Oluç: Kürt sorunu zihniyet değişimiyle çözülebilir

img
ANKARA - HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, Ceylanpınar’da iki polisin öldürülmesinin iktidar tarafından savaşa gerekçe yapıldığını belirterek, Kürt sorununda çözümün ancak zihniyet değişimiyle mümkün olduğunu söyledi. 
 
“Çözüm” olarak adlandırılan sürecin sonlandırılarak, savaş sürecine geçişin gerekçesi yapılan Urfa’nın Ceylanpınar ilçesinde iki polisin öldürülmesi olayının üzerinden 6 yıl geçti. PKK Lideri Abdullah Öcalan ile devlet heyeti arasında 3 Ocak 2013’te başlayan süreç, iki yıl süren görüşmelerin ardından açıklanan Dolmabahçe Mutabakatı’yla yeni bir döneme evrildi. Devlet ve hükümet yetkilileri ile İmralı Heyeti’nde yer alan isimlerin katılımıyla Dolmabahçe Sarayı’nda açıklanan mutabakat, daha sonra AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından reddedildi. Erdoğan’ın “Doğru bulmuyorum” diyerek süreci sonlandırılmasıyla PKK Lideri Öcalan’a yönelik tecrit yeniden devreye konuldu. 
 
Sürecin sonlandırılmasıyla DAİŞ’in 5 Haziran’da Diyarbakır’da, 20 Temmuz’da Urfa’nın Suruç ilçesinde düzenlediği bombalı saldırılarla adım adım gidilen çatışmalı süreç, Ceylanpınar’da 22 Temmuz’da iki polisin öldürülmesi gerekçe yapılarak, Kandil’e yönelik hava saldırılarıyla 24 Temmuz’da resmen başlamış oldu. 
 
“Çözüm” sürecinin sonlandırılarak yeniden savaşa dönülmesini, “faili meçhul”e bırakılan Ceylanpınar olayını ve Kürt sorununun çözümsüzlüğünü, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili Saruhan Oluç ile konuştuk. 
 
PKK Lideri Abdullah Öcalan ile devlet arasında yürütülen “çözüm” sürecini sonlandıran iktidarın, yeniden savaş konseptini devreye koyduğu 24 Temmuz’un yıldönümündeyiz. Ceylanpınar’da iki polisin ölümü yeniden çatışmalı sürece gerekçe yapıldı. Ancak Ceylanpınar cinayeti “faili meçhule” bırakıldı. Bugün baktığımızda, Ceylanpınar olayının perde arkasında ne vardı?
 
Öncelikle bir noktayı açıklığa kavuşturmak gerekiyor. Aradan yıllar geçti, tartışılırken unutuluyor. 24 Temmuz, çözüm sürecinin bitirildiği gün değildir. Daha öncesinde, 28 Şubat 2015’te Dolmabahçe Mutabakatı’nın bizim İmralı Heyetimiz, hükümet ve devlet heyetiyle birlikte okunması, birlikte bir görüntü verilmesinden sonra yaşananlarla süreç bitirildi. Yanlış hatırlamıyorsam, Nisan başında Cumhurbaşkanı Erdoğan Dolmabahçe Mutabakatı’nı tanımadığını ilan etmiş “Ne mutabakatı” demişti. Dolayısıyla sorun Dolmabahçe Mutabakatı’nın tanınmadığının açıklanmasıyla birlikte ortaya çıktı. 5 Nisan’dan sonra İmralı’daki görüşmelerin sonlandırılması, tecridin yeniden başlatılması, çözüm sürecinin bitirilmesinin en net işaretidir. Daha sonra 7 Haziran seçimleri gerçekleşti. HDP çok önemli bir sonuç elde etti. 24 Temmuz’da ortaya çıkan ise tekrardan çatışmanın başlamasıyla ilgili bir durumdur. Dolayısıyla “çözüm süreci” olarak adlandırdığımız dönemin bitişi, Dolmabahçe Mutabakatı’nın kabul edilmemesi ve inkar edilmesiyle ortaya çıkmıştır.
 
 
Ceylanpınar tam bir faili meçhul oldu. Bunun failleri kimdir, bu provokasyon kim tarafından yapıldı, hazırlandı, devreye konuldu? Bunların cevabı hiçbir zaman verilemedi. 
 
