Evrensel kız kardeşlik özgürleştirecek

img

ANKARA - Kürtaj hakkı mücadelesinin sembolü olan Polonya’dan 25 Kasım mesajı var: “Kız kardeşlik hepimiz için gurur kaynağı. Uzun vadeli sürecin sonunda, her bir kadın kendini ve birbirini özgürleştirecek.”

Avrupa genelinde kadına yönelik şiddet korkutan boyutlara ulaşırken, yükselen kadın mücadelesi, kıtalar arası ölçekte şiddet ve eşitsizliğe karşı isyanın adı oldu. Kadınların önemli mücadelelerinden biri de kuşkusuz bedenlerine yönelik oluşturulmaya çalışılan tahakküm politikalarına karşı. Günümüzde Katolik Kilisesi’nin siyasete doğrudan müdahale etmeye çalıştığı Polonya, oluşturulmaya çalışılan bu otoriteye karşı kadınların sokak direnişleriyle öne çıktığı ülkelerden biri. 
 
Özellikle Kürtaj hakkı eylemleriyle gündemde olan ülkede Ocak ayında yürürlüğe giren kürtaj yasağına karşı kadınların verdiği mücadele devam ediyor. Polonya’da kürtaj olamayan kadınlar, ülkeler arası kurdukları dayanışma ağlarıyla birbirlerine destek olurken, kürtaj yasağı nedeniyle bir kadının yaşamını yitirmesinin ardından yeniden sokaklara döküldü. Polonya'da kadın grupları, gizlice ya da yurt dışında yapılan kürtaj sayısının yılda ortalama 80 bin ila 120 bin arasında olabileceğini tahmin ediyor.
 
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ HEDEFTE 
 
Polonya’daki kadınları mücadeleye iten nedenlerden biri de İstanbul Sözleşmesi. Polonya, sözleşmeyi kabul etmesine rağmen, Türkiye’nin sözleşmeyi tartışmaya açmasıyla birlikte son yılarda “çekileceğiz” tartışmalarıyla da gündemde. Muhafazakâr çevrelerin uzun bir süredir İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmek için bastırdığı, kadın aktivistlerin ise mücadeleyi sürdürdüğü ülkede yaşanan süreç Türkiye’ye ciddi bir benzerlik taşıyor. Sadece iktidarlar değil aynı zamanda Polonyalı ve Türkiyeli kadınların verdikleri mücadele de benzerlik taşıyor. Ülkedeki Kadın Hakları Merkezi'ne (CPK) göre, ülkede her 40 saniyede bir kadın şiddete maruz kalıyor. Yaşları 16 ile 60 arasında değişen yılda 800 bine yakın kadın şiddete maruz kalıyor. Her yıl 500'e yakın kadının aile içi şiddet sonucu hayatını kaybettiğini kaydeden Merkez, kadına yönelik şiddetin tesadüfi olmadığını belirtti. Adli makamlara bildirilen kadına yönelik şiddet vakalarının yüzde 70'i için savcılık tarafından “kovuşturmaya gerek olmadığı” kararı verildiğini ifade eden Merkez, davaya konu olabilen vakalarda hüküm giyen sanıkların yüzde 80 kadarının da cezalarının ertelendiğine dikkat çekti. 
 
Kadınların kıtalar arası dayanışmayı büyüttüğü bir süreçte ülkedeki kadınların yaşadığı sorunları ve verdikleri mücadeleyi Polonya’da yayın yapan Gazete Wyborcza Genel Yayın Yönetmeni Aleksandra Sobczak ile konuştuk. 
 
ŞİDDETİN EN SOMUT HALİ 
 
Polonya'da kürtaj yasası meselesinin uzun bir süredir sorun teşkil ettiğini belirten Sobczak, “Yeni başladı diyemeyiz zira Polonya'da komünizm düştüğünden beri bu sorun mevcut. Kimse kadınlara fikrini sormadı ama muhafazakar hükümet 90'larda kürtajın genel olarak yasaklanmasına karar verdi. Yalnızca tecavüz sonucu hamilelikte ve çocuğun sakat doğacak olması durumunda esneklik tanıdılar. Şu andaki otoriter hükümet ise bu opsiyonları dahi ortadan kaldırdı ve bebeğin doğması durumunda çok hasta veya sakat olacağı bilinse bile veya doğar doğmaz öleceği bilinse bile kadınları bu bebekleri doğurmaya zorlayacak yasalar çıkardı. Kadınlar bu durumu bilerek hamileliğin sonunu ve sonuç olarak doğumu beklemeye yasalarca mecbur edildi. Bu kadına şiddetin en ham hali olsa gerek” diye belirtti. 
 
