NATO Zirvesi ve bölgedeki uyuşmazlık!

img

DUHOK - ABD’nin Biden döneminde hegemonik pozisyonunu korumayı esas alıp, hedefleri doğrultusunda hareket edeceği son NATO Zirvesi’nde az da olsa açığa çıktı. NATO içerisinde yeni pozisyon alma isteği sergileyen Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkiler gerilirken, bu hareketin NATO’nun Rusya’yı kuşatma planının bir parçası olduğu anlaşılıyor.

Üçüncü Dünya Savaşı olarak ifade edilen kaos sürecinin en derin şekilde yaşandığı bir dönemden geçiliyor. Sürecin doğasına uygun olarak öngörülemezlik hali, en fazla öne çıkan durum. Böylesi dönemlerde olağan, rutin uygulamalar istisna halini alırken; anlık değişimler, geçici ittifaklar ve beklenmeyen gelişmeler siyasi süreçlerde hiç olmadığı kadar etki yaratıp, sonucu belirleyebiliyor. Gerek Ortadoğu’da gerekse dünyada belirleyici bir güç olan ABD’deki yönetim değişikliği aylar önce gerçekleşti. Fakat yeni yönetimin izleyeceği politikaları net biçimde açığa vurduğu henüz söylenemez. ABD’nin küresel hegemonik durumunu korumayı esas alan çevrelerin temsilcisi olarak Biden’in, bu hedef doğrultusunda çıkarcı davranacağı 14 Haziran’daki NATO Zirvesi toplantısında az da olsa açığa çıktı. ABD’nin Çin ve Rusya ile birlikte Ortadoğu politikasını da bu pragmatik temele oturtacağı gözüküyor. Bu nedenle ABD’nin yapılan seçimlerin ardından Türkiye’ye karşıt bir tavır alacağı yargısı, abartı ve küresel hegemonik realitesiyle uyuşmayan bir beklentiydi. 
 
Kaos süreçlerinde uluslararası ilişkilerin tek belirleyeni, güce dayalı politika olmakta. Yani ABD önce kendi gücüne, sonra da Türkiye’nin gücüne bakıp, öyle hareket ediyor. Bu açıdan Rusya ve Çin ile sert bir mücadeleye girecek gibi görünen ABD’nin Türkiye’yi doğrudan o bloka itecek kadar sert bir politika uygulayacağını beklemek realite ile uyuşmuyor. Bu duruma İran politikasını da eklemek gerekir. İran ile görece ılıman bir politika izleyeceği şeklinde açıklamalarda bulunan Biden yönetimi, bu noktada diğer seçenekleri de dışlamamakta. Hatta Biden söylemde yumuşak, uygulama da sert bir tutumla Trump’un tersi bir politika izlemeyi esas alacağı görünüyor. 
 
RUSYA-ÇİN VE ALMANYA-FRANSA
 
ABD’nin politikalarını yakından izleyen başta Rusya olmak üzere diğer küresel güçlerin ise, bu süreci bekle-gör yerine, kendi pozisyonlarını güçlendirmek için fırsat olarak gördükleri anlaşılıyor. Çok açık olmasa da Rusya ve Çin’in bu yönde hamleleri sözkonusu. Öte yandan bu dönemki kaotik ortamdan faydalanan Almanya, Avrupa Birliğini neredeyse kendi pozisyonuna sabitlemiş durumda. Kimse ile doğrudan çelişmeden bu süreçten en büyük kazançla çıkmayı esas alan Almanya, güçler dengesini iyi gözetmekte. Öyle ki 1 ve 2’inci Dünya Savaşlarının esas tarafı olarak kaybetmenin tecrübesini 3’ünü Dünya Savaşına doğrudan müdahil olmayarak kazançlı çıkmanın politik hesabı içerisinde. Fransa ise özellikle Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da var olan ağırlığını koruma temelinde hareket etmeye çalışıyor. Türkiye’nin özellikle kendi bölgesi olarak gördüğü yerlerdeki yayılmacı tavrına karşı savunma refleksiyle hareket etmekte. Bu durum Almanya ile farklılaşmasına yol açsa da, bağımsız bir politika sergilemek için gereken güçten yoksun olduğu için sürekli yalpalamakta. Bir tarafta Türk dış politikasının uzun vadede getireceği ciddi riskler, diğer yandan ciddi bir askeri ve ekonomik pazar alanı olarak sunduğu günlük ve kısa dönemli kazançlar, Fransa’nın Türkiye’ye karşı gel-git politikasının belirleyeni halinde. Bu tutarsız ve gel-git politikasını Kürtlere karşı uygulama ve yaklaşımlarında da görmek mümkün.
 
