PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın 15 Şubat 1999’da Türkiye’ye getirilmesinin ardından aralarında Prof. Naom Chomsky ve Nobel Barış Ödülü sahibi Mariead Maguire gibi dünyanın pek çok yerinden milletvekili, sanatçı, yazar ve avukatların girişimi ile “Uluslararası Abdullah Öcalan’a Özgürlük İnisiyatifi” kuruldu. İnisiyatif bugüne kadar pek çok uluslararası organizasyon düzenledi. En son Öcalan’ın özgürlüğünün sağlanması için Latin Amerika’dan İspanya, Fransa ve İtalya’ya kadar birçok ülkeden 37 kişiyi taşıyan, aralarında akademisyen, siyasetçi, sanatçı, yazar, barış ve kadın hakları savunucusu ile gazetecilerin yer aldığı "Özgürlük Gemisi” Öcalan’a özgürlük” sloganıyla, Yunanistan'ın başkenti Atina’dan hareket etti. 9 Kasım’da Atina’dan kalkan gemi 12 Kasım’da İtalya’nın Napoli kentinde yolculuğunu sonlandırdı.

 

“Özgürlük Gemisi”nde yer alan Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Milletvekili Nursel Aydoğan, eylemin amacı, eylemin hedefine ulaşıp ulaşmadığı, geminin nasıl karşılandığını, önümüzdeki dönemlerde neler yapacaklarına dair değerlendirmelerde bulundu. Aydoğan, Öcalan’ın Türkiye’ye getirilmesi sonrası kurulan inisiyatifin temel çalışmasının Öcalan’ın özgürlüğünü sağlamak, Öcalan’ın İmralı Cezaevi’nde yazdığı kitapları farklı dillere çevirerek yayınlamak bu suretle görüş, düşünce ve paradigmasını dünyaya tanıtmak olduğunu ifade etti.

 

‘ÖCALAN’IN ÖZGÜRLÜK ZAMANI GELDİ’

 

Geminin 12 Kasım’da Napoli’de olmasının bir rastlantı olmadığını seçilen bir tarih olduğunu vurgulayan Aydoğan, “Elbette ki bir rastlantı değil. Sayın Öcalan’ın İtalya’ya geldiği gün özel olarak seçilmiş. Bu gün nedeniyle bir kez daha komployu hatırlatmak, komplonun mutlak tecritle devam ettiğini, ama bunun artık devam edemeyeceğini, Kürt sorununun çözümünün ve bunun içinde Öcalan’ın özgürlük zamanının geldiğini bir kez daha gündeme taşımak amaçlanmıştır” dedi. 

 

MÜDAHALELER AŞILDI

 

“Özgürlük Gemisi”nin temel amacının Öcalan’ın özgürlüğünün zamanı geldiği mesajı taşıdığını ifade eden, Aydoğan, “Öcalan’ın özgürlüğünün sadece fiziksel özgürlük olmayıp, özgürleşmesinin aynı zamanda Kürt sorununun çözümü, Kürt halkının özgürlüğü olduğu dünyaya anlatmak duyurmak ve bu talebi halkların talebi haline getirip, ilgili ülkeler üzerinde demokratik bir baskı oluşturmaktır. Bu açıdan değerlendirildiğinde bir karşılığının olduğunu belirtebiliriz. İtalya halkının gösterdiği ilgi, sahiplenme, etkinliklere katılımı ve basının eylemi geniş bir şekilde gündemleştirmesi önemliydi. Çünkü konu Öcalan olunca pek çok konuda direkt müdahale ve engellemelerin olduğunu biliniyor. Bu eylemle bunun aşıldığı görüldü. Tabii ki bu konudaki çalışmada süreklilik esastır. Hem eylemsellik hem de diplomatik düzeyde çalışmalar sonuç alıncaya kadar devam etmelidir” diye konuştu.

 

‘ÖCALAN OLMADAN BARIŞ OLMAZ’

 

“Öcalan’ın özgürlüğünü değerli kılan adil bir barıştır” diyen Aydoğan, “Öcalan özgür olmadan barışın gelemeyeceği yaşadığımız deneyimlerle açığa çıktı. Öcalan’ın Özgür olması durumunda halkların eşit, özgür barış içinde yaşadığı, kadın özgürlüğüne dayalı yeni bir yaşamın kurulmasının başlayacak olması artık sadece Kürt halkının değil Ortadoğu halklarının beklentisi oldu” ifadelerini kullandı. 

