Mızraklı: Kayyımlar sarayın yereldeki prototipleridir

img
HABER MERKEZİ - Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Selçuk Mızraklı, belediyelere atanan kayyımların amaç ve sonuçlarını değerlendirerek, “Kayyım bir halkın özgürlüğüne pranga vurmadır. Ankara merkezli altın varaklı, büyük sarayların yereldeki prototipidir” dedi. 
 
AKP iktidarının 24 Temmuz 2015’te yeniden savaş ve çatışma sürecine dönmesinin ardından 11 Eylül 2016’da kayyım politikalarını devreye koydu. Bu süreçte, Demokratik Bölgeler Partisi’nin (DBP) yönetiminde olan 96 belediyenin eşbaşkanları görevden alınarak, yerlerine kayyımlar atandı. Bu politika, bu kez Halkların Demokratik Partisi’nin 31 Mart 2019 seçimlerinde kazandığı 65 belediye kayyım atanmasıyla sürdürüldü. İçişleri Bakanlığı kararıyla HDP’nin kazandığı 65 belediyeden 48’ine kayyım atandı. Görevden alınan birçok belediye eşbaşkanı da tutuklandı.
 
Bu süreç, seçimlerden 4 ay sonra 19 Ağustos 2019’da HDP yönetimindeki Diyarbakır, Mardin ve Van büyükşehir belediyelerine kayyım atanmasıyla sürdürüldü. Görevden alındıktan sonra Ekim 2019’da çıkarıldığı mahkemece tutuklanan ve “örgüt üyeliği” iddiasıyla 9 yıl 4 ay 15 gün hapis cezası verilen Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Selçuk Mızraklı ile iktidarın kayyım politikalarını, amaç ve sonuçlarını konuştuk. 
 
Mızraklı’nın tutuklu bulunduğu Kayseri Bünyan T2 Cezaevi’nden sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle: 
 
Diyarbakır’ın seçilmiş bir vekili ve belediye eşbaşkanı olarak bir yılı aşkındır tutuklu bulunuyorsunuz. İçeriden dışarısını nasıl görüyorsunuz, gidişatı nasıl okuyorsunuz?
 
24 Haziran 2018’de HDP Diyarbakır Milletvekili, 31 Mart 2019 seçimlerinde Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı seçildim. 19 Ağustos 2019 tarihinde ise yasadışı bir şekilde kayyum ataması yapıldı. Ekim 2019’da da tutuklandım. Ben küçük bir cezaevindeyim ama dışarısı koca bir cezaevine çevrildi. Kendi koltukları için ülkeyi halklar hapishanesine çevirdiler. Bu da yetmedi, son süreçte yaşananlara bakarsak, şu anda ülkeyi halklar mezarlığına çevirmek istiyorlar. Basından takip ettiğimiz kadarıyla ülke doğa felaketlerle karşı karşıya kaldı. Bu doğa felaketleri doğal olmayan müdahaleler sonucunda yaşanıyor. Burada suçlu olan doğa değildir, doğayı rant uğruna bu hale getiren iktidardır. 20 yıllık iktidarlarına baktığımızda, yeşile dair ne varsa betonlaştıran, ucubeleştiren AKP ile karşı karşıyayız. Rant uğruna yakılan ormanlara göz yumanlar bellidir. Yakılan alanları imara açıp yandaşlarına otel yapanlar bellidir. Dereleri HES’lerle kurutan, yatağını değiştiren, bataklığa çeviren yine aynı kişilerdir. Bataklık alanları imara açan, her gördüğü boş alanı TOKİ’ye peşkeş çekenler, bugün afetlerin bir numaraları suçlularıdır. Bunca yiten canın katilidirler. Peş peşe orman yangınları çıktı, en ufak yağmurda seller oluştu. Bütün bunlar iktidarın politikaları sonucu meydana geldi. 
 
 
Bu kadar olumsuz görünen bir ülke tablosu var ama birde sol cevahirimizde büyüttüğümüz umut var. Tüm bu gidişe dur diyebilecek, tüm muhalifleri Üçüncü Yol ile buluşturacak bir umut var.
 
