Halkların umudu Rojava Devrimi 11 yaşında 2023-07-18 09:10:06   RIHA - Ezilen tüm halklara umut olan Rojava Devrimi 11’inci yılını geride bırakırken, demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü paradigma üzerine inşa edilen sistem her geçen gün daha da güçleniyor.    Tunus’ta 2010 yılının sonlarında başlayarak Ortadoğu’nun her yerine yayılan ve adına “Arap Baharı” denen halk isyanları, 15 Mart 2011’de Suriye’ye sıçradı. Nisan 2011’de Suriye’nin her tarafına yayılan ve bugün hala süren iç savaşın en önemli kazanımı, bu yıllarda temelleri atılan Kuzey ve Doğu Suriye’de gerçekleştirilecek olan Rojava Devrimi oldu. “Kadın Devrimi” olarak da adlandırılan devrim 11’inci yılını doldururken, gelişen sistem ve kurulan yeni yaşam Ortadoğu’da yaşayan halklar için bir nefes borusu haline geldi. Kuzey ve Doğu Suriye’de Kürtler, iç savaş sürecinde ne ABD ve Avrupa devletleri ile bölgenin statükocu paramiliter güçlerinin yanında, ne de Rusya'nın himayesinde hareket eden statükocu Esad rejiminin tarafında yer aldı. Üçüncü Yolu tercih eden Kürtler, bölgede “Halkların Baharına” öncülük ederken, gelinen süreçte dünyada halkların ve toplumların ihtiyaçlarına cevap veremeyen kapitalist moderniteye alternatif olarak demokratik modernitenin inşasına başladılar.    TEV-DEM VE MGRK KURULUŞU   İç savaşın patlak verdiği ilk dönemler, Kürtleri bir taraftan Esad rejimi diğer taraftan da muhalifler kendi taraflarına çekmeye çalıştı. Ancak her iki tarafta bunu yaparken Kürtlerin hak ve özgürlük taleplerini “çözümden sonra” diyerek reddetti. Devrimde kararlı olduklarını gösteren Kürtler, rejimin ve muhalif güçlerin yaklaşımlarına karşı kendi siyasi birliklerini kurmak için Demokratik Toplum Hareketi’ni (TEV-DEM) ve Batı Kürdistan Halk Meclisi'ni (MGRK) kurdu.    HALK MECLİSLERİ OLUŞTURULDU   TEV-DEM öncülüğünde Suriye genelinde yapılan Cuma yürüyüşleri ilk defa Kuzey ve Doğu Suriye’de Kürtler adına başlatıldı. Efrin’de ilk defa Kürtçe dil kursları açıldı ve yine birçok kentte halk meclisleri oluşturuldu. Bu zamana kadar rejime bağlı yönetimlerce yürütülen hizmetler, protestolar ile birlikte artık halk meclisleri hizmetleri yürütmeye başladı. İlk defa Kürt çocukları, merkezi ve hazırlık düzeyindeki okullara kaydedilerek eğitime başladı ve öğrencilere Kürtçe eğitim verildi. Kürt Dil Kurumu (SZK) da yine bu dönemde kuruldu.   KÜRT BİRLİĞİ    Kurulan siyasi güç ile Kürtlerin birlik arayışları daha da güçlendi ve içinde bölgedeki en büyük Kürt siyasi gücü olan PYD (Demokratik Birlik Partisi), Suriye Kürtleri Ulusal Cephesi (ENKS) ve 16 siyasi partinin yer aldığı Rojava Kürdistan Halk Meclisi, 26 Ekim 2011’de Federe Kürdistan Bölgesi’nin Hewlêr kentinde toplandı. Toplantı sonucunda her iki meclis de birlikte hareket edecekleri ve 25 Temmuz 2012’de Kürt Yüksek Konseyi'nin ilanı konularında karar aldı. Kürtlerin birliği konusunda oldukça önemli bir role sahip olan bu adımdan sonra 29 Temmuz 2012’de Kuzey ve Doğu Suriye kentlerinde yüz binlerce kişinin sokaklardaki görkemli yürüyüşünden sonra Kürt Yüksek Konseyi, Kürt halkının ortak iradesi olarak kabul edildi. Zamanla ENKS, hem bölgedeki uluslararası güçler hem de Türkiye ile hareket ederek Kürt çıkarlarından uzaklaşsa da bu süre içerisinde Yüksek Konsey, “Diplomasi”, “Toplumsal Hizmet” ve “Savunma” adıyla üç komite oluşturdu.   