TÜRKİYE İÇİN ZAMAN DARALIYOR
 
Bölgede son birkaç ayda yaşanan gelişmelerde çelişkilerin derinleştiği, ittifak arayışlarının hızlandığı bir döneme tanıklık etti. Bu durumu en fazla Kürt soykırımını tamamlamaya kilitlenen, fakat bu sonuca ulaşmak için zamanın daraldığını hisseden Türkiye yaşadı.  Oldukça zayıflayıp, çöküşün eşiğine gelen AKP-MHP iktidarı, bir yanda soykırım saldırılarını geliştirmek için dışarda yeni dayanaklarla konumunu güçlendirmeye uğraşırken, diğer yandan hem içte yaşadığı derin sıkışmışlık hem de zayıflığın getirdiği iç çelişkiler onu oldukça zorlamış halde.
 
Bu açıdan Türkiye’nin 23 Nisan 2021 tarihinde Metina, Avaşin ve Zap’a yönelik başlattığı saldırıların temel bir noktaya işaret ettiğini görüyoruz. Bu operasyon sadece Kürt soykırımını derinleştirmede atılan ciddi bir adımdan öteye Türkiye’nin son yıllarda yürüttüğü politikalar çerçevesinde de dikkatle çözümlenmesi gereken bir durum oluşturdu. 24 Nisan’da Ermeni soykırımını tanıyan açıklamalarına rağmen 23 Nisan’da kapsamlı Kürt soykırımlarına onay veren ABD’nin konumu, Kürt güçleri olarak karşı karşıya bulunduğu tehlikenin boyutunu göstermektedir. Türkiye de yakın dönem politikalarında değişimi bu çerçevede tekrardan ABD ve NATO bloğuna eklemlenerek gerçekleştirmeyi hedeflemeye başladı denilebilir. 
 
TÜRKİYE UZATMALARI OYNAMAK İSTİYOR 
 
NATO içerisinde yer alan Türkiye’yi yöneten AKP-MHP ittifakı, 2015 yılından itibaren ABD ile Rusya arasındaki çelişkilerden faydalanma temelinde pozisyon belirleyerek politika yürüttü. Bu temelde hegemonik güçlerden hiçbirine sırtını tam dönmeden her iki taraftan da maksimum faydalanmayı esas aldı. Kendilerinin “stratejik otonom pozisyon” olarak tanımladığı bu konumlanış, hem Kürt soykırımını sürdürmek ve tamamlamak hem de bölgesel güç olmak için uygun adımlar atmasını sağladı. Bu politikaların AKP-MHP iktidarının ömrünü uzatmada kısmen başarılı olduğunu ifade edebiliriz. Bu zemin üzerinden Libya’dan Karabağ’a birçok alana yayılabildi. Türkiye, Üçüncü Dünya Savaşının yarattığı kaotik ortamdan olabildiğince faydalanmayı istiyordu. Fakat her ne kadar bu politikalar yayılmasını ve daha da önemlisi bu süreçte stratejik kayba uğramamasını sağlasa da, kazanımlar elde etmesine ve bu kazanımları kalıcılaştırmasına yetmedi. 
 
2021’e gelindiğinde bu iktidar için tablo sıklıkla ifade ettikleri gibi içeride ve dışarıda başarıyı ifade etmiyordu. Ortada istediklerini ve hayalini kurduklarını ele geçirmemiş olmakla birlikte büyük başarısızlıklar da yoktu. Ancak yıkılma, yenilme, kaybetme ve dağılma emareleri de ortaya çıkmaya başlamıştı. Bu andan itibaren AKP-MHP iktidarı içeride bir hayli zayıflamış olan pozisyonunu güce dönüştürmek için dışarda yapacağı yeni bir hamle ile aşmaya yöneldi. ABD’deki yönetim değişikliği Türkiye için bu değişimi zorunlu hale de getiriyordu. Aslında her zaman en iyi yaptığını yapmaya karar verdi: krizi fırsata çevirmek. Biden’ın başkan olmasının kendisi için yaratacağı sıkıntıları şansa çevirmenin arayışına girdi. 
 
