ÖHD’li Çelik: Kayyım uygulaması gasptır 2024-06-27 09:05:06 İSTANBUL – Belediyelere kayyım atanmasını “gasp” olarak nitelendiren ÖHD’li Baran Çelik, “Belediyeyle hiçbir ilgisi olmayan bir valiyi kayyım olarak atamak hukuki değildir” dedi. Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi’nin (DEM Parti) 31 Mart yerel seçimlerinde kazandığı Colemêrg Belediyesi’ne 3 Haziran’da kayyım atanmasına karşı birçok kentte başlayan eylem ve etkinlikler devam ediyor. Bu kapsamda İstanbul'da 30 Haziran'da "İradeye Saygı Yürüyüşü" başlatılacak ve yürüyüş Colemêrg'te tamamlanacak.    ‘SEÇME VE SEÇİLME HAKKINA AYKIRI’   ÖHD’li Baran Çelik   Belediyelere kayyım atanmasını değerlendiren Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) üyesi Baran Çelik, kayyımın hukuki olmadığını söyledi. İlk kayyım uygulamasının 15 Temmuz 2016 darbe girişimi sonrasında yaşandığını hatırlatan Çelik, sonrasında Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile bu durumun yasallaştırıldığını kaydetti.    Çelik, “Karardan bir hafta sonra da Kurdistan’daki belediyelere kayyım uygulaması başladı. Yasal dayanağı o dönem bu şekilde oluşturulmuştu. Yapılan uygulama olağan bir düzenleme ya da kanun değişikliği değildi. Bu tamamen seçimlerle kazanılamayan belediyelere el koyma girişimiydi. Aslında KHK’ler sınırlı sayıda ve sürede çıkarılmalıdır. Ama daha sonra her şeyi KHK’yle düzenlenmeye başlandı. Hatta o dönem kış lastiklerinin düzenlenmesi bile KHK ile yapılmıştı” ifadelerini kullandı.   Belediyeler Kanunu’nda kayyıma ilişkin maddelerin bulunduğunu ancak bunun hukuki olmadığını belirten Çelik, kanun çıkarılırken uyulması gereken kuralların olduğunu söyledi.  Çelik, “Kanunların anayasaya, uluslararası hukuka uygun olması gerekiyor. Temel hak ve hürriyetlerin özüne dokunmadan, onlara uygun olarak kanunların çıkarılması gerekiyor. Öte yandan belediyeyle hiçbir ilgisi olmayan bir valiyi kayyım olarak atıyorsunuz. Bu durum kesinlikle hukuki değildir. Çünkü anayasaya ve evrensel insan hakları sözleşmesine uygun değildir” dedi.    ‘GASP SÖZ KONUSU’   Colemêrg Belediye Eşbaşkanı Mehmet Sıddık Akış hakkındaki davanın 10 yıl sonra, yani seçildikten sonra kesinleştiğine dikkati çeken Çelik, “Burada hakkın özüne dokunmuş oluyorsunuz. Büyük oy oranıyla kazanmış birinin seçme ve seçilme hakkını elinden alıyorsunuz. Bu yasal bir sürecin sonunda da işlenen bir şey değil ve tamamen keyfidir. Burada net bir şekilde bir gasp söz konusudur. Aynı zamanda hem seçilmiş belediye eşbaşkanlarının seçilme hakkını elinden almış oluyorsunuz hem de orada yaşayan bütün halkın seçtiği kişileri görevden alarak aslında iradelerini ellerinden almış oluyorsunuz. Bu yönüyle halkın öz hakkına dokunulduğu için evrensel sözleşmelere aykırıdır. Bir belediye başkanı suça bulaşabilir. AKP ya da MHP’li belediyelerine atanan kayyımlardan sonra belediye meclisleri kendi aralarında bir başkan seçti. Zaten olması gereken de budur” diye konuştu.    Kayyım atamanın iktidarın politik bir uygulaması olduğunu dile getiren Çelik, “Bu uygulama her şeyden önce bir gasptır. Bu gasptan bir an önce vazgeçilmesi ve hukuka dönülmesini temenni ediyoruz. Kayyım uygulamasına son verilmesi gerekir” dedi.