Şeker: Öcalan için Mandela Kuralları uygulanmalı

img
HABER MERKEZİ - Avrupa Konseyi'nin İmralı’daki “özel hukuk” ile ilgili aldığı kararların önemli olduğunu belirten ÖHD Eş Genel Başkanı Bünyamin Şeker, Türkiye’nin Mandela Kuralları’na göre yeni bir mekanizma oluşturması gerektiğinin altını çizdi.  
 
Asrın Hukuk Bürosu ile Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD), Toplum ve Hukuk Araştırmaları Vakfı (TOHAV), İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nın (TİHV), PKK Lideri Abdullah Öcalan ile tutuklular Hayati Kaytan, Emin Gurban ve Civan Boltan’a verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) verdiği ihlal kararının denetlenmesi için 27 Temmuz’da Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’ne (AK BK) bildirim ile başvuruda bulundu. Komite, 30 Kasım-2 Aralık’ta yaptığı toplantıda görüştüğü başvuruya dair kararlarını açıkladı. 
 
AK BK’nin toplantının sonuçlarına dair 3 Aralık’ta açıkladığı kararlarında, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın İmralı Adası’nda tutulma koşullarına dair AİHM’de bulunan dosyanın henüz sonuçlanmadığına işaret ederek, ayrıca durumun Avrupa İşkencenin Önlenmesi (CPT) tarafından izlendiğini belirterek, konuya dair tavsiyelerde bulunmadı. Komite, insan hakları ve hukuk örgütlerinin yaptığı başvurunun temelini oluşturan “umut hakkı” ile ilgili ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının belirli bir asgari sürenin ardından gözden geçirilmesine dair inceleme mekanizması için yasal ve diğer yeterli tedbirlerin gecikmeksizin yerine getirilmesi gerektiğinin altını çizdi. 
 
Ayrıca Türkiye’nin öngörülen tedbirler hakkında yeterli bilgi vermediği eleştirisinde bulunan Komite, Türkiye’ye bu konuda Eylül 2022’ye kadar süre tanıdı. Komite’nin açıkladığı kararları ve yansımalarını, başvuruculardan ÖHD Eş Genel Başkanı Bünyamin Şeker ile konuştuk. 
 
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi başvurunuzu görüştü, açıkladığı kararlar beklentilerinizi karşıladı mı?
 
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin vermiş olduğu kararlar, önemli kararlar. Sadece klasik anlamda Bakanlar Komitesi’nin tavsiye niteliğindeki kararlarını basit bir şekilde ele almamak gerekiyor. Her sonucun önemli yansımaları oluyor. Bu anlamda önemsediğimiz ve önemli gördüğümüz sonuçlar. Çünkü Türkiye’ye karşı AİHM’in 2014, 2015, 2016’da vermiş olduğu ihlal kararlarının yerine getirilmemesine ilişkin Türkiye’ye süre tanındı. AİHM’in vermiş olduğu kararların gereğini yerine getirebilme ve kendi iç hukukunun, mekanizmalarının bir an önce hayata geçirilmesi istendi. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan kişilere ilişkin kurulacak mekanizma ve standartlara ilişkin Eylül 2022’ye kadar süre tanındı. Bir sürecin başladığını kabul etmek gerekir. 
 
Önemli buluyorsunuz ve bir sürecin başladığını söylüyorsunuz. Peki Komite 7 yıldır neden bekledi? 
 
Komite devletlerden teşekkül eden bir kuruluş olduğu için bir bütünen hukuk ve kararların icrası için eksiklikleri var. Siyaseten düşünüp, siyaseten hareket edip kararlar veriyor. Verilen kararlarda da görüyoruz. Siyasetten bağımsız ele alabileceğimiz bir Komite değil. 7 yıldır avukatların dönem dönem başvuruları olmasına rağmen ne hikmetse Komite bunları bir türlü görüşmedi ve buna ilişkin bir süreç başlatmadı. AİHM kararlarının icrasıyla sorumlu olan Komite, bugüne kadar görevini yerine getirmemiş oldu. Bundan sonra nasıl bir süreç olacak, biz de izleyip göreceğiz. Türkiye’nin vereceği cevaplar, kullanacağı yol haritaların ilişkin bizim de cevaplarımız olacaktır. En azından kendisi harekete geçirmiyorsa, biz harekete geçirmek için elimizden geleni yapacağız. 
 