Ceylanpınar’da yaşanan cinayetin gerçek failleri ise bulunmadı. Gözaltılar oldu, tutuklamalar oldu, yargılamalar başladı... Yargılamaların sonunda herkes beraat etti ve aslında faillerin kim olduğu ortaya çıkmadı. Bunun failleri kimlerdir, bu provokasyon kimler tarafından yapıldı, hazırlandı ve devreye konuldu. Bu soruların cevabı hiçbir zaman verilemedi. Ceylanpınar yeniden çatışmalı sürecin başlamasının işaret fişeği oldu. Failleri belli olmayan bu hazırlanmış provokasyon elbette ilk değildir. Daha öncede yakın tarihimize baktığımızda kritik anlarda bu tür provokasyonların yaşandığını görürüz. Ceylanpınar da işte böyle bir provokasyon olarak tarihe geçti. Tekrar çatışmaarın başlatılması için iktidar tarafından bahane olarak kullanılmıştır.
 
 İmralı Adası’nda görüşmeler provokasyonla başladı. İlk olarak 9 Ocak’ta 3 Kürt kadın siyasetçi Sakine Cansız, Leyla Şaylemez ve Fidan Doğan katledildi. Benzer provokasyonlar oldu ancak Öcalan’ın müdahalesiyle görüşmeler sürdürüldü. Ceylanpınar olayının çatışmalı sürece evrilmesinde, Öcalan ile görüşmelerin engellenmesinin etkisi var mı?
 
Ağırlaştırılmış mutlak tecridin başlamasıyla birlikte her türlü provokasyonla çatışmalı sürece geçişin yapıldığı bir dönem yaşanmaya başlandı. 5 Nisan’da tecridin tekrar başlatılması ve görüşmelerin kesilmesi, olabilecek provokasyonlar için çok önemli bir işaretti. O zaman da söyledik. Hatta Sayın Öcalan o zaman İmralı Heyeti’ne ‘Son görüşmemiz olabilir’ diye bir öngörüde de bulundu. İktidar, arada 7 Haziran seçimlerinin sonuçlarını görmek istedi. Onun sonucunda HDP güçlü bir pozisyon elde etti. 80 milletvekili çıkararak, yüzde 13 oy aldı. Tek başına AKP’nin hükümet kurmasını engelleyen bir sonuç ortaya çıkardı. Bununla birlikte yaşanan bir dönem var, ondan sonra 1 Kasım’a doğru 24 Temmuz’la birlikte çatışmalı, ciddi katliamların yaşandığı bir süreç ortaya çıktı. 20 Temmuz Suruç Katliamı, ardından 10 Ekim Gar Katliamı yaşandı, öncesinde 5 Haziran Diyarbakır mitingimize yapılan bombalı saldırı var. Sürece baktığımızda, bütün bunların hepsi, aslında arka arkaya dizilmiş olan katliamlar ve provokasyonlardır.
 
 “Çözüm” sürecinde toplumda büyük bir barış umudu doğdu. Çözüm için böylesi bir fırsat varken, iktidar neden savaşa sarıldı? 
 
Bu aslında çokça tartışılan bir konu ve bunun çeşitli yanları var. Geçtiğimiz hafta AKP Genel Başkanı, Amed’e yaptığı ziyarette çözüm sürecine dair konuştu. Çözüm sürecinin HDP tarafından bitirildiğini iddia etti. Doğru değil elbette o günleri hatırlayacak olursak hem Dolmabahçe Mutabakatı’nın ortaya çıkmasında hem de onun ertesinde sürecin pozitif bir şekilde ilerlemesi için parti olarak elimizden geleni yaptık. Özellikle Dolmabahçe Mutabakatı’ndan sonra sürece dair toplumda beklentiler çok yükseldi. Toplum aslında barış istiyordu. O dönem yapılan kamuoyu yoklamalarını da hatırlayacak olursak, Türkiye’de barışın olmasını isteyen, demokratik ve barışçı bir çözümün Kürt sorununda ortaya çıkmasını, sürecin olumlu olmasını isteyen çok geniş bir kesim vardı. “Çözüm süreci” diye adlandırılan dönemin, toplumda büyük destekçisi vardı. Bütün kamuoyu yoklamaları bunu gösteriyordu. HDP de aslında çözüm sürecinin olumlu bir şekilde sonuçlanması için çaba sarf ettiğinden dolayı, bu barışçı ortamdan dolayı 7 Haziran seçimlerinde çok ciddi destek aldı. Çünkü toplumun tüm kesimleri barışı istiyordu. HDP’nin büyümesi ve potansiyeli iktidarı ve devlet yapısını rahatsız eden bir konu oldu. 
 
