırılmış infaz koşullarının değiştirilmesi gerektiğini vurgu yapmış. AİHM de bu anlamda vurgu yapmış. Bu şekilde değerlendirdiğimizde bir anlamda zamana yayıldığı söylenebilir ama bu şekilde yorumlamaktan ziyade Türkiye’nin bir fırsat olarak bunu değerlendirerek, bu süre zarfı içerisinde belli adımlar atarak hukukun üstünlüğü ilkesini tekrardan tesis etmesi için bir fırsat olarak Türkiye’ye verdiğini düşünüyoruz. 
 
Türkiye değerlendirmezse…
 
Bu fırsatı değerlendirmezse, Türkiye AB üyelik sürecini gözden çıkardığını, demokrasi ve özgürlükler ülkesi olarak kendini tanımlayan bir noktadan geri adım attığını, Avrupa Birliği’nden çıkartılmayı göze aldığını, bir kaos sürecinin Türkiye açısından da toplum açısından da risk teşkil edecek bir sürecin başlayacağının göstergesi.
 
MA / Özgür Paksoy 

Diğer başlıklar

06/12/2021
13:30 DİSK ‘geçinemiyoruz’ mitingi düzenleyecek
13:08 Kobanê Davası: Salonu askerler doldurdu, duruşma 5 dakika sürdü
12:06 Kayseri’de bir kadın katledildi
12:03 Kayyımların usulsüzlükleri tek tek sıralandı
11:58 Emine Şenyaşar 10’uncu kez ifadeye çağrıldı
11:31 Adalet Kaya’nın duruşması ertelendi
11:28 Gizli tanık beyanıyla DBP İl Eşbaşkanı’na hapis istendi
11:05 Sağlıkçılar bir günlük iş bıraktı
10:59 Mardin'de sağlıkçıların eylemine ‘yasak’ engeli
10:53 Şeker: Öcalan için Mandela Kuralları uygulanmalı
10:36 CHP’li Şener: Bütçe Genel Kurul’a gelmeden işlemez hale geldi
10:28 Cizre'de Güven ve Negiz'in vurulmasını YPS üstlendi
10:27 KDP DAİŞ'e karşı koruyamadı: Bir ayda 22 pêşmerge, 5 sivil yaşamını yitirdi
09:24 Dolar 13,7, Euro 15,5 TL ile haftaya başladı
09:03 Akaryakıt zammına tepki: Dolar yükseldikçe fakirleşiyoruz
09:03 DİB'ten demokrasi güçlerine: Aynı çatıda buluşalım
09:03 Yüzyıllık bir değirmenin hikayesi
09:03 Bir böbrekle yaşayan hasta tutuklu tahliye edilmiyor
09:03 'Ekonomik krizin nedeni tek adam rejimi'
09:03 KDP 14 HDP’liyi sınır dışı etti: Amaç Kürtsüz Kürdistan
09:02 Hasta tutuklu 73 gündür karantinada
09:02 Gazeteci Zagros: Türkiye, KDP ve DAİŞ arasında bağlantı var
09:01 Keskin: Üniformalı ve 'kurt' işareti yapanlar korunuyor
09:00 06 ARALIK 2021 GÜNDEMİ
05/12/2021
23:53 DAİŞ Lehiban köyünü ele geçirdi
23:28 Nusaybin'de silahlı saldırıda bir kişi öldü
23:26 Cizre'de polis noktasında şüpheli paket
20:32 HDP'li Gökoğlu darp edilerek gözaltına alındı
20:06 Koronadan 185 vefat, 19 bin 357 yeni vaka tespiti
19:56 Şırnak'ta askeri operasyon başlatıldı
18:16 Aydeniz: İmralı tecridine karşı mücadeleyi yükseltelim
18:05 Mardin Valiliği Kürtçe tiyatroyu engelledi
17:54 TBB’de Feyzioğlu dönemi kapandı: Yeni başkan Sağkan oldu
17:46 İhraç öğretmenler 2 günlük eylemlerini sonlandırdı
17:08 HDP Gençlik Meclisi'nden bağımlılığa karşı halk buluşması
16:46 Amed Sağlık Platformu'ndan iş bırakma çağrısı
16:39 Amedspor tek golle kazandı
15:55 Tencere tavalı 'geçinemiyoruz' eylemi
15:41 İkizdere’deki ekolojik yıkıma tepki
15:28 Uğur ve Özak işçileri taleplerini sıraladı