Komite, Türkiye’yi bilgi vermemekle eleştirdi ve bu konuda Eylül 2022’ye kadar süre tanıdı. Ancak Türkiye başvuru öncesi iki cevap ve bir bildirimde bulundu. Görüşme öncesi Türkiye bu cevap ve bildirimlerle ne amaçladı? 
 
 
Türkiye’de bir ‘İnfaz Yasası’ değişikliği oldu, yönetmelik çıkarıldı, gözlem kurulları adı altında bir mekanizma oluşturuldu. Ancak eşitlik ilkesine aykırı bir yasa ve yönetmelik değişikliği getirdi.
 
Biz 27 Temmuz’da başvuruda bulunduk. Türkiye’nin cevabından sonra 12 Eylül’de ikinci bildirimde bulunduk. Komite 30 Kasım’da başvuruyu inceleyeceğini ve gündemine alacağını açıkladı. O süre zarfı içerisinde bizim başvurumuzla birlikte Türkiye önce ihlal kararlarına karşı kendi yol haritasını bildirdi. Yol haritasında açıkçası verdiği cevaplardan ayrı bir durum söz konusu değildi. 2020 yılı içerisinde ‘İnfaz Yasası’nda değişikliğe gittiğini, 2021 Ocak ayında yönetmelik çıkarttığını, ceza infaz koşullarına dair bazı düzenlemeler getirdiğini bildirdi. İstenilen mekanizmalardan biri de ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan kişilerin belli bir süreden sonra koşullarındaki ve durumlarındaki değişiklikleri gözetleyecek, buna karşılık kişilerin koşullarındaki ve infaz koşullarındaki durumun bir gün koşullu salıverilme ihtimalinin kendilerine hissettirilmesi ve onlara bunu yansıtabilmek adına bir mekanizma kurulması gerektiği idi. Türkiye’de buna ilişkin ‘İnfaz Yasası’nda değişiklik yaptığını, gözlem ve sınıflandırma merkezleriyle hükümlülerin durumların değerlendirilmesi yönetmeliği çıkarttığını bildirdi. 
 
Biz de buna ilişkin görüşlerimizi dile getirdik. Evet Türkiye’de bir ‘İnfaz Yasası’ değişikliği oldu, yönetmelik çıkarıldı, gözlem kurulları adı altında bir mekanizma oluşturuldu. Bunlar bir bütünen olumsuz değerlendirebileceğimiz adımlar değil ancak ikili bir hukuk uygulama noktasında bir irade ortaya koydu. Eşitlik ilkesine aykırı bir yasa ve yönetmelik değişikliği getirdi. Sürekli siyasi tutsakları ve yine ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan kişileri kapsam dışında tutuyor. Bu anlamda ikili bir infaz rejimi söz konusu. Biz de komitenin dikkatini buraya çekmeye çalıştık. Türkiye bu yol haritası ve değişikliklerle Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin algılarını yönetmeye çalıştı. Toplumun da algılarını yönetmeye çalıştı. Bu anlamda hukuki adımlar atıldı, reformlar yapıldı algısı yaratmaya çalışıldı. 
 
 Komite toplantısı öncesi görüş başvuruları engellenen PKK Lideri Abdullah Öcalan hakkında aile ve avukat görüş yasağı getirilmesi ne anlama geliyor? 
 
Türkiye’nin bir şekilde algı yaratmaya çalıştığını, siyaseten adımlar atmaya çalıştığını görmek gerekiyor. Hukuki alt yapısı olmayan disiplin cezaları bunlar. Savunma hakkı ve adil yargılanma hakkını ihlal eden iki durum söz konusu. Türkiye’nin yaptığı tamamıyla algı yaratmaya yönelik bir adımdı. 
 