Buna karşı ciddi bir muhalefetin geliştiğini ve yüzbinlerce kadının sokaklara döküldüğünü anımsatan Sobczak, kadınların itirazlarının da eylemlerinin de sürdüğünü söyledi. Eylemlerin sadece büyük kentlerde gerçekleştirilmediğine dikkati çeken Sobczak, “Hepimizi şaşırtan bir biçimde Polonya'nın en ufak köylerine kadar yayıldı eylemler. Daha önce hayatında tek bir eyleme gitmemiş kadınlar dahi sokaklardaydı” dedi. 
 
KİLİSE İÇİN HEP SORUN OLDU 
 
Komünizm döneminde kürtajın yasal olduğunu dile getiren Sobczak, “Zaten Katolik Kilisesi’nin komünizmle en büyük sorunlarından biri de buydu. İlk olarak bunu değiştirmek istiyorlardı ve öyle de yaptılar. O dönemde de son derece otoriter bir sistem vardı, bu sistem pek çok kişinin ölümüne sebep oldu. Bu anlamda bunu övmek de istemiyorum ama kürtaj olma özgürlüğü anlamında daha iyi bir yerde olduğumuzu söylemek zorundayım. Bir kadına zorla hamileliğini sürdürtmekten daha öte bir şiddet hali var mı?” diye sordu. 
 
İKİ FARKLI TALEP 
 
Kürtaj hakkı için alanlarda olan kadınlarda iki farklı görüşün hakim olduğunu söyleyen Sobczak, buna şöyle açıklık getirdi: “Genel olarak bir şey söylemek zor ama iki grup vardı diyebiliriz. Bu gruplardan biri Avrupa'da uygulanan yasaların uygulanmasını istedi. Yani yasal kürtaj ve özgür seçim hakkı talep ettiler. Bir kısmı ise önceki yasalara geri dönmek istedi. Yani tecavüz sonucu oluşan hamileliğin sonlandırılması ve bebeğin sakat doğma durumunda hamileliğin sonlandırılması. Ama özgür seçim hakkı talep edenler çoğunluktaydı. Şu an içinde bulunduğumuz durumda ise, eğer hamile olmak istemiyorsan, Almanya, Çekya, Slovakya gibi ülkelere gitmek zorundasın. Bir de karaborsa olarak bulunabilen kürtaj hapları var.” 
 
TIP DEĞİL İNANÇ ETİĞİ 
 
Yasal kürtaj koşullarında ise doktorun kendi “etik” anlayışı sebebiyle ilaç yazmayı ve hatta eczacıların ilaç vermeyi reddettiğini belirten Sobczak, “Bu çok ciddi bir sorun. Her ne kadar bunu yapmaları yasal olmasa da, sık sık olan bir şey. Doktorlar ve eczacılar, böyle bir hakları olmamasına rağmen kendi etik duyguları ve dini inanışları nedeniyle kadınlara yardım etmeyi reddedebiliyorlar. Yani sık sık kadınlar doktora gidiyor, vizite ücretini ödüyor, muayene ediliyor ve sonuç olarak da ilaçlarını alamıyorlar. Bütün bunlar doktorun dini inanışına bağlı” ifadelerini kullandı.  
 
Böyle bir durumda kadınların şikayet hakkının olduğunu söyleyen Sobczak, ancak ilgili mercilere yapılan başvurulardan pek olumlu dönüş sağlanmadığına işaret etti. 
 
