Tuncel: Cumhur İttifakı'nın tecrit politikasına karşı ses çıkarmalı

img

ANKARA - Yaşanan krizden çıkışın Kürt sorunun çözümü ve tecridin kaldırılmasıyla mümkün olduğunu belirten Sebahat Tuncel, “Herkesin Cumhur İttifakı’nın tecrit ve Kürt karşıtı politikasına karşı ses çıkarması, cezaevlerinden yükselen sese ses vermesi gerekiyor” dedi.

 
PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik ilk olarak 1980 askeri darbesinin yıldönümü olan 12 Eylül 2012’de tüm cezaevlerinde başlatılan açlık grevi eylemi, 68 gün sonra Öcalan’ın çağrısıyla sonlandırıldı. PKK Lideri ile devlet arasında 2 yılı aşkın süren görüşmelerin sonlandırıldığı 5 Nisan 2015 sonrası yeniden ağırlaştırılan tecridin, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından kamuoyunda kaygılara neden olması üzerine 50 Kürt siyasetçi, “Öcalan ile görüşme” talebiyle 5 Eylül 2016’da açlık grevi eylemi başlattı. Kardeşi Mehmet Öcalan’ın, 11 Eylül 2016’da İmralı Adası’na giderek ağabeyiyle yaptığı görüşme sonucunda eylem sonlandırıldı. 
 
İmralı tecridine karşı Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven’in, tutuklu bulunduğu Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevi’nde 8 Kasım 2018’de başlattığı ve tüm cezaevleri ile dünyanın dört bir yanına yayılan açlık grevi eylemleri, daha sonra ölüm orucu eylemine dönüştürüldü. 200 gün boyunca süren eylem sonucunda, Öcalan’ın avukatları İmralı Adası’na giderek, müvekkilleriyle 5 ayrı görüşme gerçekleştirdi. 
 
İmralı Adası’nda görüşmelerin engellenmesine üzerine 120 cezaevinde süresiz dönüşümlü açlık grevi eylemi başlatıldı. İki kez tecride karşı açlık grevi ile devam eden açlık grevi eylemine katılan Demokratik Bölgeler Partisi önceki dönem Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, tutuklu bulunduğu Kandıra 1 Nolu Cezaevi’nden tecrit ve açlık grevi eylemlerine ilişkin sorularımızı yanıtladı. 
 
 İmralı tecridi ve artan hak ihlallerine karşı açlık grevi eylemleri devam ediyor. Tecritte ısrar ne anlama geliyor? 
 
Tecrit politikalarının son bulması, Kürt sorununun demokratik ve barışçıl çözümü için sevgili Leyla Güven’in öncülüğünde 2018 Kasımı ayında başlatılan süreç, 200 günün sonunda Sayın Öcalan’ın kardeşi ve avukatlar ile yaptığı görüşme sonrası sonlandırılmıştı. Ancak bu süreç uzun sürmedi. Hükümet keyfi uygulamalarla Sayın Öcalan ve arkadaşlarının anayasal hakları yok sayıldı. Bu süreçte bildiğiniz gibi CPT de raporunu açıkladı. Raporda çok net olarak İmralı Adası’nda ‘özel hukuk’ rejiminin devrede olduğu, tecridin işkence olduğu ve bu politikalara son vermesi gerektiği Türkiye hükümetine bildirildi. Ancak hükümet bırakalım İmralı işkence sistemini değiştirmek, bunu derinleştirmeye devam etmektedir. Tüm dünyayı etkisi altına alan pandemi sürecinde Sayın Öcalan ve arkadaşlarından, ailesi, avukatları ve kamuoyu hiçbir haber alamamaktadır. Hükümet tüm çağrılara kulak tıkamaktadır.
 