19 TEMMUZ VE DEVRİM   Tarihler 18 Temmuz 2012’yi gösterdiğinde, Suriye’nin başkenti Şam’da rejimin etkili tüm kurumlarından başkanların katıldığı bir toplantı düzenlendi. Toplantı sırasında büyük bir patlama gerçekleşti ve patlamada rejimin yüksek yetkililerinin büyük çoğunluğu öldü. Aynı günün akşamı Özgür Suriye Ordusu (ÖSO), Minbic, Cerablus, Kobanê ve Halep etrafındaki alanları ele geçirdi. 19 Temmuz’da Kobanê’de halkın katılımıyla, rejim güçleri şehirden çıkarıldı. Kobanê’nin ardından Efrîn, Serêkaniyê, Dirbêsiyê, Amûdê, Dêrik, Girkêlegê, Tirbêspiyê ve Tiltemîr’de halk yönetimlere el koydu. Yine aynı gün Kürtler, “Demokratik Suriye, Özerk Rojava” şiarı ile Kobanê'de kanton ilan etti. 19 Temmuz devrimin başlangıç günü kabul edildi. Kobanê’den sonraki çıkışı, Efrîn ve Qamışlo'da yeni kantoların ilanı izledi. Çatışmaların arttığı süreçte ilk olarak yerel savunma birlikleri oluşturan halk, sokaklarda özsavunmasını gerçekleştirdi. Daha sonra, temelleri 12 Mart 2004 yılında Baas rejiminin toplu katliamına karşı Qamişlo kentinde verilen direnişle atılan Halk Savunma Birlikleri (YPG) ve Kadın Savunma Birlikleri (YPJ) kuruldu.    HALK EVLERİ    Kurtarılan bölgeler, şehirler, beldeler ve köylerde ilk adım 2012’de halk evlerinin kurulmasıyla atıldı. Bu bölgelerde halk, toplantı ve eğitim devreleri yoluyla Özerk Yönetim’in önemini her yönüyle kavradı. Bu süreçte güvenlik önemli ve temel bir konu olarak öne çıktı. Halk, bu temel üzerine öz savunma sistemi kurarak küçük savunma grupları oluşturma yolunda ilk adımlarını attı. Bir diğer önemli konu ise, iktidar sistemi politikalarında parçalanan bölgedeki kesimlerin arasındaki ilişkileri geliştirmek olurken, diğer yandan kadın iradesinin geliştirilmesi ve hizmet sunumu konusunda da ilk adımlar atıldı.   KÖYLERDE KOMÜNLER    Halk Evleri’nin gelişmesiyle birlikte Özerk Yönetim sisteminin şekli de netleşti. Bu şekilde Halk Evleri daha geniş örgütlenmiş komünler haline geldi. Bu şekilde köy ve mahallelerde binlerce komün kuruldu. Komünlerin çatısı altında barıştırma, eğitim, savunma, sağlık, ekonomi ve toplum hizmetleri sunuldu. Üyelerin bu çalışmalarda etkin rol oynaması için de eğitimlere katılım sağlandı ve kadın-gençlik komünleri de kuruldu.   Toplum için görevlerini büyük bir sorumlulukla yerine getiren komünler, daha geniş ve daha büyük bir örgütlenme çatısına dönüşerek meclisler şeklinde örgütlendiler. Bu kapsamda şehir, köy ve mahalle meclisleri kuruldu. Meclisler, komün, siyasi parti ve belediye gibi hizmet kurumların temsilcilerinden oluşuyordu. Çalışmaları kolaylaştırmak için mahalle meclisleri birleştirildi ve kent meclisleri kuruldu. İlçe ve beldelerde de bu tarz adımlar atıldı. Aralık 2013’te Şehir, İlçe ve Belde Meclisleri’nin 1’inci Konferansı düzenlendi ve meclis ile komünler için eş başkanlık sisteminin uygulanması kararı alındı.   