ÖHD Genel Sekreteri Ergül: Öcalan’ın ‘umut hakkı’ için yasa değişikliği şart

img
İSTANBUL - Özgürlük İçin Hukukçular Derneği Genel Sekreteri Rengin Ergül, AİHM’in Öcalan, Kaytan, Gurban ve Boltan'la ilgili verdiği ihlal kararında “umut hakkının” uygulanması için Türkiye'nin yasa değişikliğine gitmesinin şart olduğunu söyledi. 
 
Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD), İnsan Hakları Derneği (İHD), Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) ile Toplum ve Hukuk Araştırmaları Vakfı (TOHAV), PKK Lideri Abdullah Öcalan ile tutuklu Hayati Kaytan, Emin Gurban ve Civan Boltan için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) “ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası” ile ilgili ihlal kararlarını acil gündemine alması için Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’ne başvuruda bulundu.
 
AİHM, Öcalan’ın 2003 yılında İmralı Adası'ndaki cezaevinde sosyal izolasyonundan ve tahliye imkanı olmaksızın ömür boyu hapis cezasına çarptırılmasının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) işkence ve kötü muameleyi yasaklayan 3’üncü maddesine aykırı olduğu yönünde yaptığı ihlal başvurusunu, 18 Mart 2014 tarihinde karara bağladı. “Öcalan 2” olarak çıkan kararda, Öcalan’ın koşullu salıverilme imkanı olmaksızın ömür boyu hapis cezasına çarptırılmasına ilişkin 3’üncü maddenin ihlal edildiğine yer verildi. AİHM aynı kararı, daha sonra başvuru yapan tutuklu Hayati Kaytan, Emin Gurban ve Civan Boltan için de verdi. 
 
Başvurucular açısından öncül olan Öcalan kararının üzerinden 7 yıl geçmesine rağmen Türkiye’nin salıverilme şartı olmaksızın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla ilgili “umut hakkını” doğuracak yasal bir düzenlemeye gidilmediği gibi AİHM kararının uygulanıp uygulanmadığı konusunda Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi ise gündemine almış değil. Öcalan, Kaytan, Gurban ve Boltan için “umut hakkı” bağlamında kurumsal düzeyde yapılan ve ilk olma özelliğini taşıyan başvuruya dair sorularımızı ÖHD Genel Sekreteri avukat Rengin Ergül yanıtladı.
 
Öcalan, Kaytan, Gurban ve Boltan hakkında verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına ilişkin ilk defa sivil toplum örgütleri tarafından AK Bakanlar Komitesi’ne bir başvuru gerçekleştirdiniz. Öncelikle neden bu mekanizmayı kullandınız?
 
Bakanlar Komitesi aslında AİHM’in verdiği ihlal kararlarının ülkeler tarafından uygulanıp uygulanmadığını denetleyen bir mekanizma. Oraya avukatlar ya da sivil toplum kuruluşları bildirimde bulunabiliyor. Bu ülkelerin ihlal kararlarıyla ilgili ne adımlar attığı ya da yaşanan süreçlerle ilgili bildirimde bulunabiliyorlar. Bizde ÖHD, İHD, TİHV ve TOHAV’la birlikte bu kararların Türkiye’de uygulanmayışıyla ilgili bir tablo sunduk. Neyin nerde uygulanmadığı, neyin ne kadar uygulandığı noktasında kararın içeriğine değinerek AİHM’in aldığı kararların Türkiye’de basamak basamak nasıl uygulanmadığını ortaya koyan bir tablo çıkardık.
 
 AİHM kararlarının içeriğini biraz açar mısınız?
 
AİHM, Kaytan, Gurban ve Boltan kararlarında tekrar tekrar Öcalan kararlarındaki ilkelere değinerek, tahliye umudu olmayan ağırlaştırılmış müebbet cezasının umut hakkının ihlali anlamına geldiğini belirtiyor.
 