Komite koşulların incelenmesi mekanizmasının oluşturulmasını istedi. Var olan bir mekanizma varken, nasıl bir sistem kurulmalı? 
 
 
 Mandela Kuralları’na göre, AİHM’in belirlediği kriterlere göre bir mekanizma oluşturulmalı, bir gün koşullu salıverilme hissiyatını uyandırabilecek bir mekanizmanın oluşturması gerekiyor. 
 
Şimdi mevcut mekanizma amaca hizmet etmiyor. Ocak 2021’de yürürlüğe giren yönetmelikle birlikte gözlem kurulları oluşturuldu. Bu gözlem kurulları Cumhuriyet Başsavcısının atadığı bir savcının başkanlığında; cezaevi müdürü, eğitim sorumlusu, imamı, gardiyanı, psikolog vs. hepsi cezaevi personelinden teşekkül ediyor. Başvurumuzda da bunların sebeplerini bir bir açıkladık. Bağımsızlığı, tarafsızlığı, teşekkül hali, verdiği kararların yansımaları vs. hepsine dikkat çektik. Bu anlamda Komite’nin istediği mekanizma bu değil. Türkiye’den daha farklı bir mekanizma talep ediyor. Bağımsız ve tarafsız bir mekanizmanın oluşturulması isteniyor. Mandela Kuralları’na göre, AİHM’in belirlediği kriterlere göre bir mekanizma oluşturulmalı, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan kişilerin koşullarını dönem dönem durumlarını, infaz koşullarında geçirdikleri süreleri dönem dönem gözden geçirebilecek, değerlendirebilecek, bir gün koşullu salıverilme hissiyatını uyandırabilecek bir mekanizmanın oluşturması gerekiyor. 
 
Bu mekanizma Türkiye koşullarında ileriye dönük ihtiyaca cevap verir mi vermez mi bilmiyoruz. Tabi ki şuan öngörmek mümkün değil. Ama bunların adımlarının atılması başlı başına bir iyileştirme durumu olarak değerlendirilebilir. Bu adımların atılması, nihayetinde her değişiklik birebir amaca hizmet etmeyebilir. Ancak bu kurulan mekanizmaların amaca uygun bir şekilde hizmet etmesi için, demokrasi içerisinde, bağımsız, tarafsız, eşitlik ilkesine bağlı bir şekilde hareket etmesi için, bunları denetlemek, bunlarla ilgili gerekli süreçleri işletmek ve bunları asgari standartlara çekmek için mücadele ediyoruz. Bu anlamda yeniden bir mekanizmanın oluşması gerekiyor, Komite’nin istediği bu. 
 
Komite, AİHS’in 3. maddesine aykırılığa dair AİHM’de bulunan dosyaya işaret ederek, CPT’nin koşulları takip ettiğini belirtti. Öcalan’ın avukatları tarafından eleştirilen CPT bu konuda sorumluluğunu yerine getiriyor mu?
 
Sayın Öcalan İmralı Adası’na götürüldüğü günden bugüne CPT süreci izliyor. O günden bugüne başvurular üzerine CPT’nin defalarca ziyaretleri gerçekleşti. Normalde CPT’nin kendisinin harekete geçip, koşulları, durumları değerlendirerek, raporlar sunması gerekiyor. Türkiye’nin de bu raporlar doğrultusunda iyileştirme yapması gereken bir süreçtir. CPT devletlerden bağımsız bir kurum değil. Yine devletlerin temsilcilerinden teşekkül eden bir kuruluş, siyasi bir organ. Bu anlamda CPT’nin en son Türkiye ziyaretine dair 2020’de rapor açıklandı. Bu rapora ilişkin Türkiye’nin de kendi cevaplarına değindi. Ancak bizim de bu raporu kullandığımız noktalar var. Kendi başvurumuzda kullandığımız noktalar var. CPT Türkiye’den koşullara ilişkin aylık rapor istiyor. Türkiye’nin aylık rapor gönderip göndermediğini biz denetleyemiyoruz. CPT de bunu açıklamıyor. Türkiye gereğini yapıyor mu? Bilmiyoruz. 
 