QSD KURULDU   Kürtlerin kendilerini yönetmeye başladığı bölgelerde, siyasetten savunmaya, adaletten kültüre, toplumsal alandan ekonomiye ve kadınlara kadar kurumsallaşmaya gidildi. “Demokratik Özerklik” adını taşıyan sistemin inşası başladı. Bölgedeki etnik ve dini oluşumlarla ortak mücadele verildi, Demokratik Özerklik sisteminin inşa çalışmaları yürütüldü ve böylece önemli gelişmeler sağlandı. Küresel güçlerin bölgedeki statükocu güçlerle büyüttüğü El Kaide uzantılı Nusra'nın Serêkaniyê’deki provokasyonları ve DAİŞ'in Kobanê'ye saldırısı, Kuzey ve Doğu Suriye'de yaşayan tüm halkları, inançları, farklılıkları bir araya getirdi. Oluşturdukları ortak yönetimlerle özgür ve eşit bir yaşamın inşasına girişen halklar, askeri güçlerini ise Demokratik Suriye Güçleri (QSD) çatısı altında daha da büyüttü.   KÜLTÜR VE EĞİTİM   Devrim ardından toplumsal alanın eğitim ayağında birçok kentte “Nuri Dersimî İzleme Kurumu” ile eğitim devreleri gerçekleştirildi ve anadil eğitiminde çalışmalar yapıldı. SZK Kürtçe eğitim çalışmalarına hız verdi ve bölgede 100’e yakın okul açıldı, bine yakın öğretmen yetiştirildi. Bölge kültürü üzerine önemli araştırma çalışmaları başlatıldı. Qamişlo, Dêrik, Amûdê, Efrîn, Kobanê’de ve birçok kentte kültür ve sanat merkezleri halkın hizmetine açıldı ve bu merkezlerden her birinde müzik grupları, folklor, tiyatro ve çocuk grupları oluşturularak çalışmalara önemli bir renk sağlanmış oldu.   KOMİTELER KURULDU   Halkın ihtiyaçlarının tedariki için ve halkın toplumsal, adli ve ekonomik sorunlarının çözümü için bir komite oluşturuldu. Yüksek Konsey’e bağlı Toplumsal Hizmet Komitesi’nin dışında her mecliste “Hizmet ve Barış Komiteleri” oluşturuldu. Devletin hukuk sistemine karşı “Adalet Komitesi” oluşturuldu. Söz konusu bu komiteler, adalet sisteminin kurulması için şehirlerde çalışmalarına devam ediyor. Halk da bu komitelere başvurarak sorunlarına çözüm üretmeye çalışıyor. Kürt Yüksek Konseyi’yle bağlantılı Barış ve Adalet Komitesi oluşturuldu. Bunun dışında hukuk sisteminin oturtulması için 4 Nisan 2013 tarihinden itibaren Mezopotamya Toplumsal Bilim Akademisi’ne bağlı olarak “Toplumsal Adalet Şubesi” kuruldu.    KADIN MECLİSLERİ     Devrimin en önemli ayaklarından biri olan kadın ve gençlik ayaklarında çok sayıda çalışma yapıldı. Devrimin başlangıcından bu yana aktif bir şekilde yer alan ve “Yekitiya Star” adıyla örgütlenen kadınlar, kadın meclisleri ve kadın evleri oluşturdu. Halk meclislerinde de kadının temsiliyetine öncelik verildi ve birçok şehirde kadın bilim-eğitim merkezleri ve kadın akademileri oluşturuldu. Tüm yönetimlerde eş başkanlık sistemi çerçevesinde kadınlar yerlerini aldı ve kadın kurumları eğitim, aile, siyaset, ekonomi ve asayiş konularında aktif rol oynadı.    SAĞLIK VE EKONOMİ   Yine Kürt Yüksek Konseyi çatısı altında bölgeye dönük uygulanmakta olan ambargolar sebebiyle sorunların yaşandığı sağlık alanında da komiteler kuruldu. Ambargolar sebebiyle özellikle ilaç, un ve yakacak gibi gündelik ihtiyaçların temininde büyük sıkıntılar çeken halka yardım çalışmalarını yürütebilmek ve yurtdışından gelen yardımları organize edebilmek için Kürt Kızılay’ı (Heyvâ Sor) kuruldu. Ambargonun kırılması, sistemin inşası ve sorunların çözümü için 2013 yılında Kuzey ve Doğu Suriye Ekonomik Gelişim Kurumu oluşturuldu. Ekonomisini halka dayalı olarak ilerletmek isteyen bu kurum, Kobanê ve Dêrik’ten başlayarak kooperatifleşme çalışmalarına ağırlık verdi.    