Sayın Abdullah Öcalan ilk yargılandığında hakkında idam cezası verilmişti. AİHM idam cezası için ihlal kararı vermişti. İhlal kararı verildikten sonra idam cezası Türkiye’de kaldırıldı ve o zaman çıkarılan bir yasa ile Öcalan’ın cezası  tahliye umudu olmaksızın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına dönüştürüldü. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası Öcalan’ın ikinci dosyası olarak AİHM’e gittiği için bu ihlal kararı ‘Öcalan 2 kararı’ olarak adlandırıldı. AİHM, Kaytan, Gurban ve Boltan kararlarında tekrar tekrar Öcalan kararlarındaki ilkelere değinerek, tahliye umudu olmayan ağırlaştırılmış müebbet cezasının umut hakkının ihlali anlamına geldiğini belirtiyor. Umut hakkını vermeyen bir ülkenin, umut hakkını içermeyen bir yasanın da işkence yasağı kapsamında değerlendirdi ve işkencenin 3’üncü maddesinden ihlal verdi. 
 
 Nedir bu umut hakkı, dünyada nasıl uygulanıyor?
 
Tahliyesini umut edebilme hakkını içeren bir hak. Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde (UCM) insanlar yargılanıyor. Orada insanlığa karşı suç işleyenler yargılanıyor. Savaş suçu işleyenler yargılanıyor. UCM bile uygulama prosedürlerinde şartlı tahliye hakkı veriyor. Umut hakkını taşıyor. Çünkü insanlığa karşı suç işlemiş birisini bile bir gün tahliyesini umut etme hakkı vardır. Bu bütün kişiler için geçerli bir haktır. Dolayısıyla siyasi ya a adli suçlu gibi bir ayrım olmadan bütün mahpuslar açısından tahliyesini bir gün umut edebilme hakkını, yasalarla teminat altına alınma durumu diyebiliriz umut hakkı için. İnfaz Kanunu çerçevesinde umut hakkını ele alacak olursak; bu umut hakkı herkesi bir gün tahliye edeceksin anlamına gelmiyor. Bir ülke, bir gün tahliye edebilmeye dair güvenceleri ortaya koymak zorunda. Kategorik olarak şartlı tahliyeyi yasaklamak umut hakkının ihlalidir. 
 
 Tahliye umudunun olmadığı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası Türkiye hukukunda nasıl uygulanıyor? 
 
Türkiye’de 2002 yılına kadar tahliye umudu olmayan bir hapis cezası söz konusu değildi. İdam cezası vardı ancak fiilen uygulanmıyordu. İdam cezası olanlar dahi tahliye oluyorlardı. 1999’da Sayın Abdullah Öcalan Türkiye'ye getirildi ve idam cezası verildi. Öcalan'ın avukatları daha sonra bu kararı AİHM’e götürdü. AİHM idam cezasının ihlal yönünden bir karar olduğuna hükmetti ve Türkiye yasa değişikliğine gitmek zorunda kaldı. 4771 sayılı bir kanunla o dönem idam cezası alan Sayın Öcalan gibi mahkumlar için de bu cezaların ağırlaştırılmış müebbette çevrildiğini görüyoruz. Dolayısıyla ağırlaştırılmış müebbet cezası böyle bir iklimde Türkiye’ye geldi. Tamamen siyasi mahpusları yok etme, öldürme üzerine ortaya çıktı. Aslında ölüm cezası, ölünceye kadar hapis cezasına dönüştü. Bunun kendisi de ucu ölüme dayanan bir ceza ve daha ağır bir ceza. Bunun öncesinden bir ağırlaştırılmış müebbet cezası uygulaması yoktu. Daha sonrasında Türkiye’de ağırlaştırılmış müebbet daha geniş olarak yasalarda yer aldı ve Terörle Mücadele Kanunu (TMK) kapsamında birkaç maddeyi kapsayacak şekilde yerini aldı. Ve bu dünyadaki birçok örneğe göre daha katı uygulanıyor. Dolayısıyla AİHM’in ‘Senin o kişiyi topluma yeniden kazandırma noktasında bir imkan sunman gerekiyor’ dediği kararı da ihlal ediliyor. Kişiyi tamamen tecrit altına alan, akıl sağlığını bile yitirecek bir cezai yaptırıma dönüşüyor. Uygulama şekliyle de işkence yasağının ihlali anlamına geliyor. 
 
 Öcalan’ın tutuklanmasıyla Türkiye hukukuna giriyor...
 