 
Bütün bunlar devlet ve iktidar yapısının çözüm sürecini sona erdirerek, hem ülke sınırları içerisinde hem de Suriye’de çatışmacı bir dönemi yeniden başlatmasına yol açtı… 
 
Hatırlarsak Ekim 2014’te yapılan MGK’sında Kürt hareketine yönelik “Çöktürme Planı” gibi bir kararı alınmıştı. Böyle bir plan olduğu ortaya çıktı. İktidar, bu planı uygulayacağı zamana dair hazırlık yapıyordu. Özellikle 7 Haziran seçimlerinde ortaya çıkan başarılı durum, iktidarın çözüm sürecinden kazanmadığını, kaybetmekte olduğunu gösterdi. Toplumdaki barış talebinin karşılanması iktidara değil, muhalefete yaradı. Ama konuyu sadece seçimlere bağlayarak, değerlendirmek doğru olmaz. Yine bütün değerlendirmeleri yaparken, Ortadoğu’da, Suriye’de ve Irak’ta yaşanan gelişmeleri göz önünde bulundurmak gerekiyor. Rojava’da o dönem yaşananları görmek gerekiyor. Özellikle Kobanê’nin direnişi ve sonuçlarını, ardından IŞİD’in Suriye’de yapmaya çalıştıklarını göz önünde bulundurmak gerekiyor. Bir taraftan Suriye’deki gelişmeler bu süreci etkileyen ve belirleyen bir özellik taşırken diğer taraftan da Türkiye’deki gelişmeler yaşanıyordu. Bütün bunlar devlet ve iktidar yapısının çözüm sürecini sona erdirip hem ülke sınırları içerisinde hem de Ortadoğu ve Suriye’de çatışmacı bir dönemi yeniden başlatmasına yol açtı… Bugüne kadar da bunun etkilerini görüyoruz. 
 
 İktidarın Suriye politikasının sonucu mu? 
 
Bunu tarihsel olarak geleneksel devlet politikalarından kopuk ele alacağımız bir şey değil. Geleneksel devlet politikası, Kürt halkının sadece Türkiye sınırları içinde değil, yaşadığı her yerde bir hak ve statü kazanması karşısında son derece düşmanca bir tutum sergilemiştir. Tarihte de böyleydi, son dönemlerde de böyle oldu. Özellikle Suriye ve Irak’taki gelişmeler bu süreçte önem arz ediyor. Geleneksel anlayış tekrardan güç kazandı ve Kürtlerin Ortadoğu’da herhangi bir sınır içinde herhangi bir ülkede statü kazanmasını engellemek için adım atmaya başladı. Yani bunu tarihsel politikalardan ayrı düşünmemek gerekiyor ve elbette bir başka yanı da bu iktidarın El Kaide türevi El Nusra, Ahrar -ül Şam ve IŞİD gibi çeşitli yapılarla kurduğu ilişkiler ve Suriye’ye dönük vekalet savaşı içinde bulunmasıdır. Hatırlayalım, “Kobanê düştü, düşecek” lafından sonra yaşananları… 
 
Tüm bu beklentiler geleneksel devlet politikasıyla örtüştü ve bugüne kadar bu çatışma politikaları sürdürüldü. Geleneksel devlet politikasının Kürt halkına yaklaşımındaki yanlışlar bir kez daha yaşananlarda ortaya çıktı. Biz bunları yaşanmadan önce de söyledik; politik uyarılarımız yaptık. Suriye ve Irak’ta yaşayan Kürt halkı Türkiye’nin düşmanı değildir. Tam tersi Türkiye’de yaşayan Kürt akrabalarıdır, kardeşleridir, dostlarıdır. Her zaman hem Irak’ta hem de Suriye’de yaşayan Kürtler, Türkiye’ye barış elini uzatmıştır. Düşmanca bir politika içerisine girmemiştir. Düşmanlık yanlıştır dedik, yanlış politikalar ve yanlış uygulamalara destek verilmesi, vekalet savaşı aynı zamanda bölgede çözümsüzlüğü ve küresel güçlerin etkinliğinin artmasına da yol açar dedik. Biz söyledik ama anlatmaya gücümüz yetmedi. Bugün de söylemeye devam ediyoruz. Bölgede farklı ülkerler yaşayan Kürt halkı Türkiye’nin düşmanı değildir. Düşmanca politikaları hak etmemektedir.
 
 İktidarın politikaları sonucu 6 yıldır savaş ve çatışmalar sürüyor. Erdoğan, 9 Temmuz’da Diyarbakır ziyaretinde Kürt sorununa dair neden söylem değiştirdi?
 
 
 Ne zamanki Kürt seçmende kırılma ve kopma yaşanmaya başlasa, AKP o zaman “Kürt kardeşlerim” lafını hatırlıyor ve buna ilişkin adımlar atmaya çalışıyor. Çözüm sürecine dair konuştukları ise hem doğru değil, hem de güven verici ve inandırıcı değil.
 