ÖZERK YÖNETİM   2013 yılı sonunda Özerk Yönetim sistemi kuruldu ve Toplumsal Sözleşme hazırlandı. Toplumsal Sözleşmede Kürtçe, Arapça ve Süryani dilleri resmi dil olarak kabul edildi ve diğer bileşenlerin kendi dillerini öğrenmelerinin yolu açıldı. Anlaşmaya göre, kadınların kurumlarda temsil oranı en az yüzde 40 olarak belirlendi ve bölgenin farklı bileşenlerinin Özerk Yönetim sisteminde yerlerini alması gerektiği belirtildi. Toplumsal Sözleşme’ye göre Özerk Yönetim sistemi; Yasama Meclisi, Yürütme Meclisi ve Yüksek Mahkeme olmak üzere 3 temel üzerine kuruldu.   Daha sonra toplumsal sözleşmeye göre bölge kantonlara bölündü ve Cizre Kantonu Yasama Meclisi kuruldu. Ayrıca Cizre Kantonu Demokratik Özerk Yönetimi Yürütme Meclisi 21 Ocak 2014’te resmi bir şekilde kurulduğunu duyurdu. Ekrem Hiso, Yürütme Meclisi’nin ilk başkanı olarak seçildi. Kobanê ve Efrîn kantonlarında 27 ve 29 Ocak ta aynı adımlar atıldı. 3 kanton arasındaki coğrafi bölünme nedeniyle, 3 kantonun özerk yönetimleri arasında doğrudan bir ilişki bulunmamakla birlikte, her üç yönetim için koordinasyon mevcuttu. Ayrıca Özerk Yönetimler bünyesinde her kantonun ihtiyacına göre yapılar oluşturuldu. Bu kurumlar aracılığıyla eğitim, sağlık, ekonomi, savunma, kültür, kadın, gençlik ve hizmet sistemleri kuruldu.   Halk Evleri, komünler ve meclislerle başlayan Demokratik Özerk Yönetim sistemi geliştirildi. 3 kantonun Özerk Yönetim Koordinasyonu, 2016’da Kuzey Suriye Demokratik Federalizmine dönüştü. Aynı yıl Cizre Kantonu Yasama Meclisi, Mart ayında Özerk Yönetim’e bağlı daire ve kurumlarda eş başkanlık sistemini onayladı. Parlamento, kadınların temsil oranının yüzde 40'tan yüzde 50'ye çıkarılmasını da onayladı. 2015'ten sonra Özerk Yönetim'in alanlarının genişletilmesi, Raqa, Girê Spî ve Minbiç alanlarının Türk devletine ait çetelerden arındırılması, yönetimin bir adım daha atmasını sağladı. Bu gelişmelerle birlikte 6 Eylül 2018'de Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi ilan edildi.   Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi 3 bölgeden (Cizre, Fırat ve Efrîn) oluşuyordu. Her kantonun yürütme ve yasama meclisleri vardı. Her yasama organı, bölgesiyle ilgili yasalar çıkarır, ancak Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi Genel Meclisi'nin çıkardığı yasalar, Kuzey ve Doğu Suriye'nin tüm bölgeleri için geçerli idi.   SALDIRI TEHDİTLERİ   Kadın özgürlükçü, ekolojik ve demokratik paradigma ezilen tüm halklara ilham kaynağı olurken, yerel, bölgesel ve küresel güçler ortaya çıkan sonuçtan rahatsız oldu. Halkların özgürlük ve birlikte yaşam arayışı, en fazla da AKP iktidarını rahatsız etti. İlk başta kantonlar şeklinde Rojava olarak başlayan devrim hareketini Esad'a saldırı temelinde yanına çekmeye çalışan Türkiye, başarılı olamayınca Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’ne dönüşecek halkların özgür yaşamına paramiliter güçler aracılığıyla ve doğrudan saldırmaya başladı. Bölgenin Cerablus, Bab, Ezaz, Efrîn, Serêkaniyê, Girê Spî kentlerine uluslararası destekle saldırıp giren Türkiye, bugüne kadar saldırılarını aralıksız sürdürdü. Son yıllarda bu saldırılara, ABD, Rusya ile yaptığı antlaşmaları da ihlal ederek, Silahlı İnsansız Hava Araçları (SİHA) ile devam etti.    MA / Emrullah Acar