SOKAK EYLEMLERİ ÜRKÜTTÜ 
 
Hükümetin iki kez kürtaj yasağını gündemine aldığını söyleyen Sobczak, “İlki pandemiden önceydi. Sokağa çıkan kadınların sayısı inanılmazdı. Böyle bir tepki beklemiyorlardı. Böylece yasayı askıya aldılar ve yasayı çıkarmak için pandemiye karşı en katı önlemlerin alındığı anı beklediler. Tam kapanma durumundaydık. Sokakta toplanmak kesinlikle yasaktı. Okullar bile kapalıydı. Virüs yayılımını durdurmak amacıyla herkes evden çalışıyordu. Kışın ortasıydı ve Polonya'da kışlar çok soğuk geçer. Tam bu zamanda kürtaj yasağını yasalaştırmak için harekete geçtiler çünkü insanların sağlıklarını tehlikeye atmayacağını düşünüyorlardı. Aynı zamanda sokakta en ufak toplanma bile yasalara aykırıydı. Kürtaj yasağı bu şekilde yasalaştı. Yani şöyle diyebiliriz, sokak eylemlerinden korkuyorlardı ama pandeminin ortasında bu eylemlere sebebiyet verecek kadar da korkmuyorlardı” dedi. 
 
TÜRKİYE İLE BENZERLİKLER 
 
Polonya Hükümeti’nin demokrasi, kadın hakları, insan hakları, LGBTİ+ hakları gibi konularda kesinlikle Türkiye’den ilham aldığına dikkati çeken Sobczak, “Bu anlamda bu iki ülke birbirine çok benziyor. Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi’nden çıkışı Polonya'nın da bunu yapacağını düşündürüyor elbette. Öte yandan, ne yazık ki sözleşmeden çekilmek Polonya'da çok şeyi değiştirmeyecek, çünkü her ne kadar imzacı olunmuş olsa da, sözleşme uygulanmıyor. Polonya Hükümeti zaten çoktan kadına yönelik şiddetle mücadele eden örgütlere finansal yardım yapmayı bıraktı” diye belirtti. 
 
Polonya Ceza Hukuku’nun 197. maddesinde tecavüzün “Bir başkasını güç, yasadışı tehdit veya kandırma yoluyla cinsel ilişkiye maruz bırakmak” olarak tanımlandığını belirten Sobczak, mevcut hükümetin bu tanımı ve cezayı değiştirmek istemediğine işaret etti. Sobczak, “Bu tanım işe yaramıyor. Rızaya dayalı olmayan her türlü cinsel müdahalenin tecavüz tanımı içinde yer alması gerekiyor. Bu suçtan mahkum olmuş tecavüzcülerin çoğu sadece hafif veya ertelenmiş cezalar almakla kalmıyor, aynı zamanda bu madde ispat yükünü de mağdura yüklüyor ve yeteri kadar direndiklerini kanıtlamasını istiyor. Sözleşme ise bu tanımı değiştirmeyi öngörüyor” dedi. 
 
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ FOBİSİ 
 
Sobczak, kilisenin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme tartışmalarındaki rolüne ise şöyle değindi: “Katolik Kilisesi’ne göre evlilik bağı kutsaldır ve dışardan etki altında kalmayacak şekilde korunmalıdır. Bu da evde şiddet gören kadının dışardan yardım almaması gerektiği anlamına geliyor. Çünkü kiliseye göre ‘kol kırılır yen içinde kalır.’ Bu anlamda, evde şiddete maruz kalan kadın, yardım almak için evin dışına yönelirse, bu kiliseye göre evlilik bağını zedeliyor ki bu doğru. Zira şiddet gören kadının boşanmak istemesi daha muhtemeldir ve elbette ki öyle de olması gerekiyor. Yani bu sözleşme Katolik Kilisesi’ni değil kadını koruyor ve bu kilise için son derece kötü bir durum.” 
 
Yayınlanan son raporlarda aynı Katolik Kilisesi'nde 1958 ile 2020 yılları arasında 300’den fazla erkek ve kız çocuğunun 292 din görevlisi tarafından cinsel taciz ve tecavüze maruz bırakıldığı ortaya çıktı. 
 
EVRENSEL KIZ KARDEŞLİK
 
Sözleşme yürürlükte uygulanmadığı için çekilme durumunda ülkede kadınlar açısından çok bir şeyin değişmeyeceğini söyleyen Sobczak, “Bu sözleşme, sembolik de olsa kadınların sırtını dayayacağı bir kayadır. Bu nedenle sözleşmeden çekilme ihtimaline karşı kadınlar teyakkuzda ve mücadele edecekler. Ama dediğim gibi pratikte sözleşme zaten uygulanmıyor” dedi.  
 