İçeriden dışarıya baktığımızda her yerin yangın yeri olduğunu görüyoruz. Uçuruma doğru hızla giden bir ülke görüyoruz. Doğru, hızlı ve yerinde müdahaleler olmazsa, ne yazık ki ülkenin gidişatı çokta iyi görünmüyor. Irkçılığın hortlatılmak istendiği, koltuklarını kaybetmemek için milyonlarca insanı bir iç çatışmaya sürüklemekten kaçınmayacak bir iktidar gerçekliği var. Bu kadar olumsuz görünen bir ülke tablosu var ama birde sol cevahirimizde koruduğumuz ve büyüttüğümüz umut var. Umut HDP’dir, umut bu halktır. Tüm bu gidişe dur diyebilecek, tüm muhalifleri Üçüncü Yol ile buluşturacak bir umut var. Bizlerde içerden dışarıya baktığımızda bu umudu görebiliyoruz. Bu umut son dönemde daha da büyüyor. Daha da büyüyecek. Kapı kapı, sokak sokak, mahalle mahalle, köy köy, şehir şehir büyüyüp tüm ülkeyi kucaklayacaktır. Buna inancım vardır. Yeter ki herkesin buna inancı olsun, buna yönelik çalışmalar olsun, mücadele olsun. Tüm bu kötü gidişata rağmen yine de bir umudumuz var. 
 
Aynı zamanda bir sağlıkçısınız, Diyarbakır’da uzun yıllar hekimlik yaptınız. Pandemi koşullarında cezaevlerinde durum nedir? 
 
Öncelikle şuna açıklık getirmek lazım, bu iktidar pandemiyi bahane ederek, tüm hakları askıya alarak, yeni bir yönetim şekli oluşturmak istedi. Hala bunu sürdürmeye çalışıyor. Bunu sadece Türkiye yapmadı, dünyadaki birçok ülke yaptı. Pandemi koşullarını bahane ederek eylem ve etkinlikler yasaklandı. Halkın yaşam tarzına müdahale edildi. Muhalifler bastırıldı. Kendi yandaşlarına her şeyi serbest kılan bir anlayış gelişirken, muhaliflere ise müzik dinlemeyi bile yasakladılar. Sağlıkçılar köleleştirilmek istendi. İşçiler işten çıkarıldı. Eğitim pespaye bir hale getirilmek istendi. İnsanlar yetersiz sağlık hizmetlerinden dolayı yaşamlarını yitirdi. Kendi yandaşlarının rant alanlarını büyütmek uğruna pandemi ile ilgili sağlık tedbirleri alınmadı. Göstermelik birkaç tedbir hayata geçirildi. Bunun sonucunda yüz binlerce insan Kovid-19 olurken, on binlerce insan yaşamını yitirdi. Tüm bunlar alınmayan tedbirlerden kaynaklıdır. Yanlış bir yönetim anlayışından kaynaklıdır. Ama bu yanlış bilerek ve isteyerek yapılmıştır. Hala da yapılmaktadır. Dışarıdaki bu olumsuzluklar tabi ki de cezaevlerine de yansımaktadır. 
 
Şuan bulunduğunuz cezaevinde de tecride karşı açlık grevleri sürmektedir. Pandemi koşullarında açlık grevi ve tutukluların talebi için ne düşünüyorsunuz?
 
Zaten sağlıksız olan cezaevleri, böylesi bir süreçte daha da tehlikeli bir hal almaktadır. Tamamen kapalı bir ortamda yaşamın idame edildiği böylesi alanlar riskli bölge statüsündedirler. Cezaevlerinde insanlar kendi tedbirlerini kendileri almak zorunda. Daha dikkatli davranmak zorundadır. Yaşam bu şekilde sürmektedir. Pandemi risklerinin devam ettiği böylesi bir dönemde, açlık grevleri bu riski daha da arttırmaktadır. Kovid-19’a karşı sağlıklı beslenmenin önemi bilinmektedir. Fakat bu açlık grevleri ile zayıflayan bedenler bu riski büyük oranda taşımaktadırlar. Bu riskin bertaraf edilmesi için bir an önce açlık grevindeki insanların talepleri kabul edilmelidir. 
 
