İrmez: Abdullah Öcalan özgür olana kadar mücadele edeceğiz 2024-02-03 10:00:13 COLEMERG - Büyük Özgürlük Yürüyüşçüsü DEM Parti Milletvekili Zeki İrmez, İmralı’da uygulanan tecridin Türkiye’ye yayıldığını belirterek, herkesin buna karşı ayağa kalkması gerektiğini söyledi. PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü ve Kürt sorunun demokratik çözümü için 1 Şubat’ta başlatılan “Büyük Özgürlük Yürüyüşü” iki koldan devam ediyor. Wan kolunda yer alan yürüyüşçüler, uğradıkları her il ve ilçede olumsuz hava koşullarına rağmen büyük bir coşkuyla karşılanıyor. Wan’ın Elbak (Başkale), Payîzava (Gürpınar) ilçeleri ile Colomêrg’in Şemzinan (Şemdinli) ve Gever (Yüksekova) ilçelerine uğrayan yürüyüşçüler, Öcalan’ın özgürlüğünün Kurdistan ve Türkiye halkları için önemini anlattı. Yürüyüş kolunda yer alan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Şirnex Milletvekili Zeki İrmez, eylemin önemini ve uğradıkları yerlerde nasıl karşılandıklarını değerlendirdi.    İmralı’da uygulanan mutlak tecridin 35’inci aya girdiğine dikkati çeken İrmez, Kurdistan ve Türkiye halkları üzerinde sürdürülen bu durumun savaşı derinleştirdiğini ve “Bundan dolayı da biran önce kırılmalıdır” dedi. Tecride karşı Kurdistan, Ortadoğu ve Avrupa’da birçok eylem ve etkinliklerin yapıldığını vurgulayan İrmez, “Kürt sorunun demokratik bir şekilde çözülmesi, Türkiye’de barış ve demokrasiye kapı aralanması için Sayın Öcalan özgür olmalıdır. Çünkü ne zaman ki Sayın Öcalan ile bir diyalog kurulmuşsa, bir çözüm süreci başlatılmışsa halklar rahat bir nefes aldığını gördük. Barış ortamının, demokrasinin, özgürlüklerin gerçek anlamda yerleşebildiğini gördük” diye konuştu.    İNKAR VE SAVAŞ POLİTİKASI SÜRDÜRÜLEMEZ    AKP-MHP iktidarının Kürtleri, siyasetini tasfiye etmek için İmralı’da mutlak tecrit sistemini devreye koyduğunun ifade eden İrmez, “Yıllardır uygulanan bir tasfiye konsepti söz konusudur. Kürt halkı baskıyla, şiddetle, savaş konseptiyle hiçbir şekilde tasfiye edilemeyeceği görüldü. Net tavrını, tutumunu, kararlılığını alanlarda görüyoruz” dedi. Savaşla, imhayla, inkarla artık bu yüzyıla girilemeyeceğini sözlerine ekleyen İrmez, “Cezaevlerinde iki ayı aşkın süredir yürütülen bir açlık grevi söz konusu. Barış Anneleri, barış ve demokrasiyi haykırıyor, ölümlerin yaşanmaması için Adalet Nöbeti tutuyor. Bizler de Sayın Abdullah Öcalan üzerindeki bu mutlak tecridin kırılabilmesi için 1 Şubat itibariyle yürüttüğümüz ‘Büyük Özgürlük Yürüyüşü’nü gerçekleştiriyoruz. Kararlıyız ve coşkuluyuz” diye belirtti.  Her yerde coşkuyla karşılandıklarını dile getiren İrmez, şunları söyledi: “Ev ev, mahalle mahalle, toplantılar alıyoruz. Yürüyüşlerimizi esnafla birlikte gerçekleştiriyoruz. Ciddi bir coşku var. Bu 15 Şubat’a kadar devam edecek. Konuştuğumuz her yurttaş barış ve demokrasiyi dillendiriyor. İnsanlar, savaş konseptiyle, baskıyla, şiddetle Kürt sorununun çözülemeyeceğini belirtiyor. Artık yeter diyoruz. Herkesin bir şekilde ayağa kalkması gerektiğini söylüyoruz.”   TECRİT TÜRKİYE’YE YAYILDI   Kürt halkının “Kürt sorununun demokratik çözümünün muhatabı Sayın Öcalan’dır” dediğini sözlerine ekleyen İrmez, devamla şunları ifade etti: “Bu çözüm gerçekleşecekse, ancak Sayın Öcalan’la gerçekleşebilir. Farklı kapılara gitmeye gerek yok, farklı kişilere, farklı muhataplar aramaya gerek yok. Kürt halkının belirttiği en önemli noktalardan bir tanesi de budur. Sayın Öcalan üzerinde uygulanan tecrit artık Türkiye’ye yayıldı. Türkiye toplumunun tümü tecrit altındadır. Adalet, hukuk, demokrasi kalmamışsa, özgürlükler ve ekonomi gerçek anlamda dibe vurmuşsa, bu tecritle bağlantılı bir durumdur.”    ‘ÖZGÜRLÜK SAĞLANANA KADAR…’   Kürt sorununun çözümüyle Türkiye’nin demokrasiye kavuşacağını ve Öcalan’ın fiziki özgürlüğü sağlanana kadar mücadeleyi sürdüreceklerini dile getiren İrmez, sözlerini şöyle tamamladı: “Eğer şu an Kürt siyasal hareketi, Kürt halkı örgütlüyse, gerçek anlamda barışı, demokrasiyi haykırıyorsa, tecridin kırılması için alanlarda ise bu demektir komplo boşa çıkartılmıştır. Dünya halkları eğer bugün Sayın Öcalan’ın paradigmasını, tezini tartışıyorsa ve gençler, kadınlar, işçiler, herkes için en uygun paradigmanın bu olduğu tartışılıyorsa, bu komplonun boşa çıkartıldığının bir göstergesidir. Tüm insanlık için en uygun olanının barış, demokrasi, özgürlük ve insan hakları olduğunu söylüyoruz.”    MA / Rukiye Adıgüzel