Çocuk yaşta müzikle ilgilenmeye başlayan İbrahim Gökçek, üniversite yıllarında tanıştığı Grup Yorum’un bas gitaristi oldu. “Yıldızlar Kuşandık”, “Baş eğmeden”, “Halkın Elleri”, “İlle Kavga” gibi Grup Yorum albümlerinde yer alan Gökçek, 26 Şubat 2019’da İdil Kültür Merkezi’ne düzenlenen polis operasyonu sonucunda gözaltına alındı. “Örgüt üyesi olma” gerekçesiyle tutuklanan Gökçek, Silivri 9 No’lu Kapalı Cezaevi’ne götürüldü. 

 

YASAKLAR KALDIRILSIN

 

Gökçek, Bahar Kurt, Barış Yüksel, Helin Bölek ve Ali Aracı 17 Mayıs 2019’da, “tutuklu grup üyelerinin tahliye edilip davalarının düşürülmesi, grup üyeleri hakkındaki yakalama kararlarının kaldırılması, çalışmalarını yürüttükleri İdil Kültür Merkezi’ne yönelik baskınlara son verilmesi ve konser yasaklarının kaldırılması” talepleriyle açlık grevine başladıklarını duyurdu.

 

ZORLA MÜDAHALE 

 

Eylemlerinin 152’nci gününde Bölek, 251’inci gününde ise Gökçek tahliye edildi. 20 Ocak 2020’de açlık grevi eylemini ölüm orucuna çevirdiklerini açıklayan Bölek ve Gökçek, talepleri karşılanana kadar eylemlerini Sarıyer’de bulunan Direniş Evi’nde sürdürme kararı aldı. Sağlık durumları kötüleşen Gökçek ve Bölek, 10 Mart günü polis baskınıyla bulundukları evden ambulanslarla Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne zorla götürüldü. Yaklaşık 10 gün boyunca burada tutulan Gökçek ve Bölek, hastanede dayatılan zorla müdahale girişimlerini kabul etmedi. Hastaneden taburcu edilen Gökçek ve Bölek eylemlerine devam etti.

 

HAYATINI KAYBETTİ

 

Bölek ölüm orucunun 288’inci gününde hayatını kaybetti.  5 Mayıs 2020’de Gökçek birçok sanatçı ve siyasetçinin devreye girmesi ve sürecin takipçisi olacaklarını duyurması üzerine ölüm orucunun 323’üncü gününde kendi iradesiyle eylemini sonlandırdığını duyurdu. Sağlık durumu kötüleşen Gökçek, Esenyurt Devlet Hastanesi’nde tedavi altına alındı. Hastanede yoğun bakımda tutulan Gökçek, 7 Mayıs 2020’de ölüm orucundan kaynaklanan semptomlardan dolayı hayatını kaybetti.

 

MÜZİĞE İLGİLİYDİ

 

Oğlunun hayata olumlu baktığını ve insanlarla iyi iletişim kurduğunu ifade eden baba Ahmet Gökçek, “Her gittiğimiz şehirde muhakkak arkadaş edinirdi. Güncel olan her şeyle ilgilenirdi, ortaokul çağlarında sohbet ederdik” dedi.

 

Çocukluğundan beri müzikle uğraştığını anımsatan Gökçek, “Daha 4-5 yaşlarındayken komşularımızın müzik aletlerini çalmaya çalışırdı. O yaşlarda bile müziğe bir duyarlılığı ve merakı vardı. Daha sonra da kendini geliştirdi. Liseye geçtiğinde ona klasik gitar aldım. Kurslardan eğitimler aldı. Daha sonra bas gitara döndü. Onun da eğitimini aldı. Türkiye’nin önde gelen bas gitaristlerinden eğitim aldı” diye belirtti.

 

İbrahim'in Eskişehir’de üniversite okurken oğlunun Grup Yorum ile tanıştığını söyleyen baba Gökçek, “Arkadaşlarıyla gidip geliyordu. Daha sonra gruba dahil oldu” dedi. 

