Kamuoyunda "4'üncü Yargı Paketi" olarak bilinen “Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”, Meclis Genel Kurulu’nda kabul edildi. Yargı paketi, katalog suçlarda (terör, soykırım, insanlığa karşı suçlar, kasten öldürme, çocuğun cinsel istismarı) tutuklama için "somut delil" aranması koşulunu getiriyor. 

 

BÜTÜNLÜKLÜ ŞİDDET

 

Feminist avukat Oya Meriç Eyüboğlu, İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmasından sonra gündeme gelen 4’üncü Yargı Pakaeti’nin kadınları korumayacağını söyledi. Erkek şiddetinin bütünlüklü bir problem olduğunu vurgulayan Eyüboğlu, yasal değişikliklerden eğitim müfredatına, günlük yaşamdan yöneticilerin söylemlerine kadar pek çok konunun şiddetin parçası olduğunu belirtti. İstanbul Sözleşmesi’nin yerini tutacak hiçbir hukuki paketin olmadığının altını çizen Eyüboğlu, göçmen, mülteci, LGBTİ+’lar için tek korumanın sözleşme olduğuna dikkati çekti. Sözleşmenin feshedilmesinden sonra iktidar kanadından kadınların hayatına dair birçok söylemin ortaya atıldığını da belirten Eyüboğlu, 4. Yargı paketinin bunlardan yalnızca biri olduğunu söyledi. 

 

MİLYONLARCA KADIN KAPSAM DIŞI  

 

Vahşetin toplumsallaştığı bir süreçten geçildiğine işaret eden Eyüboğlu, rejimin 20 yıllık icraatlarıyla kadına bakış açısını açıkça tariflediğini söyledi. “Hükümet, aile politikalarını, boşanmayı önlemeyi, kadınların çocuk doğurmasını, makbul kadınlığı ‘önemsedi’” diye konuşan Eyüboğlu, erkek şiddeti ile mücadele edecek bir hükümet aklının var olmadığını dile getirdi. İstanbul Sözleşmesi’nde geçen şiddet türlerinin “eşe karşı işlenmesinin” erkek arkadaş ya da eski sevgili, eski eş tarafından işlendiğinde de suç sayıldığı kısmını hatırlatan Eyüboğlu, “Kadınların yakasından düşmeyen eski ‘eşlerin, sevgililerin, erkek arkadaşların’ onlarca katliama sebebiyet verdiğini gördük. Ev basmak, izlemek, fiziksel ve psikolojik şiddet uygulamak gibi hallerle süren bu açık tacizler, pakette yalnızca, ‘Öldürme, yaralama, eziyet, hürriyeti kısıtlama’ gibi suçlarda cezalandırma var ve eşi tarafından şiddet uygulanmışsa cezalandırılacak diyor. İmam nikahlı olan, sevgilisiyle yaşayan, boşanmış olan, flört halinde milyonlarca kadın var. Bu düzenleme yeterli değil. Milyonlarca kadını kapsam dışında bırakıyor” dedi.

 

SOMUT DELİL

 

Yargı paketinde sözü geçen “somut delil” kısmına da dikkati çeken Eyüboğlu, kanuna göre, “katalog suçların” cezalandırılacağını paylaşarak, “Bu suçlar sözleşme yürürlükteyken dahi cezalandırılmadı. Erkek adalet değil gerçek adaletteki ısrarımız yargının erkek aklıdır. Zaten bizi hali hazırda koruyan sözleşmeden çıkıp ortaya attıkları bu paketle kadınları koruyamayacaklar. Türkiye’de kadına karşı işlenen suçlarda ciddi bir cezasızlık politikası var. Yargılanan kadın olduğu zaman haksız tahrik ve iyi hal indirimlerinin yüzüne dahi bakılmazken fail erkeklerin bunlardan nasıl faydalandıklarını biliyoruz. En büyük suçlarla dahi fail erkeklerin tutuklanması çok istisnayken şimdi yargı “somut delil” meselesinden iyice imtina edecek. Delili olmayan, tanıkların olmadığı bir durumda zaten kadın beyanı esas alınmadığı için bu meselenin ‘kadınları vurun’ noktasına gelebileceği öngörülebiliyor. “Somut delilin” hukuki bir açılması da yok. Nedir somut delil? Birçok soru işareti mevcut. Yani bu kısım açıkça cezasızlığa kılıf olduğunu gösteriyor” ifadelerini kullandı.

 

KADIN İSYANI ÇAĞIN ÖTESİNDE

 

Kadınları kaderine terk etmenin istikrarlı yürütülen bir devlet politikası olduğunu vurgulayan Eyüboğlu, iktidarın boşanmayı önlemeye yönelik açtığı yüzlerce merkez yerine şiddeti önlemek adına hiçbir adım atmadığının altını çizdi. Kadınların kendilerinden başka çaresi olmadığını belirten Eyüboğlu, “Her şey başa döndü. Ülke ve erk akıl 15 yıl geriye döndü. Fakat kadınların isyanı çağın ötesinde. Kadınlar artık hesap soruyor. Onlarla baş etmemiz isyanımızı örgütlememizden geçiyor” dedi. 

 

MA / Berfin Karaman