EKONOMİK ZAYIFLIĞINI ASKERİ GÜÇLE PERDELEME
 
Bu hamlenin adı: Bir süredir Rusya’ya daha yakın görünen durumunu değiştirmek ve ABD-NATO eksenine yaklaşmak. AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’ın son iki aydır sürekli ABD’ye yaptığı güzellemeler ve yeni bir sürecin başlayacağı müjdeleri, bu ilişkilenme biçiminin neticeye ulaştığı anlamına gelmese de Türkiye’nin eğilimini açıklıkla gösteriyor. Fakat Türkiye’nin bu yeni ilişkilenme biçimindeki isteği eskisi gibi Batıya tam bağımlı bir şekilde değil, bölgesel bir güç olarak tanınıp karşılıklı ortaklık geliştirme isteğine dayanıyor.  ABD’ye yaklaşırken Rusya ile çok fazla zıtlaşmak da istemiyor. Yani Rusya ile ipleri atmadan ABD ile beraber hareket etmeyi amaçlıyor. Bu isteklerini de yeni olduğunu düşündüğü bazı koşullarla temellendiriyor. Öncelikle Üçüncü Dünya Savaşı koşullarındaki en geçer akçe olan askeri-fiziki gücünü öne sürüyor. Bu çerçevede Karabağ Savaşı neredeyse tüm dünyanın ilgisini çekti. Ekonomik zayıflığını askeri güçle perdelemek olan temel amacına bu savaşın oldukça hizmet ettiğini söyleyebiliriz.  
 
NATO’DA YENİ POZİSYON
 
Önce Ukrayna’ya ama daha önemlisi NATO üyesi Polonya’ya SİHA satması sadece Rusya’dan uzaklaşma anlamına gelmiyor, NATO’da yeni pozisyon isteğini de sergiliyor. Bu durum kuşkusuz Türkiye’nin Rusya ile arasındaki ilişkileri germekte. Bu hareketler NATO’nun Rusya’yı kuşatma planının bir parçası olarak gelişiyor. Bu durum karşında Rusya-Türkiye ilişkisi aynı olumlu çerçevede sürmeyeceği de görülüyor. Zaten Rusya, Türkiye’nin yaptığı son hamlelerini gözlediğini vurguluyor. En son Rus Dışişleri Bakanlığının “Türkiye Ukrayna’ya İHA-SİHA satışını durdurmasa, biz de Türkiye’deki etnik problemlerle ilgilenmek zorunda kalırız” şeklindeki açıklaması, Rusya’nın da Kürt sorunu bağlamında misillemeler yapabileceğini gösteriyor. 
 
MISIR-S.ARABİSTAN-İRAN-İSRAİL YAKLAŞIMLARI
 
Kaos aralığı ve Üçüncü Dünya Savaşı küresel düzeyde yaşıyorsa da kalbi Ortadoğu ve esasta da Kürdistan’da atıyor. Bu sürecin tüm özeliklerini en çarpıcı biçimde bölgede gözlemlemek mümkün. Belirsizlik, değişken ittifaklar ve fiziki gücün çarpıcı etkisi, bölgenin siyasi arenasının temel sütunları olmaktadır. Zaten Türk devletinin zayıflığına karşın hamleler geliştiriyor olmasının altında da bu zemin yatmaktadır. Örneğin yakın zamanda Katar üzerinde Mısır-Suudi Arabistan’ın öncülüğündeki devletlerin koyduğu ambargoyu kaldıran antlaşmanın içeriği çok fazla açıklanmasa da tüm aktörlerin kendi pozisyonlarını bir kez daha gözden geçirmek zorunda kalmasına yol açtı. İran’ın sessizce geçiştirdiği, İsrail’in olumladığı bu gelişme, Türkiye’nin konum değiştirmesini de beraberinde getirdi. 
 