15:13 Gazeteci Mimar Kaya gözaltına alındı
14:29 Kadınlar temsilde eşitlik için yürüdü
13:59 DBB'nin usulsüzlükleri Sayıştay raporunda
13:46 Adana'da ulaşıma zam
13:15 Adalet Nöbeti’nde mücadele vurgusu
12:51 TBB’de delegeler 3 ayrı sandıkta oy kullanıyor
11:51 Bilirkişi: Ordu’da HES’in kamu yararı yok
11:48 Federe Kürdistan'da öğrenciler yeniden eylemde
11:30 KDP’ye DAİŞ'e karşı mücadele için verilen silahlar Kürtlere karşı kullanılıyor
11:24 Şenyaşar ailesi: Temeli adalet olmayan hükümetler yıkılır
11:15 HDP Kadın Meclisi: Yoksulluk dayatmasına karşı tek çözüm ortak mücadele
09:57 KHK’yle kapatılan üniversitenin arşivi kayıp
09:46 İran sınırında bir cenaze bulundu
09:24 Şırnak’ta ‘OHAL’ sürüyor: Köylere girişler yasak
09:19 5 yıldır mücadeleden vazgeçmiyor
09:16 Rusya Ukrayna’ya saldırır mı?
09:11 Av. Ergül: Musa Orhan tutuklanmalı
09:10 KESK toplumsal cinsiyete dayalı bütçe için meydanlara çıkıyor
09:09 ‘Ekonomi iktidarın değişmesiyle düzelir’
09:08 Sur’da evleri yıkılan aile dükkanda yaşıyor
09:07 ‘Dövizdeki artışla zarara uğrayan çiftçi tarımdan vazgeçti’
09:02 Barış Anneleri: Onlar hepimizin çocukları
09:00 05 ARALIK 2021 GÜNDEMİ
01:24 TBB Başkan adayı Sağkan: TTB’yi kişisel ikballerden arındırma zamanı geldi
04/12/2021
22:32 İran'da nükleer santrali yakınlarında patlama
21:52 Hannover'de kimyasal silah protestosu
20:31 Cizre'de AKP'li başkanın ağabeyine silahlı saldırı
20:14 Fransa'da sağlık çalışanlarından protesto
19:54 Koronadan 228 kişi daha yaşamını yitirdi
19:00 Haber takibi engellenen gazeteci İHD’ye başvurdu
18:51 Midyat'ta gözaltı arbedesi: 2'si polis 3 yaralı
18:46 Aydeniz: Tüm sorunların çözüm adresi İmralı'dır
18:19 TBB Genel Kurulu seçimlerine çağrı: Korkuyu defedelim
18:02 Dersim’de bir astsubay yaşamını yitirdi
17:13 Avukat Emekçi: AK Öcalan kararıyla Türkiye’ye yol gösteriyor
17:05 İhraç edilen öğretmenler eylem başlattı
17:00 İzmir’de sağlıkçılardan miting: Yönetmeliği geri çekin
16:01 Sınıra yürüyen Barış Anneleri'ne KDP engeli
15:44 İHD bölge şubeleri: İpek Er için adalet
15:27 Urfa Cezaevi'nde 'Kürtçe halay' soruşturması
15:20 Kılıçdaroğlu: Türkiye'yi Saray'ın vesayetinden kurtaracağız
15:19 KESK'ten 21 öğretmenin ihraç edilmesine tepki
15:11 Eğitim Sen’den ‘toplumsal cinsiyet' kampanyası
15:06 Hasta tutuklu Demir 2 yıldır tedavi edilmiyor
15:01 Ağır hasta 6 tutuklunun durumuna dikkat çekildi
14:57 Tutuklu ailelerine ziyaret: Nöbetiniz onurumuzdur
14:39 Hasta tutuklu Bekmezci'nin tahliyesi istendi
14:26 Sokakta yaşayan bir kişi yaşamını yitirdi
14:17 'Berke ve Perit’i alacağız, Naci’yi göndereceğiz'
13:58 TBB Genel Kurulu başladı, Feyzioğlu baroları suçladı
13:48 Cumartesi İnsanları: 3 bin yıl geçse de davamızın takipçisiyiz
13:47 Adalet Nöbeti 19'uncu gününde
13:46 HDK’den erkek egemenliğine karış direniş ve mücadele konferansı
13:17 Silopi’de tecrit protestosu
13:12 Mardin kayyımının Sayıştay Raporu: Hukuksuz vergi toplandı, ihaleler usulsüz yapıldı