Açlık grevindeki insanların talepleri gayet insani taleplerdir. Tecrit insan hakkı ihlalidir. Cezaevi zaten bir tecrit etme şeklidir. Buna bir de tecrit içinde tecridi dayatırsan, yani insani ilişkileri yasaklarsan, en basit insani hak olan telefonla görüşmeyi, aile ve avukat görüşmelerini yasaklarsan, insanların tepkisi de açlık grevi ile olur. Cezaevindeki insanların en büyük direniş aracı bedenleridir. İnsanlar kendi bedenlerini ortaya koymaktadırlar. Bir an önce buna çözüm bulunmalıdır. Yitip giden canlar olmadan, bedensel hastalıklar kalıcılaşmadan, insani talepleri kabul görmelidir.
 
Gelelim röportajımızın gündemine. 19 Ağustos 2019’da HDP’li üç büyükşehir belediye eşbaşkanları görevden alındı, yerlerine kayyımlar atandı. 19 Ağustos’un üzerinden 2 yıl geçti. Bugünden dönüp o günlere baktığınızda, 19 Ağustos’ta neler oldu?
 
 
Şatafatlı yaşamlarını terk etmek istemeyenler, büyük sarayın ihtişamlı yaşamına özenenler, her ilde kendi küçük saraycıklarını inşa etmişlerdi. Bunu terk etmeyenler, seçimin ertesinde kayyım istemişlerdi.
 
Aslında 19 Ağustos değil, öncesinden bir şeyler oldu. 31 Mart seçimleri ile kayyım atanmış olan belediyeler, yine halkın oldu. Bu yenilgiyi kabul edemeyenler, seçimden bir gün sonra 1 Nisan’da İçişleri Bakanı’na resmi yazıyla başvurarak, kayyım atanmasını talep etmişlerdi. Şatafatlı yaşamlarını terk etmek istemeyenler, büyük sarayın ihtişamlı yaşamına özenenler, her ilde kendi küçük saraycıklarını inşa etmişlerdi. Kendilerine bol israflı bir saray yaşamı dizayn etmişlerdi. Bunu terk etmeyenler, halkın sırtından geçinenler, zaten seçimin ertesinde kayyım istemişlerdi. İçişleri Bakanlığı da daha seçimin ertesinde öncelikle birçok bahane ile HDP’li eşbaşkanlarımızın bir kısmına mazbata vermedi. Birkaç belediyemizi, seçimden birkaç gün sonra yasadışı bir şekilde el koyarak, AKP’lilere peşkeş çekti. Sonrasında ise belediyelerimizin çalışmalarını çok yakından izledi. Dört ay gibi kısa bir sürede eski kayyım dönemine yönelik değil, bizlere yönelik iki defa müfettişler görevlendirildi, denetleler yapıldı. Belediyelerin halkın nefes alma boruları olduğunu, belediyelerin tamamen halkın kontrolünde olduğunu görenler, bundan korktular. Rant araçları ellerinden alınanlar işbirlikçiler, bakanlığa baskı kurdu. Bunun yanı sıra yerel yönetimler ile halkı asimile etmeye çalışan, halkı kimliksizleştirmek isteyen kesimler, politikalarının çökeceğini fark edenler devreye girerek, 19 Ağustos darbesini gerçekleştirdiler.
 
* 2016 yılında da belediyelerinize kayyımlar atanmıştı; 19 Ağustos ikinci kayyım dönemleriydi. İktidarın kayyım politikalarını nasıl değerlendiriyorsunuz, sonuç alınır mı?
 
İktidar Kürt halkını kimliksizleştirme, asimile etme, kadın hareketini bastırmak için kayyımlar atadı. Yani bu iktidar kadına, çocuğa ve yeşile düşmandır. Halka düşmandır. Halk adına, toplum adına ne varsa, bunları yok etmek için yerel yönetimleri seçti. Yerel yönetimler burada yerelin sesiydi. Bu sesi kısmak istediler. Yandaşlarına yeni rant alanları oluşturmak istediler. Yerel yandaşlar oluşturmak istediler. Kürt halkını, Kürt siyasi hareketini çembere almak, yok etmek istediler. Ondan dolayı siyasetçileri tutukladılar, belediyelere kayyım atadılar, dernek ve vakıfları ise uydurma gerekçeler ile kapadılar. Basın organları, TV’lere el koydular. Tüm bunlar birbiri ile bağlantılıdır ve bir politikanın devamıdır. Günden güne güçlenen Kürt siyasi hareketini boğma çabalarıydı. Başaramadılar. İlk dönemler kendileri açısından başarılı bir sonuç yarattığını düşünenler olmuş olsa da bugüne baktığımızda beş yıl geçti ve başarılı olamadılar. 
 