21. yüzyılda gelişen dayanışma ağını kadın hareketi açısından “muhteşem” bir durum olarak değerlendiren Sobczak, “Bu kadını güçlendiren bir durum. Öte yandan Polonya'da kadınlar olarak kazandığımızı söylemek güç. Çünkü kürtaj hala yasak. Ama Polonyalı kadınların yarattığı dayanışma, kız kardeşlik hepimiz için gurur kaynağı. Kadın örgütleri kürtaja ihtiyacı olan kadınları farklı ülkelere götürerek onlara yardım ediyor. Bu anlamda muhteşem bir iş çıkarıyor olsalar da şöyle bir sorun var. Kürtaja ihtiyacı olan pek çok kadının sağlık durumu aslında hastanede tedavi görüyor olmayı gerektiriyor. Hamilelik sırasında komplikasyonlar yaşamış, kanaması ve ağrısı olan kadınları, eğer hamilelik tecavüz sonucu oluşmamışsa, tedavi etmiyor hastaneler. Böyle bir şey olabilir mi? Bu anlamda bu kadınları alıp yurt dışına götüren ve tedavi ettiren kadın örgütleri her ne kadar harika bir iş yapıyor da olsa, kadınlara bu kadar düşman olan bir yönetimde, bizim bu yasağı kaldırmamız gerekiyor. Ama bu örgütlere hayranlığımın tekrar altını çizmek istiyorum” ifadelerini kullandı. 
 
EVDEKİ ŞİDDET SOKAĞA TAŞTI 
 
Bir gazeteci olarak devletin kadınlara yönelik uygulamalarının birinci tanığı olan Sobczak, var olan tabloyu şöyle değerlendirdi: “Şu anda ülkeyi yönetmekte olan otoriter hükümetin çok net etkisini gördük diyebilirim. Polonya'da çok uzun yıllardır, örneğin 8 Mart eylemleri güçlü bir şekilde kutlanır. Polisler de herhangi bir zorluk çıkarmazlardı. Zaten eylemlere de kadın polisler gelirdi ve neredeyse ortak bir amacımız olduğunu düşündürecek şekilde davranırlardı. Fakat son dönemde gerçekleşen kadın eylemlerinde bu durum tam tersine döndü. Devasa boyutlarda erkek polisler gelmeye başladı eylemlere. Son derece barışçıl eylemlere fiziksel olarak saldırmaya başladılar. Ellerinde var olan tüm saldırı envanterini kullandılar kadınlara saldırmak için. Bunu söylemek tuhaf olacak ama Polonya'da şöyle bir gelenek vardır yine Katolik Kilisesi nedeniyle; ‘kadına şiddet evde kalır.’ Sokakta herhangi bir kadına her türlü şiddet eylemi toplum tarafından ayıplanır ve tepki görür. Bu bir tabudur. Bu hükümet bu tabuyu da daha kötü hale getirdi. Artık kadına şiddet hem evde hem sokakta var. Hem koca hem devlet eliyle var.”
 
SİSTEM DEĞİŞİMİ ŞART 
 
Ev içi şiddete maruza kalan kadınların çok nadir şikayette bulunduğunu söyleyen Sobczak, bunda polisin şikayetler karşısındaki ciddiyetsizliğinin etkili olduğunu belirtti. Genel olarak şiddette maruz kalan kadını suçlayan bir tavrın söz konusu olduğunu ifade eden Sobczak, “Dediğim gibi ispat yükü kadına yükleniyor. Polise gitmenin bir sonucu da olmuyor, bu kadınlar, o adamlarla o eve geri dönmek zorunda kalıyorlar. Bu daha çok şiddete neden oluyor. Sistemin tamamı zaten bir şiddet sarmalına sürüklüyor. Polonya gibi muhafazakar toplumlarda kadın yoksulluğu çok ciddi düzeylerde. Yani şiddet gören kadın kocasını şikayet etsin tamam ama kadının bir geliri yok. Pek çok ailede ihtiyaçları karşılayan erkek. Dolayısıyla, sistemi kökten değiştirmedikçe, an itibariyle, kocayı ev içi şiddetten şikayet etmenin bir faydasını görmüyor kadınlar” diye belirtti. 
 