DIŞ POLİTİKADA REVİZYON 
 
Türkiye şimdiye kadar düşman ilan ettiği Mısır başta olmak üzere karşıt gördüğü tüm güçlere zeytin dalı uzatmaya başladı. Libya’da işgalci projesinin kadük kalması, Akdeniz’de bir türlü ilerleyememesi ve içerideki artık örtülemez zayıflığı, bu değişimde etkili faktörler olsa da esasta belli tavizlerle kazandığı pozisyonu koruyabilme çabası etkili oldu. Mısır buna cevap vermede acele etmiyor. Suudi Arabistan ise, Türkiye’yi açık İran karşıtlığına (bunu Sünnilerin tek lideri olarak değil, koalisyon şeklinde yapmaya) ikna edebilirse birbirlerine yanaşabileceklerini göstermeye çalışıyor. 
 
AKP-MHP’nin Ortadoğu’daki hamlelerinin ABD ile yakınlaşma bağını görmezden gelmek mümkün değil. Suudi Arabistan, BAE ve Mısır’a yönelik geliştirilen ve sonuçları kısmen görülen diyalog çabalarını da bu zemine oturtmak gerekir. Bu temelde Türkiye’nin dış politika çerçevesini Doğu Akdeniz’de dâhil olmak üzere bir revizyondan geçirdiğini belirtmek yanlış olmayacaktır. Aslında böylesine bir durumun bölge halkları için oldukça tehlike arz ettiğini söylemek gerekir. Özellikle son iki yılda İran, uzun yıllar içinde elde ettiği kazanımlarına dönük yapılan saldırılarla çok ciddi darbeler aldı. Bu darbeleri telafi etmeye yönelik etkili hamlelerde de bulunamadı. İran, Türkiye’nin sadece Kürdistan üzerinden değil, artık Ermenistan üzerinden de kendini çevrelemiş olmasının yarattığı tehlikenin farkında. Fakat tüm karşıtlarını birleştirebilecek karşı adımlardan da çekiniyor. Bu ihtiyatlı tavrını sadece Türkiye’ye karşı değil, ABD’ye karşı da sergiliyor.
 
IRAK VE SURİYE’NİN DURUMU
 
Ülkesi olup, devleti olmayan Irak ve devleti olup ülkesi olmayan Suriye ise, bu niteliklerini değiştirme çabasıyla hareket etmekte. Yeniden devletleşmeye çabalayan Irak’ın öncellikli hedefi bağımsız politika izleyebilmek değil, bölge devletlerinin politikalarını çarpıştırdığı arena olmaktan kurtulmak. Şengal antlaşmasının ayaklarından biri de bu. Şengal’i, Türkiye’nin sadece Kürt Özgürlük Hareketi ile değil, İran ile de hesaplaşma alanı olmaktan çıkarmak için KDP üzerinden hem ABD’ye hem de Türkiye’ye taviz verme temelinde çözmeye çalışması, yeniden devletleşme çabasının yansımalarından biri.
 
ŞENGAL VE MAHMUR
 
Hiç şüphe yok ki tüm Kürdistan’da olduğu gibi Şengal için de temel tehdit, uzun süredir giriştiği saldırılarıyla Türkiye. Bu, Kürtlerin uzun zamandır yaptığı stratejik bir tespit durumunda. Fakat bu tehdit algısını Türkiye’nin salt kendi gücüyle saldırması olarak tanımlamak fazla naif kalır.  Örneğin; 9 Ekim antlaşması biliniyor. Bu antlaşma KDP ile Irak Hükümetinin bir antlaşması olarak ele alınamayacağı gibi bu antlaşmanın mimarının Türkiye olduğu belirlemesi yanlış olmayacaktır. Zira Türkiye’nin hakimiyet kurma isteğinin son noktasının Musul ve Kerkük olduğu biliniyor, yine Şengal işgalini bu temelde stratejik sıçrama tahtası olarak ele almak istediği doğru ve yapabilirse buna yöneleceği kesin. Ancak şu aşamada Türkiye’nin Şengal’in özerkliğini güncel durumda Irak Hükümeti ile ortadan kaldırmakta kararlı ve planlarını da bu doğrultuda yapmış olduğu görülmelidir. Aynı şey Mahmur için de geçerli. Yani Türkiye’nin Şengal’i işgal edecek beklentisi mevcut durumda abartılı gibi durmakta. Irak’ın sürekli Türkiye korkusunu yayarak ya da sopasını göstererek kendisini özerk güçleri tasfiye etme temelinde alana yerleştirmesi gözden kaçırılmamalı. Bunu aynı şekilde Mahmur Kampı için de geçerli olduğunu belirtmek gerekiyor. Özellikle Türkiye’ye ait SİHA’nın Mahmur Kampı’nın tam ortasına saldırması ve ardından Irak Hükümetine bağlı 4 bakanlıktan oluşan heyetin ziyareti ile verilmek istenen mesajın da bu olduğu değerlendiriliyor.  
 