Kürt siyasi hareketi daha da güçleniyor. Halk yerel yönetimler olmadan da birçok sorunu birlikte hareket ederek çözebileceğini görmektedir. Yerel yönetimler önemli mekanizmalardır. Sorunların çözülebileceği alanlardır ama yerel yönetimler dört duvar arasıyla sınırlı değildir. Belediye binaları ile sınırlı değildir. Bugün HDP’nin Yerel Yönetimler Kurulu var. Onlarca belediyemize kayyım atanmış olsa da yerel yönetimler kurulumuz görevi başında ve çalışmalarını yürütmektedir. Yani belediyeyi dört duvarlı bir bina, bir mekan olarak görmüyoruz. Ondan dolayı iktidar bu kayyım atamalarında başarısızlığa uğrarken, bizler ise tüm mekanları ve tüm alanları yerel yönetimlere dönüştürdüğümüz sürece başarılı olacağız.
 
31 Mart seçimlerinden sonra kayyımın arkasından bıraktığı şatafatı, belediyeye ayak bastığınız ilk gün toplumla paylaştınız ve o şatafat halleri ile har gelip harman savurma uygulamaları toplumda büyük tepki topladı. Toplumda kayyım deyince akıllara o görüntüler geliyor. Kayyımları nasıl tarif edersiniz?
 
 
Kayyım israfın görünen yüzüdür. Ankara merkezli altın varaklı, büyük sarayların yereldeki protipidir. Halka sırtını dönmenin, ahlaksız bir yaşamın izdüşümüdür. 
 
Kayyım kısaca bir halkın özgürlüğüne pranga vurmadır. Asimile etme çabasıdır. Yerelde yandaş oluşturma, yeni rant alanları oluşturma girişimidir. Kayyım israfın görünen yüzüdür. Ankara merkezli altın varaklı, büyük sarayların yereldeki protipidir. Halka sırtını dönmenin, ahlaksız bir yaşamın izdüşümüdür. Hamam görüntülerini milyonlarca insan izledi, gördü. Halk orada kayyımların gerçek yüzünü gördü. Zaten o görüntülerin intikamı olarak yeniden saldırıya geçtiler. Halkın gerçek yüzlerini görmesini istemeyenler, buna engel olmak için kayyım atamalarını istediler. Kayyım demek, bir yılda 2 ton fıstıklı kadayıf yemektir. Kayyım demek, İçişleri Bakanı ve eşrafına, milyonlarca liralık değerli mücevherleri belediye kasasından alıp, kanunsuzca hediye etmek demektir. Kayyım demek, kentleri yandaşlara peşkeş çekmek demektir. 
 
 2016 yılından sonra 2019 yerel seçimlerinde partiniz tekrardan belediyelerin yönetimlerine seçildi. 4 buçuk ay görevde kaldınız; şayet kayyım darbesi olmasaydı, Diyarbakır için neler yapacaktınız?
 
16 Nisan 2019’da mazbatayı aldığımızda, zaten bir enkaz ile karşılaştık. Maddi açıdan her şey talan edilmişti ama daha da önemlisi maneviyata saldırı olmuştu. Bir halkın diline, kimliğine, inançlarına saldırmışlardı. Belediyeler üzerinden bir halk kimliksizleştirilmek istenmişti. Yeniden yandaş bir şekilde dizayn edilmek istenmişti. Bizler belediye eşbaşkanları olarak seçildiğimizde, ilk olarak bunlarla mücadele etmek zorunda kaldık. Dört ay gibi kısa bir sürede, bakanlığın, valiliğin, devletin tüm resmi kurumlarının engellemelerine rağmen ilk olarak kapatılan Zarokistanlar açıldı. Kapatılan kadın birimleri yeniden açıldı. Kültür ve sanata dair ne varsa, yeniden toplumla buluşması sağlandı. Bunların yanı sıra, Amed için kanayan yara olan katı çöp toplama alanının ıslahı ve enerji elde etme projelerine başlandı. Amed için sorun hale gelmeye başlayan ulaşım için yeni yol güzergahları, yeni araçlar için girişimler başlatılmıştı. Karacadağ’ın turizme kazandırılması projesi vardı. Doğal üretim ve halka direk ucuz satış merkezlerinin kurulması, giysi fabrikaları, dayanışma ağları gibi birçok projeye başlanmıştı. Hepsi kayyımla birlikte heba oldu. 
 