Tüm bu yaşananlar karşısında cezaevlerinde Sayın Öcalan’ın sağlık, güvenlik ve özgürlük koşullarının sağlanması, Türkiye’nin Kürt karşıtı politikasına, işgal politikalarına son vermesi, Kürt halkına, kadınlara, demokratik muhalefete yönelik, gözaltı tutuklama baskı politikalarına son vermesi ve pandemi sürecinde cezaevinde askıya alınan hakların uygulanması talepleriyle yeniden süresiz dönüşümlü açlık grevleri başladı. Cezaevlerindeki bu direniş aslında Türkiye’de tıkanan siyasetin önünün açılması, demokrasi ve özgürlük mücadelesinin gelişimi açsından da önemli diye düşünüyorum. Ancak Cumhur İttifakı her yerde olduğu gibi, cezaevlerinde de baskı ve zor politikalarını devreye koymaktadır. Tutsakların hak ve özgürlük talepleri yok sayılmaktadır. Hak taleplerine disiplin cezaları ile karşılık verilmektedir. Bulunduğumuz cezaevinde de açlık grevine giren tüm arkadaşlara disiplin cezası veriliyor. Ayrıca son bir yıldır pandemi bahanesiyle tüm ortak etkinlikler askıya alınmış durumda. Aslında İmralı’da uygulanan tecrit politikası şuan tüm cezaevlerine yayılmış bulunmaktadır. Yine kitap sınırlandırması, Yen Yaşam Gazetesi’nin verilmemesi ve birçok kısıtlama devam etmektedir.
 
Bir diğer talep ise cezaevlerinde artan hak ihlallerinin sonlandırılması. Bulunduğunuz cezaevinde ne tür ihlaller yaşanıyor, tutuklular açısından nasıl bir süreç yaşanıyor?
 
Evet, sizin sorularınıza da grevde iken cevap veriyorum. Bu süreç bir direniş ve mücadele süreci olması itibariyle genel olarak arkadaşlarımızın moralleri yüksek. Belirttiğim gibi pandemi bahanesiyle bir araya gelemiyoruz. Birbirimize yüksek sesle bağırarak iletişim kurabiliyoruz. Cezaevi idaresi de pandemiyi bahane ederek, grevdeki arkadaşların sağlık durumunu takip etmiyor. Tansiyon, şeker vb. ölçümler yapılmıyor.
 
Tecridin cezaevlerine yansıması ne oluyor?
 
 
Devletin toplumda ki yansıması saf şiddettir. Kutuplaştırıcı dayanışmayı ortadan kaldıran, bireyi, kadınları, halkları ayrıştırarak, yalnızlaştırarak, teslim alarak, kendisine biat ettirmek isteyen bir politikayı, günlük uygulamalarında siyasi söylemlerde de görüyoruz.
 
Sizin de belirttiğiniz gibi İmralı da uygulanan tecrit ve izolasyon, sadece cezaevlerine değil, aslında tüm Türkiye’ye yayılmış durumda. Tabi ki cezaevleri bunu daha derinden yaşıyor. Devlet zihniyetinin baskı ve zor politikalarını devletin denetiminde olduğu yerlerde daha net görüyoruz. Yasakçı, baskıcı, çıplak bir şekilde bu yerlerde çok net görülüyor. İnsan hak ve özgürlükleri, demokratik hukuk düzeni, düşünce ve ifade özgürlüğünün iktidarın insafına bırakıldığı, toplumun denetiminden uzak yerler cezaevleri. Devletin tüm politikası teslim almak, iradesizleştirmek üzere kurduğu bu mekanlarda insanın her gün iradeli bir mücadele veriyor. Aslında bu politikalar sadece cezaevleri ile sınırlı değil, iktidarın aygıtları devletin tüm baskı ve zor araçlarını başta özgürlük güçleri, toplumsal muhalefet olmak üzere tüm topluma yaymakta, toplumu koşulsuz itaat etmeye zorlamaktadır. İtaat etmeyenlere de baş eğdirmeye, diz çöktürmeye çalışmaktadır. Şuan devletin toplumda ki yansıması saf şiddettir. Kutuplaştırıcı dayanışmayı ortadan kaldıran, bireyi, kadınları, halkları ayrıştırarak, yalnızlaştırarak, teslim alarak, kendisine biat ettirmek isteyen bir politikayı, günlük uygulamalarında siyasi söylemlerde de görüyoruz.
 
DTK Eşbaşkanı Leyla Güven öncülüğünde 200 gün süren eylemler sonucunda avukatları Öcalan ile 5 ayrı görüşme gerçekleştirse de yeniden engellemeler başladı. Gelinen aşamada yeniden açlık grevleriyle cezaevleri nasıl bir mesaj veriyor? 
 
