‘Hukuka aykırı olan İdari ve Gözlem Kurulları kaldırılmalı' 2023-09-07 09:04:36   RIHA - İnfazı ertelenen Nurullah Tutal’ın ağabeyi ve aynı zamanda İHD Riha Şube Eşbaşkanı İsmail Tutal, İdari ve Gözlem Kurullarının hukuka aykırı olduğunu, kaldırılmaları gerektiğini söyledi.   İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) verilerine göre, İdari ve Gözlem Kurulu uygulamasının devreye konulduğu 29 Aralık 2020 tarihinden bu yana en az 313 tutuklunun tahliyesi birden fazla kez 6’şar ve 3’er aylık periyotlarla engellendi. Gözlem ve Sınıflandırma Merkezleri ile Hükümlülerin Değerlendirmesine Dair Yönetmelikle oluşturulan kurulların hem Anayasaya hem de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne (AİHS) aykırı olduğunu belirten İHD Genel Merkezi, 12 Aralık 2020 tarihinde Danıştay’a yürütmenin durdurulması talebiyle iptal davası açtı. Dava ile ilgili henüz bir karar alınmazken, “iyi halli değildir” denilerek tutukluların tahliyeleri engellenmeye devam ediliyor.    Tahliyesi engellenen tutuklulardan biri de Urfa 1 Nolu T Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan siyasi tutuklu Nurullah Tutal (37). “Örgüt üyesi olma” iddiası ile 13 Mart 2018 tarihinde tutuklanarak 6 yıl 3 ay hapis cezası verilen Tutal, 30 Temmuz 2023 tarihinde tahliye olması gerekirken “İyi halli olmadığı” gerekçesi ile infazı 6 ay 22 gün ertelendi. Kurul bir sonraki “koşullu salı verilme” değerlendirmesi tarihini 21 Şubat 2024 olarak belirledi. Tutal’ın ağabeyi ve İHD Riha Şube Eşbaşkanı İsmail Tutal, tutukluların tahliyelerinin engellenmesinin, umut hakkını ortadan kaldırdığını ve hem tutukluları, hem de ailelerini olumsuz etkilediğini söyledi.    KOPYALA-YAPIŞTIR İDDİANAME   Kardeşinin Afyonkarahisar’da 2011 yılında üniversite okuduğu esnada KCK Davası kapsamında gözaltına alındığı bilgisini veren Tutal, “Özel yetkili savcıların verdiği karar doğrultusunda gözaltına alındı. Daha sonra mahkemeye çıkarıldı ve 2 ay Afyon’da cezaevinde kaldı. Daha sonra tutuksuz yargılandı. Davada adı geçen birçok savcı ve yargıç 2016’da ‘askeri darbe girişimi’ sonrası ihraç edildi. Kimisi cezaevine girdi, kimisi de yurtdışına gitti. Buna dair Adalet Bakanlığı’na başvuru yaptık, ancak sonuçsuz kaldı. Uzun bir süre davası devam etti. Davanın iddianamesi kopyala-yapıştır bir şekilde hazırlanmıştı. Bu dosyanın bozulacağını düşünüyorduk. Nurullah üniversite bitirdikten sonra evlendi, bir çocuk babası oldu. Çözüm sürecinin bitmesi ile eski dosyalar yeniden ele alındı. Nurullah 2018 yılının sonlarında ‘örgüt üyesi olma’ iddiası ile ceza verilerek, tutuklaması çıkarıldı” ifadelerini kullandı.    AİLELER DE CEZALANDIRILIYOR   İdare ve Gözlem Kurullarının tutukluların “İyi halli” olup olmadığına karar verirken soyut ve sübjektif yorumlarda bulunduğuna dikkat çeken Tutal, “Keyfi kararlar alınıyor. Gözlem kurulların içinde her hangi bir hukukçu yok maalesef. Bu kurullar hukuka aykırı. Kurullar sadece tutukluları değil, onların ailelerini de mağdur ederek cezalandırıyor. Bütün aile tahliye beklerken bir anda 6 ay gibi uzun bir süre infaz ertelemesi verilerek sevinçleri kursaklarında bırakılıyor” diye konuştu.    ‘KABUL ETMEK MÜMKÜN DEĞİL’   Kurulların kendilerini mahkeme yerine koyarak tutuklular hakkında iyi halli olup olmadıklarına dair değerlendirmede bulunduğuna vurgu yapan Tutal, devamında şunları söyledi: “Bu cezalandırma şeklinin hukuki hiçbir karşılığı yoktur. Bu hukuki olmadığı gibi insani ve ahlaki de değildir. Verilen cezalar hukuki değil, üstüne hukuki olmayan bir kurul kararı ile hukuksuzluk sürdürülüyor. Kararlar kopyala-yapıştır şeklinde veriliyor. Tutuklular düşüncelerini belirtmeye zorlanıyor, ancak bu Anayasa’ya aykırı. Bunu kabul etmek mümkün değildir.”    ‘MAHPUSLAR BİR AN ÖNCE TAHLİYE EDİLMELİ’   İdare ve Gözlem Kurullarında görev alanlara yönetmelik gereği her toplantıda “huzur hakkı” adı altında ödeme yapıldığını dile getiren Tutal, “Yönetmelik değişikliğiyle beraber özellikle siyasi mahpusların tahliyelerinin aylarca hatta yıllarca önlenmesinin nedenlerinden birinin de ‘ekonomik fayda’ olduğu şüphesi uyandırmaktadır. Düşman hukuku uygulanıyor. Ticari bir sektöre dönüştürülmesine izin vermemeliyiz. Bu konu sadece İHD’nin ilgilendiği, tepki gösterdiği, üstüne gittiği bir konu olmamalıdır. Kendisine insan hakları savunucusuyum diyen, bütün demokratik kitle örgütleri tepkilerini dile getirmeli. Bu konu ile ilgili her kesimden tepkiler yükselmeli. İHD olarak mahpusların özgürlüğünü engelleyen İdare ve Gözlem Kurullarının iptal edilmesini, tahliye şartları oluşan mahpusların bir an önce tahliye edilmesini talep ediyoruz.”     MA / Emrullah Acar