Evet, tamamen Sayın Abdullah Öcalan’ın tutuklanmasından sonra Türkiye’nin yasaları üzerinde yaptığı değişiklikler ortada. Yasaların değiştirildiği dönemler bakımından da bir değerlendirme yaptığınızda tamamen bu sürecin Abdullah Öcalan’ın tutuklanması, idam cezasıyla ilgili ihlal kararı  çıkması ve Türkiye’nin o koşullarda Avrupa Birliği’ne girme sürecinde idam cezasını uygulayamayacak olmasının da etkisiyle yasayı bu şekilde değiştirmesi, devamında siyasi mahpuslar nezdinde idam cezasından daha ağır bir ceza uygulama noktasına gitmesinin yöntemidir bu. 
 
AİHM, umut hakkını nasıl düzenliyor?
 
AİHM diyor ki: ‘Birini, cezasının sonunda bir gün tahliye olma imkanını yasal olarak, hukuken vereceksin.  Hukuken bu imkanı vermekle kalmayıp, fiilen de bunu uygulayacaksın.’ Hukuken ve fiilen verilmesi gereken umut hakkı değerlendirme aşamasındayken, kişiye usulü güvenceler verilmesi gerektiğini belirtiyor.
 
Nedir bu usulü güvenceler?
 
Bu ömür boyu hücre cezası şu anlama geliyor; hem bu kişinin tahliye olması açısından umut hakkı yok hem de işlediği suçtan dolayı hücrede geçirdiği süreçte sosyalleşme hakkını elinden almış oluyorsunuz. Kişiyi tecrit altına alıyorsunuz.
 
Tahliye imkanı nasıl vereceğini, hangi şartlara bağlayacağını, hangi mekanizmalardan geçireceğinin şartlarını da ortaya koymak zorunda. Ceza hukukunun temel mantığında kişinin topluma yeniden kazandırılması, kişiye tekrar sosyalleşme imkanı cezaevinde verilmek zorunda. Türkiye’de ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası TMK kapsamındaki suçlar bakımından ömür boyu hücre cezası olarak uygulanıyor. Bu ömür boyu hücre cezası şu anlama geliyor; hem bu kişinin tahliye olması açısından umut hakkı yok hem de işlediği suçtan dolayı hücrede geçirdiği süreçte sosyalleşme hakkını elinden almış oluyorsunuz. Kişiyi tecrit altına alıyorsunuz. Zaten AİHM’in verdiği Öcalan 2 kararı sadece umut hakkı bağlamında değil, Öcalan’ın koşulları bakımından da ihlal kararı vermişti. 
 
Dolayısıyla AİHM, Öcalan üzerindeki tecridi de kabul edip ihlal kararı vermiş oluyor...
 
Evet. 2004-2009 yılları arasındaki süreçte aileyle görüşme, telefonla görüşme, avukatlarıyla görüşme hakkının kısıtlanması noktasında ihlal kararı vermişti. 2009’dan sonraki koşulların ihlal olmadığı; aileyle görüşme hakkı, telefonla görüşme hakkı kapsamında ihlal içermediği yönünde bir karar vermişti. Şuanda Sayın Abdullah Öcalan’ın tutulduğu koşullar yine bu standartlar bağlamında bir ihlal oluşturuyor. Bu yönüyle baktığımızda Türkiye’nin yasa değişikliğine gitmesi gerekiyor. 
 
Öcalan aile, avukat ve iletişim haklarına dönük kısıtlama ve engellemeler hala devam ediyor. 2009’dan sonra AİHM’in bu yönlü ihlal kararı vermediğini söylediniz. Bu süreçten sonra Öcalan’ın koşulları değişti mi, AİHM neden başvurularda ihlal kararı vermedi?
 
2009 yılından sonraki süreçte ihlalin olmadığına karar verildi. Koşullar farklı mıydı ki iki ayrı karar çıktı. Yani aynı karar içerisinde yıllara bağlı olarak ihlal değerlendirilmesi yapıldı. O dönem yapılan avukat görüşmelerinin etkisiyle ve bir takım esnemeler gerekçesiyle koşullar kısmen farklıydı. Biz insan hakları hukukçuları olarak o dönemin koşullarının da ihlal içerdiği kanaatindeyiz. Ancak o konuda AİHM ile görüş birliği sağlanamadı. 
 
AİHM’in Öcalan, Kaytan, Gurban ve Boltan hakkında verdiği ihlal kararları doğrultusunda Türkiye’nin atması gereken adımlar nelerdir?
 