Kürt halkının eşitlik, özgürlük, demokrasi ve barış mücadelesinde cezaevleri her dönem önemli bir yer tutmuştur. Kürt siyasi tutsaklar cezaevlerinde de direniş ve mücadeleyi esas alarak, Kürt halkının özgürlük mücadelesine katkıda bulunmuşlardır. Kısacası her dönem cezaevleri dünyada, Türkiye’de yaşanan toplumsal, siyasal ekonomik vb. sorunlara ilişkin, ilgili ve duyarlı olmuş ve bu konuda koşulları oranında müdahil de olmuştur. Şimdi de Türkiye’deki siyasal toplumsal gelişmelere karşı, yaşanan savaş politikalarına, tecrit politikalarına karşı durması, ses çıkarması anlaşılır bir durumdur. Cezaevlerindeki siyasi tutsakları hem izolasyon politikasını, Türkiye’deki siyasi ve ekonomik krizin temel nedeni olarak ele almaktadır. Bunun içinde Sayın Öcalan ile yürütülen diyalog ve müzakerenin yeniden başlamasının, Sayın Öcalan’ın sesinin toplum tarafından duyulması, toplumsal ve siyasal sorunlara ilişkin görüş ve önerilerinin kamuoyunun yansıması, toplumsal barış için, bir arada yaşam için, adalet ve özgürlük için önemli olduğunun altını çiziyor. O nedenle demokrasi ve özgürlüklerden yana olan, hak ve özgürlük talebi olan, adalet isteyen herkesin Cumhur İttifakı’nın tecrit ve Kürt karşıtı politikasına karşı ses çıkarması, cezaevlerinden yükselen bu sese ses vermesi gerekiyor.
 
Tecridin bugünün Türkiye’sinde yaşanan sorunlar ve siyasal atmosferi konusunda bağlantısını nasıl kuruyorsunuz?
 
21. yüzyılın şafağında, Ortadoğu’da ve dünyada yaşanan siyasal ve toplumsal gelişmeler, Türkiye’deki rejim krizi, iktidardakileri bir yol ayrımına getirdi. Demokrasi ve özgürlükleri, barışı geçiştirecek demokratik bir süreç inşasına yönelmek yerine; tekçi, otoriter, baskıcı, faşizan bir yola girdi. Ve ittifak ortaklarını da buna göre belirledi. Bu politikasının merkezine de Kürt karşıtlığını koydu. 2015 yılında Dolmabahçe de açıklanan deklarasyonun yok sayılması ve masanın devrilmesi de bu politik tercihle ilgilidir. İktidarın bu yönelişi demokratik siyaset alanının baskı altına alınmasına ve Kürt halkının tüm kazanımlarının gasp edilmesine, Kürtlerin kitlesel olarak toplama kamplarına dönüştürülen cezaevlerine konmasına neden oldu. Bu süreç tabi ki sadece Kürtlerle sınırlı kalmadı. Kayyım politikası iktidarın temel politikası haline geldi. En son Boğaziçi Üniversitesi’ne kayyım rektör atanması örneğinde yaşadığımız gibi.
 
 
 Tüm bu gelişmelere baktığımızda bile Kürt sorunun demokratik ve barışçıl çözümünün ne kadar acil ve öncelikli bir gündem olduğunu görürüz. Bu açıdan da baktığımızda tecrit ve izolasyon politikasının kırılması, demokrasi, barış ve özgürlüklerin önünün açılması, Türkiye’de demokratik cumhuriyetin inşası açısından ne kadar kritik önemde olduğu anlaşılacaktır.
 