SURİYE’DE FARKLI MACERALAR 
 
Yeniden ülkeye kavuşmaya çabalayan devlet olarak Suriye ise, olanca tıkanıklığını aşmak için farklı mecralara da meyil ediyor. Bir yandan Türkiye ile gizli görüşürken ya da görüşme isteğini sergilerken; Rusya ile kurduğu stratejik ilişkiyi İran’ın aleyhine bile olsa geliştirmekten çekinmiyor. Bu çerçevede Kuzey ve Doğu Suriye’yi yalnızlaştırma ve sadece ABD’ye mahkum kılma politikasını yürüttüğü söylenebilir. Suriye’nin son dönemlerde temel politik saldırı alanının önceliğine Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetim alanlarının tasfiye edilmesini koyduğunu söylemek yanlış olmaz. Bu temelde Kuzey ve Doğu Suriye’yi yalnızlaştırma adına düşmanlarıyla birleşmekten bile çekinmemekte. Böylesi bir dönemde Kuzey ve Doğu Suriye’nin bu tuzağa gelmesi ve sadece bir-iki ittifakla sınırlı olması halinde bunun oldukça kritik bir pozisyon yaratacağını belirtilebilir.  
 
KDP KÜRT AYRI PKK AYRI POLİTİKASINI NORMALEŞTİRMEK İSTİYOR!
 
Federe Kürdistan Bölge Hükümeti Başbakanı Mesrur Barzani’ye bağlı Gûlan ve Zêrevani güçlerini gerilla güçlerinin alanları olan Metina, Zap ve Avaşin bölgelerine yığan KDP, özellikle Türkiye’nin Kürtlere yönelik 2015’te başlattığı ‘Çöktürme Planı’ ile birlikte ‘PKK ayrı, Kürt ayrı’ politikasını yürüterek, alanda yaptığı girişimlerle bunu meşrulaştırmak ve normalleştirme isteği içerisinde. 
 
Bölgedeki uzmanlar tarafından “KDP kendini tek Kürt temsilcisi olarak göstermezse, PKK’ye ‘terörist’ diyenlere destek vermezse, ‘Türkiye Kürtlere değil, PKK’ye karşı’ demezse Avrupa ve ABD de ‘PKK ayrı Kürtler ayrı’ diyerek Türk devletinin soykırım politikasının destekçisi olamaz” yorumları ile birlikte bölgedeki sivil toplum örgütleri tarafından yapılan açıklamalarda da “KDP Türkiye’nin ben Kürtlere değil, PKK’ye karşı savaşıyorum, tezine destek verdiği için ABD ve Avrupa da Türkiye’nin saldırılarının Kürtlere değil, PKK’ye karşı olduğu politikası ve tutumu göstermektedirler. Türkiye’de zaten ‘ben Kürtlere karşı değilim, KDP ile ilişkim var’ diyerek KDP ile ilişkisini Kürt soykırımı politikasını normalleştirme ve sürdürmede bir argüman olarak kullanıyor” şeklinde ifade etmeleri durumu ortaya koyuyor.  
 