CPT, açıkladığı raporda ihlal anlamında bir durumun söz konusu olmadığını söylüyor ancak bu öyle değil. Başlı başına avukatların, ailelerin gidememesi, telefon hakkının kullandırılmaması, gazetelerin verilmemesi, hem Sayın Öcalan hem yanındaki diğer tutukluların dış dünyayla bağlantılarının kesilmiş olması, başlı başına bir ihlal konusudur, işkence prosedürüdür. Asrın Hukuk Bürosu’nun başvuruları söz konusu. 2009’da yapılan başvurularda AİHM 3’üncü maddenin ihlalinin olmadığını söyledi ama hala karar çıkmayan dosyalar söz konusu. Bakanlar Komitesi koşullar açısından oraya işaret ediyor. İnfaz rejimine ilişkin değil, almış olduğu cezaya ilişkin değil. Sadece mevcut koşullar açısından AİHM’i işaret ediyor. Onun sonucu da bekleniyor anlamına geliyor. Takipçisi olduğunu açıklıyor. Türkiye’nin de kamuoyunun da bu şekilde bilmesi gerekiyor. 
 
Komite, asgari tutukluluk süresinden sonra şartlı tahliye imkanı tanınması gerektiğini ancak “toplum için tehlike arz etmeye devam ettiği sonucuna varması halinde” bu durumun engellenebileceğini söylüyor. “Toplum için tehlike arz etmiyorsa” vurgusu ne anlama geliyor? 
 
‘Toplum için tehlike arz etmiyorsa’ söylemi, çok tehlikeli bir söylem. Egemenin, otoritenin kendi lehine sürekli yorumladığı bir ucu açık cümle. Aslında yapısal olarak devletlerden teşekkül etmiş bir organın böyle bir cümle kullanması beklenebilir ancak hukukun üstünlüğü ve demokrasinin takipçisi olan, bu anlamda ülkelerle işbirliği içerisinde olan bir organizasyonun, böylesi ucu açık cümleler kullanması risk teşkil ediyor. Devletlerin keyfiyetçiliğini arttıran, oraya sığınmasını sağlayan bir durum söz konusu. Bu anlamda umut hakkı kapsamında değerlendirdiğimizde, bahsedilen mekanizma ve oluşturulması istenen yasal değişiklikler, mevzuat değişiklikleri, tam da bu kapsamda olması gereken, Türkiye’nin de yasal değişikliklere gittiğinde özellikle ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ve infaz rejimini değiştirmesi gereken noktalar. Bakanlar Komitesi’nin işaret ettiği durum bu. ‘Değişiklik yap’ diyor ama yine otorite olmasından kaynaklı vurgu yaptığı nokta, ‘kişide cezaevinden hemen çıkabilecek hissi uyandırma’ diyor. Bunun belli periyotlarla denetleyerek, ‘kişinin ceza infaz kurumunda geçirdiği süreyi ve durumundaki değişikliği gözlemle, ona göre karar al’ diyor. Bu anlamda kamu güvenliği vurgusu yerinde olmamış, ucu açık bir vurgu. Siyaseten toplum lehine değerlendirilemeyecek bir şekilde görüyoruz. Umarım bu standarda da objektif koşulları da Komite daha net bir şekilde ortaya koyar. Bu anlamda bir keyfi alan bırakmaz. Yoksa Türkiye’de biz ucu açık bir cümle yasal düzenleme olduğunda, otoritenin nasıl kendi lehine kullandığını biliyoruz, görüyoruz. 
 
Türkiye’ye verilen süre olan Eylül 2022’ye kadar ne tür gelişmeler öngörüyorsunuz? 
 
 
 Bu fırsat değerlendirilmezse, Türkiye açısından da toplum açısından da risk teşkil edecek bir sürecin başlayacağının göstergesi.
 