Türkiye’deki bu yönelim ile birlikte kapitalist sistem yapısal krizinin de derinleşmesi, kapitalizmin sonunun geldiği tartışmalarının yürütüldüğü, ekonomik ve ekolojik krizin derinleşmesi durumu daha da ağırlaştırdı. Koronavirüs nedeniyle yaşanan pandemi süreci, iktidar tarafından bir fırsata dönüştürülerek, toplumun baskı altına alınması ‘Hayat eve sığar’ sloganı adı altında toplumsal muhalefeti kapalı mekanlara, evlere kapatmaya çalıştı. Kapitalist dünyanın bir parçası olan Türkiye’de de ciddi yapısal bir kriz yaşanmakta olduğunu ve bu krizin her geçen gün derinleştiği herkes tarafından görünmektedir. Faşist Cumhur İttifakı Türkiye’deki bu sistem krizini tekçi, cinsiyetçi, milliyetçi, dinci otoriter bir başkanlık sistemi inşa ederek aşmaya çalışıyor. En son Cumhurbaşkanının “yeni anayasa” çıkışı da 2’nci Cumhuriyetin anayasal güvenceye alınması hedefidir. Tüm hak ve özgürlüklerin askıya alındığı, var olan demokrasi kırıntılarını da ortadan kaldırıldığı, toplumsal muhalefetin, özellikle Kürt muhalefetinin baskı altına alındığı, kadınların tüm kazanımlarının ortadan kaldırılmaya çalışıldığı faşizm koşullarında, demokratik, katılımcı ve özgürlükçü bir anayasanın yapılmayacağını herkes biliyor aslında. Tüm bu gelişmelere baktığımızda bile Kürt sorunun demokratik ve barışçıl çözümünün ne kadar acil ve öncelikli bir gündem olduğunu görürüz. Bu açıdan da baktığımızda tecrit ve izolasyon politikasının kırılması, demokrasi, barış ve özgürlüklerin önünün açılması, Türkiye’de demokratik cumhuriyetin inşası açısından ne kadar kritik önemde olduğu anlaşılacaktır.
 
 Tecridin kaldırılması Türkiye’nin demokratikleşmesi açısından nasıl bir öneme sahip?
 
Uluslararası bir komplo ile Türkiye’ye getirilen Sayın Abdullah Öcalan 22 yıldır İmralı Ada Cezaevi’nde ağır tecrit koşullarında bulunmakta. 2011 yılından bugüne de bu ağır tecrit mutlak tecride dönüştürülmüştür. Uluslararası komplo ile bir yandan Kürt Türk çatışması derinleştirilmek istenmiş, diğer taraftan Kürt halkının eşitlik, özgürlük mücadelesi bastırılmak istenmiştir. Ancak Sayın Öcalan’ın komplonun hedefine dair öngörüleri ve bu komployu boşa çıkarmak için ortaya koyduğu çaba, mücadele komplocuların amacına ulaşmasını engellemiştir. Bugün Sayın Öcalan’ın görüş ve düşünceleri, dünyanın pek çok yerinde akademisyenler, sendikalar tarafından tartışılmaktadır. Yine Kürt sorununun demokratik ve barışçıl çözümü için çabası ve emeği de bilinmektedir. Özellikle ‘çözüm süreci’ olarak adlandırılan diyalog sürecinde de Sayın Öcalan’ın hem Kürt sorununa hem ekoloji hem kadın sorununa ilişkin görüşleri ve önerileri sadece Kürtler tarafından değil, demokrasi, eşitlik, özgürlük ve barış talebinde bulunan kişi ve çevreler tarafından da dikkatle takip edilmiştir. Ki bu süreçte Türkiye de düşünce ve ifade özgürlüğü başta olmak üzere hak ve özgürlüklerin kullanılabildiği, insanların kendisini güvende hissettiği, geleceğe de güvenle baktığı bir süreç olmuştur.
 
 
Sürecin sonlandırılmasının Türkiye’yi ne hale getirdiğine de hep birlikte tanıklık ettik. Bu krizden çıkışın yolu Kürt sorunun çözümünden, Kürt sorunun çözümü de Sayın Öcalan’ın sağlık, güvenlik ve özgürlük koşullarının sağlanarak toplumla bağının kurulması ve müzakerelerin başlamasından geçer.
 
Dolmabahçe Mutabakatı’yla diyalog sürecinin müzakereye evrilmesi konusunda toplumda büyük bir beklenti oluşmuşken, AKP’nin masayı devirmesi ve diyalog sürecini sonlandırması, Türkiye’de yaşanan rejim krizini daha da derinleştirmiştir. 15 Temmuz darbe girişimi de bahane edilerek demokratikleşme ve barışa dair tüm çalışmalar rafa kaldırılmış, Türkiye bir karanlığa sürüklenmiştir. Türkiye’nin içine girdiği ekonomik ve siyasi krizi, İmralı’da devreye konulan tecrit politikalarından bağımsız ele alamayız. İmralı’da devreye konan ve onun etrafında geliştirilen tekçi, kutuplaştırıcı, cinsiyetçi, milliyetçi çizgi, bugün tüm Türkiye’yi esir almış durumdadır. Diyalog ve müzakere sürecinde halkların kardeşliği ve barışı demokrasi ve özgürlüklerin gelişiminde sadece Kürtlerde değil, tüm Türkiye halklarında büyük umut yaratmıştır. Sürecin sonlandırılmasının Türkiye’yi ne hale getirdiğine de hep birlikte tanıklık ettik. Bu krizden çıkışın yolu Kürt sorunun çözümünden, Kürt sorunun çözümü de Sayın Öcalan’ın sağlık, güvenlik ve özgürlük koşullarının sağlanarak toplumla bağının kurulması ve müzakerelerin başlamasından geçer.
 