 2014’e kadar bin 453 kişi olduğunu biliyoruz ama 2014’ten sonra toplu bir veri yok elimizde. Bu noktada Türkiye’nin atması gereken iki adım var. Bunlar; yasa değişikliği ve bu tür cezalar vermemesi.
 
Türkiye’nin atması gereken ilk adım, yasa değişikliğine gitmek. Aynı zamanda TMK kapsamında yeni ağırlaştırılmış müebbet hapis cezaları vermemesi. Çünkü AİHM, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının ihlal olduğuna karar verdikten sonra bunu uygulamamak ve yeni cezalar eklemek bu kararı tanımamaktır. Türkiye yasa değişikliğine gitme noktasında hiçbir adım atmadı. HDP’nin ve kimi yerde CHP’nin bu konuda yasa teklifleri oldu ancak bunlar Meclis'te karşılık bulmadı. Sivil toplum kuruluşlarının da Meclis'te görüşme girişimleri oldu ancak bu da karşılık bulmadı. Özellikle OHAL’den sonra Türkiye’de çok  fazla ağırlaştırılmış hapis cezası isteniliyor ve veriliyor. Ve biz 2014’ten beri Türkiye’de kime, ne kadar ağırlaştırılmış hapis cezası verildiğine dair istatistiki bilgiyi hükümetten alamıyoruz. Yaptığımız bilgi edinme başvurularında bunu kurum içi bilgilendirmeyi içerdiği gerekçesiyle bizler ve diğer sivil toplum kuruluşlarına bilgi verilmiyor. 2014’e kadar bin 453 kişi olduğunu biliyoruz ama 2014’ten sonra toplu bir veri yok elimizde. Bu noktada Türkiye’nin atması gereken iki adım var. Bunlar; yasa değişikliği ve bu tür cezalar vermemesi. 
 
Başvuruya dönecek olursak, başvuru nasıl bir önem taşıyor? Hangi süreçlerin önünü açar ya da nasıl bir etkisi olur?
 
Türkiye’nin yapması gerekenler değil, aynı zamanda Bakanlar Komitesi’nin de yapması gerekenleri içeren bir başvuru. Biz Bakanlar Komitesi’ne diyoruz ki; bu prosedürü işlet. Acilen gündemine almalı ki Türkiye’den eylem planı isteyebilsin. Türkiye’den atacağı adımları ve Türkiye’den istatistiki bilgi istesin ki biz de hükümet üzerinden etkili bir adım attırabilelim. Bunun ilk aşaması, Bakanlar Komitesi’nin bunu gündemine alması. Bakanlar Komitesi bunu gündemine aldıktan sonra Türkiye’nin atacağı adımlar içerisinde, yasa değişikliğine gitmek ve verileri paylaşmak, 2014’ten sonra kaç kişiye ne koşullarda ağırlaştırılmış müebbet verdiğini açıklamak kalıyor.  
 
 Başvuru bu süreci hızlandırmaya dönük aynı zamanda…
 
Evet. Öcalan 2 kararı, 2014 yılında alınmış bir karar. Üzerinden 7 yıl geçmiş ve bu hem Bakanlar Komitesi prosedürü açısından hem de genel olarak bir ihlal süreci açısından uzun bir süre. Türkiye bu süre içerisinde sadece bir kere eylem planı sundu ve bu eylem planında AİHM’in kararını çevirip bütün mahkemelere yolladığını ve bu şekilde kararı icra ettiğini iddia etti. Ancak bu kararın icrası için yeterli değil. Yani kararı çevirip mahkemelere yollamak değil, bu kararın uygulanması gerekiyor. Mahkemenin bağlı olduğu yasanın değişmesi gerekiyor. Mahkemenin elini bağlayan bir yasa düzenlemesi var orda. Hızlandırma açısından etkili olacaktır. Bakanlar Komitesi’nin 3 aylık periyotlarla yaptığı gündem tartışmaları var. Ayrıca delegeleriyle yaptığı haftalık toplantıları var. Bu iki toplanma bakımında bunu gündeme alması Türkiye üzerinden itici bir güç oluşturacaktır. 
 
 Bakanlar Komitesi, 7 yıl içerisinde AİHM’in bu kararını hiç gündemine almadı mı?
 