Tüm kamuoyu yoklamalarına baktığımızda aslında AKP-MHP ittifakının Kürt halkına yönelik düşmanca uygulamalarının, AKP’ye oy veren Kürt seçmende ciddi bir kırılma ve kopuş yaşatmakta olduğunu gösteriyor. Bu tabi önemli bir faktör, Tayyip Erdoğan’ın Diyarbakır ziyaretinde bu tür konuşmalar yapmasına neden olan bir faktör. Bunu görmek gerekiyor. Bu ilk defa karşımıza çıkmıyor. Ne zamanki Kürt seçmende kırılma ve kopma yaşanmaya başlasa, AKP o zaman “Kürt kardeşlerim” lafını hatırlıyor ve buna ilişkin adımlar atmaya çalışıyor. Çözüm sürecine dair konuştukları ise hem doğru değil, hem de güven verici ve inandırıcı değil. Erdoğan’ın bu açıklamasına hemen biz cevap verdik. Çözüm sürecini HDP bitirmemiştir dedik, sürecin bitirilmesinin nedeni Dolmabahçe Mutabakatı’nın tanınmamasıdır. Çünkü Dolmabahçe Mutabakatı tanınsaydı ve ona uygun adımlar atılsaydı, çok kısa bir zamanda çözüm adına çok önemli sonuçlar elde edilecekti. O zamanki görüşmelerde bunun işaretleri çok açık bir şekilde vardı. Ama tanınmadı. Fakat bugün çözüm sürecini o mu bitirdi bu mu bitirdi tartışması tarih açısından önemli bir tartışmadır. Bunu elbette yaparız. Ama iktidar ve devlet yapısının hala çözüm sürecinin doğru olduğuna ve sürdürmeye dair fikri varsa ki bu çok şüphelidir. Yapılması gerekenler bellidir. Ama zaten inandırıcı ve güven verici olmayan da tam burasıdır. 
 
Ne tür adımlar atılmalı? 
 
Mesela bu iktidar yerel yönetimlerde Kürt halkının kendi seçtiği kişilerle yönetilmesini engelleyen ve halkın iradesini gasp eden bir kayyım politikası izledi. Neredeyse seçilmiş olan tüm belediye eşbaşkanlarımız, belediye meclis üyelerimiz tasfiyeye uğradı, yerlerine kayyımlar atandı. Demokratik yerel yönetimler önemlidir. Yerel yönetimlerde halk kendi seçtikleri tarafından yönetilmelidir anlayışı demokratik çözümün bir parçası olmalıdır. Yani yerinde ve yerel yönetim anlayı ve yerel demokrasi bunun için de kayyım politikasının sona erdirilmesi ve geri çevrilmesi gerekir. Var mı buna ilişkin bir adım yok. Demek ki iktidar demokratik bir çözüm istemiyor. İkincisi açılmış olan ve tamamen siyasi nedenlerle olduğu Avrupa İnsan Hakları (AİHM) tarafından teyit edilmiş davalar vardır.  6-8 Ekim Kobanê Davası sürmekte ve Anayasa Mahkemesi’nde (AYM) kapatma davası açılmıştır. Her ikisinin de amacı HDP’yi demokratik siyasetten tasfiye etmektir. Meclis içerisinde olmasını engellemek, deneyimli kadrolarını tasfiye etmek amaçlıdır. Eğer iktidar gerçekten demokratik bir çözümden yanaysa, HDP’ye yönelik bu tasfiyenin olmaması gerekir. Var mı buna ilişkin bir adım yok. Örnekleri artırmak mümkündür. Çok sayıda tutuklu parti eş genel başkanlarımız, yöneticilerimiz, seçilmişlerimiz vardır. 
 
 
 Eğer iktidar hakikaten bir çözüm üretmek istiyorsa, barış olması gerektiğini düşünüyorsa, o zaman hem hukuk dışı hem de insanlık dışı olan bu ağır tecride son vermesi gerekir.
 
Tüm bunların yanı sıra İmralı’da 5 Nisan 2015’ten bu yana ağırlaştırılmış bir mutlak tecrit uygulanmaktadır. İmralı’ya ne avukatlar ne de aileler gidebilmektedir, eğer iktidar hakikaten bir çözüm üretmek istiyorsa, o zaman hem hukuk dışı hem de insanlık dışı olan bu ağır tecride son vermesi gerekir. Buna dair de bir adım atılmıyor. İktidarın “çözüm sürecini devam ettirmek istiyorduk ama HDP bunu bozdu” söyleminin doğru olmadığını göstermektedir. 
 