12:52 Dicle Anter'den Şenyaşar ailesine ziyaret
12:51 Kışanak'tan Adalet Nöbeti'ne destek: Herkes harekete geçmeli
12:38 29 yıl önce kaçırılan Akyıldız’ın akıbeti soruldu
12:14 Urfa'da kaza: 3 ölü, 4 yaralı
12:06 HDP’den bütçeye şerh: Toplumsal adaletsizlik derinleştirildi
11:50 Bin 52 kadın avukattan TBB Genel Kurulu’na çağrı
11:43 AKP'li Ünal’a 'niye kimse gelmedi' tepkisi: Gübreye yüzde 500 zam geldi
11:37 HDP Gençlik Meclisi'nden kongre çağrısı: Krizi mücadeleyle aşacağız
11:34 Türkdoğan: Öcalan’ın durumu artık AK'nin gündeminden düşmeyecek
11:26 Şenyaşar ailesinin Adalet Nöbeti 271'inci gününde
11:02 Boya yerine kahve, fırça yerine iğne kullandı
10:48 51 kadın tutukluya ‘halay' ve ‘Kürtçe şarkı’ cezası
10:09 Sêmalka’da nöbet eylemi 61’inci gününde
10:07 AKPM üyesi Hunko: İmralı’ya gidişimi Türkiye engelliyor
09:50 Gülüm: Kadın özgürlük mücadelesinde ısrar etmek gerek
09:48 Anneler 'Adalet' talebiyle direniyor
09:30 Uyuşturucu davasında uzman çavuşlara ceza, karakol komutanına beraat
09:11 ‘Tarım politikasının değişmesi gerekiyor’
09:08 İstanbullular: Hükümet istifa etsin, erken seçim olsun
09:07 İnfazı yakılan tutuklunun ailesi: Hukuksuzluğa karşı direneceğiz
09:05 Çalışkan: Asgari ücret vergi dışı bırakılmalı
09:02 Van'ın otlu peyniri dolarla yarışıyor!
09:00 Dengbêjliğiyle Kürt tarihine ışık tutuyor
09:00 Koçerlerden yasaklara ve kalekollara tepki: Yaylalar bizim
09:00 Boşaltılan köy şimdi de maden tehdidi altında
09:00 04 ARALIK 2021 GÜNDEMİ
00:03 Emekli hakim polislerce darp edildi
03/12/2021
22:48 Eren Keskin’in evine polis baskını
21:47 Mali’de BM konvoyuna saldırı: 1 ölü, 1 yaralı
19:46 Kovid-19’dan 187 yeni vefat
19:38 Urfa Barosu’nda avukatlara Kürtçe kurs
19:10 ‘Engelli tutuklular üzerindeki işkence son bulsun’
19:07 Cizre'de 11 kişi serbest bırakıldı
19:06 HDP’den İstanbul’da ‘Halkın bütçesi’ için bir dizi etkinlik
18:37 Erdoğan ve Putin görüştü
18:17 Kilise duvarına çıkıp oynayanlar için hapis istendi
17:13 PFDK’den Amedspor'lu İstemi’ye 3 maç ceza
16:55 HDK ve HDP'den asgari ücret açıklaması
16:39 DTP'li siyasetçi tutuklandı
16:39 Silvan’da sağlık çalışanı darp edildi
16:38 HDP'nin İsviçre’de temasları sürüyor
16:37 MEBYA-DER davasında 10 kişi tahliye edildi
16:24 Eğitim Sen: Müfredat cinsiyet eşitliği perspektifiyle düzenlenmeli
16:15 Asrın Hukuk Bürosu: Avrupa Konseyi’nin kararları bir an önce uygulanmalı
15:58 Valiliğin keyfi yasak gerekçesi: Biten açlık grevleri
15:30 SES’ten ek göstergeye karşı iş bırakma kararı
15:15 OPCW önünde protesto eylemi
14:54 Adalet Nöbeti 18'inci gününde: Tecrit son bulsun
14:46 Sêmalka’da nöbet eylemi 60’ıncı gününde
14:44 Oluç: Doktorların haklarından bir kısmı geri alınmak isteniyor
14:44 Engelliler Meclis önünde: 10 bin atama yapılmalı
14:30 DİSK: Asgari ücreti net 5 bin 200 olmalı
14:28 İHD’den dağ keçilerinin katledilmesine tepki
14:05 Tutuksuz yargılanan tecavüz faili Orhan’a 10 yıl hapis cezası
13:50 ‘Komisyon iktidarın noteri gibi çalışıyor’