Karar 2014’te verildi. Bakanlar Komitesi bunu ilk kez 2015’te gündemine aldı ve genişletilmiş prosedürüyle değerlendirmeye karar verdi. 2015’te Türkiye bir eylem planı sundu. Bu eylem planında az önce bahsettiğim gibi kararı çevirip bütün mahkemelere yolladığı yönünde bir eylem planıydı. Türkiye daha sonra herhangi bir eylem planı sunmadı. Sayın Öcalan’ın avukatları kural 9’a 1 dediğimiz bildirimleri 4 kere yaptı ve bütün bu süreçleri ele alan bildirimler yaptılar. Bu bildirimlerden birisine Türkiye yeniden cevap verdi ancak Türkiye’nin verdiği cevap çözüm içermiyordu. Bir adım da içermiyordu. Hükümet, ‘Biz şu, şu adımları atacağız’ gibi bir taahhütte de bulunmuyor. Dolayısıyla karar şuan ilerleme kaydetmiyor. Ancak şöyle bir ilerleme var; devamında verilen Gurban, Boltan ve Kaytan kararlarında AİHM, Öcalan kararına atıfta bulunarak, ilkesel olarak bu kararı esas aldığını ortaya koyuyor. Bütün bu kararlarda AİHM tekrar tekrar Öcalan kararında atıfta bulunuyor. Öcalan kararı üzerinden Türkiye’nin adım atma noktasında çekingen davrandığını ya da bilerek adım atmadığını da söyleyebiliriz. 
 
Başvurunuzda Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) de atıfta bulundunuz. AYM’nin bu konuda  belirleyici bir rolü var mı?
 
Anayasa Mahkemesi, bu noktada çok pasif bir rol alıyor. AYM, AİHM ile paralel kararlar vermek zorunda. AİHS’ye uygun hareket etmek zorunda. AYM umut hakkı konusunda tek bir kelime söz etmemeye çok özen gösteriyor.
 
AYM bu noktada çok pasif bir rol alıyor. AYM, AİHM ile paralel kararlar vermek zorunda. AİHS’ye uygun hareket etmek zorunda. AYM umut hakkı konusunda tek bir kelime söz etmemeye çok özen gösteriyor. AYM’ye hem adil yargılanma hakkının ihlali hem de umut hakkının ihlali yönünden başvurular oluyor. AYM’nin bu konularda verdiği bütün kararlarda, umut hakkına değinmeden sadece adil yargılanma hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle dosyayı yerel mahkemeye geri gönderiyor. AYM etrafında dolanıp umut hakkı konusunda tek bir söz söylememeye gayret gösteriyor. Çünkü eğer söz ederse burada AİHM’e paralel bir karar vermek zorunda. Sadece tek bir kararda bir karşı oy yazısı var. Bu karşı oy yazısına AYM yargıcı, AİHM’e paralel bir karar verilmesi ve umut hakkı noktasında  bu paralelde hareket edilmesini istiyor. Ancak bu yazı sadece tek bir kararda var. 
 
AİHM’in vermiş olduğu ihlal kararı doğrultusunda dört başvurucunun “umut hakkı” ellerinden alınmış oluyor. Türkiye ve Avrupa Birliği arasındaki ilişkileri göz önünde bulundurduğumuzda başvuru üzerinde nasıl bir etkisi olur?  
 
Bakanlar Komitesi’nin 2014’teki bir kararı gündemine almıyor oluşu, Türkiye ile AB arasında ilişkilerin gidişatına göre şekillenen bir süreç olduğunu ortaya koyuyor. İlk öncü kararın Öcalan’a ait olması yarattığı bir gerginlik var ülkeler arasında. Hem de AİHM’in son yıllarda Türkiye’ye karşı gösterdiği bir tolerans olduğunu söyleyebiliriz. Aynı paralelde AİHM, Azerbaycan ile daha kesin hükümler kurarken, Türkiye ile verdiği kararlarda daha yumuşak bir tutum sergileyebiliyor. O yüzden Türkiye ile AB arasındaki ilişkiler gidişatı etkileyecektir.
 
Başvurudan sonra yeni girişimleriniz olacak mı? 
 