Tam tersine HDP barışçıl ve demokratik bir çözüm için her türlü fedakârlığı yaptı, her türlü adımı attı. HDP heyetinde yer almış ve o süreci sürdürmüş olan, İmralı’ya gidip, gelenlerin önemli bir kısmı bugün cezaevindedir. O dönem HDP heyetinde yer alan Selahattin Demirtaş, İmralı heyetinin bir parçası olan İdris Baluken bugün cezaevindedir. Ayla Akat Ata cezaevindedir. Cezaevinde olmayan Ahmet Türk, Sırrı Süreyya Önder’de tutuksuz yargılamaları süren insanlardır. Böyle bir durumla karşı karşıyayız. 
 
Erdoğan’ın açıklamaları sonrası “yeni bir çözüm” süreci iddiaları tartışılıyor. AKP ile çözüm mümkün mü? 
 
Zaman zaman Türkiye’de bunlar tartışma konusu oldu. Esas muhataplarıyla meseleyi tartışmak değil de muhatap olmayan birtakım odakları suni bir biçimde yaratma konusu geçmiş yıllarda da gündeme geldi. Gerçekçi bir şey değildir. Gerçekten demokratik bir çözüm isteniyorsa, muhatapları bellidir. O muhataplarla konuşarak, müzakere ederek, bu adımların atılması gerekir. Halk tarafından kabul görmeyen, halkın herhangi bir desteğini almayan kişilerin ya da kurumların muhatap gibi gösterilmesiyle çözüm yaratılamaz. Varsa böyle anlayışlar, unutulmasın ki bunların geçmişte de yanlış olduğu ortaya çıkmıştır. Bir kez daha denenerek, sadece vakit kaybedilir.
 
Bu konuda Meclis düzeyinde ve demokratik siyasette HDP, çok açık bir şekilde hem iktidar hem de muhalefet partilerine ortak sorumluluk almaları ve bu sorunun çözümü için ortak adımlar atılması doğrultusundaki görüşlerini sık sık tekrar etmektedir. Üzerimize düşeni yapmaya hazır olduğumuzu da her seferinde söyledik. Tabi ki HDP tek başına muhatap değildir. Demokratik siyaset açısından baktığımızda, HDP Meclis’te 3’üncü büyük bir partidir. Atılacak adımlarda görüşmeye ve müzakereye hazır olduğunu hem iktidara hem de muhalefetteki partilere açık bir şekilde ilan etmiştir. Üzerimize düşeni de yapmaya hazır olduğumuzu her seferinde vurgulamışızdır. Bu işin bir yanı olan 2013-2015 yıllarında İmralı’da yapılan görüşmeler unutturulamaz ve çözümün anahtarı İmralı’dadır.
 
 Kürt sorunu nasıl çözülür? 
 
 
: Türkiye’de atılacak barışçıl ve demokratik çözüm yönündeki her adım, Ortadoğu’da da atılacak demokratik adımların önünü açarak, kolaylaştıracaktır. Bunun içinde mutlaka zihniyet değişikliğine ihtiyaç vardır.
 
Kürt sorununu çözmek zor değil. Kürt sorununu çözmek için bu iktidar ve devlet yapısının geleneksel zihniyetini değiştirmesi gerekiyor. Geleneksel anlayış Kürt halkının herhangi bir hakkının ya da statüsünün olmaması üzerine kurgu yapar. Halbuki Kürt halkı Türkiye sınırları içinde ortak vatan demokratik cumhuriyette eşit, bir arada yaşama iradesine ve fikrine sahip olduğunu her seferinde söylemiş ve siyasi temsilcileri aracılığıyla da bunu vurgulamıştır. Çözüm zor değil, talepler gerçekleşmeyecek talepler değildir. Yerinden yerelde yönetim yerel demokrasi için temel bir taleptir. Anadil eğitim önemli bir taleptir. Sonuç olarak Kürt halkı siyasi iradesine sahip çıkmaktadır. Bunu önemsemektedir. Türkiye’de farklı kimliklerin, kültürlerin, anadillerin, inançların eşit koşullarda, bir arada yaşamasının önemli bir zenginlik olduğunu kabul eden ve bunun anayasal, yasal çerçevelerini oluşturan bir anlayışla Kürt sorununda demokratik ve barışçıl çözümünün önü açılmış olur. Ama şu da çok açıktır. Kürt sorunu şu anda Türkiye’nin sadece yerel bir sorunu değildir. Kürt sorunu Ortadoğu’da bölgesel, aynı zamanda da küresel bir sorun haline gelmiştir. Bu açıdan baktığımız Türkiye’de atılacak barışçıl ve demokratik çözüm yönündeki her adım, aslında Ortadoğu’da da atılacak demokratik adımların önünü açarak, kolaylaştıracaktır. Çözüm elde edilmesini mümkün hale getirecektir. Bunun içinde mutlaka zihniyet değişikliğine ihtiyaç vardır.
 