DAYANIŞMA ÖZGÜRLEŞTİRECEK 
 
Sobczak, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla ise şu mesajı verdi: “Her şeyin daha iyi olacağına inanıyorum. Kadınların güçlendiğine inanıyorum. Ama bu uzun vadeli bir hareket. Mücadele etmeye devam etmemiz gerekiyor. Birbirimize yardım etmeye devam etmemiz gerekiyor. Birbirimize cesaret vermemiz gerekiyor. Şiddete razı olamayız. Bunun bizim suçumuz olmadığını anlamamız ve anlatmamız gerekiyor. Bu gibi durumlarda utanması gereken tarafın biz olmadığımızı anlamamız ve anlatmamız gerekiyor. Eğer bir kadına yardım edebiliyorsak etmeliyiz. Hiç bir kadın birbirine sırtını dönemez, dönmemeli. Biliyorum ki bu uzun vadeli sürecin sonunda, her bir kadın kendini ve birbirini özgürleştirecek.”
 
YARIN: İran'da değişimin gücü
 
MA / Zemo Ağgöz - Gözde Çağrı Özköse
 

Diğer başlıklar

20/11/2021
16:45 'Barzani saldırıları meşrulaştırmak yerine özgürlük sorununu çözmeli'
16:39 Tanrıkulu: Son 8 yılda 513 çocuk iş cinayetlerinde öldü
15:48 'Firari Yazılar' için söyleşi
15:46 Hasta tutuklu Öztel için tahliye çağrısı
15:40 Aydeniz: Kadınlar tek adam rejimini yıkacak
15:28 Tokat Cezaevi’nde hasta tutukluların tedavileri engelleniyor
15:19 Jineoloji Dergisi ‘Gençlik Tartışmaları’ kapağıyla çıktı
15:13 ‘Türkiye Çocuk Sözleşmesinin gereğini yerine getirmeli’
15:02 ‘Ekonomi değil faturalar şahlanıyor’
14:50 25 Kasım kadın yürüyüşlerine davet
14:37 Behçet Yıldırım'ın tutuklanması protesto edildi
14:22 Mersin’de HDP mitingine çağrı
13:36 HDP: Milyonlarca çocuk anadillerinde eğitim göremiyor
13:33 Mardin’de yolsuzluk operasyonu
13:26 KESK: OHAL Komisyonu lağvedilsin
13:20 41 yıldır ağabeyini arıyor: Helalleşme ve yüzleşmeyi karıştırmayın
13:11 TJA 6'ncı yılında: Direnen kadınlar kazanacak
12:55 AKP döneminde en az 787 çalıştırılan çocuk hayatını kaybetti
12:49 Diyarbakır Barosu: Çocuklara yetişkin muamelesi yapılıyor
12:11 Kayıp yakınlarının eylemi 667'nci haftada
11:29 İki gazeteciye haber takibi davası
11:21 'İnsanlar Federe Kürdistan'dan özgürlük olmadığı için kaçıyor'
10:45 Şenyaşar Ailesi: Birlik olup zulme dur demek lazım
10:44 Tokat'ta 4.0 büyüklüğünde deprem
10:33 Ankaralı yurttaşlar: Krizle geldiler krizle gidecekler
10:28 HDP Diyarbakır İl Eşbaşkanları: Tecride karşı mücadele hattını öreceğiz
10:09 TJA 6’ncı yılında: Kesintisiz mücadele
10:08 Tıp öğrencileri talepleriyle Beyaz Yürüyüş’te olacak
10:07 Narenciye paketleme işçileri: Korku içerisinde çalışıyoruz
09:24 Mersin’de kadınlar sokakları mora boyayacak
09:23 25 Kasım’a çağrı: Birlikte güçlüyüz
09:23 ‘Çıplak arama’ya tepki: Uygulama değişmeli
09:22 PYD Kadın Meclisi Sözcüsü: Türkiye'nin rahatsızlığı Rojava'daki umut
09:16 Federe Kürdistan’ın mülteci açmazı
09:14 KDP güçleri kimyasal silah kullanılan savaş tünellerine sürülüyor
09:13 Amaç Kürdistan'ı Kürtsüzleştirme
09:09 Mısır çiftçisinin kaderi 3-5 fabrikanın elinde
09:08 Aydoğan: 'Öcalan’a özgürlük' zamanı geldi