Tecridin kaldırılması için kimlere, nasıl sorumluluklar düşüyor?
 
Tecridin kaldırılması için herkese görev düşüyor. Demokrasiden, özgürlüklerden, barıştan ve adaletten yana olan herkese görev düşüyor. Türkiye’deki bu gidişattan rahatsız olan, halkların eşitliği ve kardeşliğine, bir arada yaşamaya inanan herkesin bu sürece katılması gerekir.
 
MA / Diren Yurtsever
 

Diğer başlıklar

24/02/2021
11:10 Çin mahkemesinden emsal karar: Ev işine tazminat
11:04 HDP Demokratik Yerel Yönetimler Kurulu: Kayyım politikası çöktü
10:53 Rûdaw muhabirleri alıkonuldu
10:49 Gençlerin tutuklanmasına tepki
10:48 Siverek Tapu Müdürlüğü'nde rüşvet operasyonu
10:46 AB’den HDP açıklaması
10:16 Rohat Aktaş'ın annesi: Bu zulüm bitsin artık
10:16 Gelecek Partisi Nusaybin yönetimi istifa etti
09:42 Açlık grevi eylemi 3 ayı geride bıraktı
09:42 Gazeteci Cengiz Altun’un katilleri yıllardır cezasız
09:18 Ünsaldı: Sokakla eş zamanlı parlamento içi ve dışı bir örgütlülük gerekiyor
09:10 Eşbaşkanlığa onay veren AKP’liler mahkemede şaştı
09:06 Fındıklı'da ‘Halkın Bakkalı’ kuruluyor
09:06 ‘Libya 3’e bölünebilir’
09:05 Kadınların gündemi 8 Mart
09:05 Akdeniz’in yeni kitabı raflarda: Göçmen emeği görülsün diye
09:04 'Ya yiyecekten ya giyecekten kısıyoruz'
09:04 Sendikalı kadınlar yeni mücadele hattını 8 Mart’ta başlatıyor
09:04 Dr. İlhan: Su krizine karşı doğa temelli çözüm üretmeliyiz
09:02 ‘Cezaevinden bir cenaze daha çıkmadan Tenzile’yi bırakın’
09:02 Çukurca 'açık cezaevine' dönüştürüldü
09:02 Tek başına orman kuran Apê Şeyhmus: Burası herkesin
09:02 Dengbêj Yılmaz: Dengbêjlik geleneği devam etmeli
09:00 24 ŞUBAT 2021 GÜNDEMİ
00:13 Ekvador’da 3 cezaevinde isyan: 50 tutuklu hayatını kaybetti
23/02/2021
22:32 Kadına işkence uygulayan erkek serbest bırakıldı
22:11 Yencer'in ölümüne sebep olan zanlı yakalandı
21:09 Vaka sayıları artıyor: 24 saatte 9 bin 107 vaka
20:56 AKP Sözcüsü Çelik’ten Albayrak eleştirilerine cevap
20:26 Zengin hakkında paylaşım yapan avukat tutuklandı
19:48 Migros depo işçileri: İşimizi geri istiyoruz
19:06 Pelda Karaduman’ı katleden Oruç’un davası 3’üncü kez ertelendi
19:02 2 çocuğu istismar eden Aziz K.'nin duruşması görüldü
18:55 Aydeniz: Kürtler statüsüz yaşamı kabul etmeyecek
18:41 Ramazan Akbaşlı’nın yeğeni: Amcamın intihar ettiğine inanmıyoruz
18:28 Veli Der: Sınavlar iptal edilsin
18:17 Yüzde 98 engelli Yıldırım’ın cezaevinden çıkması ‘tehlikeli’ bulundu
18:14 HDP’li 5 milletvekili hakkında soruşturma
18:00 HDP’nin anadil önergesi AKP-MHP oylarıyla reddedildi
17:44 Öğretmenlerin aşılanması için Sağlık Bakanlığı’na başvuru
17:29 HDP’li Dağ Meclis’te Kürtçe konuştu, AKP-MHP rahatsız oldu
17:08 HDP’li heyet Zilan Deresi’ne karanfil bıraktı
16:40 Gazeteci Demir’in duruşması görüldü
16:29 Mor Dayanışma şiddeti önleyecek talepleri sıraladı
