Cezaevinde tanıdığı 39 yıllık tutuklu babasının hasretiyle yaşıyor 2023-10-17 09:00:46   DÎLOK - 57 yıllık ömrünün 39 yılı cezaevinde geçen Cuma Özkan, hastalıklarına rağmen tahliye edilmiyor. Cezaevinde tanıdığı babasının özlemiyle yaşayan Şehriban Özkan, "Onunla oturup yemek yiyemedik, gezemedik. Mezun olduğumda, evlendiğimde yanımda yoktu" dedi.    Cuma Özkan, 57 yıllık ömrünün 39 yılını cezaevinde geçirdi ve tahliyesi için 2027 yılına işaret ediliyor. 12 Ekim 1980 yılında henüz 14 yaşındayken tutuklanan Özkan, Adana Askeri Mahkemesi'nde yargılandı ve idam cezasına çarptırıldı. Özkan’ın cezası, çocuk olduğu için 20 yıla indirildi. Özkan, 9 yıllık tutukluluğunun ardından 1989’da şartlı tahliye edildi.    AFFA RAĞMEN TAHLİYE EDİLMİYOR    Özkan, 1993 yılında ayrı bir dosyadan gözaltına alınıp, tutuklandı. "Devletin birliğini ve bütünlüğünü bozmak" suçlamasıyla yargılanan Özkan, müebbet hapis cezasına çaptırıldı. Özkan’ın bu 3,5 yıllık şartlı tahliye de cezasına eklendi. Özkan, tutukluyken askeri darbe döneminde verilen cezası affa uğradı. Ancak Özkan müebbet hapis cezasına eklenen 3,5 yıldan kaynaklı tahliye edilmiyor. Özkan'a tahliye için 2027 yılı gösteriliyor.    Yozgat, Konya, Malatya ve Antep cezaevlerinde tutulan Özkan, son 19 yıldır da Antep H Tipi Cezaevi’nde tutuluyor.    57 yıllık yaşamının 39 yılını cezaevinde geçiren Özkan, 30 yıllık cezasını tamamlamasına rağmen tahliye edilmiyor. Özkan’ın tahliyesi için avukatı Bermal Kutlu Şahin'in girişimleri de sonuçsuz kaldı.   30 YILLIK HASRET   Şartlı tahliye döneminde yaptığı evlilikten sonra tutuklanan Özkan'ın tutuklandıktan 3 ay sonra dünyaya gelen kızı Şehriban Özkan (30), babasını cezaevinde tanıdı. Demir parmaklıklar ardında tanıdığı babasının tahliye edilmesini bekleyen Şehriban Özkan, 30 yıllık baba hasretini anlattı.    Çocukluğunun cezaevi kapılarında geçtiğini söyleyen Özkan, bir yandan hasretlik bir yandan ekonomik sorunlarla boğuştuklarını belirtti. Özkan, “Ben küçüktüm, annemin de kronik rahatsızlığı vardı. Bu şekilde kar kış demeden babamın görüşüne gidiyorduk. Ben cezaevi dışında babamı görmedim. Biri bana ‘kızım’ diye seslense duygulanıyorum. Bu kelimenin bendeki anlamı çok büyük. Tüm yolları annemle tek başımıza yürüdük, zor günler geçirdik. Bir baba-kız ilişkisi nasıl olur bilmiyorum. Artık babamı yanımda istiyorum” dedi.    İki kadın olarak tüm zorluklara rağmen mücadele ile bu günlere geldiğini ifade eden Özkan, “Sesimi duyun babamın serbest kalmasını istiyorum” diye belirtti.     'GÖZYAŞIMI SİLDİĞİ MENDİLİ 19 YIL SAKLADI'    Babası ile ilk 3 yaşındayken Konya Cezaevi’nde tanıştığını anlatan Özkan, “Küçüktüm hatırlamıyorum ama babam bu görüşmeyi daha sonra bana, ‘Görüşte bütün çocuklar ailelerinin yanındaydı. Sadece bir çocuk köşede ağlıyordu. Kucağıma aldım annenin yanına getirdim. Bu Şehriban mı diye sordum? Annen de evet Şehriban dedi’ şeklinde anlattı. O gün babamın kucağında ağlamışım. Babam da gözyaşlarımı sildiği mendili 19 yıl saklamış. O mendili evlendiğimde bana hediye etti” şeklinde konuştu.   2024 Ocak ayında babasının tutukluğunun 31 yılının tamamlanacağını söyleyen Özkan, “Daha önce yargılandığı davadan af çıkmasına rağmen o davadan şartlı tahliye ile dışarda geçirdiği 3 buçuk yıl cezasına eklenerek tahliye edilmiyor. Babam gibi birçok siyasi tutuklu haksız bir şekilde keyfi gerekçelerle infazları ertelenerek cezaevinde tutuluyor. Bu hukuksuzluğun artık son bulmasını istiyorum. Babamın içeride ölmesini istemiyorum” dedi.   'UMUT VE DİRENİŞLE YAŞADI'    “Babam 39 yıldır cezaevinde direniyor, bunca yıl cezaevinde umut ve direnişle kalmak çok zor” diyen Özkan, babasının sağlık sorunlarının olduğunu belirtti. Özkan, “Kulakları ağır işitiyor, gözleri iyi görmüyor. Bel fıtığı hastalığı var. Cezaevinde yaşadığı hak ihlalleri ve kötü muameleyi bize anlatmıyor. Ancak cezaevi şartlarını biliyoruz. Biz bile görüşe gittiğimizde birçok ihlale maruz kalıyoruz. Onlar da kalıyor” dedi.    HAK ÖRGÜTLERİNE ÇAĞRI YAPTI   Hukuk örgütlerinin tutukluların sesi olması gerektiğini söyleyen Özkan, şu çağrıda bulundu: “Bu hukuksuzluğun son bulması gerekiyor. Halkın da bu adaletsizliğe sessiz kalmaması gerekiyor. Ancak ne yazık ki yeterince ses çıkmıyor. 30 yaşındayım, babamla oturup yemek yiyemedik, gezemedik. Üniversiteden mezun olduğumda, evlendiğimde yanımda yoktu. 30 yıldır baba hasreti çekiyorum, artık babamın serbest bırakılmasını istiyorum. Tüm siyasi tutsakların serbest bırakılması gerekiyor.”   MA / Mahmut Altıntaş