Komite 19 Şubat’ta tekrar toplanacak. Kavala dosyası için Türkiye’ye 17 Şubat’a kadar süre verildi. Bu anlamda yakın zamanda Türkiye’nin ne yapacağını daha net görebiliriz. Türkiye uzun bir süredir bu yapı içerisinde ve o günden bugüne Türkiye için böyle bir süreç işletilmedi. Bugün Türkiye eğer kendi prestijini, demokrasi ve hukukun üstünlüğü ilkelerini, Avrupa Birliği (AB) üyelik sürecini gözden çıkartmışsa, farklı bir prosedür işletilmesi, Türkiye açısından bir anlam ifade etmeyebilir. Biz konseyin şunun farkında olduğunu biliyoruz. Konseyin son noktaya kadar ağır yaptırımlar uygulamamakta ısrarcı olduğunu biliyoruz. Mümkün mertebe ülkeyi demokrasi çizgisine çekmeyi, hukukun üstünlüğünü uygulayabileceği bir çizgiye çekebilmek için uğraş içerisinde olacağını biliyoruz. Bu anlamda Türkiye’ye karşı da zamana yayan bir süreçten ziyade, Türkiye’ye bir fırsat tanıyor. 
 
Her ne kadar 22 Eylül demişse de bir an önce gerçekleştirmesi için de bir ara karar oluşturmuş. Bizim başvurumuz açısından süreci olumlu değerlendiriyoruz. Belli bir periyotun başlatılacağını da öngörüyoruz. Bugün Türkiye eğer 2020 Eylül’e kadar bu değişiklikleri ve bu mekanizmaları istenilen standartlara uygun bir şekilde oluşturmazsa, ihlal prosedürlerinin başlatılacağının da mesajlarını alabiliyoruz. Şu anda Avrupa hukuk sistemi içerisinde ya da uluslararası evrensel hukuk ilkeleri içerisinde ömür boyu hapis cezası hiçbir ülkede uygulanmıyor. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin insanlığa karşı suçlara dair böyle bir prosedür söz konusu değil. Uluslararası evrensel hukuk ilkelerinde bir kişinin maksimum cezaevinde kalabilme süresi 25 yıl öngörüşmüş ve bu şekilde uygulanıyor. Türkiye’de ömür boyu hapis cezası, TMK’de düzenlenmiş bir şekilde duruyor. Bunu bir şekilde değiştirilmesi, ağırlaştırılmış infaz koşullarının değiştirilmesi gerektiğini vurgu yapmış. AİHM de bu anlamda vurgu yapmış. Bu şekilde değerlendirdiğimizde bir anlamda zamana yayıldığı söylenebilir ama bu şekilde yorumlamaktan ziyade Türkiye’nin bir fırsat olarak bunu değerlendirerek, bu süre zarfı içerisinde belli adımlar atarak hukukun üstünlüğü ilkesini tekrardan tesis etmesi için bir fırsat olarak Türkiye’ye verdiğini düşünüyoruz. 
 
Türkiye değerlendirmezse…
 
Bu fırsatı değerlendirmezse, Türkiye AB üyelik sürecini gözden çıkardığını, demokrasi ve özgürlükler ülkesi olarak kendini tanımlayan bir noktadan geri adım attığını, Avrupa Birliği’nden çıkartılmayı göze aldığını, bir kaos sürecinin Türkiye açısından da toplum açısından da risk teşkil edecek bir sürecin başlayacağının göstergesi.
 