09:04 Tatlı ailesinden KDP’ye tepki
09:03 Barış eylemlerinin tanınan siması: Emine Koç
09:02 Özel savaş mekanları: TOKİ ve kafeler
09:01 İran'da değişimin gücü: Mücadeleci ruh hiç vazgeçmedi
09:00 20 KASIM 2021 GÜNDEMİ
08:16 Van’da şüpheli ölüm
19/11/2021
23:37 Konya’daki ırkçı saldırı katliamında bir tahliye daha
22:25 Kadın Savunması’ndan ‘Şiddet ve Haklarımız’ atölyesi
22:07 Savcı, Dr. Gökalp’in beraatına itiraz etti
21:26 İzmir Depremi davasında bir sanık tahliye edildi
20:59 Bagok'ta askeri operasyon devam ediyor
20:16 Efrîn merkeze 8 top atışı yapıldı
20:08 Kovid-19’dan 218 yeni vefat
20:03 İzmir’de 25 Kasım programı Deniz Poyraz’a atfedildi
19:51 Şırnak'ta 2 tutuklama
19:19 Kadınlardan kitlesel yürüyüş: İktidarın oyunlarına gelmeyeceğiz
18:58 Emine Şenyaşar'ın Yıldız'a yönelik hakaret dosyası birleştirildi
17:59 Efrîn’de Türk dilinin dayatıldığı bir okul açıldı
17:41 Acar ve Yiğit’in cenazeleri defnedildi
17:36 Almanya’da kimyasal silah suçlarına karşı eylem
17:27 İşten çıkarılan Yeliz Kurt davayı kazandı
17:15 Tutuklu yakınları: Taleplerimiz karşılana kadar Adalet Nöbeti'miz sürecek
17:10 Muhabirimiz Acar Malatya'ya götürüldü
17:07 Demirtaş’tan erken seçim çağrısı
16:54 Selvan Acar’ı katleden erkeğe ağırlaştırılmış müebbet
16:48 Erzurum’da 5,1 büyüklüğünde deprem oldu
16:40 TSK Werxelê ve Tabûra Ereba’dan çekildi
16:27 Şêrewa’da 400 zeytin ağacı kesildi
16:13 İlkay Akkaya'dan Şenyaşar ailesine ziyaret: Kalbim sizinle
16:11 Can güvenliği yaşayan aile Adalet Bakanı'na seslendi
16:10 Sur’da çocuk şenliğine yoğun ilgi
15:51 Eğitim Sen: Diz çökmeyeceğiz
15:47 Adana'da sokak hayvanları için eylem
15:12 Kadınlardan mücadeleyi büyütme çağrısı
14:48 Tutsaklarla Dayanışma İnisiyatifi: Yeni saldırı politikası S Tipi cezaevleri
14:42 Kedilerin öldürülmesine ilişkin emniyet inceleme başlattı
14:40 Oluç: Kaybetme korkusu yaşayan iktidar 50+1’i tartışıyor
14:32 DFG: Gazetecileri korkutamazsınız
14:19 Sağlıkçılardan güvenli çalışma ortamı talebi
14:15 İzmir depremi davasında kavga
13:42 KESK: KHK'liler işlerine iade edilsin
13:28 Maden şirketi zeytin festivaline sponsor oldu!
12:56 Müslüme'nin cansız bedeni bulundu
12:54 DİSK: En düşük asgari ücret 5 bin 200 TL olmalı
12:28 DBP’li Kök’e tek celsede ‘Erdoğan’a hakaret’ cezası
12:26 Şenyaşar ailesi: Hesap vermemek için koca ülkeyi yaktılar
12:07 Beraat eden Gökalp: Tek gül ile bahar gelmez
12:05 Dünya Çocuk Hakları Günü: 10 yılda 228 çocuk yaşamını yitirdi
11:59 Urfa'da kaza: 2 ölü, 3 yaralı
11:55 Öcalan’ın aile ve vasisinden görüşme başvurusu
11:43 Çocuk Hakları Günü: Türkiye'de yasalar kağıt üstünde kaldı
11:06 HDP Çocuk Komisyonu: Türkiye'de 2 milyon çocuk çalıştırılıyor
11:00 Kamu bankaları faiz oranlarını düşürdü
10:59 Kürtler topraklarına dönmeye başladı
10:31 Bingöl'de 1 gözaltı
10:30 Konya Katliamı’nda tahliye gerekçesi: Araştırılmayan hususlar var
09:56 'Danıştay’ın İstanbul Sözleşmesi kararı hukuksuzluğa destektir'