Biz hem Sayın Öcalan’ın tecrit koşullarının hem diğer üç kişi için ağırlaştırılmış hapis cezasının hem de bundan sonra verilecek aynı düzeydeki ceza sisteminin ortadan kaldırılması için çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Ulusal ve uluslararası mecralara başvuracağız. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin periyodik toplantılarından önce sistemli bir şekilde başvurularımızı yapacağız. Bir de Türkiye’de TMK kapsamında aynı cezayı alan tüm siyasi tutuklulara ulaşıp bunların yaşadığı, içinde bulunduğu durumu raporlaştırıp gündeme getireceğiz. 
 
MA / Diren Yurtsever - Mehmet Aslan

Diğer başlıklar

01/08/2021
19:42 TMMOB: Irkçı saldırı failleri bir an önce cezalandırılsın
19:13 Buldan: İktidar gün sayıyor
18:49 Hozat Belediye Başkanı Valiliği yalanladı
18:46 Adana’da 'uyuşturucuya hayır' eylemi
18:30 Irkçı katliama tepki: Ortak yaşam için ırkçılığa geçit yok
18:23 Dedeoğulları taziyesinde Sayan'a tepki: Biz saf değiştirenlerden değiliz
18:13 Muhabirimiz ve beraberindeki 5 kişi serbest bırakıldı
17:54 Başkale ve Çaldıran’da sel
17:50 İslami STK’lerden ırkçı katliama tepki: Failler cezalandırılsın
17:24 Hozat’ta yangın 3 köye daha yayıldı
17:15 Manavgat'ta ölü sayısı 7'ye yükseldi
17:11 Marmaris'te otelde patlama
17:10 Muhabirimiz Sezgin'e tutuklama talebi
16:10 STÖ ve siyasi partilerden Dedeoğulları’na taziye ziyareti
15:40 Karaburun Yarımada RES projelerine tahsis edildi
15:39 İkizdere’de nöbet 101'inci gününde
15:36 Şırnak'ta 18 tutuklu koronaya yakalandı
15:32 Bir sanatçı daha intihara sürüklendi
15:29 Katliamı paylaşan gazeteciye soruşturma
15:25 Muğla Çevre Platformu: Asılsız iddialar gerçek failleri koruyor
15:20 Selde ağıt yakan anne: Evim yıkıldı, dışarıda kaldık
14:59 Katliam yerine giden Dedeoğulları yakınlarına polis şiddeti
14:46 Mersin'de ırkçı katliama tepki
14:25 ‘İzmir’de gerçekleştirilmek istenen katliam Konya’da yaşandı’
14:20 Xaşkan’da ikinci sel
14:12 Antep’te 5 katlı bina çöktü
13:35 Datça’da 12 saatte 131 deprem
13:23 Erdoğan, Konya açıklamasını nerede, ne zaman ve kime yaptı?
13:12 DSİ’nin kanalı sele neden oldu
13:11 Van’da gözaltı sayısı 9’a çıktı
13:06 Muhabirimiz Sezgin adliyeye çıkarıldı
12:09 Palalıdan sopalıya saldırganlar hep korundu
11:54 Muğla'da 3 noktada yangın sürüyor
11:40 Kürdistani İttifak Grubu: Irkçı katliamdan iktidar sorumludur
11:39 Muhabirimiz polis otosunda da darp edildi
11:04 Yeni Yaşam Kadın eki Êzidî kadınları kapağına taşıdı
11:04 Kürt iş insanı Güneş tutuklandı
10:53 Meclis İnsan Hakları Komisyonu Konya ziyaretini iptal etti
10:28 Irkçı katliamın faili 40 saattir yakalanmadı
10:25 Hozat kırsalı 3 gündür yanıyor
10:16 Irkçı grubun saldırısına uğrayan gazeteciler emniyette ifade vermedi
10:15 Şenyaşar ailesi: Zulüm yapanı korumayın
09:53 Mülteciler nelere alet ediliyor?
09:48 Ege'de 5,7 büyüklüğünde deprem
09:25 Van’da HDP’li 3 genç gözaltına alındı
09:18 Manavgat’ta yol kesen ırkçı gruplar Kürt arıyor!
09:04 Dönüşümlü açlık grevi 248’inci gününde