Muhalefete nasıl bir sorumluluk düşüyor?
 
Kürt sorunu toplumsal ve tarihsel bir sorundur. Toplumsal sorun olduğu için hem iktidarı hem de muhalefeti ilgilendirir. O yüzden de muhalefet bu konuda tedirgin ve çekingen davranacağına daha cesur olmalıdır. Siyasi cesaret göstermelidir. İktidar bir diyorsa, muhalefet iki söylemelidir. Ortak sorumlulukla bu sorunun demokratik ve barışçıl çözümü için adım atılacağını gösterebilmeli, bunu konuşabilmelidir. Bu konuda muhalefete de demokrasi güçlerine de çok büyük görevler düşüyor. Biz inanıyoruz ki demokrasi güçleri toplumsal ve siyasal muhalefet üzerine düşeni yapma ve sorumluluk alma konusunda adım atacaktır. Aksi takdirde yanlış bir politika üzerinden gidilir. Bu iktidar dışında hiç kimseye kazandırmaz ama hepimize kaybettirir.
 
MA / Berivan Altan

Diğer başlıklar

24/07/2021
14:23 Hasta tutuklu Kılıç için tahliye çağrısı
13:53 İHD Çanakkale kentteki mevsimlik işçilerin sorunlarını raporlaştırdı
13:53 İHD: Korkmaz koşulsuz şartsız tahliye edilmeli
13:47 TBB: Baroların hedef gösterilmesi yanlış
13:33 Ölüme sebep olan linç saldırısıyla ilgili 1 kişi tutuklandı
13:18 29 yıldır kayıp Hasan Gülünay’ın kızı: Asla vazgeçmeyeceğiz
12:39 KDP'nin gözaltına aldığı 3 siyasetçiden 45 gündür haber yok!
12:16 Batman Belediyesi eski başkanı tahliye oldu
12:01 Haran ve Akyıldız'ın akıbeti soruldu
10:22 Şenyaşarlar: Adalet bekçileri her zaman var olacaktır
09:38 CTP milletvekili Akansoy: Onlarca yıllık emeği heba ettiniz
09:01 Cezaevlerindeki açlık grevi 240'ıncı gününe girdi
09:01 Zeytun: Kürt sorunundaki çözümsüzlük saldırılara davetiye çıkarıyor
09:01 Mevsimlik işçiler 5 gündür susuz: Ayrımcılık yapılıyor
09:01 KNK Eşbaşkanı Karamus: Birliği sağlarsak Kürdistan statüsüne kavuşur
09:01 Siyasetin ayrıştırıcı dili ve cezasızlık ırkçı saldırıları artırıyor
09:01 Askerlerin ateş açtığı köylüler olay gününü anlattı
09:01 Karadeniz’in mitolojik adası ziyaretçi akınına uğruyor
09:00 24 TEMMUZ 2021 GÜNDEMİ
08:03 Girdiği suda boğulan genç toprağa verildi
23/07/2021
22:28 Azerbaycan-Ermenistan arasında çatışma
21:08 Yaylada üzerine ateş açılan çoban bulundu
19:34 Günlük vaka sayısı 11 bini aştı
19:10 Derecik'te akıntıya kapılan genç yaşamını yitirdi
18:56 Urfa'da baraj gölüne giren 3 kardeş boğuldu
18:52 Hakkari'de hayvanlarını otlatan çobana ateş açıldı
18:34 TİP Diyarbakır İl Örgütü’nden ırkçılığa karşı açıklama
18:12 İzmir'de 'şeriat' bildirisi dağıtıldı
17:48 Tiyatrocu Turgay Yıldız defnedildi
17:24 Mardin Barosu'ndan Yeni Şafak'a tepki
17:19 BMGK, Erdoğan'ın Kıbrıs konusundaki tutumunu kınadı
16:41 Uzaklaştırma kararı yine kağıt üzerinde kaldı
14:13 Irkçı saldırılara tepki: Cezasızlığa son verilsin
13:38 Türkiye, Lawlor'u 'taraf tutmakla' suçladı
13:25 ‘Kürtlere yönelik saldırıların altında kutuplaştırıcı siyaset yatıyor’
13:04 Giresun’da bir kadın ve çocuğu ağır yaralandı
13:02 Barolardan Yeni Şafak'ın 'tetikçi' manşetine tepki
12:55 Munzur Doğa ve Kültür Festivali ertelendi