MA / Özgür Paksoy 

Diğer başlıklar

08/12/2021
11:24 Ceren Damar'ın katilinin anne ve babasının yargılandığı davada görevsizlik kararı
11:17 Gazeteci Dost gözaltına alındı
11:10 Şenyaşar ailesi: Yaşıyoruz ve direniyoruz
10:53 Ferhat Tunç toprağa verildi: Ailede 'infaz' kuşkusu
10:42 TEV-DEM: Anlaşmayı imzalayanlar saldırının sorumlusudur
10:37 Özkan yoğun bakıma kaldırıldı, durumu kritik
10:19 Irak Türkiye'nin Şengal saldırısını kınadı
10:02 İmralı'da 'takip' var, haber yok
09:57 Bölgede kar ve sağanak yağış etkili oluyor
09:42 Mardin Valiliğinden tiyatro engeli açıklaması
09:26 Gündüz ailesi Meclis önünde Adalet Nöbeti başlatıyor
09:22 KDP’ye cenaze tepkisi: Hiçbir din kabul etmez
09:21 AKP Urfa belediyelerini borçlandırıyor
09:20 TİHV: ATK ideolojik raporlar veriyor
09:18 Gazeteci Keko: Halk KDP ve Türkiye’ye rağmen topraklarını terk etmiyor
09:11 Yazar ve siyasetçi kadınlar: Hepimiz tecritteyiz
09:05 Mehmet Öcalan: Avrupa isterse sorunu çözebilir
09:03 13 hükümeti tarihe gömen Kürt sorunu AKP’yi sallıyor
09:00 Erdoğan için köye özel pist
09:00 Owen: Belçika'nın PKK kararına tüm Avrupa uymalı
09:00 İktisatçı Arı: Toplumsal sorunlar çözülmeden ekonomi düzelmez
09:00 08 ARALIK 2021 GÜNDEMİ
08:46 OPCW’yi protesto eden 40 genç sınır dışı edildi
08:28 Şengal’den SİHA saldırısına tepki: Irak hükümeti saldırıların ortağı
08:26 Ağır Hasta tutuklu Mehmet Emin Özkan koronavirüse yakalandı
08:26 Meclis’te ‘atanmış seçilmiş’ tartışması
08:12 HDP’li Beştaş: Şengal’deki SİHA saldırısı savaş suçudur
07/12/2021
23:55 ABD’den İran ve Suriye’ye yeni yaptırım kararı
23:48 AKP’li Bakan Kasapoğlu’na ‘hitap’ tepkisi
23:40 PYD: Uluslararası güçlerin sessizliği onay anlamına geliyor
23:14 AKP’li Turan’dan Bankoğlu’na cinsiyetçi sözler
22:52 Polis kurşunuyla öldürülen Çetin Kaya için kampanya
22:34 ‘Demans’ belgeseli izleyicisiyle buluştu
22:11 27 Kürt siyasetçinin dosyası 4’e ayrıldı
22:05 Şengal Özerk Yönetimi:Türkiye’nin saldırılarından Irak ve KDP de sorumlu
21:37 6 gazetecinin davasına iki gün kala ceza talebi
21:31 DİB’in 5’inci yılı etkinlikle kutlandı
21:19 Barzani ailesine ait yasadışı yatırımların belgeleri paylaşıldı
20:40 Mazlum Ebdi’den Şengal saldırısına tepki
20:24 Tahir Elçi 'Kırık Saat' belgeseliyle anıldı
20:18 Bir genci darp eden polis ve bekçi hakkında soruşturma
20:11 Korona tablosu: 198 vefat, 22 bin 687 yeni vaka
19:55 Van'da gazete dağıtımcısı gözaltına alındı
19:33 CHP’li Tanal ‘şapkalarla’ başkanlık sistemini anlattı
19:28 Kimyasal atık dökülen su kanalı Meclis gündeminde
19:24 SGDF: Üyelerimiz polis tarafından tehdit ediliyor
19:14 Dersim’de avcılara karşı protesto
19:10 Antalya’da tarikat yurdundaki cinayete yayın yasağı
18:48 Genel Kurul'da ‘parti kapatma’ tartışması