16:28 Ajansımızın sitesine erişim engeli
16:16 HDP’den Akbaşlı’nın ailesine ziyaret
16:08 'Kararla Gergerlioğlu susturmak isteniyor'
16:04 Erkek şiddeti tablosu bugün de değişmedi
15:22 Bingöl’de esnafa ‘herkes için adalet’ ziyareti
14:58 Hatimoğulları: Saldırılar ulusal birlikle engellenir
14:58 8 Mart startına katılım çağrısı
14:54 Diyarbakır’da ev baskınları: Bir gözaltı
14:42 'İş ve Aş Buluşmaları'nda öncelikli talep sınır kapısı oldu
14:39 Hukukçulardan Selim Kuran’ın atanmasına tepki
14:38 Sol Grup Eşbaşkanı Schirdewan’dan HDP için AP’ye çağrı
14:27 EMEP: Zamlar geri alınsın
14:21 Kuzey Doğu Suriye’de 8 Mart’ın startı verildi
14:17 İskenderun Kadın Platformu: İsyanımız dinmeyecek
14:16 İnce'nin cenazesi 5 ay sonra ailesine teslim edildi
14:05 İşçiler grev kararını belediye kapısına astı
14:00 Las Tesis dansı duruşması ertelendi
13:23 Önlü: Kesintisiz mücadele edeceğiz
13:06 Özhaseki ve Şener hakkında suç duyurusu
12:56 TMMOB: Depremzedeler kaderine terk edildi
12:48 Van F Tipi Cezaevi'nde intihar iddiası
12:46 Buldan: Garê’den kaçıyorlar, çünkü suçlular
12:22 Gergerlioğlu’na destek: Birbirimizden güç almalıyız
12:00 20 yıl hapisle yargılanan gazeteci Gök’ün ilk duruşması görüldü
11:46 Bahçeli Boğaziçi protestolarını hedef aldı
11:36 Mersin’de din alimi gözaltına alındı
11:02 Ferhat Tunç’un davası ertelendi
11:00 Avukatlardan İmralı başvurusu
11:00 Midyat'ta silahlı saldırı
10:44 Akşener’den AKP’li Zengin’e: Zihniyetiniz batsın
10:11 HDP kayyım raporunu açıklayacak
09:14 Tuncel: Cumhur İttifakı'nın tecrit politikasına karşı ses çıkarmalı
09:13 Açlık grevi 89’uncu gününde
09:06 5 başlıkta vergi adaletsizliği
09:05 İşine son verilen Kılıç: Kod 29 tecrit politikasıdır
09:05 Bir gecede yüzlerce ağaç yerinden söküldü
09:04 Tutuklu yakınları: Açlık grevlerine sessiz kalmayın
09:04 Örgütlü kötülüğe karşı örgütlü mücadele
09:02 Karayollarının telli önlemi yetersiz
09:02 Noémy Lévy-Aksu: Boğaziçi direnişi haklı ve cesurca
09:02 Berwarî: Garê operasyonu PKK’nin ‘terör örgütleri’ listesinden çıkarılmasını engellemek için yapıldı
09:00 Tutuklu annelerinden 3 talep
09:00 BMG bileşenleri: Tecritle Kürtlerin talepleri bastırılıyor
09:00 Beton blokların arkasında devlet, önünde rantın resmi
09:00 23 ŞUBAT 2021 GÜNDEMİ
00:15 Maltepe Belediyesi işçileri greve çıktı
22/02/2021
23:56 Mardin’de sokağa çıkma yasağı kaldırıldı
21:32 Manisa'da 3 HDP’li genç tutuklandı
21:22 Ceyhan'da bir mezar tahrip edildi
21:10 Mor Dayanışma: İstanbul Sözleşmesi uygulansın
21:01 HDP'li gençler, pankartla açlık grevine dikkat çekti
20:43 Dokuz Eylül Üniversitesi’nden, Boğaziçi’ne destek veren öğrencilere ceza
20:41 Şengül’ün katledilmesi davasında karar: Faile müebbet hapis
20:37 HDK'den anadil paneli: Dil insanın derisidir