 Kayyım politikaları, sizlerin tutuklanması, partiniz üzerindeki baskılar, siyasetteki çıkmaz ve toplumsal sorunların büyük kısmı Kürt sorununun varlığıyla bağlantılıdır. Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana bir türlü çözülmek istenmeyen Kürt sorunu için ne söylemek istersiniz ve sizce çözümün yolu nereden, neyden geçer?
 
 
HDP’nin ortaya koyduğu Üçüncü Yol stratejisi ile çözülür. Çözmek istenirse, yol ve yöntemler var. Ama eski yöntemler ile çözülmez ve eski yöntemlerde başarılı olunmaz.
 
Osmanlı’nın son dönemlerinde başlayan Kürt isyanları, Cumhuriyetin kuruluşu ile birlikte artmıştır. Bunun sebebi yok sayılan bir halkın kendini var etme mücadelesidir. Kimliği tanınmayan, ‘Dağ Türkü’ olarak lanse edilen bir halkın haklı bir mücadelesini görmekteyiz. Bunu demokratik yöntemlerle çözmeye çalışmaktadır. Yüz yıllardır Kürt sorununu öteleyen, halının altına süpürüp erteleyen zihniyet, inkarcı zihniyet, bugün de aynı yöntemlerle sorunu çözmeye çalışmaktadır. Onlarca kez denenen ama başarılı olmayan bu yöntemleri teknolojik imkanları arkasına alarak, daha da baskıcı bir şekilde bir kez daha denemeye çalışmaktadırlar. Takriri sükun ile, tehcir ile sıkıyönetim ve OHAL’ler ile sorunu daha da büyütenler, bugün kayyımlar ile çözmeye çalışmaktadır. Kürt sorunu sadece kayyımların atanması sonucunu doğurmamıştır. Kürt sorununun çözümsüzlüğü, Türkiye’nin ekonomisinin çökmesinin, eğitimden sağlığa, tüm alanlarda bozulan gidişatının ana nedenidir. Sırf çözümsüzlüğü dayatanlar, ırkçılığı yükseltenlerdir. Bir arada kültürünü yok etmek isteyenlerdir. Bu ülkenin karanlığa teslim olmasını isteyenlerdir. Siyasi ve ekonomik rant elde edenler, bu sorunu çözmek istemeyenlerdir. 
 
Sorunun çözümü aslında bellidir. Halklar hapishanesine, mezarlığına çevrilmek istenilen bu ülkenin halklar bahçesine dönüştürülmesi ile çözülür. Sadece Kürt halkının değil, bu topraklarda yaşayan tüm halkların kimlikleri tanınarak, anayasal güvenceye alınarak çözülebilir. Anadilde eğitim hakkı ile çözülür. Halkların kültürlerini özgürce yaşayabilmesi ile çözülür. Yeni bir anayasa ile çözülür. Demokratik birlikte yaşam ile çözülür. Siyasi bir süreç ile çözülür. HDP ile çözülür. HDP’nin ortaya koyduğu Üçüncü Yol stratejisi ile çözülür. Çözmek istenirse, yol ve yöntemler var. Ama eski yöntemler ile çözülmez ve eski yöntemlerde başarılı olunmaz. Baskıcı yöntemler ile kayyımlar ile bu sorun çözülmeyeceği gibi daha da büyüyecektir. Baskı yöntemleri ile Kürt halkını dize getireceğini sananlar, geçmiş tarihte olduğu gibi bugünde yanılacaklardır. Yine hüsrana uğrayacaklardır. Bu halk çok fazla bedel ödedi. Bundan sonrada gözünü kırpmadan ödeyecektir. Ondan dolayı baskıcı ve zor yöntemler asla başarılı olmayacaktır. Bu halk her zaman olduğu gibi bugünde kazanacaktır. 
 