18:36 HDP'li Uca: DAİŞ’in bitiremediği Şengal’i siz de bitiremeyeceksiniz
18:08 Midyat Kaymakamlığı’ndan tepki çeken fotoğraf açıklaması
17:51 Tutuklu sanatçılar Arzu ve Savcı tahliye edildi
17:44 Üniversite öğrencisi yurdun aşçısı tarafından katledildi
17:14 HDP’li Dağ’dan iktidara: Sizler, gençlerin açlığı ile doyuyorsunuz
17:08 Türkiye ile Katar arasında 15 yeni anlaşma imzalandı
16:40 Doğu Akdeniz için kuvvetli yağış uyarısı
16:34 HDP'li Öcalan: AKP ölümü gösterip sıtmaya razı etmeye çalışıyor
16:32 Kimyasal atık dökülen su kanalında inceleme
16:31 Sêmelka'da KDP'nin tutumu kınandı
16:17 Öcalan'ın özgürlüğü için dünya genelinde eylem çağrısı
16:16 Tunç’un avukatından açıklama
16:13 Türk-İş Başkanı Atalay'dan Asgari ücret açıklaması
16:11 Kenanoğlu'dan ATK'ye: Siyasi kararlar vermekten vazgeç
16:11 SİHA saldırısında Yönetim Konseyi Eşbaşkanı Bedel yaşamını yitirdi
16:10 Milli Eğitim Şûrası'nda alınan kararlara tepki
15:46 Tiryaki: AYM parti kapatma davalarında istikrar abidesi
15:17 ‘Ormana dair yönetmelikler Anayasa’ya aykırıdır’
15:06 DAİŞ’in saldırılarına sessiz kalan KDP’den Şeladizê’ye sevkiyat
15:06 Levent Tüzel’e beraat
14:56 3 tutuklu 10 gündür açlık grevinde
14:52 Adalet Nöbeti 22'nci gününde: Çığlığımızı duyun
14:52 HDP’den DAİŞ saldırılarına ilişkin açıklama
14:28 Şengal’e SİHA saldırısı
14:22 Kırklar Dağı konutları davası ertelendi
14:16 Uyuşturucu karşıtı bildiriye yasak
14:11 Fırtına hayatı felç etti
14:08 Kobanê Davası'na ara verildi
13:54 Aydın'da polis şiddeti
13:38 Meclis’e 15 yeni fezleke gönderildi
13:34 Basra'da patlama: 4 ölü, 4 yaralı
13:32 Adalet Nöbeti 22'nci gününde
13:17 ‘Saray’a değil halka bütçe’
13:02 Ebdi’den DAİŞ saldırılarına karşı ulusal birlik çağrısı
12:57 Özerk Yönetim'den diplomatik ziyaretler
12:27 KESK'ten 'Geçinemiyoruz' mitingine çağrı
12:27 Meclis önünde adalet nöbeti başlayacak
12:14 Sêmalka’da nöbet eylemi 64’üncü gününde
12:10 Şenyaşar ailesi: AKP varsa adalet yok
12:08 Federe Kürdistan'da öğrenciler sokakları terk etmiyor
11:57 Öcalan fotoğrafına beraatin gerekçesi: İfade özgürlüğü
11:34 Avukatlardan Öcalan'la görüşme başvurusu
11:33 Mahkeme takipsizlik verilen soruşturma için dava açılmasını istedi
11:24 Kobanê Davası’nda gazetecilere ‘turkuaz kartı’ engeli
10:23 YNK’li Zebarî: Ağır silahlar DAİŞ’e karşı kullanılmalı
09:58 MHP’li başkanın ses kaydı çıktı: Para karşılığı kadrolu iş
09:35 KESK: Asgari ücret vergi dışı tutulmalı
09:04 Şiddet failinin kişilik özellikleri mahkemede itibar yarattı!
09:04 Haymana Belediyesi ‘mera alanı’ diyerek evleri yıkıyor
09:04 HDP’li Öcalan: Ülkedeki çöküşün nedeni tecrittir
09:04 Bir mültecinin yaşam mücadelesi
09:03 Ev işçisi kadınlar: Güvenceli iş ve emeklilik hakkı istiyoruz
