Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA Partisi) Diyarbakır İl Başkanı Cihan Ülsen, AKP ve MHP iktidarının ileri sürdüğü yeni anayasa ve Halkların Demokratik Partisi’ne (HDP) yönelik baskı ve tartışmaları Mezopotamya Ajansı’na (MA) değerlendirdi.

 

Toplumun düşmanlaştırıldığı, ötekileştirildiği, yoksullaştığı ve siyasi partilerin kapatılmak istendiği bir dönemde yeni anayasa tartışmalarını gerçekçi bulmayan Ülsen, bu ortamda yapılacak bir yeni anayasanın da kucaklayıcı ve kapsayıcı olamayacağını ifade etti  

 

‘BEYHUDE BİR ÇABA’ 

 

İktidarın kucaklayıcı ve kapsayıcı gibi bir derdinin de olmadığını vurgulayan Ülsen, var olan Anayasa’ya ve yasalara uyulmadığını hatırlatarak, “Ülke bir seçim atmosferine evirilmek üzeredir. Seçim atmosferine evirilirken de iktidar kendine bir takım yeni hareket alanları yaratmaya çalışıyor. Ama bu hareket alanları, onların beklediğinin aksine, onların yararına değil” dedi. 

 

Anayasa tartışmalarının ciddiyetten uzak tartışmalar olduğunu yineleyen Ülsen, anayasa ilgili çalışmanın siyasi partilerden, sivil toplum örgütlerinden, hak örgütlerinden görüş almayı ve anayasa ilişkin tartışma alanları yaratmak gerektirdiğini söyledi. Ülsen, Kürt sorununun, anayasanın değiştirilmesi dahi teklif edilemez ilk 4 maddesinin fikir beyan edilemediği bir ortamda bu tartışmaların beyhude olduğunun dile getirdi. 

 

‘TAMAMEN KANDIRMACA’

 

Hükümetin değiştirmeye gerekçe yaptığı 1982 Darbe Anayasası’nın 3’te 2’sinin zaten değişikliğe uğradığına dikkati çeken Ülsen, “Zaten istedikleri değişiklikleri istedikleri zaman yapabiliyorlar. Onun için bu anayasa tartışması iktidarın kendi konumunu tahkim etmeye yönelik ya da sabitlemeye yönelik bir adımdır” diye belirtti. Ülsen, hükümetin öne sürdüğü argümanları “Meseleyi sulandırmaktan başka bir şey değil” sözleriyle yorumladı. 

 

2002’den beri AKP ve diğer siyasi partilerin anayasa teklifleri olduğunu, 2010 yılında Meclis’te Anayasa Komisyonu oluşturulduğunu sözlerine ekleyen Ülsen, “Meseleyi ta oralardan kurduğunuz zaman, tam bir kandırmaca olduğunu görürsünüz” diye eleştirdi. 

 

‘GÜNDEMİ MUHALEFET BELİRLEMELİ’

 

Muhalefetin AKP-MHP gündeminin peşine takılmasını da eleştiren Ülsen, şöyle devam etti: “İktidarın gündem belirlemesine karşı muhalefetin kendi gündemlerini tartışması ve konuşması gerektiğini düşünüyorum. Muhalefetin bazı sarsıcı konuların tartışılması biraz cüretkâr olması gerekiyor. Bu ülkede tartışma kültüründen o kadar çok uzaklaşıldı ki, bu da AKP’nin oluşturduğu bir toplum.” 

 

En ufak bir eleştirinin dahi “ülkenin bölünmez bütünlüğü” bağlamında yorumlandığına işaret eden Ülsen, şunları söyledi: “Bizim de muhalefetin de topyekûn bir muhalefetin de bu durumların üzerine gitmesi gerekiyor. Muhalefetin insanlara o cesareti, cüretkârlığı, o demokratik aklı vermeleri gerektiğini düşünüyorum.” 

 

‘HDP KAPATILIRSA İKTİDAR DÜŞER’ 

 

HDP kapatılması tartışmalarına da değinen Ülsen, bu girişimde bulunmak isteyen iktidar ve ortağının sonuçlarına katlanması gerektiğini hatırlatarak, parti kapatmaya tüm siyasi partilerin ve sivil toplum örgütlerinin kesinlikle karşı çıkması gerektiğini ifade etti. HDP’nin kapatılmasının “iktidarın düşmesine neden olacağı” öngörüsünde bulunan Ülsen, şöyle konuştu: “Bu girişimin sonucu iktidarın düşmesidir. Bunun çözüm olmayacağı çok açık. Bugün zaten mevcut hükümet fiili olarak yasaklı bir iklim yaratmış durumda. HDP’nin kapatılması gibi çağrılarda bulunuyorlar, fakat HDP zaten fiili olarak kapatılmış durumda. Onca yöneticileri cezaevlerinde, herhangi bir eylem ya da basın açıklamaları yapamıyorlar. Bugün parti kapatma sadece hükümete kaybettirir. Ülke demokrasisine kaybettirir. Türkiye’nin barış ve gelecek umutlarına kaybettirir. Parti kapatma meselelerini bizim tarihin çöplüğünde bırakmamız lazım. O Çöplüğü bir daha eşelemenin bu memlekete, bu insanlığa ve Türkiye toplumuna hiçbir şekilde yararı olmaz.” 

 

MA / Ergin Çağlar