MA / Özgür Paksoy

Diğer başlıklar

20/08/2021
09:21 Açlık grevi 267’nci gününde
09:20 MED TUHAD-FED: Tutuklulara tecrit uygulanıyor
09:19 KDP’nin boşalttığı köylere Türkiye’nin getirdiği SMO üyeleri yerleştiriliyor
09:18 Aydeniz: Halkın mesajı net
09:16 DEDAŞ çiftçinin elektriğini kesti, jandarma camide nöbet tutuyor
09:16 EŞİK üyesi Eraslan: Kadın katliamları toplumsal kırılma boyutuna geldi
09:15 ‘Öcalan bütün halklara birlikte yaşamayı sundu’
09:14 Barış Anneleri: Öcalan özgür olursa ülkeye barış gelir
09:13 Vaka sayısının arttığı Mardin için uyarı: Sağlık sistemi kaldırmayabilir
09:08 TMSF ücretleri ödenmeyen işçilerden feragat istedi
09:06 45 yıldır ikinci el eşya satan esnaf: Satışlar düştü
09:04 Yapıcı: Felaketin nedeni kapitalizm ve işbirlikçisi iktidarlardır
09:02 Trabzon'a ‘sürgün edilen’ tutukluya işkence
09:00 20 AĞUSTOS 2021 GÜNDEMİ
19/08/2021
23:59 İsrail’den Şam’a hava saldırısı
22:52 Atlantik Okyanusu’nda batan mülteci botunda 39 kişi hayatını kaybetti
21:17 Koronadan 216 vefat, 19 bin 320 yeni vaka tespiti
20:13 Erdoğan: Zorunlu PCR testi uygulamalarını devreye alacağız
20:11 Kanalizasyon suyu evin bahçesine aktı, DİSKİ yarın gelecek!
19:37 KESK’in yürüyüş kolu Mersin'e ulaştı
18:56 Yüz yüze eğitim için imza kampanyası başlatıldı
18:27 EŞİK’ten Afganlı kadınlarla dayanışma paneli
18:03 Liseli gençler: Geleceğimizi çalanlara karşı sokaktayız
17:49 HDP heyetinden selin vurduğu Sinop’a ziyaret
17:09 HDP, Şemdinli'deki yangın bölgesinde incelemede bulundu
17:01 Fatma İnan boşandığı erkek tarafından katledildi
16:24 Siirt’te ‘Özgürlük Zamanı’ buluşması için katılım çağrısı
16:23 'Afgan kadınları Taliban ile yalnız bırakmayalım'
16:22 Türkiye destekli gruplar Efrîn'de iki kişiyi alıkoydu
16:13 KESK: Adil bir ücret, insanca bir yaşam istiyoruz
15:57 'Adaletin zerresi olsa mağduriyetler giderilirdi'
15:38 Pakistan'da bombalı saldırı
15:24 Beytüşşebap’ta esnaf ziyareti: Botan saldırılara cevabını verecek
14:48 Bağımsızlık kutlamalarına Taliban ateş açtı: En az 2 ölü
14:13 Sel sonrası elektrik kesintisi KOAH hastasının ölümüne sebep oldu
14:03 HDP’liler Beytüşşebap’ta davul zurnayla karşılandı
13:48 Mardin’de 5 kişi serbest bırakıldı
13:46 ‘İktidar ülkeyi yönetemez durumda'
13:22 İş makinesi öğrenci servisine çarptı: 11’i çocuk 13 yaralı
13:21 Ambulans devrildi: 1 ölü, 4 yaralı
13:20 Avukatlardan İmralı için yeni başvuru
13:06 ‘Balkondan düştü’ denilen çocuk konuştu: Beni Uğur A. attı
12:49 Taliban: Afganistan demokrasiyle değil şeriatla yönetilecek
12:34 Kayyımların 2'nci yılında eylem: Halkın iradesine diz çöktüremeyeceksiniz
12:25 HDK'den Şengal açıklaması: Türkiye savaş suçu işledi
12:03 Yüksekova'da 6 kişi gözaltına alındı
11:52 Cudi Dağı’nda yangın
11:51 İHD’den iktidara: Kayyım politikasından vazgeç
11:50 KESK üyeleri Kocaeli yolunda: Artık yeter
11:39 Rojava emin adımlarla statüye yürüyor
11:37 Şenyaşar ailesi: Devlet adil olduğu sürece güçlüdür