MA / Erdoğan Altan
 

Diğer başlıklar

18/06/2021
16:03 HDP'li Alökmen Diyarbakır yerine Elazığ Cezaevi’ne sevk edildi
16:01 Edhem Barzanî: İşgale karşı asla geri adım atmayacağım
15:47 Tutuklu aileleri: Çocuklarımıza zulüm etmeyi bırakın
15:40 HDP'yi ziyaret eden EMEP Genel Başkanı Akdeniz: Sıkılan kurşunlar hepimizedir
15:36 Deniz Poyraz’ı binler uğurladı: Faşizme karşı omuz omuza
15:31 Saldırıya her yerden tepki: Denizleri çoğaltmaya, Poyrazları estirmeye kararlıyız
15:27 Silah bırakan pêşmergelere ‘maaş kesme’ tehdidi
15:00 Öğrenciler karnelerini yaktı
14:59 İHD’den HDP’ye başsağlığı ziyareti
14:59 Antep Barosu: Şenyaşar ailesinin yanında olmaya hazırız
14:55 Deniz Poyraz’ın fotoğrafı Van Kalesi’ne asıldı
14:52 Katil katları dolaşarak kanlı ellerini yıkamak istemiş
14:52 Kayyımının boş bıraktığı köprü altı uyuşturucu mekanı oldu
14:43 AKP'nin 4. Yargı Paketi Meclis’te
14:28 Dilan'dan Deniz'e Kürt kadını
14:23 GÖÇ-DER: Saldırılar mülteci hukukuna aykırı
14:02 Katil Gencer’i taşıyan taksi şoförü: Sıklıkla HDP önüne götürüyorduk
14:01 Davutoğlu ve eşinden HDP'ye başsağlığı
13:46 CHP’den HDP İzmir il örgütüne ziyaret
13:36 Yüksekdağ: Bu katliam davası haline geldi
Kışanak: Deniz, kadın özgürlük mücadelesinin bayrağıdır
13:26 Asker ve korucular koçerlerin çadırlarını bastı
13:25 Devleti dolandıran MHP’li adayın da aralarında olduğu 14 kişi tutuklandı
13:19 Poyraz’ın katledilmesi Diyarbakır’da protesto edildi
13:15 Diyarbakır'daki STÖ'lerden ortak açıklama: Cinayete karşı herkes tutum alsın
13:13 Poyraz’ın katledildiği yere fotoğrafı ve güller bırakıldı
13:11 DTK ve DBP heyeti Dersim'de: Tecride karşı birlikte mücadele
13:09 HDP'ye saldırıya uluslararası tepki
13:08 Ahmet Türk: Türkiye’yi iç savaşa götürecekler
13:04 HDP, Poyraz’ın katili Gencer’in SADAT’la bağlantısını sordu
13:01 Aslı Erdoğan için verilen ‘düşme’ kararı bozuldu
12:15 Sancar ve Buldan saldırının yapıldığı parti binasında
12:10 Maltepe’deki ‘Büyük Miting’e çağrı: Sokağa çıkma zamanı
12:06 İkizdere direnişçisi gözaltına alındı
12:01 Deniz Poyraz’ın katili tutuklandı
11:59 Öcalan’ın aile, vasi ve avukatlarından görüşme başvurusu
11:48 Saldırının izlerini silmeye çalışırken duygusal anlar yaşadılar
11:40 Sebahat Tuncel: Deniz'i katledenler HDP'yi kapatma çağrısı yapanlardır
11:37 Demirtaş'tan Poyraz açıklaması: Faili tanıyoruz
11:28 Katil Gencer'in yeni görüntüsü: Yaz ortası eldivenli
11:23 Şenyaşar Ailesi 'adalet' talebini Antep'e taşıdı
11:16 AYM Raportörü HDP iddianamesinin kabulünü istedi
11:12 Tutuklu kadın siyasetçilerden Deniz Poyraz açıklaması
11:06 Çatışmada havaya ateş açan polis kadını yaraladı
11:02 Polis ile katil Gencer’in ilk diyaloğu: İsmin ne abicim
11:00 Polis kamera kayıtlarını sildi
10:40 ‘Berkin’i katleden karanlık Deniz Poyraz'ın da geleceğini çaldı’
10:39 Yeni Şafak neyin telaşını yaşıyor?
10:23 Tutuklular 204 gündür açlık grevinde
10:19 Deniz Poyraz'ın katili adliyeye sevk edildi