09:03 Bayındır: Saldırılar sokakta boşa çıkarılır
09:02 Heşdi Şabi Sorumlusu: Şengal'i ancak Şengalliler korur
09:01 DAİŞ’in izlerini kadınlar siliyor: Şengal’de artık direniş var
09:01 Diyarbakır Ana Jet Üssü’ne yapılan hava saldırısı sonrası GPS sinyalleri kesildi
09:00 Kadınların TİS mücadelesi: Taleplerimiz yaşamsal
09:00 01 AĞUSTOS 2021 GÜNDEMİ
00:27 Hakkari'de eylem ve etkinlik yasağı uzatıldı
00:20 Irkçı katliamın faili: Mehmet Altun
00:14 Ebdî: Türkiye’nin ırkçı politikalarına karşı ses yükseltmeli
31/07/2021
23:26 CHP heyeti: Olayın ayrıntıları ve bağlantıları ortaya çıkarılmalı
23:19 Muğla’da deprem
23:09 Erdoğan Marmaris'te de çay fırlattı!
22:16 Darp edilen muhabirimiz gözaltına alındı
21:54 Irkçı saldırıyla ilgili gözaltı sayısı 13’e yükseldi
21:18 HDP’li gençlere ırkçı saldırı: Gazeteciler de yaralandı
21:04 ‘Orman yangınlarının sorumlusu iktidardır’
20:57 Yangın bölgesine gidişler engelleniyor
20:54 Başkale’de evi yıkılan kadın yaşadıklarına ağıt yaktı
20:46 Koronadan 79 kişi daha yaşamını yitirdi
20:25 Ankara’da katliama tepki: Direne direne kazanacağız
20:11 Koronaya yakalanan işçiler depodan odalara yerleştirildi
19:09 Katliam anına dair görüntüler çıktı
18:54 Mardin’de müdahaleye rağmen katliam protesto edildi
18:52 Binlerce kişi Taksim’den haykırdı: Faşizme karşı omuz omuza
18:12 Diyarbakır'dan katliama öfke: Kürt halkı yalnız değildir
18:05 Ankara’ya yürümek isteyenlere müdahale: Çok sayıda gözaltı
17:56 Irkçı katliam Yüksekova'da yürüyüşle protesto edildi
17:27 Başkale’de sel: Onlarca ev ve ahır yıkıldı
17:26 Sancar: Irkçı zihniyet Kürtlere karşı sistemli saldırıya dönüştü
17:16 Antakya ve Samandağ'da orman yangını
17:04 Bingöl’de erkek cenazesi bulundu
16:57 Konya’daki katliama her yerden tepki: Husumet değil ırkçı saldırı
16:41 Konya’da ırkçı katliamda yaşamını yitirenler defnedildi
16:35 Ailenin yakını: Ağlarsak kazanırlar, ağlamayacağız
16:12 Van’da açıklamaya polis müdahalesi: 5 gözaltı
16:10 Savcıyla görüşen avukatlar katliam anını anlattı
15:38 İkizdere’de direniş 100’üncü gününde: Dozer hızlı yargı yavaş
15:37 Cem etkinliğinde Konya’daki katliama tepki
15:18 Askeri operasyon ardından ormanlık alanda yangın
15:03 Muğla’da 5 farklı yerde orman yangını
14:50 Gözaltında öldürülüp intihar süsü verilen Cihan’ın failleri soruldu
14:24 KESK: İktidarın kışkırtıcı dili saldırılara zemin hazırlıyor
14:24 Tutuklu Sancar'ın tedavi hakkı engelleniyor
14:12 Temelli: Katliamın sorumlusu iktidardır
14:11 ANYAKAY-DER yeni yönetimini belirledi
14:09 İHD İzmir Şube: Tuğgeneral Tağma yargılansın
14:07 Türkiye’den BM’ye Cumartesi Anneleri savunması: Yasalarımıza uygun
13:59 CHP'den Dedeoğulları ailesine ziyaret
13:44 Koronavirüse yakalanan otel işçileri depoda tutuluyor
13:09 Hakkari’de gözaltı sayısı 7’ye yükseldi
12:58 Konya katliamına Avrupa'dan tepki
12:56 Düğüne giden aile kaza yaptı: 5 ölü, 1 yaralı
12:56 Depremzedelerden Ankara’ya yürüyüş kararı
12:53 Sancar katledilen Dedeoğulları ailesinin cenaze törenine katılacak