11:03 Başaran: Kayyım rejiminiz değil, kadın özgürlükçü yerel yönetim sistemimiz kazanacak
10:37 'Aşı kampanyasına yerel dinamikler dahil edilmeli'
10:16 Açlık grevi 266’ncı gününde
09:48 Afgan kadın aktivist Ashfari: Direniş karşısında Taliban kalamaz
09:46 Gündüz ailesi adalet için yollarda
09:24 Mızraklı: Kayyımlar sarayın yereldeki prototipleridir
09:21 Kadınlardan kriz tepkisi: markete, pazara çıkamıyoruz
09:20 Afganistan'dan çekilen ABD’nin hedefi İran mı?
09:19 Bitlis yıkımlarla savaş alanına döndü
09:18 Diyarbakırlılar: Dünyada ne olursa Kürtlere bağlıyorlar
09:17 Akbelen direnişçileri: Maden ocağı tamamen durdurulmalı
09:16 Avcı: AKP ve kayyımları gidecek, hesabı sorulacak
09:15 KHK'liye Kurdi-Der ve İHD üyeliği engelli
09:05 El konulan belediyeler rant yuvasına dönüştü
09:04 ‘Sınır duvarının amacı Kürtleri birbirinden koparmak’
09:03 Barış Anneleri: Savaşı Öcalan durdurur
09:00 19 AĞUSTOS 2021 GÜNDEMİ
18/08/2021
23:59 Rusya’da savaş uçağı düştü: Pilot hayatını kaybetti
23:41 Tayip Temel: Muhalefet için kader anı
23:35 Şemdinli’deki orman yangınına ilişkin STK'lerden çağrı
22:10 Bozkurt'ta çöken Ölçer Apartmanı'nın müteahhidi tutuklandı
22:04 AKP’li Şemdinli Belediye başkanından orman yangını için ‘yaygara’ paylaşımı
21:51 Erdoğan: İran sınırındaki Ağrı, Hakkari, Iğdır ve Van sınırlarımıza duvar örülecek
21:08 Koronadan 168 kişi daha hayatını kaybetti
20:57 KESK Urfa’dan seslendi: Sefalet ücretini kabul etmiyoruz
20:44 İran, Taliban’dan kaçan Afganlara sınırlarını kapattı
20:35 Kadın örgütleri: Erkek şiddetine karşı Afganlı kadınlarla direnişteyiz
20:19 KESK’in Edirne’den başlayan yürüyüşü İstanbul’a vardı
19:44 İdil'de kitlesel ziyaret: Tecridi kıracağız
19:30 'Hard kapitalizm' sözleriyle tanınan Kaya gözaltına alındı
19:28 Samsun ve Mersin'de Afganistanlı kadınlara destek
19:24 'Devlet sizi kullanıyor' diyen gencin intihar ettiği iddia edildi
19:18 Gözaltına alınan 11 çiftçi serbest bırakıldı
18:52 Hozat’ta orman yangını
18:43 Van-Hakkari Tabip Odası üyesi Direk ihraç edildi
18:23 Nusaybin’de intihar iddiası
17:31 Kamu emekçileri Mardin’deki engele rağmen yürüdü
17:25 ABD, AB ve 19 ülkeden ortak bildiri: Afganistan’daki kadın ve çocukları güvence altına alın
16:46 Afgan kadınlar için uluslarası kamuoyuna çağrı: Harekete geçin
16:25 Mezopotamya Kitap Fuarı hazırlıkları başladı
15:25 Sel bölgesinde 109 bina için acil yıkım kararı
15:24 Polis, kapı ziline yanlışlıkla basan gencin ayağını kırdı
15:23 TTB’den ‘aşı olun ve aşıyı talep edin’ çağrısı
15:15 Silvan’da esnaf ziyaretine polisten engel
14:50 KESK’in yürüyüş kolu Diyarbakır’da
14:43 AKP Ceylanpınar’a başkan arıyor!
14:42 Şemdinli’de kontrol altına alınan yangın tekrar başladı
14:21 DEDAŞ’ı protesto eden 11 çiftçi gözaltına alındı
14:05 Siirt’te ‘Özgürlük zamanı’ buluşması hazırlıkları sürüyor
13:48 Şenyaşar ailesi: Zulüm edenlerin yanına kalmaz
13:11 Emekçilerin Ankara yürüyüşü Batman'dan başladı: İnsanca bir yaşam istiyoruz