09:57 Erdoğan için bir dönemin sonu
09:55 İran'da halk sandık başında
09:54 Düğünü basan polis yöresel kıyafet giyen damadı gözaltına aldı
09:51 Kenanoğlu: Saldırılar HDP’yi sahiplenmekle önlenebilir
09:50 Barış Anneleri’nden KDP’ye: Sonraki hedef sizsiniz
09:27 Deniz Poyraz Buca’da defnedilecek
09:14 10 hukuk örgütünden açıklama: Deniz’in katilini tanıyoruz!
09:04 Van STÖ yöneticileri: HDP’ye yönelik saldırıların sorumlusu iktidar
09:03 Yem ve samana zam: Hayvanlarını satışa çıkardılar
09:03 Güven: Biz içeride siz dışarıda, tecridi kırarız
09:01 ‘Şüpheli ölümler intihar süsü verilen kadın cinayetleridir’
09:01 Diyarbakır’da kuraklık bal üretimini sıfırladı
09:00 Annelerden Barzani’ye çağrı: Ölen sadece Kürtler olur
09:00 Dünya harikası 3 bin yıllık kanal çöplüğe döndü
09:00 18 HAZİRAN 2021 GÜNDEMİ
08:50 Deniz Poyraz’ın anne ve babası: O hepimizin Deniz'i
02:15 Poyraz’ın annesi Fehime Poyraz: Başım dik, ağlamam
01:11 Poyraz’ın cenazesi için Mezarlıklar Müdürlüğü’nün önünde nöbet eylemi
00:44 HDP İzmir Eşbaşkanı Baydur: Polis müdahale etmediği gibi beni de engelledi
00:14 Hakkari’de 15 günlük eylem ve etkinlik yasağı
17/06/2021
23:56 Yüksekdağ: Katilleri de azmettirenleri de tanıyoruz
23:40 Kılıçdaroğlu'ndan savcılara videolu çağrı
22:50 Diyarbakır’da iş cinayeti
22:25 Katledilen Poyraz’ın cenazesi ATK’den alındı
22:22 'Saldırı tüm boyutlarıyla aydınlatılmalı'
22:12 Mardin Barosu: Saldırı münferit olay olarak görülemez
22:07 HDP, il ve ilçe binalarında Poyraz için nöbet eylemi başlattı
21:49 Havuz medyasından HDP’ye saldırıya ‘çatışma’ ve ‘silah sesleri’ çarpıtması
21:41 Olay yeri inceleme raporu: Deniz Poyraz 6 kurşunla katledildi
21:31 Sanatçılardan Deniz Poyraz paylaşımı
21:04 Bir hafta önce açılan hastanede göçük
20:50 Poyraz Kadifekale'de son yolculuğuna uğurlanacak
20:46 Koronavirüsten 62 kişi daha hayatını kaybetti
20:36 Bahçeli saldırıyı kınamadı, aydınlatmayı HDP’den istedi
20:15 İstanbul'da 1 Temmuz çağrısı
20:01 Poyraz Ailesi'nin 40 yılı: Göç, işkence, tutuklama, ölüm...
19:48 Van Barosu: Demokrasiye yapılan bu ağır saldırıyı kınıyoruz
19:43 HDK: Katilin portresi iktidarın yarattığı savaş ortamının ürünü
19:34 AP Türkiye Raportörü: İlgili makamlar sert tutum almalı
19:20 Çerkezoğlu: Tetikçinin arkasındaki güçler ortaya çıkarılmalı
19:05 Emniyet saldırgana 1 ay önce silah ruhsatı verdi
18:49 İşçi kadınlardan mücadele çağrısı
18:43 Elini kolunu sallayarak girdi, aynı şekilde teslim oldu
18:23 İzmir'e giden Buldan'dan Erdoğan'a: 'Bu daha iyi günleriniz' derken, bunu mu kastettiniz?
18:16 Katil, öldürdüğü Poyraz’ın fotoğrafını paylaştı
18:05 'Erdoğan rejimi zalimleşiyor, AB harekete geçmeli'
18:04 HDP’yle dayanışma ziyaretleri sürüyor
17:42 HDP binasından ilk kareler: Deniz Poyraz'ın kahvaltı tabağı duruyor
17:18 Emek ve demokrasi güçlerinden birlikte mücadele çağrısı
16:59 Dayanışma için HDP önüne akın ettiler
16:38 Saldırıya tepki yağdı: HDP halktır, susturulamaz