12:20 ÖHD: Dün Sivas’ta Alevileri yakanların mirasçıları bugün Konya’da
12:19 Sinbo direnişçisi Türker’in yürüyüşüne polis engeli
12:14 Diyarbakır ve Batman’da kayıpların akıbeti soruldu
12:13 Yangınından etkilenen bölgeler ‘Afet bölgesi’ ilan edildi
12:04 Konya’daki avukatlar öğleden sonra savcıyla görüşecek
11:53 Buldan'dan katliam tepkisi: Kürtler yalnız değildir, birlikte saf tutalım
11:48 Manavgat’ta yangın müdahale eden 2 işçi yaşamını yitirdi
11:46 TBB: Konya’daki saldırının takipçisi olacağız
11:32 İHD ve TİHV Meram'a heyet gönderiyor
11:21 Şenyayla'da karakol yapımından sonra binlerce ağaç yok edildi
11:15 98 orman yangınının 88’i kontrol altına alındı
11:13 Boğaziçi’nde akademisyenler yeni rektör adaylarını seçti
10:48 Irkçı saldırıyla ilgili 10 gözaltı
10:46 Çiftçiler DEDAŞ'ı protesto etti: 100 bin kazanıyoruz 250 bin fatura geliyor
10:45 Şenyaşar ailesi: Konya’daki katliam cezasızlık politikaların sonucu
10:42 Manavgat’ta yangın provokasyonu
10:38 Konya’ya giden avukatlara bilgi verilmiyor
10:27 ÖHD Genel Sekreteri Ergül: Öcalan’ın ‘umut hakkı’ için yasa değişikliği şart
10:24 Eve misafir olarak giden saldırgan 20 kurşun sıkmış
10:06 DBP: Katliamın sorumlusu AKP ve MHP’dir
10:02 Dedeoğulları ailesi avukatı: Katil daha önceki saldırganlarla irtibatlı
09:35 Açlık grevi 247’nci gününde
09:26 Katledilen Kürt aile Saraçoğlu Mezarlığı’nda defnedilecek
09:09 Irkçı katliamı takip eden gazetecilere polis engeli
09:06 İzmir'de iş cinayeti
09:06 Konya Emniyet Müdürü Dinç’in sicil kaydı: Dink cinayeti, 10 Ekim Katliamı, Sontora cinayeti ve Konya Katliamı
09:05 Cezaevinin ‘iyi hal’ gerekçesinde yok yok
09:04 DEDAŞ ajansımızdan söz hakkı istedi: Kesintilerin tümü yasal!
09:00 31 TEMMUZ 2021 GÜNDEMİ
03:10 Orman yangınları 3 gündür söndürülemiyor
02:57 Diyarbakır Barosu: Şiddet dili saldırıya doğrudan tesir etti
02:34 HDK: Kürt halkını hedef gösterenlerin sorumluluğunu unutmayacağız
02:23 Ankara’dan kitlesel açıklamaya katılım çağrısı
02:16 CHP ırkçı katliamın araştırılması için heyet oluşturdu
02:12 Taş ve Ulugana’nın cenazesi 93 gün sonra teslim edildi
01:51 İstanbul’dan ırkçı katliama tepki: Sessiz kalmak taraf olmaktır
01:34 Diyarbakır Barosu ırkçı katliama karşı Adalet Nöbeti başlattı
01:16 HDP ve ÖHD heyeti Konya’ya hareket etti
00:50 Irkçı saldırıda katledilenlerin cenazeleri hastaneye kaldırıldı
00:01 Cizre’de ırkçı saldırı yürüyüşle protesto edildi
30/07/2021
23:48 5 saat sonra açıklama yapan Soylu yine hedef gösterdi
23:26 İYİ Parti’den ırkçı saldırıya ‘husumet’ savunması
23:13 Kılıçdaroğlu’ndan Erdoğan’a: Kendine alacağına, yangın söndürme uçağı alsaydın
23:08 Koronavirüste vaka sayısı 22 bini geçti
22:31 Sancar: Konya'daki vahşi katliamın başlıca sorumlusu iktidardır
22:19 Yüksekova'da operasyon bölgesine götürülen gençler kalkan yapıldı
22:08 Katledilen Dedeoğulları MA’ya konuşmuştu: Kürde adalet yok!
21:54 Konya’daki ırkçı katliama tepki yağdı: İktidar suç ortağıdır
21:41 Mersin ve Şırnak'ta ormanlık alanlara girişler yasaklandı