13:05 Türkiye’nin bombaladığı hastanede yaşamını yitirenlerin kimlikleri açıklandı
12:37 Botan’da ‘Özgürlük Zamanı’: ‘Sahte Kürt’ devranı bitti
12:12 Diyarbakır’daki kadın örgütlerinden Afganistan çağrısı
12:11 Belediye duvarı yıkınca yabani hayvanlar mezarları tahrip etti
12:01 Zizek: Batı liberal medyası Afganistan’da gerçeği gizliyor
11:56 Balamir HES için ‘yürütmeyi durdurma’ kararı
11:55 Avukatları Öcalan'la görüşmek için başvurdu
11:55 Danıştay, Zilan Vadisi'ne HES yapılmasına karşı çıkan davacıyı haklı buldu
11:35 Ayancık Çevre Koruma Derneği Başkanı: Yıkımın nedeni HES
11:22 Aysel K.’yi kaçıran iki kişi serbest bırakıldı
11:11 DTK, TJA, BDP ve HDP'den Şengal saldırısına tepki: DAİŞ zihniyetinden farkı yok
11:03 Diyarbakır’da 56 kişi serbest bırakıldı
10:57 Şengal'de amaç statüsüz bırakmak
10:37 Ankara’da 6 gözaltı
10:28 Cudi'deki yangın kendiliğinden söndü
10:09 Kürdistani İttifak Çalışması Şengal saldırısını kınadı
09:33 Afganistanlı kadın aktivist: Bizim için her şey bitmiş değil
09:22 Cezaevleri 265 gündür açlık grevinde
09:17 Sosyolog Duru: Türk-İslam sentezi anlayışı ırkçılığı doğurdu
09:16 'Ulusal birliği partiler arasında değil toplumda inşa edeceğiz'
09:15 Diyarbakır’da vaka sayısı 2 bini aştı: Aşılama hızlanmalı
09:14 Siirt’te ‘Özgürlük Zamanı’ buluşmasına katılım çağrısı
09:13 Mardin’in 2 yıllık kayyım karnesi: Kaynaklar heba edildi, taşınmazlar satıldı
09:12 Koronavirüste 4’üncü dalga uyarısı: Toplumsal tedbirler alınmalı
09:12 Tümüklü: Öcalan şahsında Türkiye demokrasisi tecrit altında
09:11 Turizm kentlerinde esnaf birikimlerini harcıyor
09:10 HDP yöneticisi AKP’ye üye yapıldı
09:09 Osmanağaoğlu: Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki kadın direnişi güçleniyor
09:08 Gazeteci Malbat: Afganistan’da yanan ateş herkesi yakıyor
09:00 18 AĞUSTOS 2021 GÜNDEMİ
00:18 Zelal Ceger: Şengal’e sahip çıkamayan Irak yarın Bağdat’a da sahip çıkamayacak
00:15 Şemdinli'de orman yangını
17/08/2021
23:59 Ebdi: Irak hükümeti Êzidîleri savunma sorumluluğunu yerine getirmeli
23:53 Zirgan’a hava saldırısı: Bir çocuk ve kadın yaşamını yitirdi
23:43 BM İnsan Hakları Konseyi, 26 Ağustos’ta Afganistan için özel oturum yapacak
22:18 HDP: Şengal halkının iradesini tanımayan hiçbir politikayı tanımıyoruz
21:52 Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nden 17 Ağustos açıklaması
21:44 Karadeniz’deki sellerde can kaybı 78’e yükseldi
21:05 Heso Îbrahîm: Şengal saldırısı Irak devleti için bir utançtır
20:26 Diyarbakır'da iş cinayeti
20:13 Hakkari’de gözaltına alınan Işık serbest bırakıldı
20:01 17 Ağustos depreminde yaşamını yitirenler anıldı
19:41 Korona tablosu: 183 vefat, 21 bin 192 vaka
19:26 Şırnak’taki halk buluşmasına davet
18:45 'TÜİK’in enflasyon oranı emekçileri yoksullaştırıyor'
18:39 Van’da ‘Tedirgin Olma Aşı Ol’ kampanyası
18:28 Aktürk'ü katleden Eralp’in davası ertelendi
18:20 Mimarlar Odası Diyarbakır Şubesi: Doğal, kültürel ve tarihi talanları durdurun