16:31 Van’da eylem ve etkinlik yasağı uzatıldı
16:16 Diyarbakır’da tecride karşı yürüyüş: Öcalan özgür oluncaya dek mücadele
16:16 HDP’ye saldırıya ‘çatışma’ diyen havuz medyasına: Özel savaşın aparatları
16:03 Şişhane’de omuz omuza yürüyüş: Deniz’in annesinin dik duruşuna sahip çıkacağız
15:50 TJA ve HDP Kadın Meclisi: Bu katliamın hesabını soracağız
15:49 Diyarbakır’da bir tutuklu çatıya çıktı
15:45 İHD ve TİHV: Saldırılar ‘korunan’ binalarda yaşanıyor
15:38 ‘Deniz’e sıkılan kurşunun azmettiricisi ‘400 vekil verin’ diyenlerdir’
15:38 Poyraz daha önce de öldürülmek istenmişti
15:36 Sancar: Toplantımız vardı, katliam planlandı
15:35 Deniz Poyraz’ın fotoğrafı Gazi Bulvarı’na asıldı
15:27 Saldırı Erdoğan ve Bahçeli’nin açıklamaları sonrası geldi
15:22 BMG'den HDP'yi savunmaya çağrı
15:17 Peker HDP saldırısında Ağar'ı işaret etti
15:14 İzmir’deki saldırı nedeniyle Kobanê Davası’na ara verildi
14:41 Saldırgan Suriye'de yetiştirildi!
14:32 Poyraz’ın cenazesi ATK'ye kaldırıldı
14:27 Merkez Bankası faiz oranını sabit tuttu
14:21 HDP saldırısına siyasi liderlerden tepki
14:19 İHD Diyarbakır Şubesi: Cezasızlık politikası yeni suçlara davetiye çıkarıyor
14:06 Kobanê Davası'nda avukat ve izleyicilere engel
13:47 Öldürülen Poyraz’ın annesi: Bir Deniz gitti bin Deniz gelecek
13:45 HDP'ye saldırıya tepki: Saldırı tüm siyasetedir
13:32 HDP MYK üyesi: Siyasi cinayetlerin provası yapıldı
13:22 Diyarbakır’da 1 kişi tutuklandı
13:21 Çepni: Saldırıyı İçişleri Bakanı organize etti
13:08 Emine Şenyaşar savcıyı ziyaret eden Emniyet Genel Müdürü’nü protesto etti
12:41 HDP: Partimizi hedef gösteren iktidardır
12:09 Duygu Delen davasında sanığın tahliyesine itiraz
12:08 HDP İzmir İl Örgütü'ne giren saldırgan rehin aldığı parti çalışanını öldürdü
11:47 Tekirdağ’da iki yaşındaki çocuk öldürüldü
11:39 HDP İzmir İl binasına silahlı saldırı
11:34 Barış Anneleri Şenyaşar Ailesi’nin nöbetine katıldı
11:16 Kubilay: Hakikat isteniyorsa Davutoğlu ve Ala dinlenmeli
11:15 Gazeteci Oktay Candemir hakim karşısına çıktı
11:07 Görese Dağı 13 gün boyunca yandı: Devlet yaktı
11:03 Yekgirtû Sekreteri: Kürdistan yönetiminde ani değişimler olabilir
11:00 Şenyaşar ailesi: Sesimizi duyacak vicdanlı bir yetkili yok mu?
10:57 HDP’li Güzel: Savaş danışmanı şiddeti çözemez
10:49 NATO Zirvesi ve bölgedeki uyuşmazlık!
10:22 Soma Davası avukatları: Adalet sermaye sınıfının ayakları altında ezildi
09:49 Bitlis’te operasyonla başlatılan yangın sürüyor
09:18 Aydeniz: Türkiye Kürtler arası savaş istiyor
09:18 Cezaevlerinde görüşmeler ve mektuplar kayıt altına alınabilecek
09:09 Açlık grevi 203’üncü gününde
09:07 Kobanê Davası avukatı: Tek adam rejimi mahkeme salonunda
09:04 ‘Bir ülkede demokrasi yoksa herkes mültecidir’
09:04 Sema Yüce’nin annesi: Keşke Sema gibi 3 çocuğum daha olsaydı
09:02 Polisler mültecilerin evine girdi, tecavüz etti, beraat aldı
09:02 İktidara rağmen ayakta kaldılar