20:26 24 saatte Kovid-19’dan 78 vefat
20:21 Gaziemir’deki radyoaktif atıklar Meclis gündeminde
20:18 Melek Hıldır'ın avukatlarından dayanışma çağrısı
19:57 Polis kalkanları arasında Mor Koridor sergisi
19:53 Silopi'de şüpheli çocuk ölümü
19:34 BTS’nin oturma eylemi 7’nci haftasında
18:38 Mardin Cezaevi’nde sevk ve koğuş baskınları
17:24 Esnaflardan ‘Tedbirler alınsın, işyerleri açılsın’ talebi
17:20 Hasankeyf’te bir erkeğin cenazesi bulundu
17:14 Garê'de ölen 13'üncü kişinin Iraklı olduğu açıklandı
17:11 HDP Kadın Diplomasi Komisyonu, İsveç Sol ve Sosyal Demokrat Parti ile bir araya geldi
17:01 HDP, KHK’lilerin sorunlarını dinledi
17:00 Mardin’de bir doktor yaşamını yitirdi
16:55 HDP seçmenlerini hedef alan Özhaseki hakkında suç duyurusu
16:40 İnsan hakları savunucuları: Gergerlioğlu’yla yan yanayız
16:38 Anadil Günü kutlamaları: Her gün dilimize sahip çıkmalıyız
15:54 Las Tesis dansına 11 ay 20 gün ceza
15:51 TJA: Taşdemir’e yapılan iftira kadın özgürlük mücadelesinedir
15:38 Erdoğan’dan Albayrak açıklaması
15:37 Polis ablukasında 'Kadınlar için Adalet' kampanyasının startı verildi
15:11 Buldan iş insanlarıyla buluştu: Kürde ayrı hukuk işletiliyor
14:58 Star Kadın Derneği: Cezasızlık katilleri cesaretlendiriyor
14:45 Kısa çalışma ödeneğinin kesilmesine tepki
14:26 Dêrazor’da bir kadın işkence edilerek öldürüldü
14:23 Öğrencilerden kayyımlara karşı kampanya
14:18 8 Mart etkinlikleri 26 Şubat’ta başlıyor
13:12 DTK üyesi Taş’a 6 yıl 3 ay hapis cezası
13:01 Taşdemir'den Soylu'ya: Kamera görüntüleri nerede?
12:55 Dolar haftaya yükselişle başladı
12:50 Şiddet faili 6 gün sonra tutuklandı
12:33 Sur Belediyesi Eşbaşkanı Buluttekin’e hapis cezası
12:26 Pendik’te kadın cinayeti
12:21 PEN Duygu Asena Ödülü akademisyen Ayşe Buğra’ya verildi
12:11 Uluslararası Kadın Yönetmenler Festivali'nin programı açıklandı
12:05 Gergerlioğlu: Hukuksuz saldırılara boyun eğecek değiliz
12:02 Gazeteci Altay’a açılan soruşturmaya takipsizlik
12:01 DİB: Garê için soruşturma başlatılmalı
11:15 Anadil Günü havai fişek gösterisiyle kutlandı
11:14 Kürtçe için imza kampanyası: Ülke dil mezarlığına dönüştürüldü
10:59 Buldan: Kapıköy Sınır Kapısı derhal açılmalı
10:33 Tecavüz faili ihlalden tutuklandı
10:02 Garê’deki mağaranın görüntüleri yayınlandı
09:42 Açlık grevi 88’inci gününde
09:04 Depremzedeler bir yıldır çadırlarda yaşıyor
09:02 Barış Anneleri’nden açlık grevlerini sahiplenme çağrısı
09:02 Maltepe Belediyesi işçileri greve hazırlanıyor
09:01 'Boğaziçi'nde olduğu gibi tutsakların da sesi olmalıyız'
09:01 Dilleri tehlike altında olan kadınlar: Yaşatmak için bir aradayız
09:00 22 ŞUBAT 2021 GÜNDEMİ
08:41 Mardin’de sokağa çıkma yasağı
21/02/2021
23:37 ‘Halkın Hakları Basın, Sanat ve Dayanışma Ödülleri’ sahiplerini buldu
22:10 2 öğrenciye daha Boğaziçi gözaltısı