 

MUTLAK TECRİT 

 

Öcalan’a özgürlük talebi ile İmralı’daki tecridin katılaştırılması arasındaki bağa işaret eden Aydoğan, “İmralı Cezaevi'nin özel bir hukuku var. İnfaz yasası orada geçerli değil. Bu nedenle dönem dönem aile ve avukat, bizim ‘Demokratik Çözüm ve Barış Süreci’ dediğimiz dönemde İmralı Heyeti’nin gidiş gelişleri olsa da, genel olarak kesintisiz biraz tecritten söz etmek mümkün. Son beş yıldır da kesintisiz mutlak tecrit uygulanıyor. Bunun temel nedeni Kürt sorununda çözümsüzlük politikalarıdır. Demokratik, barışçıl çözüm yerine, Kürt sorunu bitirilmek, ortadan kaldırılmak istenildiği için, özellikle çözüm ve barış taleplerinin yükseldiği dönemlerde cevap niteliğinde tecrit ağırlaştırılıyor” şeklinde konuştu.

 

SEVİNÇ HERKESİN YÜZÜNE YANSIDI

 

Yolculuk boyunca gemideki havaya değinen Aydoğan, şöyle konuştu: “Ben ilk kez böyle enternasyonel bir grupla eyleme katıldım. Katılanların hepsi kendi alanlarında çok değerli çalışmalar yapmış kişilerdi. Moral ve motivasyon çok iyiydi. Dayanışma, birlikte mücadelenin sonuç almada etkili olacağına ilişkin inanç yüksekti. Öcalan’ın özgürleştiği ve birlikte olacakları günü beklediklerini ve umutlarının hiç azalmadığını sık sık dile getiriyorlardı. Yeni dostluk ve arkadaşlıklar oluştu. Eylem bitişinde vedalaşırken eyleme katılmaktan Sayın Öcalan’ın özgürlük için bir şeyler yapmanın sevincinin herkesin yüzüne yansıdığını söyleyebilirim.”

 

YÜKSEK BİR İLGİ VARDI

 

Yolculuk sırasında karşılaştıkları ilgiyi anlatan Aydoğan, “8 Kasım’da Atina’daydık. Atina’da pek çok siyasi parti STÖ ve sendika ziyaret edildi. Eylemimizin nedeni anlatıldı. Birlikte mücadele, enternasyonel dayanışmanın önemi tartışıldı. İyi sonuçlar aldık. Atina’da ‘Öcalan’a Özgürlük İnisiyatifi’ kurarak mücadeleyi ortaklaştırarak sürdüreceklerini belirttiler. Atina’da yaşayan Kürt halkı ile birlikte 9 Kasım günü Özgürlük Gemisi'ni uğurlamaya katıldılar. Genel olarak iyiydi diyebilirim. Napoli’de karşılama Çav Bella marşı söyleyerek oldu. Kalabalık bir kitle vardı ve neredeyse tamamı İtalyalıydı Karşılamaya siyasi partilerin yanında Napoli kentinin alt Belediye başkanlarının gelişi ve karşılama birer konuşma yapmaları memnuniyet vericiydi. Napoli Büyükşehir Belediye Başkanı akşam saatlerinde bizlerle belediyede görüştü. Yürüyüş ve mitingden sonra yapılan panel ve konsere katılım oldukça yüksekti. Yani hem eylemimizi sahiplenme ve ev sahipliği anlamında ilgi yüksekti.”

 

Bundan sonra yapılacak çalışmalara ise Aydoğan “HDP’li siyasetçiler olarak 4 kişi katıldık. Ancak bizler Uluslararası Öcalan’a Özgürlük İnisiyatifi üyesi değiliz henüz. İnisiyatifin bu zamana kadar özgürlük ve barış İçin çok önemli ve değerli çalışmaları oldu. Bundan sonrada devam edeceğine yönelik bir kararlaşma ile eylem bitirildi” dedi.