12:45 Kürt Dil Platformu'ndan saldırılara karşı birlik çağrısı
11:55 Dal’ı öldüren ırkçı gruptan 40’ı adliyeye sevk edildi
11:37 Doğu Karadeniz için yeni sel uyarısı
11:32 Şenyaşar ailesi: Zulüm altında bayram olmaz
11:16 BM: 1 milyondan fazla insan sel ve kuraklıktan öldü
10:19 Onlara bayram da yok
10:07 Kaybolan gencin cansız bedenine ulaşıldı
09:48 Yeni Şafak, ırkçı saldırılara karşı duran baroları hedef aldı
09:28 Tarihçi Bayrak: Kürtler Lozan’daki ihanetten ders almalı
09:09 Açlık grevi eylemi 239'uncu gününde
09:08 Erkek şiddeti: Kadın ve çocuklarını öldürme teşebbüsü
09:01 Öcalan: Kürt sorununun çözümü için ‘Toplumsal Lozan’a ihtiyaç var
09:01 Rojava Devrimi'nin ayak sesleri: İklim Kahverengi
09:01 Diyarbakırlılar: Kutuplarda 3 Kürt bir araya gelse saldıracaklar
09:01 Efrîn'deki oğlunun cenazesini istedi
09:01 Tutuklu anneleri: Talepleri talebimizdir
09:00 Doğanın 2023'e kadar dayanacak gücü kalmadı
09:00 GİŞ-DER Başkanı Kutlu: Saldırıların önünü almak için failler cezalandırılmalı
09:00 23 TEMMUZ 2021 GÜNDEMİ
08:55 Özerk Yönetim: Türkiye Suriye'nin bağımsızlığını ihlal ediyor
08:27 Van Valiliği 'aşı standı' başvurusuna yanıt vermedi
22/07/2021
23:29 Mardin’de 2 asker hayatını kaybetti
22:29 Yolcu otobüsü otobanda alev aldı
21:33 Kazada yaşamını yitiren tarım işçisi Dağtekin defnedildi
20:45 Taliban: Türkiye’nin Afganistan’da kalmasına izin vermeyeceğiz
20:36 Van Gölü kıyısında bekletilen mülteciler geri gönderilecek
20:30 Koronadan 52 kişi daha hayatını kaybetti
20:07 Oluç: Kutuplaştırıcı dil ve Kürt'e düşmanlık anlayışı zehir saçıyor
18:33 Demirtaş'a ‘Weimar İnsan Hakları Ödülü’
18:03 HDP İstanbul İl Örgütü’nde bayram ziyareti
17:26 Haftalık vaka sayısında artış gözlendi
16:07 İHD'den saldırıya uğrayan Kürt aileye ziyaret
15:26 Yargıtay Başsavcılığı Ceylanpınar davasındaki beraat kararlarının bozulmasını istedi
15:24 DBP: Irkçı saldırılar iktidarın ayrımcı dilinden kaynaklanıyor
15:05 Hafriyatla kirletilen Van Gölü için 'acil önlem' çağrısı
14:34 Şırnak'ta ırkçı saldırılara tepki
14:05 Qertewîn bölgesinde çatışma
13:10 İstanbul’da kadına şiddet
12:58 Deniz Poyraz’ın ailesine bayram ziyareti
12:35 Tarsus Müftülüğü’nün izin belgesi vurgunu
12:22 BM'den Kıbrıs açıklaması
12:13 O anları anlattılar: Askerlerin önünde 'terörist' diyerek saldırdılar
11:57 Tiyatrocu Turgay Yıldız hayatını kaybetti
11:12 Rize'de sel felaketi: Dereler taştı
11:12 Irkçı saldırıda 20 gözaltı
11:10 Şenyaşar ailesi: Adalet çığlıkları bir gün mutlaka karşılık bulacak
11:06 Tepkiler azalınca KDP yeniden harekete geçti
10:26 Şırnak'ta arazi kavgası:1 ölü
10:18 İşçileri taşıyan araç takla attı: 1 ölü, 14 yaralı
10:09 Irkçı saldırıda katledilen Dal defnedildi
09:56 HDP'den Kemal Türkler'in mücadelesini büyütme sözü
09:36 Mardin'de helikopter hareketliliği
09:24 Valilik ırkçı saldırıyı 'husumete' bağladı
09:24 Açlık grevi eylemi 238'inci gününde
09:23 İHD: Kürtlere yönelik saldırılar ayrımcı ve ötekileştirici söylemin ürünü