 

KONSER YASAKLARI 

 

Grup Yorum’un faaliyetlerinin hızlandığını ve milyonlara varan konserler vermeye başladığını anımsatan baba Gökçek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yorum konserlerinde iktidarın hoşuna gitmeyen şeyleri söylüyordu. Bu durumun karşısında iktidar baskı uygulamaya başladı. Konserlerini yasakladılar. Daha sonra da kültür merkezlerine saldırılar başladı. Arkadaşları gözaltına alınıp tutuklandı. İbrahim o zaman tutuklanmamıştı. İktidar Grup Yorum’un faaliyet yapmasına engel olma mantığına gitti. Dışarıda olan İbrahim başta olmak üzere Yorum üyeleri terör listesine konuldu. İbrahim’in hakkında hiçbir dava yoktu. Ona rağmen terör listesinde yer aldı. Bundan sonra da İbrahim İstanbul’da faaliyetlerine devam etti. Kültür merkezinin basıldığı bir gün gözaltına alınıp tutuklandı.”

 

BAŞKA SEÇENEK KALMADI

 

Baskıların Grup Yorum’u dağıtmak için yapıldığını söyleyen baba Gökçek, “Oğlum terör listesindeyken bile konser yasaklarının kaldırılması için çalışmalar yaptı. Arkadaşları tutuklanınca dışarıda kalan arkadaşlarıyla birlikte mücadeleye devam etti. Kendisi de tutuklanınca orada da mücadele etmekten başka seçenekleri kalmadı. Bunun için dört arkadaşıyla birlikte açlık grevine başladılar. Dışarıda da destek açlık grevi oluyordu. Onların sesini dünya duydu ama iktidar duymadı. Nereye başvursak olumlu cevap alamadık” diye belirtti.

 

TALEPLERİNE DÖNÜŞ OLMADI

 

“Olumlu dönüşün olmamasıyla birlikte Helin ve İbrahim bu sefer açlık grevlerini ölüm orucuna çevirdiler” diyen baba Gökçek, “O süreçte tabi çok zor geçti. Ölüm orucunun 270’inci günlerinde polis kaldıkları evi basarak onları kaçırarak zorla müdahale etmeye çalıştı. Nereye götürüldüklerini bilmiyorduk, altı saat onları aradık. Zorla müdahaleye karşı onlar hastanede bizler dışarıda direndik. Daha sonra bıraktıklarında ise çok zayıf düştüler. Ölüm orucuna devam ettiler. Önce Helin’i sonrasında ise İbrahim’i kaybettik” diye belirtti.

 

'YANLIŞ BİR ŞEY YAPMADI'

 

Oğlunun onuruyla yaşadığını ve onunla gurur duyduklarının altını çizen baba Gökçek, “Çünkü hayatı boyunca yanlış hiçbir şey yapmadı. Hep insanlarla birlikte olmuştur. Yaş farkı gözetmeden insanların dertleriyle, neşeleriyle birlikte olmak istedi. Böyle bir mücadelenin içerisinden geldi. Böyle de yaşamı sonuçlandı. Çocuğum yanlış hiçbir şey yapmadı. Halk için sanat yapmaya çalıştı ve bunda başarılı olduğunu düşünüyorum. Örnek alınacak birisi olduğu mesajlarını hala alıyorum. Dünyanın değişik yerlerinden bize ulaşarak mesaj iletildi” ifadelerini kullandı.

 

BUGÜNLERİ AŞACAKLAR

 

“Onunla hep yaşıyoruz, o hep yaşayacak” diyen baba Gökçek, “İbrahim yaşamak istiyordu. Son ana kadar bunu dile getirdi. Türkiye'de yeni sahneler kurulacak o sahnelerin bir köşesinde İbrahim ve Helin de olacak. Onların izinden giden devrimci müzisyenler onların açtığı bayrağı yere düşürmeyecekler. Halkın sanatını yapanlar halkla buluşmanın yolunu illa ki bulacaklardır. Böyle dönemler geçicidir. Grup Yorum yıllar önce de vardı. O zamanlarda kasetleri kurşunlanıyor, üyeleri tutuklanıyordu. Sonra İbrahim zamanında milyonlara konserler verdiler. Bugünleri de aşacaklarını inanıyorum” diye belirtti.

 

'TOPLUM HAREKETE GEÇMELİ'

 

Cezaevlerinde süren açlık grevlerine değinen baba Gökçek, açlık grevlerinin mücadelenin bir yöntemi olduğunu söyleyerek, “Onlara kulak vermek gerekiyor. Talepleri ile ilgili daha çok toplumu bilgilendirip, kamuoyunu harekete geçirmek gerekiyor. Toplumu desteğe çağırmalıyız. Sistemin istediği gibi bireysel olmamak, duyarlı olmak gerek. Şu anda yürütülen eylemler için de toplumun harekete geçirilmesi gerekiyor” ifadesinde bulundu. 

 

MA / Kadir Güney