09:03 DİB üyesi Akbaş: Ekonomik krizin temelinde Kürt sorunu var
09:03 İktisatçı Erdem: Borca dayalı rejim tıkandı
09:03 Kimyasal atıklar su kanalına dökülüyor
09:02 'Müzik toplumsal hafızanın güçlenmesine katkı sağlıyor'
09:00 07 ARALIK 2021 GÜNDEMİ
08:25 ‘Demokrasinin ölçütü HDP’ye sahip çıkmaktır’
00:24 Oktay’ın HDP ve CHP’yi hedef alması tartışmaya neden oldu
06/12/2021
23:59 Oluç’tan Fuat Oktay’a IŞİD tepkisi
23:38 Saldırgan erkeğin yurda girmesine öğrencilerden tepki
23:00 Genel Kurul'dan seslenen Aydeniz: İmralı kapılarını açın
22:59 Midyat Kaymakamlığı’ndan tepki çeken paylaşım
22:30 Beştaş’tan AKP'li Canikli’ye: Cizre kent meydanını satan kayyımı açıklayın
22:10 Emekli asker, 'Hayata Dönüş Operasyonu'nun sorumlularını açıkladı
21:24 Dersim’e avcı akını
20:57 Koronadan 187 kişi daha hayatını kaybetti
20:39 Aktar: Cezasızlık politikasına karşı mücadele etmeliyiz
20:03 HDP'lilerden bütçeye dair bildiri dağıtımı
19:43 Kanalizasyon kuyusuna düşen çocuk hayatını kaybetti
19:41 Cezaevinin telefon kabloları çalındı
19:33 Kılıçdaroğlu: Bu bütçe Türkiye’ye yapılan kumpas bütçesidir
18:43 ‘Eğitim öğretimde cinsiyet eşitliği perspektifi esas alınsın’
18:20 Aydın Erdem mezarı başında anıldı
18:11 Tanıkları hedef alan istismar failinin tutuklanma talebi reddedildi
17:27 Ajansımızın Sorumlu Yazı İşleri Müdürü hakkında açılan soruşturmaya takipsizlik
16:50 Sancar: Erken seçim kararı bir an önce Meclis'ten çıkarılmalı
16:35 Mahkeme başkanı çocuktan cinsel tacizi anlatmasını istedi
16:17 Sêmalka’dan KDP'ye çağrı: Cenazeleri verin
16:16 Buldan: Bu bütçe iktidarınızın son bütçesidir
16:03 Musa Orhan’a verilen cezaya tepki: Devlet tecavüzcüsüne sahip çıktı
15:58 DBP’den saldırılara karşı ulusal birlik çağrısı
15:17 Kamu emekçilerinden Adalet Nöbeti’ne destek
15:16 Gençlik örgütlerinden baskılara karşı mücadele çağrısı
15:08 Öğrenciler ekonomik krize karşı çay dağıttı
15:07 Katar Türkiye'deki sorunlardan çıkacak fırsatları bekliyor
15:06 'Dr. Songür'ü yaralayan sanık cezalandırılsın'
15:01 Kadın tutuklulara verilen ‘Kürtçe şarkı ve halay' cezası iptal edildi
14:47 Adana’da bir kadın katledildi
14:36 ‘Özgürlüğün Sesi’ sergisi Urfa’da
14:35 Yapılaşmaya karşı İdare Mahkemesi'ne başvuru
14:34 ‘Saraya değil halka bütçe’
14:33 Yüksekova’da tecrit protestosu
14:17 Yüksekdağ'dan Adalet Nöbeti'ne destek çağrısı
13:52 Diyarbakır’da erkek şiddeti: Bir ölü, iki yaralı
13:47 Helikopterden atılan Şiban hakkında dava
13:42 Adalet Nöbeti 21'inci gününde
13:30 DİSK ‘geçinemiyoruz’ mitingi düzenleyecek
13:08 Kobanê Davası: Salonu askerler doldurdu, duruşma 5 dakika sürdü
12:06 Kayseri’de bir kadın katledildi
12:03 Kayyımların usulsüzlükleri tek tek sıralandı