09:05 Botan Çayı'na giren çocuğun cansız bedenine ulaşıldı
09:02 Van Adliyesi’nde kadına şiddet
09:01 Ankara Devinim Tiyatrosu yeni sezona başlıyor
09:00 Vakıflı köyünü kadınlar kalkındırıyor
09:00 22 TEMMUZ 2021 GÜNDEMİ
21/07/2021
23:54 15 bölge barosu ırkçı saldırıları kınadı
21:08 Mısır’dan ‘Kıbrıs’ açıklaması
20:59 Erdoğan ile Ruhani telefonda görüştü
20:32 Cudi’deki yangın kendiliğinden söndü
20:01 Kovid-19’dan 59 kişi daha hayatını kaybetti
18:42 Tutuklama talebiyle sevk edilen 12 kişi de serbest bırakıldı
18:30 Devlet bankaları 3 bin 780 taşınmazı satışa çıkardı
18:17 Erdoğan: Kıbrıs'ta müzakerelerin iki devlet arasında yürütülmesinin zamanı gelmiştir
17:09 Suruç anmasına katılan 12 kişiye tutuklama talebi
16:08 Siyasi partiler bayramlaştı
15:25 Eşbaşkan ‘kesin ihraç’ talebiyle disipline sevk edildi
15:17 Konya’da bir Kürt aileye daha ırkçı saldırı: 1 kişi yaşamını yitirdi
15:07 ‘Suruç ve Kadıköy’de saldıran zihniyet aynı’
14:27 TGC’den polis şiddetine kınama
13:56 Saldırıya uğrayan Kürt aileye polis baskısı
13:04 Elazığ’da yangın: 170 dönüm arazi zarar gördü
12:43 Turan: Irkçı saldırıların sorumlusu iktidardır
11:56 Şenyaşar Ailesi: Hep birlikte zulme dur diyelim
11:16 Afgan göçmenler bayramı kavurucu sıcakta geçiriyor
10:53 Oluç: Kürt sorunu zihniyet değişimiyle çözülebilir
10:03 İzmir ve İstanbul'da gözaltına alınan 60 kişi serbest
09:04 Açlık grevi eylemi 237’nci gününde
09:02 Saçılık: Mülteciler yerine iktidar eleştirilmeli
09:01 Bayramda da bidonlarla su taşıdılar
09:00 ‘Yaşananlar zulüm, inkâr ve imhadır’
09:00 21 TEMMUZ 2021 GÜNDEMİ
08:18 Ankara’da Kürt aileye saldırı
07:49 Suruç anmasında gözaltına alınanlar serbest bırakıldı
20/07/2021
23:59 Soylu, Efrîn ve Ezaz’a gitti
23:24 Alman polisi, gazeteci Başlangıç’ı ‘infaz listesi’ konusunda uyardı
20:53 Cudi'de yangın
20:25 Sıcaklık rekorunun kırıldığı Cizre'de elektrik kesintisi
20:22 Akdeniz'de halkla bayramlaşma
20:20 Gençlik örgütleri: Kafamızda bombalar patlasa dahi vazgeçmeyeceğiz
20:04 Türkiye'de vaka sayısında artış: 8 bin 780 vaka tespiti
19:39 Kadıköy’de Suruç anmasına müdahale: En az 40 gözaltı
19:31 Cizre'de sıcaklık rekoru kırıldı
19:28 İzmir'de Suruç anması: Her yerdeyiz direniyoruz
18:41 Ankara'da Suruç anmasına müdahale
17:39 Balıkesir’de bir kadın katledildi
16:06 Gazeteci Erk Acarer'e tehdit mesajı
15:44 HDP: Suruç'ta sorumlular yargılanana kadar mücadele edeceğiz
14:52 33 Düş Yolcusu için seslendirdiler: Kobanê'nin umut yıldızı
14:50 Amara Kültür Merkezi'nde anma: 33'ler Rojava Devrimi'nde yaşıyor
14:18 33 Düş Yolcusu anıldı: Hayalleri Rojava’da gerçekleşti
12:41 Akbelen'de kıyıma karşı nöbet sürüyor
12:40 Bağdat'taki saldırıyı DAİŞ üstlendi
11:53 Antalya'da kaybolan 2 yaşındaki çocuk ölü bulundu
10:56 'Adaletin sağlandığı gün bayram olacak'
09:47 Emine Şenyaşar: Bize bayram yok
09:33 Vedat Aydın'ın mezarı başında anma
09:09 Roboskili aileler bayramı mezarlıkta karşıladı