09:20 Yem fiyatları arttı, sürüler yaylada kaldı
09:05 Valiliğin 'güvenliği' halkın huzurunu kaçırdı!
09:04 Kömür artık dolar ile satılıyor!
09:04 Cezaevlerindeki ihlallere karşı kitlesel eylem
09:04 Ekolojik şiddete karşı bir simge: Necla Işık
09:03 Kadın bedenine tahakküm aracı: Özel savaş
09:03 Evrensel kız kardeşlik özgürleştirecek
09:00 19 KASIM 2021 GÜNDEMİ
08:17 Serhat Tekin son yolculuğuna uğurlandı
08:00 Muhabirimiz Emrullah Acar gözaltına alındı
18/11/2021
23:12 Kılıçdaroğlu’ndan ‘helalleşme’ çıkışına dair açıklamalar
22:20 Jin News muhabiri Tunç’un evine polis baskını
21:09 İzmir depremi davasında suç duyurusu
20:52 Bagok'ta askeri operasyon
20:38 Seyit Rıza’yı anmak suç sayıldı
20:31 İstifa çağrısı yapan Gergerlioğlu MHP tarafından engellendi
20:20 Beştaş: İktidarın dili ‘Ali’ diyor, gözleri Muaviye'ye bakıyor
19:41 Koronadan 226 kişi daha hayatını kaybetti
19:38 9 gündür kayıp Müslüme hala bulunamadı
19:36 CHP’li Hakverdi: Cezaevlerinde kelepçeli muayene var
19:28 Mardin’de Gelecek Partisi’nden peş peşe istifa
19:00 Urfa Barosu’na 3 dilli tabela asıldı
18:57 AKP’liler ‘50+1’ tartışmasında birbirine girdi
18:42 Kızıltepe’deki kazada baba ve oğlu hayatını kaybetti
18:39 Diyarbakır’da ‘Hukukun gölgesinde hekim olmak’ paneli
18:34 Savur’da 25 Kasım etkinliği
18:29 Sanatçı Omar Souleyman sınır dışı edilmek isteniyor
18:16 Faiz indirim kararı dolarda yükselişi tırmandırdı
18:13 AKP’li Özkan, Mardin kayyımının yolsuzluklarını savundu
18:07 CHP’li Özel’den ‘Siirt üçlemeli’ kayyım anlatımı
17:56 Diyarbakır Barosu’ndan İstanbul Protokolü başvurusu
17:18 HDP Kadın Meclisi’nden Danıştay kararına tepki
17:14 Cinsel istismar faili tutuklandı
17:04 Aydeniz: Kürt düşmanlığı Türkiye ekonomisini bitirdi
17:02 Beştaş: Deniz Poyraz’ın katili çadırları kapılarımıza kuranlardır
17:02 Paylan’dan Bakan'a: Bütün yollarını neden Trabzonlu müteahhitler yapıyor
16:50 Erciş’te husumetli aileler barıştırıldı
16:50 Kobanê Davası avukatlarından dayanışma çağrısı
16:45 Tekirdağ’da gözaltına alınanlar serbest bırakıldı
16:38 Demirtaş'tan dolar açıklaması
16:35 'Şiddetsiz bir yaşam için alanlara'
16:34 Acar ve Yiğit’in cenazeleri alındı
16:26 Çocuk şenliğinde anadilin önemine dikkat çekildi
16:20 Adalet Nöbeti'ndeki tutuklu yakınları: Sesimiz duyulsun
16:18 HDP’li eşbaşkanlar beraat etti
16:11 'Özgürlük Zamanı’ buluşması: Tecride karşı mücadeleyi büyütmeliyiz
16:08 Açlık grevine giren tutukluya 7 yıl 6 ay hapis cezası
16:06 SES’ten çalışma koşullarının iyileştirilmesi çağrısı
15:57 Barış Anneleri'nden tecride karşı yürüyüş
15:56 'Ula’nın ölümünden AKP ve işveren sorumlu'
15:17 ‘Emekten ve halktan yana bir bütçe istiyoruz’
15:17 Gazetecilerin davasındaki ‘tanık’ hakkında zorla getirme kararı
15:03 Gökalp'ın davasına çağrı
14:52 TJA katledilen kadınları Keçiburcu’nda andı
14:47 Yeni Yaşam’ın Meclis aplikasyonundan çıkarılması Şentop’a soruldu